Dokunmayın başkanıma..!

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, makam aracı olan 130 bin liralık Mercedes minibüse 250 bin liraya iç dizayn yaptırdı.

Kocaeli’de pek çok haberi olduğu gibi yine bu haberi bendenizin imzasıyla Kocaeli Barış Gazetesi’nde okudunuz.

Haberi yazdıktan sonra yerel basın sıraya girdi.

Aman Allah’ım sanırsınız savaştayız, hepsi karşı mevzide beni bekliyor…

*

İçinde bulundukları konum gereği günlük güzellemelerle zaman geçiren yazarlar toplam maliyeti 380 bin lirayı bulan aracın lüks olmadığını öne sürdüler.

Tahir Büyükakın’ı haklı göstermek için seferber oldular.

Bu durum ilk değil.

Daha önce de benzerleriyle karşılaşmış, yine dile getirmiştim.

“Nevzat Doğan, belediye müzesine bir adet çift kişilik yataktan oluşan özel oda yaptırmış” dedim, ertesi gün kendilerini aydın olarak adlandıranlar aynı ses tonuyla konuşmaya, yazmaya başladı.

“AKP İl Gençlik Kolları Başkanı, “Reis bizi Afrin’e götür” sloganının mucidi Emre Kahraman askerliğini bedelli yaptı” dedim, yine tek sıra oldular.

“Tahir Büyükakın aracını 250 bin lirayı VİP yaptı” dedim.

Ne yapmalarını beklerdiniz?

Tek sıraya geçtiler, yine başladılar…

*

VİP makam aracı haberinden sonra köşe yazılarını okudum.

2 milyon nüfuslu bir kentin belediye başkanının daha ucuz bir otomobile binmesinin abesle iştigal olduğunu ifade edenler var…

Ailem uzun süredir İsveç’te yaşıyor.

Hani şu dünyanın refah düzeyi en yüksek olduğu ülke.

Üşenmedim aradım, “Bana belediye başkanlarının makam araçlarını bulun” dedim.

Birkaç telefon görüşmesi sonrasında Malmö, Stockholm gibi dünyanın önemli metropollerini yöneten başkanların bindikleri makam araçlarının bilgilerine ulaştım.

1997 model BMW 3.16, 2009 model Volvo V50, 2007 model Citroen C5, 2000 model Skoda Octavia, 1998 model Audi A6…

Peki bu başkanlar, bu araçları kullanıyorlar diye şehirleri bir şey mi kaybediyor?

Yukarıda saydığım araçlara binenler vatandaşına hizmet mi edemiyor?

*

Bakış açımın “lümpen” olduğunu öne sürenler var.

En hafif ifadeyle bunu öne sürenlerin kendileri lümpen.

Hayatı boyunca etliye sütlüye dokunmayan kimselerin kendilerinde gördüklerini başkalarına bir ayna gibi yansıtmaları hayatın olağan akışındandır.

Kale almamak gerek.

*

Orta halli vatandaşların 380 bin liralık araç kullanabildiğini iddia edenler var.

Olabilir. Bizim gazetemiz içerisinde de farklı düşünenler var, olması da çok normal.

Ancak benim bakış açıma göre 380 bin liralık bir araç bugün “lüks” sınıfındadır.

Enflasyon yüküyle, döviz kurlarındaki dalgalanmalarla, her geçen gün artan vergilerle bu sınıftaki araçları ancak ülkenin zenginleri ya da gayri meşru olarak para kazanan kimseler satın alabilir.

Orta halli dediğimiz kimseler karı-koca çalışan, asgari ücretin hemen hemen iki katı gelir sahibi kimselerdir.

Yani bir eve aylık 8 bin liranın üzerinde bir para girişi varsa orta sınıf olarak adlandırabiliriz.

Şükür bu para bizim evimize giriyor.

Ancak 380 bin liralık bir araç kullanmak benim için büyük bir hayal.

Vatandaşı kandırmaya, kelime oyunları ile algı yaratmaya gerek yok.

380 bin liralık bir araç bütün paralel evrenlerde -elbette bizim zamanımız da dahil- LÜKSTÜR!

*

250 bin liralık VİP dizayn için “4 koltuğunu değiştirmiş” yazanlar var.

Bu da bir algı yaratma çabasından ibaret.

Kentin, halkın gazeteciliğini yapmak yerine Büyükşehir Belediyesi’nin basın yayın birimi gibi çalışılmasını doğru bulmuyorum.

Maalesef bu yazarlardan çok var.

Güç “şimdilik” Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde.

Halk için yazılması gereken gerçekleri görmemeleri normal.

*

Hareketli bir ofis inşa yaptırmış diye yazanlar var.

Bu kentin dört bir yanında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin mülkü var.

Kaldı ki bu kentin bir ucundan bir ucuna seyahat etmek maksimum yarım saat alıyor.

Hareketli bir ofise ne ihtiyaç var?

*

Bir de yazılmayan bir şeyden bahsedeyim.

Tahir Büyükakın göreve geldikten sonra, 31 Mart’tan bu yana farklı araçlar kullandı.

Bir süre VİP tasarımı olmayan 130 bin liralık Mercedes minibüse bindi.

Bir süre Wolkswagen marka 8 kişilik yine VİP tasarımı olmayan bir minibüs kullandı.

Yaklaşık 5 ay boyunca lüks olmayan araçlarla seyahat etti.

Peki Tahir Büyükakın başkanlığından ne kaybetti?

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ne kaybetti?

Hizmetler aksadı mı?

Bu soruların cevabını hepimiz biliyoruz.

Tahir Büyükakın bugün çıkıp Fiat Egea kullansa –ben kullanıyorum. Gayet konforlu bir araç- hasta mı olur?

Fatma Kaplan Hürriyet kendi parasıyla satın aldığı aracı kullanıyor.

İzmit Belediyesi’nin itibarı mı zedeleniyor?

Yıllarca ifade ettim.

İbrahim Karaosmanoğlu’nu din öğretmeni maaşı ile satın alamayacağı araçlara bindiği, lüks içinde bir başkanlık dönemi geçirdiği için eleştirdim.

Benzer eleştirim Tahir Büyükakın için de geçerli.

Tahir hoca, akademisyen maaşıyla satın alamayacağı araca binmemeli.

*

Meslektaşlarımla ilgili yazı yazmayı sevmiyorum.

Maalesef Kocaeli’de isimlerini bildiğiniz pek çok kalem vitrin gazeteciliğinden başka bir şey yapmıyor.

Bir dönem tatlı su muhalifi olarak prim yapmışlardı.

Şimdi tatlı su muhalefetini de bıraktılar, topla tüfekle, bütün imkanlarla savunmaya geçtiler.

Yaptığım haberleri sürekli takip ettiklerini biliyorum.

Takip edilmek gayet güzel.

Ben haber yapmasam yazacak yazıları bile olmayacak neredeyse.

Bütün gün önlerinde Gazete Barış açık.

Bizim siyah dediğimizin beyaz olduğunu iddia ederek mesleklerini sürdürmeye çalışıyorlar.

Özellikle yerel iktidar konusunda çok hassaslar.

“Dokunmayın başkanıma” diye etrafta dört dönüyorlar.

*

Yaptığım haberler üzerinden kendilerine pay çıkarıp, iktidarı aklamak için mücadeleye girenleri gözlemliyorum.

Şahsıma yönelik bir ifadeleri olmadıkça gülüp geçiyorum.

Ancak “4 koltuğunu değiştirmiş” diyerek yalan beyanda bulunduklarını, lümpen dediklerinde, yazdıklarımın abesle iştigal olduklarını söylediklerinde rahat edemiyorum.

Bu yazı da bu rahatsızlık nedeniyle yazılmış küçük bir uyarı yazısıdır.

Aynı meslekle iştigal olduğum, bir yerde yan yana geldiğimizde “gazeteciler” çoğullamasına kurban gittiğim, PR ajansları için biçilmiş kaftan olan isimlere uyarımdır; benim haberlerim üzerinden, bana atıfta bulunarak yazı kaleme almayın.

Bugün bu yapılanlara susuyorsam geçmiş yıllardaki “merhaba”mızın hatırınadır.

Ancak haberlerim üzerinden algı yaratmaya, olayları çarpıtmaya devam ederseniz, bilirsiniz kolay susmam!