İnce’nin itirazı var!

Geçen gün Muharrem İnce ilimize geldi. 'Memleket hareketi” adı altında başlattığı kampanyada CHP İzmit ilçe eski başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya'nın misafiri oldu. Küçükkaya'nın iş yerinde basınla buluştu. İnce ile...

Geçen gün Muharrem İnce ilimize geldi.

“Memleket hareketi”

adı altında başlattığı kampanyada

CHP İzmit ilçe eski başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya’nın misafiri oldu.

Küçükkaya’nın iş yerinde basınla buluştu.

İnce ile aynı masada hem yemek yedik, hem de kafamızdaki soruları kendisine yönelttik.

Düşüncelerimi zaten kaleme almıştım.

Yazım üzerine Muharrem İnce mesaj yoluyla bana ulaştı.

Yazıyı okuduğunu ancak bir noktaya katılmadığını söyledi.

Merakla bekledim, acaba nereye itiraz edecek diye.

İnce şöyle dedi.

“Yazıda katılmadığım bir yer var. Kalabalık olmadı demişsiniz. Kalabalık olsun istemiyoruz zaten, salgın var.

İnsanları bir yere toplayıp konuşma yapmak eskide kaldı.

Artık tek tek ayağına gideceksiniz. Ben de onu yapıyorum. O yüzden değerlendirmeniz yanlış bence

” diyor.

Muharrem İnce’nin bu eleştirisine katılıyorum.

Ama ben orada CHP’lilerin ilgisizliğinden bahsetmiştim.

Tarz olarak Muharrem İnce’nin nasıl çalıştığını zaten bilirim.

Sanırım ben iyi ifade edemedim.

Neyse…

Diğer yandan, yazıda eleştirecek çok daha önemli nokta vardı ama onların hiçbirine takılmadı.

Muharrem İnce’ye yorumu nedeniyle teşekkür ettim.

Onu hala çok enerjik bulduğumu, yeniden Türkiye’ye umut olmayı başarmasını diledim.

İnce, “Umut olacağız inanıyorum. Ben sokağa bakarım. Sokakta var olan siyasette var olur” diyerek iddiasını yineledi.

Yolu açık olsun.

------------------------------

YAZIK EDECEKLER!

Kartepe son günlerde istenmeyen olaylarla anılır oldu.

Tek tek sıralamaya gerek yok.

Bizim en muhteşem ilçelerimizin başını çeken Kartepe bu kez de çevre olayıyla gündemde.

CHP Kocaeli Milletvekili ve PM Üyesi, aynı zamanda sanayici iş insanı Tahsin Tarhan bugün önemli bir konuyu gündeme taşıdı.

Sadeleştirerek ifade etmek gerekirse;

Tarhan; Kocaeli, Düzce ve Erzincan’da lastik yakma tesislerinin kurulacağını iddia etti.

Bunun önünü açmak için ise Maden, doğalgaz ve elektrikle ilgili pek çok maddeyi içerisinde barından yasa teklifinin içerisine dahil edildiğini söyledi.

Yani lastik yakma işleminin “biyokütle” tanımı içerisine alınması önerilmiş.

Alakasız biçimde yasa, kılıfına uydurulmak istenmiş.

***

Hazırlanan kanun teklifi bu haliyle meclisten geçerse, bundan böyle lastik yakmak “yenilenebilir enerji” olarak tanımlanacak.

Tarhan, hali hazırda komisyon çalışmaları devam ederken

Kocaeli’de Kartepe gibi turizme en açık bölgede bu tesisin kurulmasının yanlış olduğunu haykırıyor.

İnsana ve doğaya zarar vererek enerji üretmenin seçenekler arasında olmaması gerektiğini savunuyor.

Bu konuda Tahsin Tarhan’a katılmamak elde değil.

Turizm kenti olma iddiasında bulunanların, bu iddiayı sıralarken en başta Kartepe ilçesinin güzelliklerinden bahsetmesi tesadüf değildir.

Dağıyla, doğasıyla, doğallığıyla, havasıyla, suyuyla, verimli toprağıyla, hatta insanıyla Kartepe;

Kocaeli’nin vizyonuna katkı sunacak, turizmde öne çıkacak en önemli ilçelerin başında yer alıyor.

Siz şimdi böyle doğallıkları içinde barındıran güzelim ilçeye “lastik yakma tesisi” kurdurursanız doğru olur mu?

Ama Türkiye’de maalesef hukukun değil, bir anlamda “üstünlerin hukuku” var.

Sermaye istiyor, hemen bu isteğe uygun kanun teklifi hazırlanıyor ve meclis aritmetiğinin avantajıyla iş yasal hale getiriliyor.

Burada yapılmak istenen de budur.

Çünkü bugün kime sorsanız Kartepe’nin havasının kirlenmesini istemez.

Bu konuda yerel yönetimler etkisiz eleman pozisyonunda görülüyor.

Zira iş, Bakanlıktan geçiyor.

Bakanlıktan geçmeden önce ise mecliste yasalaşması gerekiyor.

Şu anda yapılan hazırlıklar da bu yönde.

AKP Kocaeli Milletvekillerinin ne düşündüğünü henüz bilmiyoruz.

Eğer bu yasaya onay verirlerse Kartepe’ye sağlam bir darbe vurmuş sayılırlar.

Gönül ister ki Kartepe’nin havasını düşünmek sadece muhalefet milletvekillerinin işi olmasın.

Kentlilik bilinciyle ortak hareket edilsin ama maalesef hiçbir konuda olmadığı gibi bu konuda da ortak tavır sergilenmesini beklemiyorum.

***

Peki ne olur?

Sorunun cevabını öğrenmek için Kartepe’de kurulu olan

Arslanbey Organinize Sanayi Bölgesi Başkanı Bahattin Ertuğ’u aradım.

Sayın Ertuğ durumdan haberdar.

Lastik yakma tesisini kurmak isteyen firmanın ruhsat talebi için kendisine geldiğini söyledi.

Ancak ben böyle bir izli kesinlikle veremem dedi.

“Biz organize sanayi bölgesi olabiliriz ama lastik yakma gibi çevreye zararı olan geri dönüşüm firmalarına ruhsata sıcak bakmayız.

Şu anda bizim OSB içerisinde bir tane geri dönüşüm firması var, ruhsatı on yıl önce almış.

Bazen ona müdahale etmem isteniyor ama zamanında verilmiş, benim yetkimde değil”

diyor.

***

Arslanbey OSB Başkanının netliği ortada.

Herhangi bir yetkisi olmasa bile burada Kartepe Belediye Başkanının da tavrı çok önemlidir.

Vatandaşa rağmen bir şey yapılamayacağını anlatmak yerel yönetimlerin işidir.

Bütün gün ilçe halkıyla hemhal olan onlar.

Dolayısıyla kamuoyu baskısını yukarıya aktaracak olan da yerel yönetimlerin kendisidir.

***

Öte yandan, Arslanbey OSB’ye lastik yakma tesisi kurmak isteyen firma İsviçre menşeili.

Aynı zamanda kısa adı “LASDER” olan, lastik devlerinden isimlerin yer aldığı bir yönetim şemasına sahip.

“Ömrünü tamamlamış lastikler”

adını verdikleri bu işi, gariptir ki “çevre dostu” olarak sevimli hale getirmeye çalışıyorlar.

Hazırladıkları reklam spotlarıyla doğa dostu algısı yaratıyorlar.

Mesela sözüm ona bir taksi şoförü diyor ki;

“Yeni lastik alırken ömrünü tamamlamış lastiğimi bırakıyorum.

Daha yeşil bir Türkiye’ye katkı sağlıyorum”

Bunu nasıl becerdiklerine dair bilgiye ise ulaşamıyorum.

Sanırım çıkacak olan yeni yasa ile bu mümkün olacak.

***

Eğer kanun teklifi yasalaşırsa lastik yakmak, “BİYOKÜTLE ENERJİ” tanımlamasının içine girecek.

Yani, odun, ayçiçek ve soya gibi yağlı tohum bitkileri,

buğday samanı, fındık kabuğu, tarımsal atıklar, çay atıkları,

zeytin çekirdeği ve posası, atık kağıtlar, meyve sebze kabuğu gibi evsel organik atıklar,

otlar, denizdeki algler, hayvan dışkıları, gübre ve sanayi atıkları,

atık su arıtma tesisi çamurları gibi biyokütle enerjiye kaynak oluşturuyor.

Tüm bunların arasına ben lastiği sığdıramadım.

Bunu akılla izah edecek birileri varsa buyursun gelsin, izah etsin.

Bilmediğimden soruyorum;

Sahiden de lastik yakma “yenilenebilir enerjiye” dönüşüyor mu?

Dedikleri gibi çevre dostu mu?

Buna onay vermeye hazırlanan milletvekilleri konuya vakıf ise bizi aydınlatırsa iyi olur.

Yoksa biz ne sermaye düşmanıyız, ne de “çarşı her şeye karşı” pozisyonundayız.

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları