Saygının olmadığı yerde sevgiyi arama

Herkes, başkalarının kendisini fark etmesini bekler..

Başkaları tarafından sevilmeyi arzu eder..

Başkalarının kendisinden hoşlanmasını ister.

Ancak esas isteği sayılmak, yani saygı duyulmaktır.

Sihirli sözcük sayılmak, “iyi ki varsın” demenin, varlığından dolayı değerli görülmenin göstergesidir..

Sayılma ihtiyacı, klişe olan sevilme ihtiyacından daha derindir aslında.

İktidar, zenginlik, mevki, unvan gibi sahte sayılma yollarından vazgeçmemek de bu yüzden çok zordur.

Kişi, saygıyı ve sevgiyi hak etmediğine inandığı an sahte sayılma yollarına başvurarak korkuya dayalı saygı dilenciliği yapmaya başlar.

Gerçek saygının içinde sevgi vardır. İçinde saygının olmadığı sevgi de doğal olarak yalandır.

Sahte saygıda korku ve çıkar ilişkileri başroldedir. Korku ve iktidar asla ve asla saygı yaratmaz.

Saygı, çaba-süreklilik ve tutarlılık gerektirir.

Unutmamak gerekir ki, insanların saygısını kazanmak öncelikle kendimize saygı duymakla mümkündür..

Başkalarının saygısını kazanmak için dikkat etmemiz gerekenleri kısaca şöyle sıralayabiliriz;

- Bir alanda becerikli ve yeterli olmak. Yaptığımız işin en iyisini yapmak. Bir nevi alanımızın ustası olmak. İnsanların dikkatini çekecek kadar usta olmaktan bahsediyorum. Bu da haklı olarak odaklanmış bir çabayı gerektirir. Pes etmeden devam etmek gibi.

- İnsanlara nazik ve duyarlı davranmak. Günlük yaşamda birçok kişinin dikkat etmediği halde çoğu kez duymazdan geldiği “Lütfen, merhaba, teşekkür ederim” gibi sözcükleri kullanan insanların daha çok saygı gördüğü tartışmasız gerçektir. İnsanların isimlerini hatırlayarak hitap etmek, onları takdir etmeyi bilmek de saygı duyulmalarını sağlar. İnsanlara saygısız davrandığımız takdirde alanımızda ne kadar yetenekli ve başarılı olursak olalım bize tepki duyacakları kesindir. Saygı gösterene saygı duyulur.

- Her bildiğimizi düşündüğümüz gibi söylemesek de her söylediğimizi bilerek, düşüncelerimizi cesaret ve nezaketle dile getirmek karşımızdaki kişilerin saygısını kazanacak bir davranıştır. İnsanlar cesur kişilere saygı duyar.

Halinden devamlı şikâyet eden insanlara da saygı duyulmaz.

Konuştuğumuzda yakınmak yerine taleplerimizi dile getirmeliyiz.

Olmuş bitmiş bir olay için şikâyet etmek ve suçlamak yerine, gelecekte nasıl olmasını istediğimizi dile getirmek daha etkilidir.

Tekrar hatırlayalım o halde,

Yaptığımız işte usta olduğumuzda, insanlara nazik ve duyarlı yaklaştığımızda, fikirlerimizi dile getirmekte cesur davrandığımızda insanların bize saygı duyup duymayacağı konusunda endişelenmemize gerek kalmaz.

Finalde yine biz kazanırız. KENDİMİZE ÖZSAYGIYI..

Günün sözü: “İnsanların saygı ve şerefinin, itaat ve uyumunun kendinden maddeten değil, manen yüksek olanlar için gösterilmesi insan ruhunun gereklerindendir”.

Mustafa Kemal Atatürk