Yıldızlı’dan On Numara Hareket

Bazıları mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlasa da, Yıldızlı’yı gazlasa da

Durum net.

Basın camiasında CHP il başkanı Harun Yıldızlı’ya kırgınlık ortada.

Kendi adıma bu konuda en ufak bir geri adımım, yumuşamışlığım falan olamaz.

O kısım bizim için ‘Kişisel’ bir durum.

Fakat bu bizim objektifliğimize engel değil.

Yani ne olumlu yanlarını görmezden geliriz ne de olumsuzluklarını yok sayarız.

Sadece duygu bağımı olabildiğince arka plana atarım, o kadar.

Bu durum zaten hali hazırda böyleydi.

Gençlik kollarındaki krizi yönetemediğine dair yazdığım yazının ardından;

Savunacak söz bulamayan Yıldızlı

Benim yaşanan olayın ardından kendisine olan keskin bakışımı gerekçe gösteriyormuş.

En basit savunma mekanizması da budur.

Güldüm geçtim.

Ama bu, Harun Yıldzılı’yı bir konuda takdir etmeme engel değil.

***

Biliyorsunuz dün Dilovası’nda evlere şenlik bir meclis yaşandı.

O mecliste AKP’li üyeler, kendi başkanlarına verdikleri kimi yetkileri geri almak istedi.

Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şair, aynı zamanda ittifakla Saadet Partisi’nden meclis üyesi olan İnci Aydemir’e hakaretvari sözlerle yüklenmişti.

Tüm bunları yerinde izlemek, İnci Aydemir’in sahipsiz olmadığını göstermek adına CHP il başkanı Yıldızlı

Bütün ilçe başkanlarıyla beraber Dilovası meclisindeydi.

Bana göre burada Yıldızlı on numara iş çıkardı.

***

Bu biraz da benim takıntımdır.

Muhalefet konumundaki il ve ilçe başkanları neden belediye meclislerini takip etmez, bir türlü anlamam.

Ama Yıldızlı seçildiğinden beri başta büyükşehir belediye meclisi olmak üzere, ilçelere de vakit ayırmaya başladı.

Aslında olması gereken de bu değil mi?

Bir il başkanının meclis toplantısında bulunması, kendi meclis üyelerine güç katarken,

İktidarı da dikkatli davranmaya sevk eder ve sonuçta şehir kazanır.

Her şey sayısal üstünlük değildir.

Önemli olan ne kadar ses getirdiğiniz, neleri düzelttiğinizdir.

Harun Yıldızlı’nın Dilovası’ndaki tavrı gerçek bir siyasetçi tavrıdır.

Bir anlamda Yıldızlı’nın pişmeye başladığının resmidir.

Hem CHP ilçe başkanı Kerem Aydemir’in hem de meclis üyelerinin yalnız olmadığını;

Dilovası’nın kurtarılmış bölge gibi kabul edilemeyeceğini, kafalarına göre takılamayacaklarını gösterdi.

Tebrikler Harun Yıldızlı.

----------------------------------------

CHP’NİN MUHTAR TAKTİĞİ…

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e yapılan bir eleştiriyi haksız buldum.

Neymiş, muhtarlar arasında ayrım yapıyormuş.

Akpınar mahallesinde yapılan temizlik çalışmalarından

Mahalle muhtarı Erhan Aydın haberdar edilmemiş.

Bunun üzerine Başkan Hürriyet, “Muhtarımız biraz daha az siyaset yaparsa herkesin muhtarı olursa güzel olur.

Biz kimseyi ayrıştırmıyoruz. Af edersiniz ama ana avrat küfreden muhtarları bile ayrı tutmuyoruz”

dedi.

Başkana katılıyorum.

Bizzat hepimiz şahidiz.

Ana avrat küfür etmeleri bile onların bir kenara itilmesine sebep olmuyor.

Başkanın da zamanında destek verdiği ‘Gezi’ eylemlerine katılanlara ‘Veled-i zina’ yakıştırması yapan Sanayi mahallesi muhtarından tutun;

Ulu orta birbiriyle giderleşen Kabaoğlu muhtarıyla bile CHP olarak buzları eritmeyi bildiler.

Hatta o muhtar ki AKP’den istifa dahi etti.

***

CHP’nin ve Hürriyet’in yönetim stratejisi bu.

Kim söverse, ederse, çıkıntılık yaparsa onu bükmeyi başarıyorlar.

Dün, adliye önünde CHP’ye hakaretten dolayı hakkında dava açtıklarını, bugün yanlarına çekmeyi iyi biliyorlar.

Bence on numara taktik uyguluyorlar.

Her ne kadar anlaşamadıkları söylense de bu anlamda CHP il başkanı Harun Yıldızlı ile sessiz bir ittifakla yol alıyorlar.

Politika dediğin tam da budur.

O yüzden Akpınar muhtarı yok yere dertlenmesin.

En kısa sürede kendisine gerekli ayar yapılacaktır.

Eskiden AKP bu alanları boş bırakmazdı.

Ama Hürriyet hiç tahmin edemeyecekleri biçimde baya baskın çıktı.

Yakında AKP tarafında muhtar olarak kala kala bir İbrahim Efe kalırsa şaşırmayın.

İzmit’i uzaktan izlemek epey zevkli oluyor.

----------------------------

AKP İZMİT’TE

HAVLU ATTI

İzmit ile ilgili konuları her basın mensubu gibi yakinen takipteyim.

Neticede hem merkez ilçe hem de CHP’li tek belediye.

Son zamanlarda dikkatimi çeken bir şey var.

Cumhur ittifakının desteğiyle meclis çoğunluğunu elinde tutan AKP

Adeta İzmit’te havlu atmış vaziyette.

Bakıyorsunuz, bütün soru önergelerinin altında MHP’nin iki meclis üyesi olan İlker Kazan ve Engin Duymaz’ın imzası var.

Bu iki meclis üyesi sadece soru önergesi vermekle kalmıyor.

Aynı zamanda İzmit’te etkili ve yerinde muhalefetin alt yapısını da oluşturuyor.

İzmit’in her bölgesine gidiyor, vatandaşlarla görüşüyor, onların taleplerini dinliyor.

Yani meclis üyesi olmanın gerekliliğini yapıyor.

Bugün yine aynı şekilde meclis gündemine taşıdıkları konular yabana atılacak cinsten değildi.

Örneğin Sarısu kampıyla ilgili cevaplanmak üzere tam dokuz tane soru sordular ve hepsi içi dolu sorulardı.

Bunun gibi daha pek çok konuyu gündeme taşıdılar.

***

MHP’liler mecliste iyi bir hava yakalarken AKP’lilere bakıyorsunuz;

“Bitse de gitsek”

modunda sus pus oturuyorlar.

Bir iki isim haricinde İzmit’e hakimiyeti olan, farklı gündem yaratacak, konuları sıkı sıkıya takip eden kimse yok.

Geliyoruz bir MHP’nin bir de AKP’nin teşkilat başkanlarına bakıyoruz.

Orada da yine psikolojik üstünlük MHP’nin elinde.

Tek fark, MHP’nin İzmit ilçe başkanı Ahmet Yalçınöz yerine il başkanı Aydın Ünlü’nün konuşuyor olması.

Fatma Kaplan Hürriyet’i eleştiren bütün açıklamaları Aydın Ünlü yapıyor.

AKP İzmit ilçe başkanı Ali Güney ise, kaotik durumlar dışında kafasını dışarı uzatmıyor.

Oysa her ay meclis üyeleriyle birlikte basının karşısına geçip, İzmit’le alakalı neler yapılıyor neler yapılmıyor, ortaya dökebilir.

Hürriyet’i köşeye sıkıştırmaya çalışabilir.

Bunlar Hürriyet’e yeni mağduriyet yaratmayalım derken muhalefeti de unuttular.

Bildiğin İzmit’te topu MHP’nin kucağına attılar.

AKP’li meclis üyeleri de bu anlamda Ali Güney’e pas ve de prim vermiyor.

***

Şimdi bunların toplamına baktığınızda Aydın Ünlü’nün “İzmit’i MHP kazanacak” söylemi boşa düşmüyor.

Hoş, İzmit gibi bir yeri MHP’ye verirler mi orası tartışmaya dahi kapalı.

Ancak siyaset bu, yarınların ne getireceği, nasıl bir denge politikası izleneceği hiç belli olmaz.

Açıkçası alttan alttan bir hazırlık yapılıyor bile olabilir.

Ünlü, durmuş saat gibi ‘tesadüfen de olsa’ doğruyu söylemiş olabilir.

Biz takibe devam edelim.