Ankara’nın şımarttıkları Kocaeli’de başımıza dert oluyor!
Bizde “işini Ankara’dan çözmek” diye bir kabul vardır.
İşi Ankara’dan çözersen nerede olduğunun önemi yok; tüm kapılar açılır.
Ruhsatsa ruhsat, imarsa imar.
Denize dolgu mu istiyorsun? Bakanlık bağlantılarını kullan şak diye çöz.
Göstermelik bir Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) süreci ve halkın katılımı toplantısı yap, hop “ÇED gerekli değildir” kararını al.
Geriye ne kaldı?
Bir de yatırım teşviği çözdün mü oh ne güzel memleket.
Kocaeli’de işini böyle yürüten büyük firma sayısı çok.
Bu ÇED toplantıları falan fakir avuntusu, göz boyama, desinler diye yapılan iş.
Yeter ki sermaye bir şey yapmak istesin.
Denizi de doldurur, kapısını da kapatır, ne denetlenir ne kapısı çalınır?
Ne hoş ticaret değil mi?
***
Abartıyor muyum?
Hiç abartmıyorum.
Bakın bugün Safiport Derince Liman İşletmeleri ile Derince Belediyesi arasında yaşananlar bunun canlı örneği.
Derince Limanı’nı alan Safiport, her işini Ankara’dan çözmüş.
Buraya geldi geleli ne harç ödemiş ne emlak vergisi vermiş.
Derince Belediyesi de dün denetime gitmiş ve inşa edilen yapılarla ilgili tutanak tutmuş.
Safiport öyle bir açıklama yayınladı ki şaşkınlıkla okudum.
Sanırsın büyük mağduriyetler yaşamışlar.
Sanırsın her yükümlülüklerini yerine getirmişler de bilinçli olarak bir belediye tarafından yıpratılmaya çalışılıyorlar.
Kendilerini denetlemek isteyen Derince Belediyesi’nden davacı olacaklarını söylemişler.
Sanki ilk kez bu sorun gündeme geliyormuş gibi bir de siyasi atıf gördüm açıklamada, Derince Belediyesi’nin yeni seçilen başkanının üzerlerine gittiğini kastetmişler.
Türkçesi şu oluyor, “CHP’li belediye başkanı bize zorluk çıkarıyor. Bizi koruyacak olanlar neredesiniz?”
İlginç bir açıklamaydı dediğim gibi.
***
Bu açıklamayı haber yaptıktan sonra Derince Belediye Başkanı Sertif Gökçe’yi aradım.
Sertif Başkan deneyimli bir hukukçu.
“Sizden davacı olacaklarmış ne diyorsunuz?” dedim.
“Hem bu kadar haksız hem de böyle talihsiz bir açıklama olmaz” dedi.
Sertif Başkan, Derince Belediyesi kendisi bir yapı yapsa bile ruhsat zorunluluğu olduğunu belirtti ve, “Bunlar ruhsat almıyor. Hiçbir şekilde harç dahi ödememiş. ‘Yapılar ruhsata tabi’ dediğimizde, gidip tespit yaptığımızda bizi kanunsuzlukla suçluyorlar. Kendileri hukuksuz bir şekilde davranıyor” ifadelerini kullandı.
Bu limanın denetimi Derince Belediyesi uhdesinde.
Siz bu şehrin denizini dolduracaksınız, yollarını bozacaksınız, suyunu kullanacaksınız.
Trafiğini kilitleyeceksiniz, hayatı zorlaştıracaksınız ama ilgili belediye “Hayırdır?” deyince de küplere bineceksiniz.
Ne güzel, ne tatlı bir dünyanız var sizin öyle?
***
Bakın yakın tarihte bir otel faciası yaşandı.
Belediye mi yetkiliydi, bakanlık mı yetkiliydi derken onlarca canı yitirdik.
Bu limanda yaşanacak herhangi bir felakette önlem almakla sorumlu tutulacak Derince Belediyesi, saf dışı bırakılmak isteniyor.
Bir faciada da ilk sorumlu Derince Belediyesi yöneticileri olacak.
Ankara’da birilerine güvenerek bu kente gelenler işte böyle başımıza bela oluyor.
Safiport, üzerine düşeni yapmak zorunda.
Bu şehirde yüzlerce sanayi tesisi ve onlarca liman nasıl vergisini harcını ödüyorsa siz de ödemek zorundasınız.
Diğer yandan şu kentte bir çakılı çiviniz yok kardeşim.
Sizin yönteminiz “Hep bana mı?”
Bu yöntem size uzun vadede zor kazandırır bizden söylemesi.
GÜNE BİR AFORİZMA
Tarihten öğrendiğimiz şey, insanın tarihten hiçbir ders alamıyor olduğudur. Hegel