Cami mi kutsal, halı mı?

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Daha önce imkansızlıktan dolayı mescit olarak kullanılmış, sonrasında yeni bir cami yapıldıktan sonra ardiyeye dönüştürülmüş bir alana ayakkabılarıyla imam girdi, muhtar girdi, vatandaş girdi, orada çalışan işçiler girdi; başkan girince “Ayakkabıları ile camiye girdi” oldu…

Evet, ilk bakışta camiyi andırıyor.

İlk bakıldığında refleks gösterip “Camiye ayakkabı ile girdiler” demek mümkün.

Bunun üzerinden eleştiri getirmek de doğal. Lakin, buranın herkesin ayak bastığı bir ardiye olduğu ortaya çıktıktan sonra hala bu konu üzerinde diretmek; “Oradan vuramadım, bari başörtüsü ile camiye girmediğini dile getireyim” demek, o da olmadı, “Eskiden burada namaz kılındı, buraya ayakkabı ile girilmez” gibi, uyduruk gerekçeler üreterek olayı irdelemeye devam etmek; dinle değil, siyasi rantla alakalıdır, halkın dini duygularını sömürmektir. Aynı zamanda da kul hakkıdır. Kentin daha önemli sorunları varken, boş gündemler üretmektir.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in sosyal medyada uğradığı linçin ardından yaptığı açıklama yeterli bir açıklamaydı, lakin sonrasında ipi ele alıp, üst üste günlerce açıklamalar yapması da açıkçası terse dönen rüzgardan yararlanmasıydı. Gereksizdi. İlk açıklama yeterliydi, gerisi boş bir gündemin sürdürülmesiydi.

***

Üzerinde çok durmadım bu konunun.

Aksi ispatlanmıştı. Bu nedenle de boş bir gündemdi artık.

Ancak inatla sosyal medyada hatasında diretenler var.

Hala bu konuda “Camiye ayakkabı ile girildi” iddiasının gerçeği yansıtmadığının ortaya çıkmasıyla rezil olmalarını bastırmaya çabalayanlar var.

Sığındıkları gerekçe: “Burada eskiden namaz kılındı…”

Bakın o halılar oradan kaldırılmalıydı eyvallah.

Ayetler oradan kaldırılmalıydı.

Lakin, bunların kaldırılmamış olması, orasının bir ardiye olduğu, cami olarak uzun yıllardır kullanılmadığı ve burada sandık kurulduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Başkan’ın içeriyi görmeden “Bizler ayakkabılarla giriyoruz” diyen köy halkının sözlerine uyup girdiği gerçeğini değiştirmiyor.

Sorgulayacaksanız o pisliğin içinde işçilerin yatmak zorunda bırakılmasını sorgulayın. Bunun muhatabı kimse ona bunun hesabını sorun.

Ama “Burada eskiden namaz kılınıyordu” gibi saçma bir gerekçe ortaya atmayın.

Atmayın ki geçtiğimiz ağustos ayında Denizli Bozkurt’ta ağır hasarlı olan Tutluca Camii’ne inceleme yapmak üzere giren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Denizli Valisi Hasan Karahan, AKP Denizli milletvekillerinden Cahit Özkan ve Şahin Tin, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ile AKP İl Başkanı Necip Filiz’in de ayakkabılarını çıkarmadığını anımsatmak durumunda kalmayayım (Ki yerler pis, artık orada namaz kılınmayacak, gayet doğal)…

Atmayın ki yıkmak zorunda kaldığınız camilerle örnekleme yapmayayım.

Atmayın ki her balkona çıktığımda gözüme çarpan yan yana duran iki camiden söz etmek zorunda kalmayayım. Atmayın ki bu camilerden eski olan Mehmet Ali Paşa Camii’nin yakında yıkılacağını hatırlatmayayım.

İçinden halılar alınacak mı, alınmayacak mı bilmiyorum yıkım sırasında.

Ayetler, dini işlemeler toplanacak elbet.

Ama namaz kılınan o cami yıkılacak.

Ezan sesinin yükseldiği minare yıkılacak.

Bu cami hasarlı deniyor çünkü…

Öyle ya da böyle kimi tepkilere rağmen yenisi yapıldı.

Fethiye köyünde inşa edilen caminin ardından eski mescidin ardiyeye dönüştürülmesi de böyle bir şey.

Yani gayet normal.

Yok inatla normal değil diyorsanız; buyurun bir de bunları paylaşın.

Bir de Denizli’deki olay üzerinden çıngar koparın.

Mesela AKP’li meclis üyesi Şener İnce, Denizli’deki olaya da bir el atsın.

Biraz da kendi partililerinin camiye ayakkabıyla girmesi hakkında iki çift kelam etsin.

Madem mevzu dini hassasiyetler; siyaset değil; buyursun bir meydan da onlara okusun. Okur mu, okumaz… Çünkü mevzu başka!

***

Bakın, bugün AKP İzmit İlçe Başkanı Ali Güney, meclis üyeleri ve ilçe yöneticiliği de sessizliğini bozmuş(!) Şener İnce’ye sahip çıkmışlar.

Hangi Şener İnce’ye sahip çıkmışlar? Orasının ardiye olarak kullanıldığını gördüğü halde “Yıllarca Cami olarak kullanılmış, hala iç tefrişatıyla Cami ve Mescit görünümünden başka bir şekilde tasvir edilemeyecek, mihrabıyla, halısıyla, duvardaki ayeti kerimesiyle, ayakkabılığıyla, yıllarca secdegah olmuş bu mekan Cami hükmündedir bunu hiç düşünemediniz mi?” diyen İnce’ye…

Hangi Şener İnce’ye sahip çıkmışlar? Yukarıdaki ifadeleri ağustos ayında Denizli’deki camiye ayakkabılarıyla giren Bakan ve AKP’li vekillere değil de sadece Hürriyet için sarf eden İnce’ye…

“Her suçlu kendi suç mahalline döner” şeklindeki ifadelerle Hürriyet’i suçlayarak sahip çıktılar. Ve gösterdiler ki siyasette “Hakkaniyet” diye bir şey yok.

Haklı olana “Haklısın”, haksız olana “Haksızsın” deme erdemi yok.

Belki bu her iki taraf için de geçerli.

Belki tüm siyasi partiler için geçerli.

Siyasetin çivisi çıkmış belli ki!

***

İşte bu yüzden bırakın arkadaşlar böyle boş meseleleri…

Bırakın Allah aşkına fanatizmi.

Ne Hürriyet umurumda ne partisi ne de bir başkası.

Tek dert ettiğim sizin çok kolay bir şekilde siyasilerin her iftirasının peşinden koşturmanız…

İnsanları çok çabuk şekilde böyle hassas konularda siyasi hırslarınıza kapılıp sosyal medyada linç etmeniz.

İlla birilerini linç edecekseniz; bu ülkenin kaynaklarını har vurup harman savuranları, bu milletin anasına sövme fütursuzluğunu gösteren müteahhitleri, hak yiyenleri, yolsuzluk yapanları, hırsızları, arsızları, tecavüzcüleri, kadına şiddet uygulayanları, teröristleri linç edin…

İlla dert edecekseniz çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden Körfezli İsmail Devrim’i, çocuklarını ısıtacak yakacak bulamadığı için saç kurutma makinesini açık bırakıp daha sonra canına kıyan Adanalı Emine Akçay’ı, geçinemedikleri için ailecek yaşamına son verenleri dert edin…

***

Şimdi vicdanınızla tekrar düşünün bakalım artık cami olarak kullanılmayan yerdeki halı mı kutsal, yoksa yerine yapılan, ayakkabıların çıkarılarak girildiği aşikar olan cami mi?

Köylülerin sorunlarını dinlememek, orada gerekli düzenlemeyi yapmamak mı yanlış; yoksa eksikleri tespit için incelenmesi gereken ardiyeye ayakkabı ile girmek mi?

4 ay önce kendi partililerinin artık ibadet yapılmayacak olan camiye ayakkabı ile girilmesine sessiz kalan sizler mi haklı; yoksa hala Hürriyet mi?

Eleştirecekseniz haklı olun…

Haksızlığı savunmayın.

Unutmayın, yediğiniz kul hakkını; 5 rekat namaz eritmez.