Gürsel Tekin'in Fethiye'de ne işi var?

Kocaeli'de CHP bugün hareketliydi. Muharrem İnce bir tarafta Gürsel Tekin diğer tarafta Kocaeli'yi gezdi. Bazıları İnce'nin gelişine karşın Gürsel Tekin'in Kocaeli'ye getirildiğini düşünse de buna katılmadığımı...

Kocaeli’de CHP bugün hareketliydi.

Muharrem İnce bir tarafta Gürsel Tekin diğer tarafta Kocaeli’yi gezdi.

Bazıları İnce’nin gelişine karşın

Gürsel Tekin’in Kocaeli’ye getirildiğini düşünse de buna katılmadığımı belirteyim.

Gürsel Tekin, genel merkez tarafından esnaflarla ilgili program için görevlendirilmişti.

Tahsin Tarhan ile beraber Kocaeli ilinden sorumlu idi.

Program çok önce yapılmıştı.

Yapılmasına yapıldı ama bana göre stratejik olarak baştan sona acemice hazırlanmış bir programdı.

Nedenine gelince…

***

Gürsel Tekin’in hitap ettiği, aynı dili konuşmakta zorlanmayacağı bir kesim var.

O kesim CHP’nin Kocaeli’de ulaşamadığı bir kesim aynı zamanda.

Tekin, çeperlerin adamı.

Tekin, halk adamı.

Onu götürecekseniz Dilovası’na Gebze’nin, Çayırova’nın arka mahallelerine, göreceksiniz politika nasıl yapılır.

İzmit’te Fethiye Caddesi’ne değil!

Adamın bu konularda tescillenmiş çalışmaları, hazırlanmış raporları var.

Çok iyi istatistik tutar.

Gürsel Tekin sürekli garip gurebaların arasında gezer.

Buradan kalkıp İstanbul’a onunla röportaja gittiğimde

Duyduklarımı hala unutamıyorum.

Siz şimdi böyle bir milletvekilini neden faydalı olacak yerlerde kullanmazsınız ki?

Söyleyeyim mi nedenini?

***

Birincisi; Gürsel Tekin’i İzmit’e getirdiler ki merkezde hareket olsun, basın ilgi göstersin, çalışma yaptık diyebilsinler.

İkincisi; Harun Yıldızlı’nın en iyi anlaştığı ilçe başkanı Birkan Koçak olunca;

Haliyle programda ikinci ilçe olarak Derince tercih edildi.

İzmit ve Derince’nin merkezinde birkaç esnaf ziyaretiyle sözüm ona siyasi çalışma yapıldı.

Oysa programı Gürsel Tekin’in kendisine bıraksalar en alasını yapacağına hiç kuşku olmazdı.

Dedim ya;

Çok acemice hazırlanmış, CHP’ye hiçbir katkı sağlamayan boş bir program oldu.

Ha, Gürsel Tekin’i görüp sohbet eden, derdini anlatan vatandaşlar tabi ki sevinmiştir.

Ancak amaç hasıl olmuş mudur derseniz, o zaman başka.

Gürsel Tekin’i biraz olsun tanıyorsam, aşağı yukarı aynı düşünmüştür diyebilirim.

Çünkü ismiyle müsemma yani “Halk adamıdır”…

Bugün ilimizden Muharrem İnce geçti.

CHP İzmit ilçe eski başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya’nın ev sahipliğinde

İnce ile beraber öğle yemeği yedik.

Aklımızdaki soruları kendisine yöneltmeden önce İnce ne diyor diye dinledik.

Özetle şunları söyledi:

*

“Şu ana kadar 44 ile gittim. Bunların sonucunda ne yapacağımızı millet bize söylüyor. Parti kur diyen de var, kurma diyen de var. Herkesi dinleyeceğiz, 81 vilayete gideceğiz.

Ama gördüğüm şu. Millet hem iktidardan hem muhalefetten rahatsız. Hem iktidarın oyu düşüyor hem muhalefetin.

Kararsız seçmen sayısı yüzde 36’ya çıkmış. Kararsızlar birinci parti. Böyle bir ortamda ne yapacağımıza birlikte karar vereceğiz.

*

Dokunsan yıkılacak bir iktidar var ama muhalefet umut olamıyor.

Umut olamıyor, umutları yeşertemiyor, ayağa kaldıramıyor, örgütleyemiyor.

İnsanlar üç çeyrek altına çalışıyor.

Yıpranmış bir iktidar, beceremeyen bir muhalefet var”

diyor.

*

Sayın İnce’ye sordum:

-Sizi karşılamaya, destek olmaya gelen CHP’liler daha sonra CHP yetkilileri tarafından bir ambargoyla karşılaşıyor mu?

Muharrem İnce’nin yanında göründün deyip, partiden çizik yiyor mu? Mesela bugün burada Mehmet Ümit Küçükkaya size program tertipleyerek bana göre risk aldı. Ne diyorsunuz? Sorusuna karşı İnce,

“Yiyecek çizik kalmadı. Benim adamlarım diye bazılarını meclis üyesi bile yapmadılar. Hepsini dışladılar. Daha ne yapacaklar, asacak halleri yok ya. Ayrıca Mehmet çiziklere alışık”

dedi.

*

Küçükkaya ise “Muharrem Bey ile benim tanışmam çok eski.

2015’te ben İzmit ilçe başkanı oldum. Fatma Hanım yeni milletvekiliydi.

O dönemler Mehmet Ali Paşa’da cumhuriyetçi seçmene hitap edecek bir siyasetçiye ihtiyacımız vardı. Bir telefon açtım, geldi.

2017’de sıkıştığımızda çağırdık, geldi ve Perşembe pazarı alanında miting yaptık.

Düğünüm oldu, nikah şahitliğimi yaptı.

Onun oğlunun düğünü oldu biz kalktık gittik.

Sadece bana değil, Körfez’de ve diğer yerlerde sıkıştığımız her noktada lazım olduğunda gelen,

Kocaeli’de siyaset yapan herkese katkısı olan bir insanı ağırlamaktan onur duyuyorum.

Bundan dolayı çizik yersek; ben 120 kiloyum ama rahmetli İsamettin Akkurt bana “ince mehmet” derdi, hiç sıkıntı yok.

Biz alışkınız, şerbetliyiz bu konuda”

diye konuştu.

Muharrem İnce siyaseten verilen kimi cezaların bazen ödül olduğunu,

ödül gibi görünenlerin ise bazen ceza olduğunu hatırlattı.

*

Muharrem İnce’nin en dikkatimi çeken söylemlerinden biri de

Bekir Coşkun’un cenazesinde çekilen fotoğraf ile alakalıydı.

Rahmetli Coşkun’un cenazesinde Kılıçdaroğlu ve İnce yan yana saf tutmuşlar.

Fakat CHP Genel Merkezi fotoğrafı yayınlarken o kareden İnce’yi kesmiş.

İnce bu durumun hiç küçümsenmeyecek bir şey olduğunu söylüyor ve diyor ki;

“O fotoğrafı kim kesmişse kim talimat vermişse asıl bölücü o.

Sizce benim fotoğrafımı oradan kesen kişi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bana oy vermiş midir?”

Evet… basit, sıradan bir şey gibi görülse de oldukça derin anlam yüklü bir mesaj.

***

Bugün burada Muharrem İnce’yi dinlerken, sanki başka partiden birini dinliyormuşum hissine kapıldım.

İktidara bir yükleniyorsa CHP’ye üç yükleniyor.

Bunu yaparak nereye varmak istiyor bilmiyorum.

İnce’nin stratejisi nedir merak ediyorum.

CHP’yi kendine getirmek ise şayet; daha çok bekler.

CHP bugünlere kendi evlatlarını harcaya harcaya geldi.

Gelinen noktada “YCHP” diye garip, alışılmışın dışında, bambaşka bir yapı ortaya çıktı.

Muharrem İnce’nin de isyanı buna.

Ama Muharrem İnce’nin isyan etmeye hakkı var mı derseniz, işte orası muamma.

**

Malum, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’ye umut olan o adam

Bir gecede kendiyle alakalı olumlu algıyı yerle yeksan etti.

Ve yaptığı açıklamalar kimseyi tatmin etmedi.

Sabahlara kadar oy çuvallarının üzerinde bekleyen Muharrem İnce algısı devam etseydi

Bugün CHP’de genel başkanlık koltuğunda belki de o oturuyor olacaktı.

Bu konuda hiç öz eleştiri yapmaması da dikkatimi çeken yönlerden biriydi.

Diğer yandan İnce’ye soruyoruz; parti kurmak kolay mı?

Örgütlenmek kolay mı?

Adam bulsanız para bulamazsınız. Nasıl yapacaksınız?

Altındaki otobüsü bir yıllığına kiraladığını anlatıyor İnce ve konu dağılıyor.

İNCE’Yİ DİNLEMEYE NEDEN GELMEDİLER?

CHP’liler kimseye benzemez.

İnanmışsa o ne der bu ne der demez, gelir.

Ama dediğim gibi partide Muharrem İnce’ye karşı o eski ilgi yok.

Bence bugün oraya gelmeyenler İnce’nin “memleket hareketinin” sonuç vereceğine inanmıyor.

Dahası… cumhurbaşkanlığı yarışında son geceki tavrını affetmiyor.

Yoksa, İnce düz milletvekili iken bile Kocaeli’ye geldiğinde Kılıçdaroğlu kadar taraftar kitlesi olan bir siyasetçiydi.

Yani bugün İnce’nin yanına gelmeyenlerin fişlenme korkusu falan yoktu.

***

Sonuç:

Muharrem İnce’nin memleket hareketinde gördüğüm şey

Daha çok parti içi iktidar yarışına yönelik olduğudur.

CHP’yi halka şikayet eden İnce, aynı zamanda disiplin suçu da işliyor.

Bunu başka partilerde göremezsiniz.

CHP buna neden müsaade ediyor, çok demokratik olduğundan mı yoksa işine mi öyle geliyor, onu da anlamış değilim.

Görelim bakalım bu hareketin sonunda İnce neyi başarmış olacak?

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları