Yanlış duvarı yıktınız!

19. yüzyılın yarısında inşa edilen ve 21 Temmuz 1993 tarihinde çıkan yangında küle dönen, İzmit Sabri Yalım Parkı’ndaki tarihi Tekel binasından geriye kalan...

19. yüzyılın yarısında inşa edilen ve 21 Temmuz 1993 tarihinde çıkan yangında küle dönen, İzmit Sabri Yalım Parkı’ndaki tarihi Tekel binasından geriye kalan duvar, İzmit’te bir süredir yaşanmayan siyasi polemikleri de beraberinde getirdi malumunuz…

AKP ile CHP’liler, duvar üzerinden bir düelloya girişti. CHP’liler, tarihi duvarı yıktığı için Büyükşehir Belediyesine tepki gösterirken AKP’liler ise yangın sonrası Tekel binasının sağlam kalan duvarlarının Sefa Sirmen döneminde yıkılması üzerinden bu tepkileri savuşturma yoluna gitti.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet yıkım sahasında eline aldığı tuğla ile “Bize haber vermediler, vahşice yıktılar” dedi, Büyükşehir Belediyesi ise “Yıkım konusunda İzmit Belediyesini bilgilendirdik” cevabını verdi. Ardından AKP’li ve CHP’liler “Duvar” tartışmasına müdahil olarak polemiği ateşledi.

AKP İzmit İlçe Başkanı Ali Güney, “O tuğlaları Sayın Sefa Sirmen’e götürün, 1994’teki o gizemli yangınla ilgili size gerekli bilgileri versin. Hesap soracaksanız da kendisine sorun” dedi. Ali Güney’in “Gizemli yangın” ifadesi bir hayli ilginçti. Bir nevi yangında Sefa Sirmen’in payı olduğunu iddia eder gibiydi!

AKP İzmit Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Muharrem Tutuş ise yanan Tekel binasından geriye kalan duvarların Sefa Sirmen döneminde yıkıldığını kaydetti.

CHP Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Engin Taşdemir, Fatma Kaplan Hürriyet’in, Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki Tekel duvarıyla ilgili projesini paylaştığı videoyu yayımlayarak, “1500 adet ağır hasarlı bina varken, neden bu binayı yıktınız?” diye sordu.

***

“Yürüyüş Yolu projesi kapsamında” deniyor, “Hasarlıydı” deniyor! Bu Tekel duvarı, bunca yıl neden yıkılmadı da İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in böyle bir projeyi Meclis’e sunmasından aylar sonra yıkıldı?

Yürüyüş Yolu projesine bu duvarın da içine katıldığı bir proje eklenemez miydi? Buranın her an yıkılabilir bir durumda olduğu söyleniyor, madem öyle bugüne kadar neden ayakta kalmasına izin verildi? Ya da burası neden güçlendirilmedi? Gibi sorular soruluyor kamuoyunda.

***

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, kendilerine haber verilmediğini belirten, duvarın vahşice yıkıldığını kaydeden bir açıklamada bulunuyor. Haberleri olsaydı, yıkım daha dikkatli yapılsaydı en azından tuğlaları kurtarabileceklerini söylüyor.

Büyükşehir Belediyesi ise 1 Nisan’da yıkımın İzmit Belediyesine bildirildiğini kaydediyor. Öte yandan arasına harç konarak inşa edilen tuğlaların, harçtan ayırılarak yıkılmasının imkansız olduğundan söz ediliyor.

Büyükşehir haber vermiş, öncesinde gelip hazırlık da yapmış, İzmit Belediyesi “haberdar değiliz” diyor vs…

Bir duvar üzerinden siyasi polemikler bu şekilde aldı başını gidiyor.

***

Fatma Kaplan Hürriyet, bu projeyi Büyükşehir Meclisi’nde sunduktan sonra devamını getirebilir, projesinin peşine düşebilirdi. Belki de bu yıkımı durduracak kamuoyu algısını oluşturabilirdi. Böyle bir şey olmadı.

Büyükşehir Belediyesi ise karşısına bu proje defalarca geldi ise Anıtlar Yüksek Kurulu’na yıkım için başvuru yapmadan önce Hürriyet ile bu konuyu istişare edebilirdi. Böyle bir şey de olmadı…

Ve bu duvar tartışmalarında kamuoyunda iki tür algı oluştu:

Birincisi Büyükşehir Belediyesinin, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in projesine karşı bu duvarı yıktığı.

İkinci algı İzmit Belediyesinin bir defa mecliste açıkladığı proje taslağının peşine düşmediği halde, kendilerine haber verildiği halde yıkım sonrası mağdur edebiyatı yaptığı.

***

Oysa tüm bunlara gerek kalmayabilirdi. Fatma Kaplan Hürriyet, madem böyle bir proje sundu, ortak yapabileceklerini söyledi, bu projenin yapılabilirliği vardı, üzerine düşmeliydi bu projenin. Projesini İzmit halkına pazarlamalıydı. Büyükşehir’i ikna etmeliydi, kamuoyunu ikna etmeliydi.

Büyükşehir Belediyesi ise gerçekten varsa bunun yapılmasına siyaset dışı bir engel, çıkardı, kamuoyunun karşısına, “Böyle bir proje önerildi ancak bu duvarın hasarlı olduğu tespit edildi, güçlendirilmesi de söz konusu değil” ya da “Böyle bir proje önerildi ancak bizim yapacağımız Yürüyüş Yolu projesine uygun değil” der, yıkım düşüncesini paylaşabilirdi. Veyahut da oluru varsa yapılmak istenen projeye onay verebilirdi.

Her iki kesim de İzmit için arasındaki “Siyaset duvarı”nı yıkıp, bu projenin hayata geçmesine katkı sunabilir ya da yıkılması gerekiyorsa buna ortak kanaat getirebilirdi. Ki en doğrusu da bu olurdu.

Daha önce de defalarca yazdım, “Siyaseten rekabet iyidir, kentlere kazandırır. Lakin uyum da önemlidir. Siyasi rozetlerini bir kenara bırakması gereken başkanlar, kentin çıkarı için bir araya gelmesini bilmelidir. Mesela Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ile İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, İzmit’i ilgilendiren her konuda bir araya gelebilmeli, kenti birlikte dolaşabilmeli, sorunları birlikte dinlemeli, birlikte çözüm üretmelidir” diye…

Ama olmadı, yine yanlış duvar yıkıldı, şimdi molozlarından toplanan tuğlalar, siyasetin bölen duvarının üzerine konuyor ve bu duvar her yıkımda yükselmeye devam ediyor.

Tekel binası yıkıldı
SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları