Herkesin GBT’sine mi bakacağız?

Sonradan görmelere, gördüğünü hazmedemeyenlere oldum olası ayarım. Bu şehirde bir şekilde parayı bulan bazı aymazlar kendini adam sanıyor. Herkesi istediği gibi yönetebileceğini, istediği şekilde ahkam keseceğini ve korkutabileceğini...

Sonradan görmelere, gördüğünü hazmedemeyenlere oldum olası ayarım.

Bu şehirde bir şekilde parayı bulan bazı aymazlar kendini adam sanıyor.

Herkesi istediği gibi yönetebileceğini, istediği şekilde ahkam keseceğini ve korkutabileceğini zannediyor.

En ufak bir olumsuzluğa en küçük bir habere tahammül edemiyorlar.

Kendilerine çeki düzen vermek yerine hemen saldırmaya başlıyorlar.

Koca koca işletmelere sahip olmuşlar ama insan olmayı başaramamışlar.

Bu işletmelerle ilgili şikayetini bize aktaran vatandaşların sözlerine kulak vermek yerine;

Basını ‘reklam istedi vermedik, ondan yazıyorlar’ gibi ucuz söylemlerle aşağılayıp, suç duyurusu yapmakla meşguller.

***

Beş yıldızlı otel işletmecisi bu zat-ı muhterem,

Ta Haziran ayında yaptığımız bir haberle ilgili suç duyurusunda bulunmuş.

Haber de öyle ahım şahım bir şey olsa.

Vatandaşın beş yıldızlı otelden beklediği hizmeti alamamasıyla alakalı bir durum.

O otelin marka isimli Pub bölümünde fonda acı arabesk şarkılar çalmasından, personelin lakaytlığından rahatsız olan bir vatandaş;

Beraberinde otelin WC’lerinde sosyal mesafenin olmayışı, dezenfektanların manuel olduğu gibi birtakım şikayetlerini iletti.

Basit gibi görülen bu olay aslında o markaya zarar veren şeylerdi.

Ama bizim arabesk ruhlu işletmecilerimiz bir türlü kendilerini aşamamış olacak ki, haberi kasıtlı yaptığımızı düşünmüş.

Hakkımızda suç duyurusunda bulunmuş.

Hem de aradan 4 ay sonra.

***

Ancak bu işin bahanesiydi, onun karın ağrısı başkaydı.

Bundan bir süre önce vatandaşın biri, otel sahibi kişinin adını taşıyan bir tişört ile gazetemize gelip mağdur edildiğini anlatmıştı.

Başından geçen olayı olduğu gibi anlatan şahsın söylemlerini haber yapan muhabirimiz, ummadığı suçlamayla karşılaştı.

Haberin ardından otel sahibi şahıs birkaç kez beni arasa da o an uygun olmadığım için görüşemedim.

Tam aramayı düşünüyordum ki, ortak bir arkadaşımıza, bizim derdimizin reklam olduğunu söyleyen hakaret içerikli sözler sarf etmiş.

İşte bunların insanlıkları da adamlıkları da bu kadar.

Reklam isteyecek insan o haberi yapmaz.

Bu konuda nasıl bir travmanız var, kimlerden böyle tehdit yediniz bilmem ama o dediğiniz bize uymaz.

Ayrıca reklam istemek ayıp bir şey değil.

Ama elimde haber var, yapmamı istemiyorsan reklam vereceksin demek, ucuz kişilerin işidir.

Bu sizin sığındığınız koca bir yalandan başka bir şey değildir.

***

Bir diğer komedi de habere konu olan iddia sahibi vatandaşın sicili.

Neymiş, o vatandaşın daha önce yüz kızartıcı suçu varmış.

Ee ne yapalım varsa, milletin namusu senden mi soruluyor?

Ayrıca biz her şikayet edenin GBT’sine mi bakıyoruz?

Senin GBT’ni sorsak pürü paktır ama kayda girmeyen kim bilir neler vardır(!)

Adalet dağıtmak sana mı kalmış?

Bir insan bir konuda suç işlediyse bu durum, sana o kişiyi mağdur etme hakkı doğurmaz.

Yani neresinden bakarsan bak bu haberdir ve yapılmalıdır.

***

Tarafları dinleseymişiz…

En çokta buna takılıyorum.

Biz ne hakimiz ne savcıyız.

Vatandaş bu yolların hepsini denemiş zaten.

Hakkını alamayınca dördüncü kuvvet olan basına sarılmış.

Varsa belgen bilgin gönderirsin tekzip edilir.

Ama öyle ayakları havada sözlerle yok yalan haber yok bilmem ne diyerek farklı basın kuruluşlarına yalan beyanla anca kendini kandırırsın.

Var git işine. Açıklaman varsa konuşursun, yoksa susup oturursun.

İnsanoğlu hata da yapabilir, yanlış da yapabilir.

Önemli olan yanlıştan dönmeyi bilmektir.

Bilmem anlatabildim mi?

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları