Balcıoğlu’nun aleyhine çalıştılar

Siyasette en zor olan nedir biliyor musunuz?

Kadın olmak..!

Bunu salt bir parti için değil, bütün partileri aynı çatı altına koyarak söylüyorum.

Bakmayın siz onların kadınsız siyaset olmaz söylemlerine…

Onların gözünde kadın siyasetçi demek, seçim hazırlıklarında evlere girmede kullanılan anahtar demek.

Vitrin demek, joker eleman demek

Şöyle ilimize dönüp bir bakın; kaç tane kadın siyasetçi var?

Partilerin yönetim kademelerinin yüzde 50’sini oluşturdukları görülmüş bir şey mi?

Göremezsiniz çünkü kadınlar “mecburi” cinsiyet kotasının, zoraki istikametidir.

Hani demiş ya aklı evvellerden biri “dünya yuvarlak değil, düzdür” diye?

Ha işte o aklı evvelin dediği olsa bile yani dünya yuvarlaktan düz konuma geçse bile bizim cinsiyet kotamız kadından erkeğe doğru evrilmez.

***

Kadın politikacıların kolay kolay yol alamadığı arenada

Bir de bunların üzerine “kadının kadını çekememesi, köstek olması” durumu var.

Alın işte en yakın örneğini AKP İl Başkan Yardımcısı Emel Ceylan Balcıoğlu yaşadı.

Avukat Emel Ceylan Balcıoğlu, AKP Kocaeli siyasetinin en öndeki kadınlarından biridir.

AKP Kocaeli’de kadın denilince akla gelen ilk isimlerden biridir.

Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu da milletvekili olduğu için tanınır, bilinir.

Bir dahaki dönem Kocaeli’den değil de İstanbul’dan aday gösterilse, Kocaeli Radiye hanımı unutur gider.

Tıpkı şimdilerde eski milletvekili Sibel Gönül’ün unutulduğu gibi…

***

Bunlar ayrı konular…

Gelmek istediğim yer şudur:

Emel Ceylan Balcıoğlu, partisinin önemli isimlerinden biriyken

Neden kadınlar tarafından kolayca harcanıyor?

Biraz daha açayım isterseniz;

Bilindiği gibi Emel hanımın ismi İzmit ilçe başkanlığı için geçti.

Ama kendisinin adaylığı söz konusu değildi. Tamamen parti genel merkezinin isteği doğrultusunda davet edildi.

O da partisinin bu çağrısına uyarak iki arkadaşıyla birlikte Ankara’ya görüşmelere katıldı.

***

Hasan Ayaz ve Alper Doğan’ın aday olup, Emel Ceylan Balcıoğlu’nun aday olmadığı bir yerde,

Emel hanım Ankara’ya çağrılınca haliyle herkes ne düşündü?

Emel Balcıoğlu ilçe başkanlığına yakıştırıldı ve diğer iki isimden bir adım öne geçti.

Öyle ya; sırf bir kadın olsun, vitrin güzelleşsin diye düşünmüş olamazlar, öyle değil mi?

Öyle olsaydı kadın adaylardan Aysel Demirtaş Ankara’ya davet edilirdi.

Ama AKP Genel Merkezi ne yaptı?

Vizyonuyla, misyonuyla, İzmitli oluşuyla, gerek STK’larda yaptıklarıyla, gerek il başkan yardımcılığındaki performansıyla ölçüp biçtiği Balcıoğlu’nu Ankara’ya çağırdı.

Böylelikle Aysel Demirtaş’ı ciddi aday görmediklerini de dolaylı yoldan anlatmış oldu.

***

Fakat gelin görün ki, Emel Ceylan Balcıoğlu’nun Ankara’ya çağrılması en çok kadınları rahatsız etti.

İl kadın kolları başkanı başta olmak üzere, Emel hanıma sahip çıkılmadı.

Bırakın sahip çıkmayı, hakkında olumsuz görüş bildirdikleri, hatta olduk olmadık konuşmalar yaptığı şeklinde iddialar var.

Sonuçlar açıklandıktan hemen sonra aday adaylarından Aysel Demirtaş’ın sosyal medyadaki keyifli paylaşımı ise işin başka bir boyutu oldu.

Hani hep diyoruz ya, AKP’de kol kırılır yen içinde kalır diye?

İşte o iş artık öyle değil. Birlikte yan yana oturduğu, aynı davayı güden bir kadının, kadına yaptıkları ortadayken, kadınlar siyasetin temsil noktalarında nasıl çoğalacaklar?

Kadınlar çok avam bir anlayışa hakim AKP’de ki, tüm siyasi yapılarda bu böyle.

Oysa bilmezler ki ne kadar çok kadın tırmanışa geçerse o kadar çok kadına şans verilir.

***

Düşünün… Emel Ceylan Balcıoğlu Şemsettin Ceyhan’ın yardımcılığını yapıyor.

Ceyhan derseniz Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’ın ekibinde yer alıyor.

Ama bu ekipteki kadınlar, Emel Ceylan Balcıoğlu’nun ilçe başkanı olmasını istemiyor.

Acaba diyorum, dertleri sadece Balcıoğlu mu yoksa Ceyhan ya da Işık mı?

Emel Balcıoğlu’nun önünü kesmeye çalışanlar direkt olarak Fikri Işık’ı mı hedef aldı?

Öyle ya; AKP’de bu işler bayağı yürek ister!

***

Bu konuda ne Emel hanımla ne başkasıyla konuşma yapmadım henüz.

Çünkü sorsam da cevap alamayacağımı biliyorum.

Balcıoğlu’nun insanı sinir edecek derecede parti aidiyeti vardır.

Belki de bu yönünü bildikleri için tepesine biniyorlardır.

Belki bu konuyu kendine hiç dert edinmedi, o ayrı ama garibime giden bir şey daha var.

Neden hiç kimse aday olmadığı halde Ankara’ya çağrılan Emel hanım hakkında yorum yapmaktan kaçınıyor?

Basın adeta söz birliği etmişçesine seçilen ilçe başkanını İzmit’in evladı olarak lanse etmekle meşgul.

Olabilir, benim Hasan Ayaz’a diyeceğim bir söz yok.

Allah yolunu açık etsin, çok başarılı olsun, başarılarını yazayım ama olmayan bir şeyi de var gibi anlatmasınlar.

Hasan Ayaz Başiskeleli değil mi? Benim bildiğim öyle.

İzmit’te politika yaptığı için öyle sanılabilir fakat bir şeyi söylerken detayları atlamayalım.

Hasan Ayaz Başiskelelidir, yakın zaman öncesine kadar da Başiskele’de ikamet ediyordu ancak İzmit’e angaje olmuş ve bunu etrafa iyi empoze etmiştir.

O nedenle de İzmitli gözüyle bakılıyor, bu olabilir.

Hoş, bir ilçe başkanının nereli olduğunun pek bir önemi yoktur.

Belediye başkan adayı olsa bu çok daha önem arz eder çünkü İzmitli oy verirken bu işlere önem verir.

Nihayetinde ilçe başkanı dediğin kendi teşkilatını şekillendirir.

***

Yeni seçilen ilçe başkanı Hasan Ayaz’a görevinde başarılar diliyorum.

Hasan Ayaz hakkında söyleyecek çok fazla sözüm yok, zaman içerisinde daha çokça bu sütunlara konu olacak işler yapacağına eminim.

Ne ön yargılıyım, ne de karşıyım. Sadece bildiklerini, kendi doğrularını yazan biriyim.

Kendisine ilçe başkanı olduğu an itibariyle yeni bir sayfa açtım kendi penceremden.

Yanlış yaparsa (bana yanlış gelen anlamında) ilk ben, doğru yaparsa da yine ilk ben yazacağım.

Biz buna objektiflik diyoruz. Hazmeden eder, hazmetmeyen suyundan yer.

Ama tecrübeli bir siyasetçi olarak bunlara hazır olduğuna inanıyorum.

***

Emel Ceylan Balcıoğlu konusuna son kez değinirsek;

Onu en çok kadınlar yalnız bıraktı

Bırakın yalnız bırakmayı, en çok onlar aleyhine çalıştı.

Çünkü kritik anlarda Emel Ceylan Balcıoğlu isminin akla gelen ilk isim olmasını hazmedemiyorlar.

İtiraz edecekler, yok öyle bir şey diyecekler biliyorum ama ben altı boş konuşmam.

Ankara’da neler oldu, kim kiminle neler konuştu, kimler kime referans oldu?

İleride bu konuları daha da açarız…