Yine mi dağ fare doğuracak!

Kocaeli hakikaten çok değişik bir kent. Bu kent öyle bir kent oldu ki, kimsenin kimseye tahammülünün olmadığı, Herkesin...

Kocaeli hakikaten çok değişik bir kent.

Bu kent öyle bir kent oldu ki, kimsenin kimseye tahammülünün olmadığı,

Herkesin birbirini paçasından çekmeye çalıştığı, açığını aradığı, İtibarsızlaştırmak için fırsat kolladığı, sadece kendi çıkarları doğrultusunda siyaset yaptığı,

En önemlisi de acıda ve sevinçte ortaklaşamadığı bambaşka bir şehir olduk çıktık.

Ne acıya sebep olanlarda ne de acının üstünden siyaset yapanlarda zerre kadar samimiyet yok!

Bir taraf, sorumluluğu üzerinden atma, olayı soğutma derdindeyken;

Diğer taraf sanki kendi sorumluluklarının çok farkındaymış, ihmal sebebiyle cana mal olmayacak yönetim anlayışı varmış gibi yanan ateşe odun atıyor.

Ama sonuçta ne ihmaller sonucu giden canlar geri geliyor, ne de sorumlular hesap veriyor.

***

Bakınız, Gebze’de yıkılan binada 4 can yok yere yaşamını yitirdi.

Aileden hayatta kalan tek evlat Dilara’nın yaşadığı ve bundan sonra yaşayacağı travmanın ise haddi hesabı yok.

Bilir ailesinin yedisi gelmiş ama hala sorumlunun kim ya da kimler olduğuna dair net bir bilgi yok!

Ne var, hala araştırma var…

Bu kadar uzayınca insanın aklına ister istemez iyi şeyler gelmiyor.

“Bakılıyor, ediliyor, yok 6 üniversiteden hocalar araştırıyor” şeklindeki günü geçiştiren açıklamalar kuşkuları daha da artırıyor.

Korkarım ki yine dağ fare doğuracak.

***

Bu tür olaylarda AKP iktidarının sicili bozuk maalesef.

Geçmişte ihmaller sonucu yaşanan ne kadar facia varsa tek bir sorumlu hesap vermedi.

Hesap vermeyi bırakın, istifası dahi istenmedi.

Taktiksel olarak zamana yayıp unutturuyorlar.

Haklı olarak da herkes “yine öyle olacak” diyor.

Araştırmalar yapılır, birtakım raporlar hazırlanır, kamuoyunu yatıştırmak, tepkileri sakinleştirmek için her şeyin üstüne gidilecek denir.

Sonra soruşturmalar başlar.

O bilirkişi, bu bilirkişi derken gündemden düşer.

Bolu Kartalkaya yangını bile unutuldu.

Umarım bu sefer yanılırız ama sürece baktığımızda Kartalkaya ne ise Gebze de o olacak diyor.

***

Aklım almıyor, yedi gün geçti, bunca zaman neyi bulamadınız?

Kim sorumlu kardeşim?

Müteahhit mi, metroyu yapan şirket mi, bakanlık mı, büyükşehir mi, ilçe belediyesi mi, kimin görevi ne?

Hangisi yetki kullanmamış?

Kim hangi görevi ihmal etmiş? Anlatın da bilelim.

Aslında tam da bu olaya uygun bir fıkra var.

Fıkralar insanı ilk anda güldürse de düşünce gücümüzü çalıştırmaya aracılık eder.

Anlatacağım kısacık fıkra da öyle…

Temel yolda gidiyormuş. Yerde bir muz kabuğu görmüş ve heyecanla “Eyvah yine düşeceğiz” demiş.

Fıkra bu kadar!

Umarım yine düşmeyiz.

***

Gözümüz kulağımız, aklımız, kalbimiz Gebze’den gelecek açıklamada.

Millet ivedilikle siyasetten açıklama bekliyor. Ama siyaset ağız dalaşı yapıyor.

Biz artık siyasilerin çirkin, samimiyetten uzak atışmalarından çok sıkıldık!

“Bu kente bir metre metro yapamadınız” diyerek eleştiri yapanların, sonra duruma göre şekil değiştirip metroyu ölüm tuzağı gibi lanse etmesindeki aymazlıklardan çok sıkıldık!

Sorumluların sorumsuzluğundan, top çevirmesinden çok sıkıldık!

Gerçek ne, bize onu anlatın artık!

Kimin yetkisi ne, nereye kadar, sorumluluk kimde, bakanlık mı, büyükşehir belediyesi mi, ilçe belediyesi mi, metroyu yapan firma mı yoksa müteahhit mi?

Bunlardan hangisi sorumlu, sorumlunun sorumluluğu nereye kadar?

Artık bir zahmet açıklayın!

***

Üniversite hocaları inceliyor, tamam onu anladık da hocalar mı bize “SUÇLU ŞUDUR” diyecek?

Mesela Türkiye’nin gündemi olan bu konuda Adalet Bakanlığı sürece dair bir açıklama yapamaz mıydı?

Soruşturmalar şu safhada diyemez miydi?

Kamu vicdanını rahatsız eden böylesi önemli bir konuda bu kadar sessizlik normal mi?

Yoksa konunun gündemden düşmesini, unutulup gitmesini mi bekliyorlar?

Ne olacak yani, yine mi dağ fare doğuracak?

Yoksa Temel’in fıkrası gibi yine mi kayıp düşeceğiz…?

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları