Dostum senin “Denge”n mi şaştı?
Meslektaşlarımla, daha düne kadar “DOSTUM” dediğim insanlarla sosyal medya yoluyla, köşe yazılarıyla, haberlerle restleşmek, tartışmak pek tarzım değil…
Ama madem kılıcı çektin, dostluk hatırını bir kenara bıraktın, iki kelam da ben edeyim öyleyse…
***
Malumunuz geçtiğimiz günlerde bir haber yaptım… AKP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın AKP Gebze İlçe Teşkilatı’nı ziyareti sırasında sarf ettiği söylenen sözleri duyunca hayrete düştüm.
Bir belediye başkan adayı, ilk icraat olarak partisine ilçe binası yapılmasından bahsediyordu.
Önce programa katılan bir basın mensubunun paylaşımını gördüm, Büyükakın’ın böyle bir söz verdiğini dile getiriyordu. Eleştiri yoktu sözlerinde, dilinin sürçüp “İl binası” demesinden dolayı “Ağzın bal yesin” diye aktarmıştı iddia edilen sözleri…
Gebze’nin il olmasını isteyen herkes olaya bu noktadan bakmıştı.
Benim ise kafama takılan, hayrete düştüğüm, Büyükşehir Belediyesinin bütçesiyle bir siyasi partiye ilçe binası yapmanın sözünün nasıl verilebildiğiydi.
Paylaşımı yapan meslek büyüğümü aradım, o saatlerde ulaşamadım…
Sonrasında temsilcimizi aradım, 3 kişiden teyit ettirdim…
Sonra birkaç basın mensubunu daha aradım, onlar da “Göreve geldikten sonra ilk icraat buraya daha büyük bir ilçe binası yaptıralım” dediği şeklindeydi.
Orada değildim ama basın mensuplarının bana aktardığı buydu.
Gazetecilik refleksi gösterdim, Genel Yayın Yönetmenimiz Aysun Özcan Erenkaya’ya dahi sormadan, haberi yaptım.
Haberi gördüğünde Erenkaya’dan da tebrik aldım.
Büyükşehir’den arayıp, “Böyle bir söz söylenmiş mi gerçekten” diyenler de oldu.
Kimi basın mensubu arkadaşlar da mesaj yoluyla benzer sorular sordu.
Birkaç saat geçmişti ki Tahir Bey, gazetemize ulaşmış, Aysun Hanım’a olayın yanlış algılandığını aktarmış. Büyükakın, ilk icraat olarak bu binanın büyütülmesini ilçe başkanına hitaben söylediğini dile getirdi.
Ne yalan söyleyeyim kıvırdığını düşündüm açıkçası ancak cevap hakkı vardı ve cevabını yayımladık. Olaya açıklık getirdiğini belirttik, böyle bir şeyin zaten hukuki de olmadığını ifade ettiğini aktardık.
AKP Gebze İlçe Başkanı İrfan Ayar, çiçeği burnunda bir ilçe başkanı değildi, yeni değildi; bu nedenle de ilk icraatta bulunabilecek tek kişi yani yeni olan tek isim Büyükakın’dı. Bu nedenle de sözleri belli ki programa katılan kimi isimler ve basın mensuplarınca yanlış algılanmıştı.
Sonrasında olayın video kaydı ortaya çıktı, Büyükakın’ın ilçe başkanına tavsiyede bulunduğu görüldü. Konuşma, yanlış algılanmaya meyilli bir konuşmaydı ama ne olursa olsun daha dikkatli davranılması gerekiyordu. Arkadaşların azizliğine uğradım.
***
Mesleğimizde kimi kazalar olur… Bazen, tüm doneleri topladığınızı sanıp bir haber yaptığınızda güvendiğiniz kaynaklarınızın azizliğine uğrayabilirsiniz… Tahir Bey’in olayında da durum bundan ibaretti. Bir art niyet yoktu. Yani, kasıtla, istenilerek, saptırılma amacıyla yapılmış bir haber değildi. Zaten benim fıtratımda olmayanı kasıtlı olarak oldu diye yazmak yoktur. En kötü hata olur, yanlış anlaşılma olur. Bu tüm meslektaşlarımızın da zaman zaman başına gelen bir durumdur.
Ama gelin görün ki Tahir Bey, gayet kibar bir şekilde kendini izah etmiş, nezaket örneği göstermiş iken bu haber, Tahir Bey’den çok kimi meslektaşlarımıza dokunmuş…
Kendini en güçlü adaya yamandırma çabası, bu haber sayesinde bir fırsat olmuş…
Daha düne kadar muhalif olan; hatta muhalif çizgisini yitirip yandaşlığa yakın bir çizgide olanları en kibar tabirle sert bir şekilde eleştiren, onlardan midesi bulanan bir eski dostun bugünlerde bozulan “Denge”sini hayretle izleyip, yine de tek bir kelam etmezken haberde imzamı gördüğü halde “Baltayı taşa vurdular” başlığı altında çalıştığım gazete üzerinden şahsımı yalancılıkla suçlamasına şahit oldum.
***
Bende hata olur, çünkü insanım…
Ama bende yalan olmaz…
Art niyet olmaz…
Saptırma olmaz…
Kasıt olmaz…
Şahsımı tanıyan herkes bunu iyi bilir…
“Baltayı taşa vurdular” şeklinde haberi yapan ya da yaptıran eski dost da çok iyi bilir…
Belli ki bu eski dost(!) bu imzalı haberi benim yaptığımı düşünmemiş,
şahsım üzerimden gazeteye yüklenmeye yeltenmiş…
Ama bende sahip de olmaz…
Haberi hiçbir müdahale olmadan ben yaptım.
Sormadım bile.
Gazetecilik refleksi gösterdim, yanıltıldım…
Gazete sahibi olduğu halde, sahibi iktidar olanlar bunu anlayamamış…
Ya da bu arkadaşın artık bir şeyleri ayırt etme yetisi de
muhalifliği ile birlikte yok olmuş…
Sanırım “Denge”si şaşmış…
Yazık olmuş, adına üzüldüm(!)
Umarım en kısa zamanda GAZETECİLİĞE geri döner(!)