Mitomani
Yalan söylemek bir tercih midir, yoksa bir aşk mı? Toplumda genellikle düzenli bir sorun olarak görülen mitomani, aslında derin bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu yazıda, yalanlarla örülmüş bir iç dünyanın kapılarını aralıyoruz.
Aynı zamanda patolojik yalancılık veya psödoloji fantastika yani düşlemsel yalan olarak da bilinen mitomani, kompulsif dürtüler sonucunda veya alışkanlıktan dolayı sürekli, kronik bir şekilde yalan söyleme davranışına verilen isimdir.
Mitomani hastalığından muzdarip olan bireyler mitoman ya da patolojik yalancı olarak tanımlanabilir.
Peki insanlar neden mitomaniye sürüklenir? Genellikle çocuklukta yaşanan travmalar, ihmal, değer görmeme ya da aşırı baskı gibi olumsuz deneyimler, kişiliğinde derin bir yetersizlik hissi oluşur. Bu eksiklik, ilerleyen yaşlarla yalanlarla kapatılmaya çalışılır. Mitoman bireyleri, yalan söylediklerinde kendilerini daha “değerli”, daha “başarılı” ya da “sevilmeye layık” görüyorlar. Ne yazık ki bu, daha uzun süre daha büyük bir yalnızlığa ve güvensizliğe yol açar.
Bireylerin karşılarındaki kişilerin duygularını incitmekten kaçınmak veya kendi başlarının derde girmesini önlemek için ara sıra beyaz yalan söylemenin aksine, bir mitoman görünürde herhangi bir sebep olmadan yalan söyleyebilirler. Mitomani ilk olarak bir asırdan daha uzun bir süre önce 1895 yılında Dr. Anton Wolfgang Adalbert Delbrück tarafından “herhangi bir ayırt edilebilir amaç olmadan, durum ile tamamen orantısız tahrifat yaratmadır, kapsamlı ve çok karmaşık olabilir ve yıllarca veya hatta bir ömür boyu tezahür edebilir.” sözleri ile tıp literatüründe tanımlanmıştır. Günümüzde ise durumun net olarak belirlenmiş ve psikiyatri uzmanları tarafından kabul edilen evrensel bir tanımı mevcut değildir. Bazı psikiyatristler kompülsif davranışları mitomaniden ayırırken, diğer uzmanlar ikisini eşdeğer bulabilir, ve bir diğer grup kompülsif yalancılığın varlığını tamamen reddeder.
Bazı mitomani vakaları aynı zamanda sosyopati olarak adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu gibi bir zihin bozukluğundan kaynaklanabilirken, diğer vakalarda bireyin davranışlarını açıklayacak belirli bir tıbbi neden saptanamamıştır.
Mitomani Nedenleri Nelerdir?
Patolojik yalancı yani mitoman dürtüsel olarak yalan söyleyen bireylerin tanımı için kullanılan bir terimdir. Mitomani için birçok olası neden var gibi görünse dahi, bu durumun ortaya çıkmasının arkasında yatan nedenler henüz kesin olarak belirlenmemiştir.
Bazı vakalarda mitoman birey kendisini kahraman gibi göstermek, çevresindekiler tarafından kabul görmek ya da sempati toplamak için yalan söylerken, diğer vakalarda söylenen yalanlardan elde edilen herhangi bir şeyin olmadığı gözlemlenmiştir.
Yalan söyleme zorunluluğu aralarında antisosyal kişilik bozukluğunun da bulunduğu bir takım kişilik bozukluklarının bilinen bir özelliğidir. 2007 senesinde gerçekleştirilen bir çalışmadan elde edilen sonuçlar merkezi sinir sistemini etkileyen bir takım sorunların bireyleri mitomaniye daha eğilimli bir hale getirdiğini göstermektedir. Bireyin vücudundaki hormon - kortizol oranında görülen bir anormalliğin yanı sıra, travma veya kafa travmalarının da mitomani gelişmesinde rol oynayabildiği görülmüştür.
Yalan söylediğinde beyinde neler olduğuna dair 2016 yılında yapılan bir araştırma, bir bireyin ne kadar çok gerçek dışı ifadelerde bulunursa, o birey için daha fazla yalan söylemenin o kadar kolay bir hal aldığı ve daha sık tekrarlandığını göstermiştir. Araştırmanın sonuçları aynı zamanda kişisel çıkarların sahtekârlığa eğilimi beslediğine işaret etmektedir. Her ne kadar bu çalışma doğrudan mitomani üzerine olmasa dahi, araştırmanın sonuçları patolojik yalancıların neden bu kadar çok ve kolayca yalan söyleyebildiğine dair fikirler sunmuştur.
Mitomaninin belirtileri arasında en önemlisi bireyin sürekli yalan söylemesi eğilimi göstermesidir. Patolojik yalancıların bilimsel olarak tanınan özelliklerinden ilk sırada geleni bireyin yalan söylemesinin kendisine açık bir yararının olmaması gibi görünmesidir.
Bazı durumlarda bireyler utançtan dolayı veya bir dert gibi rahatsız edici bir durumdan kaçınmak için yalan söyleyebilirken, bir patolojik yalancı, nesnel bir yararı olmayan yalanlar veya hikayeler anlatır. Durum, mitoman bireyin arkadaşları ve ailesi için özellikle yıpratıcı ve sinir bozucu olabilir, çünkü yalan söyleyen kişi yalanlarından hiçbir şey kazanamaz. Mitoman birey tarafından anlatılan hikayeler genellikle dramatik, karmaşık ve detaylıdır. Yalanları çok detaylı ve renkli olma eğilimindedir. Mitoman bireyin anlattıkları açıkça abartılı olsa dahi, kendisi çok ikna edici olabilir.
Patolojik yalancılar anlattıkları hikayelerde genellikle kendilerini ya kahraman ya da kurban olarak tasvir ederler. Patolojik yalancılar hikâyelerinde kahraman ya da kurban olma eğiliminin yanı sıra, başkaları tarafından hayranlık, sempati veya kabul kazanmaya yönelik yalanlar söyleme eğilimine de sahip olabilirler. Bir patolojik yalancı, bilinçli söylenen yalan ile yanılsama arasında bir yere düşen yalanlar ve hikayeler anlatabilir. Bazı vakalarda mitoman birey kendi anlattığı yalanlara bütünüyle inanabilir.
Yalan söylediğinin her zaman farkında olmayan, kendi yalanına gerçekmiş gibi inanan bir patolojik yalancı ile başa çıkma yöntemlerini bulabilmek zor olabilir. Tıp uzmanları bu durumun çok sık tekrarlandığı bazı vakalarda bireyin bir süre sonra gerçek ile kurgu arasındaki farkı ayırt edemeyecek hale geldiğine işaret etmektedir.
Mitomanlar, genellikle etkili bir şekilde konuşurlar ve konuşurken karşılarındaki kişiler ile nasıl ilişki kurabileceklerini bilirler. Sıklıkla yalan söylemenin ortak belirtilerinden olan konuşmadaki uzun duraklamalar ile göz temasından kaçınma gibi belirtileri göstermeden, yaratıcı, orijinal ve hızlı düşünerek iletişim kurabilirler. Mitomanlar, kendilerine doğrudan soru sorulduğunda spesifik olmadan yanıt verebilirler veya soruyu cevaplamadan konuşmayı çok uzatabilirler.
Patolojik Yalanlar ile Beyaz Yalanlar Arasındaki Fark
Bir çok insan arada bir yalan söyleyebilir. Gerçekleştirilen araştırmalar bireylerin günde ortalama 1 ile 2 arasında yalan söylediğini ileri sürmektedir. Bu yalanların çoğu " beyaz yalanlar " olarak kabul edilen yalanlardır.
Patolojik yalanlar ise tutarlı ve alışkanlıkla sürekli söylenen aynı zamanda da söylenmelerinin bir anlamı olmayan yalanlardır.
Beyaz yalanlar ara sıra söylenen, zararsız olduğu düşünülen, kötü niyet taşımayan ve başkalarının duygularını incitmemek veya bireyin kendi başını derde sokmamak için söylediği, küçük olarak tabir edilen yalanlardır. Beyaz yalanlara örnek olarak bir toplantıya katılmaktan kaçınmak için baş ağrısını bahane etmek, ödemesinin yapılmasının unutulduğu bir faturanın ödendiğini söylemek veya işe geç kalmanın nedeni konusunda yalan söylemek verilebilir.
Patolojik yalanlar ise sık sık ve bir dürtünün zoruyla söylenir, görünürde bir nedeni ya da bireye sağladığı kazancı yoktur, süreklidir, anlatıcıyı kurban veya kahraman gibi gösterir ve suçluluk duygusu ya da yakalanma riski anlatıcıyı caydırmaz. Patolojik yalanlara örnekler arasında bireyin başaramadığı bir şeyi başardığını veya deneyimlediğini söylemesi gibi sahte bir geçmiş yaratması, bireyin esasında kendisinde olmayan, yaşamı tehdit eden bir hastalığa sahip olduğunu iddia etmesi ya da başkalarını etkilemek için ünlü birisi ile akraba olduğunu söylemesi verilebilir.
Bir patolojik yalancının tespit edilmesi her zaman kolay bir durum değildir. Sonuçta gerçek olamayacak kadar iyi görünen herhangi bir ifadeden şüphelenmek insan doğası olsa da, patolojik yalancılar söylediği yalanlar her zaman abartılı değildir. Buna ek olarak patolojik yalancılar yalan söyleme dürtüsü olmayan birinin söyleyebileceği türden normal yalanları da söyleyebilirler.
Kendisi hakkında sıklıkla kahramanca göründükleri deneyimler ve başarılar hakkında konuşan, anlattığı hikayelerde sıklıkla kurban olan ve sempati arayan, çok ince detaylı ve ayrıntılı hikayeler anlatan, anlattıkları hikayeler hakkında sorulan sorulara hızla ve ayrıntılı bir şekilde, ancak muğlak bir şekilde yanıt veren ve aynı hikayenin farklı versiyonlarını anlatan bireylere mitomani tanısı konulması mümkün olabilir.
Yapılan yalan dedektörü testlerinde mitomani hastalarının yalan söylediklerinde uyarılma, stres ve suçluluk sergiledikleri görülmüştür. Bu durum, bu tepkilerin hiçbirini yaşamayan psikopatlardan farklıdır. Antisosyal bozukluktan etkilenen insanlar, para, cinsellik ve güç biçiminde harici kişisel çıkar için yalan söylerken, mitomanide belirli bir kazanım olmak zorunda değildir ve durum içseldir. Haltlose kişilik bozukluğunun mitomani ile güçlü bir şekilde bağlantılı olduğu gözlemlenmiştir.
Histriyonik kişilik vakalarının aksine, patolojik yalancılar cinsel açıdan gösterişli olmaktan daha çok sözlü olarak daha dramatiktirler. Narsistler kendilerinin mükemmelliğe ulaştıklarını ve başkalarına karşı empati duymadıklarını düşünürlerken mitomani hastaları bu antisosyal davranışları göstermez, onun yerine hayatlarının yeterince ilginç olmadığını düşündükleri için sıklıkla yalan söylerler.
Borderline kişilik bozukluğundan muzdarip bireylerin boş intihar tehditleri veya gerçek olmayan terk edilme suçlamaları yapmaları, onların terk edilme, kötü muamele ile karşı karşıya olma veya reddedilme duygularıyla başa çıkma çalışmalarının bir sonucudur. Patolojik yalancılar reddedilmiş hissetmezler; Başarılı bir şekilde yalan söylemelerine yardımcı olan yüksek düzeyde özgüvenleri vardır.
Evet, dünya tarihinde de mitomani (patolojik yalancılık) belirtileri gösterdiği iddia edilen bazı ünlü kişiler vardır.
1. Ferdinand Waldo Demara (1921–1982)
"The Great Impostor" (Büyük Sahtekâr) olarak tanınan Demara, hayatı boyunca doktor, psikolog, avukat, keşiş, öğretmen ve hatta bir cerrah kılığına girerek birçok farklı kimliğe bürünmüştür. Kendisini gerçek diplomaları olmadan profesyonel mesleklerde çalıştıracak kadar ikna edici yalanlar söylemiştir. Mitomani vakalarının en dikkat çeken örneklerinden biri olarak kabul edilir.
2. Frank Abagnale Jr. (1948–)
Steven Spielberg’in yönettiği Catch Me If You Can filmine konu olan Frank Abagnale, genç yaşta pilot, doktor, avukat gibi sahte kimliklerle uzun süre dolandırıcılık yapmış ve yakalanana kadar yıllarca kimliğini gizlemiştir. Her ne kadar zekâsı ve taktikleriyle dikkat çekse de, sık ve sistematik şekilde yalan söyleme eğilimi nedeniyle bazı uzmanlar onu mitoman olarak değerlendirir.
3. Anna Sorokin (aka Anna Delvey) (1991–)
Rusya doğumlu Anna Sorokin, kendisini zengin bir Alman mirasçı olarak tanıtarak New York sosyetesini ve büyük yatırımcıları dolandırmıştır. 2010’lu yıllarda gündeme gelen bu olay da mitomani olasılığını düşündürmüş, bazı psikiyatristler onun davranışlarını patolojik yalancılık çerçevesinde yorumlamıştır.
4. Belle Gibson (1991–)
Avustralyalı bir sağlık fenomeni olan Gibson, beyin kanseri olduğunu ve sağlıklı beslenme ve alternatif tıpla iyileştiğini iddia ederek sosyal medyada milyonlara ulaşmıştı. Ancak sonradan hiçbir zaman kanser olmadığı ortaya çıktı. Sürekli ve sahte bir hikâyeye dayanarak insanları etkilemesi, onun da mitomaniye sahip olabileceği yönünde değerlendirilmesine neden olmuştur.
Türkiye'den Mitomaniye Örnek Olarak Gösterilebilir Kişiler;
Yasal ve etik bilgileri doğrudan herhangi bir kişinin mitoman olduğunu söylemek doğru değildir , çünkü bu tanı yalnızca bir psikiyatrist tarafından konulabilir. Ancak bazı kamuoyunda tartışılan örneklerde , mitomani şüphesiyle gündeme geldi:
1. Sahte doktor Ayşem Özkiraz
2022 yılında sahte diplomayla kendini doktor olarak muayene edip ameliyat ettiği ortaya çıktı.
İnsanları ve sağlık çalışanlarını uzun süre ikna etti.
Bu olayın mitomani örnekleri arasında sıklıkla anıldı.
2. Sahte savcı ya da üst düzey görevli olarak kendini tanıyan kişiler
Medyada zaman zaman "sahte MİT mensubu", "sahte vali yardımcısı" gibi haberler öne çıkıyor.
Bu kişiler genellikle çevrelerini etkilemek ya da statü elde etmek için yalan söylerler.
Sürekli yalan söylemesi mitomani şüphesi uyandırılabilir.
3. Bazı dolandırıcılar ( örneğin Tosuncuk - Mehmet Aydın)
Çiftlik Bank vakasında olduğu gibi, büyük oranda yalanlara dayalı sistemler kuran kişiler.
Yalanlarının sadece kazanç sağlamak için değil, aynı zamanda büyük biri gibi gösterme amacı da taşındığı düşünülmüyor.
Yine de unutulmamalı ki her yalancı mitoman değildir, mitomani teşhis edilmez, uzun süreli gözlem ve psikiyatrik değerlendirme gerektirir.
Bu kadar bilgiden sonra sizlerde sanırım etrafımızdaki birçok mitomani vakasını görebilecek durumdasınızdır.
Yalanı ve yalancısı olmayan günler dilerim.
Dr. Erhan UYSAL
Formun Altı