Minnaklar!

Koalisyon hükümeti zamanında ekonomik kriz yaşandığında Ecevit için “Beceriksiz” diyenler; bugün dış mihrakları ve iç mihrak diye adlandırdıkları muhalefeti...

Koalisyon hükümeti zamanında ekonomik kriz yaşandığında Ecevit için “Beceriksiz” diyenler; bugün dış mihrakları ve iç mihrak diye adlandırdıkları muhalefeti suçlar duruma gelmiş! Pandemiye sığınmaya başlamış. Fanatiklik işte bu. Şike de yapsa, hakem desteğiyle de kazansa takımını bir şekilde aklama derdine düşen taraftarlar gibiler. Bırakın Allah aşkına bu işleri. Dolar 12 lirayı geçti, altının gramı 700 lirayı geçti. Ekim ayında 800 liraydı çeyrek altın, bugün 1150 lira.

Un uçtu, şeker uçtu, akaryakıt uçtu, doğalgaz, elektrik, su, ekmek, ulaşım, yağ ve benzeri ürünler uçtu. Dibin dibini gördü ekonomi, hala savunmanız muhalefete çatmak, farklı gündemler yakalayıp, ekonomiyi konuşturmamaya çabalamak. “İçimizdeki ve dışımızdaki mihraklar” diye tutturmuşsunuz gidiyorsunuz. Sosyal medyada geyik muhabbeti haline geldi artık bu, mihraklar oldu minnak! Bu söylemlerle dalga geçiyor millet.

Vergi üzerine kurulmuş bir ekonomik sistemin, dışa bağımlı bir sistemin geleceği nokta buydu. Faizi bir düşürüp bir artıran, sürekli Merkez Bankası Başkanı değiştirerek ekonomiyi deneme tahtasına döndüren, Cumhurbaşkanı’nın ağzından çıkacak tek lafla düşüp çıkan bir kur yapısını barındıran ekonomi, bu zamana kadar iyi bile dayandı.

***

Evet kur uçtu gidiyor, dolarları piyasadan toplayanların serveti de uçtu gidiyor; “Dolarla mı maaş alıyoruz?” diyenler ise bu lafını bir bir yutuyor. Pazarda, markette, çarşıda onların da cebi yanıyor.

Kiralar olmuş 2 bin lira, faturalar kabarık, arda kalan para mutfak masraflarına yetmiyor.

Hiç öyle lafı eveleyip gevelemeyin. İç minnak, dış minnak söylemlerini duymuyor vatandaş. Vatandaşın hesabı çarşıya uymazken sizin sözlerinize kulakları inanın tıkalı. Bahane üretmekle, onu bunu suçlayarak işin içinden sıyrılmaya çalışmakla olmaz bu iş. Doların hızını kesmedikçe, vatandaşın ekonomisini düzeltmedikçe, milyonların geçim sıkıntısını görmezden gelip “Eskiden vatandaşın evinde çamaşır makinesi yoktu, buzdolabı yoktu, fırın yoktu, bulaşık makinesi yoktu” gibi söylemlere devam ettikçe bu ekonominin enkazı altından kalkmanız mümkün değil.

***

EYT’linin sorununu çözmediniz.

Atanamayan öğretmenlerin sorununu çözmediniz.

Pandemi sürecinde esnafı mağdur ettiniz.

En düşük emekli maaşını 1600’e çekmeyi müjde saydınız.

3600 ek gösterge sözü verdiniz, kaç seçim geçti üzerinden yerine getirmediniz.

Aylık bağlama oranlarını dibin dibine çektiniz.

Emekli maaşının adını değiştirip, yaşlılık aylığı olarak adlandırdınız.

Lale Devri misali saraylarla, uçaklarla, şatafatla itibar olur sandınız, itibarın vatandaşın refahıyla olacağını unuttunuz.

Yanlış bir özelleştirme politikası izlediniz.

Fabrikaları sattınız, kapattınız.

Asgari ücretten bile vergi alarak geçinen bir ülke durumuna getirdiniz Türkiye’yi.

Önce bunları kabul edeceksiniz… Önce krizi ve bu krizin sorumluluğunu kabul edeceksiniz, “Biz nerede hata yaptık?” diyeceksiniz ve bu hatalarınızdan döneceksiniz. Siz bunlarla yüzleşmekten kaçtıkça, vatandaş da gün gün sizden kaçmaya devam edecek aksi durumda. Kaybettirdiğiniz için kaybedeceksiniz. “Seçim kaybetme pahasına çözüm yok” dediğiniz için kaybedeceksiniz.

“Minnak”lar üzerinden yürümeyi bırakın artık bu sizi kurtarmaz. Reçete belli: Geçim!

Geçim yoksa gelir seçim ve sonuç kesin..!

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları