Borç siyaseti

Belediyelerin Sosyal Sigortalar Kurumlarına olan borçları gündemin ilk maddeleri arasına girdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Işıkhan, CHP’li belediyelerin borçta yarıştıklarını söylerken;

CHP üst yönetimi, bunu CHP’li belediyeleri çalıştırmama, köşeye sıkıştırma hamlesi olarak gördüklerini ifade ediyor.

Yani yine herkes konuyu işine geldiği yerden ele alıyor.

Yine gerçekler çarpıtılıyor.

Kim daha borçlu, kim daha az borçlu tartışmasıyla siyasi kazanım peşinde koşuluyor.

Ancak bu borç meselesinin gündeme gelmesi bir bakıma iyi de oldu.

AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi, İyi Partilisi, DEM’lisi fark etmeksizin, hepsinin boyunun ölçüsünü görmemize vesile oldu.

Maşallah pek çoğu neredeyse SGK’ya hiç borç ödememiş.

Bunların arasında pek çok kişinin beklemediği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş en borçlu belediye çıktı.

Ankara, beş yıllık CHP yönetiminde 5.3 milyar TL ile SGK’ya en borçlu belediye ünvanını aldı.

Bu borç meselesi yıllardır bizim şehrimizdeki siyasilerin çiğnediği bir sakızdı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi hazineye olan borcu nedeniyle ulusal gazetelerin manşetlerinden inmedi.

O borç neyin borcuydu ne kadar ödenmiş ne kadar kalmış, orasına bakılmadı.

CHP, AKP’li Büyükşehir Belediyesini suçladı,

AKP de “O borç bizim yaptığımız bir borç değil, Yuvacık barajının borcuydu. O parayla 4 tane baraj yapılırdı” sözleriyle açıklamaya çalıştı.

CHP ise “Siz onu da yapamadınız, Yuvacık barajı olmasaydı abdest bile alamazdınız” diyerek tartışmayı kilitledi.

Ve şimdi belediyelerin SGK borçları açıklandı.

Buna göre Türkiye’nin en borçlu belediyesi yer değiştirip Ankara oldu.

Meğer bu beş yıldır böyleymiş de bizim haberimiz yokmuş.

Şaşırdım mı, evet çok şaşırdım, beklemiyordum.

Çünkü Mansur Yavaş bakıldığında bütçeyi doğru kullanan, mali disipline önem veren bir başkan gibi duruyor.

Ama neredeyse hiç SGK’ya olan primleri ödememiş.

Kamuoyu bugüne kadar belediyelerin sadece hazineye olan borçlarını biliyordu, kurumlara yapılan borçlardan haberdar değillerdi.

Şimdi öyle borçlar duyuyoruz ki hem CHP’li hem AKP’li belediyeler adeta yerlerde geziyorlar.

Ve bu tablo karşısında yapabildikleri tek şey, birbirilerini suçlamak!

“Senin borcun benim borcumu döver”

“Benim borcum seninkinin yanında ne ki”

“Bu borçlar sizin döneminizde yapıldı, yediniz içtiniz hesabı bize ödettiniz”

“Borcu en fazla olan belediyeler CHP’nin sürekli kazandığı belediyeler”

Liste uzayıp gidiyor…

Salvolar havada uçuşuyor.

Şehrimiz adına iyi olan tek şey, bu kısır tartışmalarda bu sefer Kocaeli’nin ismi geçmiyor.

Çünkü Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin SGK borcu ya bulunmuyor ya da o listeye girecek büyüklükte değil.

Doğma büyüme bu şehirliyim ve şehrimin isminin borçla anılarak batak ve batık bir şehirmiş gibi gösterilmesinden hiçbir zaman keyif almadım.

Şimdi benzer durum Ankara’nın başına geldi.

Üstelik başkent olmak gibi büyük bir sıfata sahipken bu durumla anılması hiç hoş bir şey değil.

Mesela ben memleketim adına buna da üzülürüm.

Üzerinde tepinilmesinden rahatsızlık duyarım.

Fakat siyaset o kadar acımasız bir hale geldi ki, sanırsınız eyaletlere ayrıldık ve herkes kendi bölgesinden sorumlu.

Madem iş bu noktaya geldi, madem hesaplar ortaya döküldü, o zaman devlet şunu yapsın:

Hangi belediyenin hazineye ve diğer bütün devlet kurumlarına toplam ne kadar borcu varsa, kayırmadan, manipüle etmeden olduğu gibi açıklasın, bu tartışma son bulsun!

Günlerdir her iki taraf kendine göre tablolar yapıyor, rakamlar açıklıyor,

Açıkladıkları rakamları kendine yakın medya organlarında yayarak halkın kafasını karıştırıyor.

Ağalar resmen bizimle eğleniyor…