Mahalle yanıyor…

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Ev yanıyor, yangın yok diyorsunuz…

Ateş ortada, duman ortada…

Kendi kendinize sessiz sedasız, koca binayı

söndürebileceğinizi sanıyorsunuz…

Ama yangın yayılıyor, giderek diğer evlere sıçrıyor…

Mahalle yanıyor mahalle…

Kimse kusura bakmasın ama ekonomideki gidişat,

yangın kadar kendini gösteriyor…

Ateş de var, duman da…

Piyasalar altüst, doların ateşi çıkmış, vatandaşın

cebindeki para eriyor…

Asgari ücrette hiçbir artış yokken, faturalara yansıyan

zam yüzde 30’a ulaştı… Tüketim ürünleri aldı başını gidiyor.

Firmalar konkordato istiyor. Sayıları üç bine ulaştı.

Dükkanlar kapanıyor, iflaslar açıklanıyor.

Öyle 500 milyon dolarlık uçağa binmekle,

yüzlerce odası olan saraylarla ekonomideki

gidişatın üstünü perdeleyemezsiniz…

Cebe yansıyor artık, vatandaşa yansıyor.

Dev firmalara yansıyor.

Üretim ekonomisinden, tüketim ekonomisine

geçişin bedelini ödüyoruz ülke olarak.

Ben ekonomist değilim; cebime giren ve cebimden

çıkan paraya bakarım… Bir ürüne daha önce ne kadar

ödüyordum, şimdi ne kadar para ödüyorum

ona bakarım…

İster “manipülasyon” deyin, ister “kriz”;

siz ne derseniz deyin,

vatandaş eğer evine götürdüğü ürünün

miktarını kısıtlamak zorunda kalmışsa,

ayın sonunu getiremiyorsa

sizin sözlerinizin bir anlamı yok demektir.

Gerçi vatandaşın ayın sonunu getirememesi

konusu öyle iki günlük mevzu da değil ya

o da ayrı bir mesele…

Bu ülkede milyonlarca insan asgari ücrete mahkum şekilde çalışıyor…

Öyle ki asgari ücretin altında çalıştırılan Suriyeliler sayesinde

asgari ücrete dahi iş bulamayan milyonlar var. Yani işsizler.

Yıllardır atanamayan öğretmenlerimiz var.

Bu ülkede “kriz” yok, “refah düzeyi iyi” diyorsunuz ya;

peki görünen köyün kılavuzuna ne isim takmalı?