Duruma Göre Bazen Kızılderiliyim

Sherman Alexie bir kitap yazıyor ve birçok açıdan bize sohbet aralığı sunuyor. Öncelikle 11-14 yaş aralığındaki ana karakter olan Junior...

Sherman Alexie bir kitap yazıyor ve birçok açıdan bize sohbet aralığı sunuyor. Öncelikle 11-14 yaş aralığındaki ana karakter olan Junior ile bize o yaş grubundaki büyüme sancılarını gösteriyor. Elbette sadece bir büyüme kitabı değil; öteki olmak nedir kavramı üzerine düşünmemizi sağlıyor. Junior’un kafa karmaşasındaki her şey; ırk, millet, kültür, aidiyet, kimlik gibi konular da okur olarak bizlere eşlik ediyor. Bir Kızılderili kampında büyüyen ana karakterin bulunduğu mekandan daha uzak ve başka türlü insanların, daha ziyade beyaz insanların olduğu okula gitmesiyle bizler de onun peşine takılıyoruz. Bengü Ayfer’in çevirisi ile okuduğumuz kitabın çizimleri Ellen Forney’e, kapak tasarımı da Selçuk Özdoğan’a ait. Altın Kitaplar Yayınevi de basımını üstleniyor.

Junior sadece aileleri, ebeveynleri, olaylara karşı duygu durum hallerini değil, insanı da özeleştirel bir şekilde ele alırken bizlerin de bu konulara aynı mesafeden bakmamızı sağlıyor. Gittiği okuldakiler, onların aileleri, bir olaya verdikleri tepkiler ile çocukların birbirleriyle ve yaşamla kurdukları bağ Junior’un tanıdığı ve bildiğinden çok farklı. Ana karakter iki tarafı da deneyimlerken her iki tarafta da öteki oluyor ve arafta kalmak ifadesinin içini dolduruyor. Zamanla taşlar yerine oturuyor ve ana karakter aslında büyürken, hayata bakışı da genişliyor. Deneyimler, yaşananlar ve mekanlar insanı değiştirip dönüştürürken bizler de okur olarak kendi büyüme süreçlerimizi gözden geçiriyoruz. En azından bende öyle oldu. Bazen bir çocuğun kendi anne ve babasına karşı tanımlamalarda bulunması için ve kendine bakabilmesi için onlardan biraz uzağa düşmesi, bir mesafelenmesi gerekebiliyor ve bu kitapta da böyle oluyor. Junior’un kendi ailesi ile yeni gittiği okuldaki aileleri karşılaştırdığı ve büyük bir olgunlukla iki taraftaki iyi olanı gösterdiği kısımlar oldukça etkileyiciydi. Yine gelenek ve göreneklerin farklılığı da çarpıcı örneklerle sunulmuştu. Örneğin Junior’un büyükannesinin ölümü sonrası düzenlenen cenaze merasimi ve sonrasında ablasının kaybı sonrası evin içinde yaşananları değerlendirdiği kısımlar çok etkileyiciydi. Belirli rutiellerin dışarıdan bakıldığında nasıl da ilginç olabileceğini gösteren bu örneklerde okur olarak ben de bizim yaşadığımız toplumlara dair bazı benzerlikler gördüm.

Kitapta zorbalık konusuna da yer veriliyor. Akran zorbalığı bazen yerini ırkçılığa, bazen de güçlü olanın zayıf olana zorbalığı şeklinde yer alıyor. En güzel kısımlardan bir tanesi de öğretmenin zorbalığına karşılık Junior’un sınıf arkadaşlarının ona destek çıkmaları ve öğretmeni eleştirmeleri oluyor. Bu kısımda Junior sınıfsal olanın dışında insanın iyi ve kötü olmasını sorguluyor. Bu sorgulama bizlere de bulaşıyor elbette yine okur tarafından.

Başından sonuna kadar sürükleyici, kurgusu ile ilgi ve merakı canlı tutan, bence antropolojik incelemelerle hazırlanmış bir kitap var elimizde. Dolayısıyla insana dair olan halleri göstermesi ve bunu bir çocuğun gözünden aktarması oldukça kıymetli kılıyor yazılanları ve aldığı ödüller daha da anlam kazanıyor.

SON DAKİKA HABERLERİ

Saadet Sevinç Doğan Diğer Yazıları