AKP’nin “Ceketimi koysam kazanırım” dönemi bitti!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Türkiye’de sistem 16 Nisan Referandumu ile değişti…

24 Haziran’da ise uygulamaya tam anlamıyla konuldu.

Bu süreçte malumunuz ittifaklar kuruldu.

AKP, MHP ve BBP Cumhur ittifakı;

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ise

Millet ittifakı ile seçime girdi.

AKP, her ne kadar Genel Başkanları Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı

seçtirse de TBMM’deki çoğunluğunu kaybetti 24 Haziran 2018 seçimlerinde…

7 Haziran 2015 genel seçimlerinde alınan sonucun bir benzeri

ile karşılaştı… MHP’ye muhtaç bir duruma geldi.

7 Haziran ile 24 Haziran arasındaki fark ise MHP ile AKP arasındaki ilişkiydi…

7 Haziran’da birbirlerinin karşısında duran bu iki parti, 24 Haziran’da yan yanaydı.

7 Haziran’dan sonra 1 Kasım seçimleri sürecinde oluşturulan algı, MHP’nin her şeye karşı çıkan bir parti olduğu yönündeydi. İktidara yakın medya bunu hep böyle lanse etti kamuoyuna. Ve bu algı sonrası MHP’nin oyları, 1 Kasım genel seçimlerinde düştü, TBMM’deki vekil sayısı yarıya indi. MHP tabanı değişim istemeye başladı.

Bu süreçte yine yandaş basın devreye girdi, değişim isteyenleri FETÖ’cü ilan etti, mahkemelere kadar uzanan değişim süreci, yargı kararlarıyla sonlandırıldı.

Yandaş basının 1 Kasım sürecinde “Kaka” ilan ettiği MHP,

bu süreçten sonra artık “Cici” idi.

24 Haziran sürecinde AKP ile birlikte hareket edince; Bahçeli’nin her çıkışı iktidara yakın medya tarafından halka ballandırıla ballandırıla anlatıldı. MHP, artık devletin bekası için kendi siyasi geleceğini düşünmeyen bir parti olarak AKP seçmeninin kafasında yer edindi!

Ancak yandaş medya ve AKP, şunu kestiremedi: “AKP, ya MHP ile ters düşerse..?”

Artık MHP, AKP seçmeninin gözünde “Mevzubahis vatansa gerisi teferruat” diyen bir parti… Yandaş basının olası bir ters düşüşte bu algıyı kırması çok güç.

Hele ki ters düşülen noktalar milli konular ve ekonomi ile ilgili ise…

***

MHP’nin iç siyasetindeki ayrışma sonrası başlayan AKP-MHP yakınlaşması; 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası daha da artmıştı… Değişim isteyen ve AKP’ye karşı olan MHP tabanı, bir küskünlük yaşayıp, İzmitli Meral Akşener’in kurduğu İYİ Parti’ye yönelmişti. Bu durum sonrası 24 Haziran’da MHP’nin barajı dahi aşacak oya sahip olmayacağı tahmin ediliyordu ancak öyle olmadı. Evet, MHP’den İYİ Parti’ye çok oy gitti ancak AKP tabanından da MHP’ye oldukça yüksek bir oy geldi.

1 Kasım’da AKP’ye, 24 Haziran’da MHP’ye gelen bu oylar değişkenlik gösterebilecek oylar, hata yapan kim olursa kaybedilebilecek oylar… Ve bu oylar, yerel seçimlerde AKP’yi bir hayli zora sokacak gibi görünüyor…

“Af” konusunda yaşanan ters düşüş, artıları ve eksileri olan bir ters düşüş…

Cezaevinde yatan mahkumlar ile yakınları için eksi; cezaevine girenlerin canını yakanların affedilmemesi noktasında ise artı bir durum AKP için…

Keza tersten düşünüldüğünde MHP için de benzer durum söz konusu…

Ancak “Andımız” meselesindeki ters düşüş, MHP’nin hanesine artı;

AKP’nin hanesine eksi olarak yazıldı bu değişkenlik gösteren oyların sahipleri bakımından…

Keza Emeklilikte Yaşa takılanlar konusunda MHP her ne kadar çekimser oy kullansa da TBMM’ye, bu sorunun çözülmesi için bir önerge sunmuş durumunda. Bu noktada da iki partinin ters düşmesi söz konusu.

Bu ayrışmalar, Cumhur ittifakının yerel seçimleri kapsamamasına neden oldu…

Her iki parti de kendi adaylarını çıkarma kararı aldı…

Bu ayrı düşüşle ilgili kamuoyunda MHP ile ilgili kimi tezler ortaya atılmaya başlandı.

Kimi muhalif isimler, MHP’nin AKP’yi HDP ile AKP arasında gidip gelen seçmen karşısında zora sokmamak için ayrışmış izlenimi verdiğini düşünüyordu.

Ne yalan söyleyeyim, ilk zamanlar benim de aklımdan geçen buydu.

Ülkede siyaset öyle bir hal aldı ki insanın aklına bu tür şeyler geliyor ister istemez.

Ama fikrimi, daha doğrusu böyle düşünenlerin fikrini değiştiren şu oldu; MHP, öyle göstermelik, toplumda karşılığı olmayan isimlerle değil, ses getirecek isimlerle yola çıkıyor.

MHP, kazanmaya endekslemiş kendini.

AKP’nin oyunu bölüp bölememek gibi bir düşüncesi yok.

Herkes kendi yoluna bakıyor gerçekten.

***

Kocaeli’yi baz alalım…

Mesela Çayırova…

30 yıldır Milli Görüş çizgisinde olan, SP’de ilçe başkanlığı görevinde bulunan ve 2014 yerel seçimlerinde belediye başkan adayı olarak azımsanmayacak bir oy alan İlhami Bayrak’ın, MHP’den aday adayı olması, MHP İl Başkanı Aydın Ünlü’nün çabası ile gerçekleşti. Ve MHP, yüksek ihtimalle Bayrak’ı aday gösterecek.

Keza Gebze…

Gebze halkı Gebzespor’a gönülden bağlı ve bu takımın eski başkanı iş adamı İlker Çakır’ın eşi, Marmara gazetesinin sahibi Serap Çakır, MHP tarafından aday yapılacak… Çakır ailesi, Gebze’de karşılığı olan bir aile.

Evet; MHP, AKP tabanının sempatisini kazandığının farkında.

AKP’nin rehavete kapılan belediye başkanlarını tekrardan aday yapma

ihtimalini de düşünecek olursak AKP tabanı için MHP, güçlü, kabul gören adaylarla

iyi bir alternatif...

***

MHP, Kocaeli’de belediye kazanabilir mi? Zor görünse de imkansız değil… 24 Haziran’da aldığı oyla herkesi şaşırtan MHP’nin, 31 Mart yerel seçimlerinde de benzer bir sürpriz yapma ihtimali söz konusu…

MHP, Türkiye genelinde ve Kocaeli’de bir sürpriz yapıp, elindeki belediyelerin üzerinde bir belediyeye sahip olur mu olmaz mı bilinmez ancak şu net ki

AKP’ye oy kaybettirecek… Ve kaybedilen oylar; diğer partilerin iddialı adaylarına

belediye kazandıracak. Hele ki AKP karşısında, CHP, İYİ Parti, SP gibi partiler, en etkili adayın üzerinde ittifak yaparsa…

Uzun lafın kısası AKP’nin 24 Haziran’daki ittifak hamlesi ve elindeki medya gücünü MHP’nin lehine kullanması; başını bir hayli ağrıtacak gibi görünüyor.

AKP’nin artık, “Ceketimi koysam kazanırım” dönemi bitti…

Seçmen bu kez çantada keklik değil…