‘AK’ı gider, ‘P’si kalır!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

“Adalet ve Kalkınma” ifadelerini adında barındıran iktidar partisi AKP’nin bir söylemi var malumunuz; “Dindar nesil yetiştireceğiz” diye… Ama baktığınızda siyasetin dilinden dolayı, ülkede birbirine kindar kesimler yetişir oldu…

Dinimizde kine yer yoktur, hoşgörü vardır…

Dinimizde adalete önem verilir, komşusu açken tok yatılmamasına önem verilir…

Yöneticilerin devletin imkanlarını millet için kullanmasına önem verilir…

Ama gelin görün ki AKP’nin açılımında yer alan “Adalet ve Kalkınma” kelimelerden ibaret hale gelmiş durumda…

Özellikle son yıllarda tüketim ürünlerinin fiyatlarındaki artış, kapanan dükkanlar, konkordato ilan eden şirketler AKP’nin açılımındaki “Kalkınma” ifadesini silikleştirdi…

Liyakatten uzak bir yönetim anlayışı sergilenmesi, eşin dostun, partililerin belediyelere doldurulması, KPSS’de iyi not almış gençlerin mülakat engeline takılması, yargıya bulaşan paralel yapının ayıklanmadan önceki kumpasları ve benzeri durumlar ise “Adalet” ifadesini sekteye uğrattı.

***

Kalkınma önemli ancak adalet kavramı çok daha önemli… Adaletin olmadığı yerde doğru giden hiçbir şey olmaz. Vicdanen rahat olmalı yönetenler, Allah’a da kula da hesap verebilir olmalı…

Yasalar da dinimiz de bunu emreder…

Dillerinden dini düşürmeyen siyasilerin bunu çok daha iyi bilmesi gerekir…

Adında “Adalet” ifadesini barındıran bir partinin mensuplarının Hz. Ömer’in adaletini örnek alması gerekir… Onun gibi devletin bir mumunu kendi şahsi işleri için kullanmayı haram sayması gerekir…

Ama ne yazık ki dindar nesil yetiştirmekten söz edenler, bunu kendilerine şiar edinemiyor…

***

Dün bunu bir kez daha gördük…

İzmit Belediyesinden kablo ile çekilen elektrik, AKP’nin standına uzatıldı,

herkesin gözü önünde AKP’nin propagandası belediyeden alınan elektrikle yapıldı.

İzmit Belediyesi, seçim sürecinde adaletli davranamadı…

Elbette ki mensubu oldukları partinin adaylarına destek verebilir belediyeyi yönetenler, ancak devletin imkanlarını partilerinin işleri için seferber edemez…

Bu ne yasalara ne de dinimize uygun bir durum…

“Ne olacak yani, bir standa verilecek elektriğin maliyeti ne olabilir ki devede kulak bile değil” diyebilirler; peki bir mum ne ki bir devlet için önemi ne, kimin gözüne batar ki?

Önemi şu: “Adalet”…

Hz. Ömer buna çok dikkat etti…

Kul hakkından korktu, haramdan korktu…

O ki halife idi…

Siz şimdi dindar nesil yetiştirmekten söz ederken ve partinizin adında “Adalet” kavramını taşırken nasıl oluyor da hak yiyorsunuz?

Diğer partilere sağlanmayan imkanları kendi partinize nasıl sağlıyorsunuz?

Milletin parasını nasıl partinize elektrikle aktarıyorsunuz?

Üstelik bir açıklama yapma, kılıf uydurma gereği bile duymuyorsunuz…

Devletin bir mumunu dahi şahsi işleri için kullanmayan Hz. Ömer nire, siz nire?

Dindar nesil yetiştireceklermiş!

Elektrik akımına kapılmış sizin adaletiniz, can çekişiyor, önce onu kurtarın…

Ekonomik kriz can yakıyor, kalkınmayı sağlayın…

Aksi durumda “AK”ı (Adalet ve Kalkınma) gider “P”si (Parti) kalır…

Dava dediğiniz şeyden uzak, çıkarcıların, rantçıların üşüştüğü; sadece bir “Parti…”