Kılıçdaroğlu umut getirdi
Mizah güzeldir… Mizahı güzel kullandığınızda eleştirdiğiniz kişiyi yerin dibine de soksanız bu antipatik gelmez… Hatta eleştirdiğiniz kişiyi destekleyenler bile içten içe tebessüm eder sözlerinize… Tıpkı bugün...
Mizah güzeldir…
Mizahı güzel kullandığınızda eleştirdiğiniz
kişiyi yerin dibine de soksanız bu antipatik gelmez…
Hatta eleştirdiğiniz kişiyi destekleyenler bile
içten içe tebessüm eder sözlerinize…
Tıpkı bugün İzmit Tanyıldız Düğün Salonu’nda olduğu gibi…
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün kentimizde
bir dizi programa katıldı…
Bu programlardan ilki muhtarlarlaydı,
ikincisi ise sivil toplum kuruluşları ile…
Her iki program da Tanyıldız’daydı…
STK’lerle olan programa katıldım…
Siyasi programlar, mitingler sıkar beni
ama programın ne zaman başlayıp, ne zaman bittiğini
inanın fark edemedim bile…
Genel Başkan salona çok hakimdi…
Ve kimi zaman mizahi bir dil kullanarak
sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin
bile yüzünde tebessüm oluşturdu…
AKP’ye yakın kimi STK’lerin
temsilcileri de oradaydı ve onların da yüzlerinde
hafif bir gülümseme vardı…
Sakin bir dildi Kılıçdaroğlu’nun kullandığı,
nokta atışı eleştirileri vardı ancak
antipatik değildi, gerginlik yaratacak, iktidara
gönül veren sivil toplum temsilcilerini kızdıracak
bir tarz takınmadı…
Programın başından sonuna kadar bu dili, bu sakinliği korudu…
Daha önce de yazmıştım
“Kemal Kılıçdaroğlu’na bir şeyler olmuş”
diye, bugün de o eski halinden eser yoktu…
Kılıçdaroğlu, referandum sürecini kim ne derse desin
çok iyi yönetiyor… Bu bir siyasi parti seçimi değil ve
“Hayır” cephesi de sadece CHP’lilerin cephesi değil…
Kılıçdaroğlu bunun bilincinde ve cepheye zarar verecek
söylemlerden özellikle kaçınıyor…
Bu güzel bir şey, tüm siyasilere örnek olması gerek…
***
STK’lerin dışında partililer de elbette salondaydı…
Programın bitiminde onunla tokalaşmak, kendisi ile
fotoğraf çektirmek isteyenler oldu…
Ve Genel Başkan o hengamede, olası bir provokasyon,
saldırı olabilme ihtimalini de hiçe sayarak
pek çoğunun fotoğraf isteklerini geri çevirmedi…
3-5 koruma ile aracına kadar güçlükle ilerledi,
sesi hiç yükselmedi, bunaldıysa bile fark ettirmedi…
***
Programın Kılıçdaroğlu ile ilgili kısmı böyle…
Ama takdiri “Evet”çi kesimde yer alan kimi STK’lerin
temsilcileri hak etti bence…
Davete icabet ettiler ve programın sonuna kadar dinlediler
CHP Lideri’ni…
Bu referandumun bir siyasi parti seçimi olmadığının
Anayasa maddelerini iyi okumak gerektiğinin
bilincindeydiler belki de…
Bugün de Kemal Kılıçdaroğlu’ndan
dinlediler… Kararlarını etkiler ya da etkilemez ancak
orada bulunmaları dahi alkışlanacak bir hareketti…
Salon, bir Türkiye mozaiğiydi; özlenen tabloydu…
***
Kemal Kılıçdaroğlu, aracına binerek Körfez’e hareket ettiğinde
ben de Genel Yayın Yönetmeni’miz Aysun Özcan Erenkaya
ile birlikte Yürüyüş Yolu’ndan sohbet ede ede gazeteye doğru yürüdüm…
Güneş güzel gelmişti kente, cıvıl cıvıldı ortalık…
Mesai saati olmasına rağmen oldukça doluydu çarşı…
Ve Yürüyüş Yolu’nun her yanında stantlar kuruluydu…
Bir tarafta DSP’liler, bir tarafta CHP’liler “Hayır” statları kurmuş,
farklı siyasi görüşlerdeki insanlara neden “Hayır” demeleri
gerektiğini anlatıyorlardı…
Bir yanda ise AKP’nin stant olarak kullandığı “Evet” aracı vardı…
Broşürler, çay eşliğinde dağıtılıyordu…
AKP’nin referandum maskotu Cumhur Can da oradaydı…
Şirin bir maskot…
***
Uzun lafın kısası, farklı siyasi görüşlerin; yumuşak ve mizahi
bir dil kullanan bir lideri keyifle dinlemesi,
ardından Yürüyüş Yolu’ndaki yine farklı görüşlerin stantlarında,
herkese sıcak bir yaklaşımda bulunulması ve bir de baharın artık geldiğini
müjdeleyen o cıvıl cıvıl hava…
Özlemişim bir araya gelemeyenleri bir arada görmeyi…
İzmit, bugün güzeldi…
Umutlar yeniden yeşerdi…