Ülkesinin adına Fransız “Ant” karşıtları!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

“Türküm” demek faşistlikmiş…

“Andımız” Siyonistlerin ülkeyi bölme planıymış…

“Ant” geri kalmışlığın göstergesiymiş…

Kürt, Laz, Çerkes, Boşnak, Arnavut ve benzerleri “Türküm” demek zorunda mıymış!

İşlerine gelince nasıl da demokratlar…

İşlerine gelince nasıl da milliyetçiliği “Kafatasçılık” olarak yorumluyorlar…

HDP’nin bile karşı çıkışından çok daha sert çıkışlar yapıyorlar Andımız ile ilgili…

Ne oldu ayaklarınızın altından çıkarıp baş tacı yaptığınız milliyetçiliğinize?

Daha düne kadar CHP’yi bile şehit cenazelerine almamaya kalkacak kadar ileri gidenler, ne oldu?

Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe yürüyeceğine ant içmenin ne gibi bir sakıncası var?

Türk’üm demenin bölücülükle, etnik ayrımcılıkla ne alakası var?

Bu ülkenin adı “Türk”iye değil mi?

Ülkenin adına da mı Fransız’sınız?

***

“Türküm” demek bir dayatma ise birileri de çıkar “Ezan sesi duymak istemiyorum” der… Bir diğeri çıkar anadilde eğitim ister…

Bir diğeri çıkar, ülkenin adının değiştirilmesini talep eder…

Ne yapacaksınız? Ezanların sesini mi kısacaksınız?

Anadilde eğitim mi vereceksiniz?

Türkiye’nin adını mı değiştireceksiniz?

***

Gidin Karadeniz’e, kaç Laz bulabileceksiniz bakalım “Türküm” demekle gururlanmayan?

Hadi gidin göçmenlere “Sen Türk değilsin” deyin, bakalım ne tepki alacaksınız?

Hadi, HDP’ye destek veren Kürtler dışında sorun “Ne mutlu Türküm diyene” demek zorlarına gidiyor mu?

***

Türkiye Cumhuriyeti’nde uzun yıllar Andımız okundu, keyifle, heyecanla okundu…

Arkadaşlarının önüne çıkıp içtenlikle okudular o andı Kürt çocuklar, Laz çocuklar, Çerkes çocuklar, göçmen çocuklar…

Bir oldular, sormadılar birbirlerine “Senin etnik kimliğin ne?” diye…

Ne aileleri, ne kendileri rahatsızlık duymadı…

Siz neden duyuyorsunuz?

***

Seçim sürecinde yaşananlara ve icraatlarınıza bakınca; sizin bu demokrat, azınlık haklarını dikkate aldığını iddia eden tavırlarınız samimiyetsiz geliyor bana…

Çelişiyorsunuz, her adımınızda, bir önceki adımla…

***

“Türküm, doğruyum, çalışkanım. İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!” demek faşistlikse faşistiz, bölücülükse bölücüyüz, kafatasçılıksa kafatasçıyız…

Biz Atatürk’ün izinde yürüyeceğimize ant içtik, ya siz?