16 yıl aradan sonra Süper Lig’e yeniden dönen Kocaelispor, Pazar günü şampiyonluk kutlamaları için bir araya gelecek.Görkemli ve mutluluk dolu bir kutlama olacak.Cumartesi-Pazar günü yapılacak etkinliklerin ardından da sezon artık resmen bitecek ve yeni sezon için geri sayım başlayacak.‘Bitsin artık’ diyor çok kimse de…Her gün yeni bir aksiyonun yaşandığı Kocaelispor’da Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam basın toplantısıyla görev yaptığı süreci anlattı.Başkan Durul’un kendisiyle ilgili bu zamana kadar söylediklerine, yorumlarına cevap verdi.Biz de hepsini sizlere aktardık.Artık bu konunun da çok fazla uzamasının kimseye bir yararı olmayacak.Sadece teknik direktör konusu netleştikten sonra transfer süreci başladığında Ertuğrul Hoca’nın basın toplantısında verdiği birkaç detayı hatırlatıp başka bir konu hakkında görüşlerimi paylaşacağım.Şimdi yazımın başlığındaki konuları ele alayım…Kocaelispor’un büyük bir kulüp olduğunu her geçen gün biraz daha anlıyorum.Her gün yepyeni bir gündemle uyanıyoruz…Bir yandan takım maçlara devam ediyor, antrenmanlar var.Bir yandan teknik direktör süreci hakkında değişik haberler ve yorumlar oluyor.Bir yandan transfer söylentileri iddialar…Bir yandan loca, kombine ve bilet fiyatları…Bir yandan Ertuğrul Sağlam’ın basın toplantısı…Bir yandan kongre, mali kongre sesleri…Bugün Baç’ta toplanan Kocaelispor taraftarı…Tüm bunları an be an takip etmek zorundayız.Bunun yanında diğer spor faaliyetleriyle de ilgili oluyor ve okuyucuyla buluşturuyoruz.Tüm bu gündem maddelerinin yanı sıra yeni bir konu, yeni bir dedikodu daha gündeme geldi. Kulübün bir ay içerisinde 250 milyona yakın paraya ihtiyacı olduğu, bulunamaması durumunda FİFAlık olacağı yönünde bir söylenti oldu.Kocaelispor’un sürekli gelir kaynakları bulması ve her ay yüklü ödemelerin yapılması gerektiğini zaten biliyoruz.Ama bu rakamın 250 milyona yakın olacak kadar büyük bir meblağa olmadığını ve FİFA konusunun gündemde olmadığı bilgisine ulaştım.Zaten kulübün FİFAlık olması için oyuncuların önce ihtar çekmesi gerekiyor.İhtar çekildikten sonra ödeme yapılmazsa o zaman durum sarpa sarıyor.Sezon içerisinde birkaç futbolcu kulübe ihtar çekti ve sonrasında ödemeleri yapıldı.Önce ihtar, sonra ödeme diye haberlerini de sizlerle paylaştık.Maaş alacağı olan futbolcular var, ihtar çekecekler de olabilir ancak sürecin mali olarak kontrol altında olduğu ve endişe edilecek bir durum olmadığını paylaştılar. Evet zaman zaman bu tür sıkıntılar yaşansa da Kocaelispor’un hiçbir futbolcusu ihtar çekip hala parasını alamayıp sözleşmesini feshedecek kadar sorunlar büyümedi.Yine büyümeyeceğini umuyorum ve takip ediyorum.Zaten okuyucumuz ve taraftarımız da bu işin peşini hiç bırakmıyor.Önümüzde çok korkunç bir mazi var, bunu biliyoruz.*Nasut Kaya Kocaelispor Kulübü’nün kurucularından.Dündün Bugüne Kocaelispor kitabı camianın geleceğine ışık tutan değerli bir eser.Eseri kaynak göstererek birkaç bölümünün tiyatral olarak çekileceği belgeselimi yazmaya da devam ediyorum.Dünden Bugüne Kocaelispor kitabında Nasut Kayalı Kocaelispor’un kuruluşu hakkında detaylı bilgileri veriyor.Biliyorsunuz Kocaelispor’un doğuşu Baç’ta, Baçspor’un kurulmasıyla başlıyor.İlk kulüp binasında Baç’ta yapılıyor.Baçspor büyüdükçe büyüyor, İzmit’e sığmayıp şehrin takımı oluyor.Profesyonel liglere başvuru sürecinde gerekli mevzuatlardan dolayı ismi Kocaelispor oluyor.Kocaelispor’un ham maddesi Baçspor ve Baç mahallesi.Biz de bugün Baç’taydık.Nebi Gönenç’in organizatörlüğünde bir program yapıldı. Kocaelisporlular ilk kulüp binasının yapıldığı şuan ki boş alana Kocaelispor’un yeniden kulüp binasının yapılması için istekte bulundu.Bu iş olursa şehre harika bir nostalji ve mistik bir hava katar.İdarecilerin ve kulübün bu konuda elinden geleni yapacağına inancım tam.Biz de zaman zaman bu konuyu gündemde tutmaya taraftarın bu arzusunun hayata geçmesini diliyorum.*Şampiyon Kocaelispor’un kutlamaları netleşiyor.Hem Cumartesi hem de Pazar günü kutlamalar olacak.Denizde teknelerle Cumartesi günü başlayacak şölen ertesi gün statta devam edecek.Kentin çıktığından beri şampiyonluk havasına giremediği yönünde yorumlar vardı. Bazılarına katıldım ama nedenleri de biraz doğal olarak göründü.En önemli nedeni zorlu bir yarışın içinde olmadık ve şampiyonluk galibiyeti alıp şampiyonluk golü atamadık.Dolaylı sonuçlar bizi şampiyonluğa götürdü.Ama hakkımızla, emeğimizle olduk.Giremediğimiz bu şampiyonluk havasına belediye, kulüp ve Hodri Meydan’ın organizasyonuyla hafta sonu gireceğiz.Herkesin çok eğleneceği, şampiyonluğu hissedeceğimiz kutlamalar bizi bekliyor.
Transfer, kağıt, karne haftası
Gazetemiz Kocaeli Barış kurulduğundan bu yana spor servisi olmamıştı. Şahsıma iletilen teklifi kabul ettim ve gazetemizde spor servisini hayata geçirdik.Şimdi ufak ufak köşe yazarları, muhabirler ve editör arkadaşlarla sporda bir büyümeye gidiyoruz.Sitemizin değişen alt yapısından sonra spor servisini de birkaç dokunuşla daha güçlü hale geleceğiz.Gündem her gün birbirinden yoğun olduğu zamanlarda haber yazmaktan ve takip etmekten köşe yazılarını arada ihmal ediyorum.Ama ilk fırsatta sizlere köşemden bilgi ve yorumlarımı aktarmaya çalışıyorum.Konulara dönelim…Malum sezonun bitimine haftalar kala Kocaelispor maç kazanmasına gerek kalmadan şampiyon oldu. Buradan bizim takımımızın hakkını ve emeği gölge edecek bir şey yazmayacağım.Bence herkesin birbirini yendiği bu ligde haftalar öncesinde şampiyon olmak çok değerliydi ve bunu başardık.Bu büyük şampiyonlukta taraftar başta olmak üzere, yönetim kurulunu, futbolcu grubunu, kulübün gece gündüz emek emek çalışan personelini tebrik ederim, kutlarım.Başkan Recep Durul ve ekibine nasip oldu. Ama bu hep birlikte başlatılan ve yürütülen bir süreçti.Herkese, hepsine tek tek teşekkür ederim.Tabi sezon biter bitmez transfer söylentileri ortaya çıktı.Yazımın bu bölümünde yazacaklarımı bir video yada bu bölümü ayrıca yazarak sizlerle yeniden paylaşacağım.Çünkü burası oldukça önemli bir süreç.Transfer sürecinin bu sezon 1’da Temmuz başlayıp 1 Eylül’de bitmesi ön görülüyor.Düşünün daha transfer sürecinin resmen başlamasına 2 ay var.Bitmesine de neredeyse 4 ay var.Bugünden başlayıp da bu 4 aylık uzun ve her günün de ayrı bir maceranın yaşandığı transfer sürecinin zor olacağını, birçok bilginin yazılacağını ön görmek zor değil.Şimdi de sizlere transfer sürecinde izlenen birkaç yolu ve haberlerde kullanılan bazı ifadelerin ne anlama geldiğini yazayım.‘Transfer havuzu’ bunlardan ilki ve transfer sürecinin başı.Transfer havuzu oluşturulurken çok büyük kriterler ve detaylar aranmaz, oyuncuların isimleri tek bir yerde toplanır.Bu oyuncular tespit edilirken bazen taraftarın önerisi ele alınır, bazen sözleşmesi biten isimler yazılır, bazen yönetimlere ve teknik heyetlere gelen isimler yazılır.Havuzda 100 oyuncu da olur 500 oyuncu da.Sonrasında yönetimin belirlediği transfer komitesi ve teknik heyet havuzdaki isimlere bakar.Komite ve teknik heyetin seçip ayırdığı isimler yada uygun olan isimler bu kez ‘Transfer listesi’ne yazılır.Havuz, daha sade bir şekilde listeye döner.Havuzdaki isimlerin haberiyle listedeki isimlerin haberi arasında ciddi bir fark vardır.Liste belirlendikten sonra oyuncuların menajerleriyle temas başlar.Bu teması kimi zaman komitenin başkanı kimi zaman da kulübün birlikte fikir alışverişinde bulunduğu menajerler yapar.Oyuncunun listede olması da transferin bittiği anlamına gelmez.Teklif verilir, teklif alınır, şartlar konuşulur, bu süreç bazen günlerce, bazen haftalarca sürer.Fiyat çıkar, fiyat düşer, talepler gelir gider…Listedeki oyuncuyla yapılan ilk görüşmelerde tabiri caizse kafaların uyuşması ve karşılıklı isteklerin oluşması durumuna da prensipte anlaşma denir.Ama şartlar konuşulurken bu prensipte anlaşma işi bozulabilir, bazen küçücük bir detaydan bile transfer bozulabilir.Protokol imzalamak ise bunun bir adım ötesi…Havuzda olup listeye yazılan, daha sonra prensipte anlaşılan oyuncuyla şartlarda da anlaşılması durumunda iş imzaya kalır, bunun içinde transfer sürecinin resmen başlamış olması gerekir. Resmen başlamadan önce yapılan anlaşmanın korunması adına da protokol imzalanır.Yani havuzda, listede olan her oyuncu için şartların olgunlaştığı, taraftarların el sıkıştığı anlaştığı haberleri çıkmaz.Şuan tam transfer zamanında havuzların oluştuğu süreçteyiz.Ben de farkı kaynaklardan Kocaelispor’a önerilen, düşünülen havuza yazılan isimleri duydukça yazıyorum.Bizde süreç biraz daha farklı işleyecek.Muhtemelen İsmet Taşdemir ile yola devam edilmeyecek.Başkan Recep Durul’un farklı teknik adamlarla görüştüğü hatta bu teknik adamlardan yerli olanların İsmet hocaya saygılarından dolayı görüşmeyi kabul etmediği yazıldı. Recep Durul bunlarla ilgili ‘Doğru değil’ açıklaması yaptı…Ertuğrul Hoca’nın gidişinde de Sağlam aynı durumla karşılaştığını ve bu durumdan rahatsız olup istifa ettiğini bir çok kimseyle paylaştı.Bu ve buna benzer birkaç konu hakkında da açıklama yapacaktı ancak toplantıyı şimdilik erteledi.Erteleme nedeniyle ilgili taraftarın protesto edeceği yönünde bir bilgi ve mesaj vardı.Sanırım ertelemesine neden sebebi de açıklayacaktır.Kendisi de bu açıklamaları yapmadan önce konuya çok fazla girmeyeceğim ama şunu net olarak söyleyebilirim; Ertuğrul Hoca’yı eleştirebiliriz ancak Kocaelispor için saha içi ve dışında yapmaya çalıştıklarını, emeklerini hiçe sayamayız.Adamlıklarından dolayı yere göğe sığdıramayıp ‘Paranız ödenir, hakkınız asla’ diyen takımın kendisi tarafından seçilip kurulduğunu da unutmamak lazım.Bunu bizzat Başkan Recep Durul da defalarca, “Biz karışmadık, baş mühendis hocamız” diyerek onaylamıştı.Transfer sürecinde birlikte olunan Markao, Mendes, Oğulcan, Aaron ve Pedrinho’nun transferlerinde büyük mesai harcayan Selçuk Kösemen de sezon başında bu komiteydi.Tabi Başkan Recep Durul otomatik olarak Bu sezon başında kurulacak komite için belirsizlik hem teknik direktör ayağında hem de komite anlamında sürüyor.Ben bunları şahısların isimlerinden dolayı değil görev ve statülerinden dolayı yazıyorum.Detaylara, isimlere takılıp asıl anlatılmak istenen konunun dışında kalınması beni üzer.Demem o ki Kocaelispor’da teknik heyet belli olmadan, devam edecekse İsmet hocam için de geçerli bu, komite kurulmadan transfer sürecinde oyuncular hakkında kesin hüküm vermek mümkün değil.İsmet hocama da emeklerinden dolayı teşekkür ederim.Kendisine olan büyük saygımdan dolayı bir süredir devam eden teknik direktör arayışı dedikodularını gündem etmemiştim ancak sonrasında malumunuz haberler ortaya döküldü.Mevcut yönetimin yapmış olduğu havuz ve liste çalışmalarıyla ilgili kulağıma gelen güvenilir bilgileri sizlerle paylaşmaya çalışacağım.Transfer sürecindeki habercilik anlayışımın takdirini ve geçmişte yaşadıklarımızı siz değerli okuyucularıma bırakıyorum. *Pazar sabahında yani dün yeni haftaya uyandık.Takımımız şampiyon olmuştu ancak iki maçta oynadığı futbol ve aldığı skorlar üzmüştü.Esenler Erokspor maçını bunun dışında tutuyorum. Bir gün öncesinde takımın Süper Lig’e çıkması sabaha kadar uyutmadı takımı.Çokta doğal bir durum.Ve rakibin 2.golüne kadar her an biz gol atabilirdik öyle bir oyun vardı.Sonraki Bolu maçında iç sahada 4 gol yiyerek mağlup olmamız ise bizlere hepten üzdü.Iğdır maçında takımımızdan daha iyi bir oyun ve reaksiyon bekledik.Bir de kulübümüz hakkında bulunulan bazı ithamlara en azından sahadaki duruş ve oyunla cevap veririz ümidindeydik.Ama sabah kalktığımızda sosyal medyada dönen bir fiyat listesinin olduğu kulübün antetli kağıdına yazılı uçuk rakamların sosyal medyayı ayağa kaldırdığını gördük. Tabi haberleri yapıldı ben de sosyal medya hesabımdan süreci takip edip sizlerle paylaşacağıma dair bir paylaşım yaptım.Aradan çok zaman geçmeden Başkan Recep Durul önce bir yayın organına yalandı haberi geldi.Sonra kulübün konuyla ilgili açıklaması geldi.Kulübün antetli kağıdın üzerinde yazılı olan rakamların uydurma olduğu, kağıdı bilerek birilerinin hazırladığı, fiyatlar için müzakerelerin devam ettiği söylendi.Bu durum da türlü türlü yorumlandı. Bana da çok sağlıklı bir süreç gibi gelmedi.Sonrasında maç başladı, peş peşe goller yedik.Kocaelispor’un durumunu lise yıllarındaki karne haftasına benzetiyorum.Öğrenciler okula kot pantolon tişört gelir, kimi derse girer kimisi girmez, kimi öğretmen de derse girmez bahçede yada sınıfta öğrencilerle sohbet eder.İş bitmiş, karneler doldurulmuştur.Ciddiyet olmaz, hele hele mezun olacakların okul, kurallar, idare hiç umurunda olmaz.Erken gelen şampiyonluk biz de biraz bu etkiyi yaptı.‘Bir an önce bitse de gitsek’ moduna girdik.Batuhan Şen çok iyi niyetli, çok kibar ve aidiyeti olan genç bir kaleci.Ancak çok talihsiz maçlarda çok talihsiz goller yedi ve taraftarın haklı olarak büyük tepkisini çekti.Kariyerinin belki de en talihsiz zamanını bir camianın en talihli olduğu zamanlarda yaşadı.Yenebiliriz, yenile de biliriz, ama boş veremeyiz.Biz biraz boş vermiş gibiydik, dersimizi gereğinden fazla aldık.Keçiörengücü maçında bizleri neler görecek bekliyorum.Sonraki yazım da camianın kongre beklentisi ve Başkan Durul’un düşüncüleri, transfer sürecinin detaylarıyla yazacağım.Bu şampiyonluk için yıllarca beklemiş ve bu uğurda can vermiş taraftarları, yöneticileri, futbolcuları ve emekçileri de rahmetle yad ediyorum.Selametle.
Bildiğimiz Kocaelispor mu?
Bölgesel Amatör Lig’e düşülen ilk sezondan geriye kalan Esenler Erokspor maçıyla birlikte 322 lig maçında Kocaelispor’u takip ettik.Hazırlık ve kupa maçlarıyla birlikte yaklaşık 400e yakın maçtır an be an yanında olduk ve takip ettik. Antalya, Ankara, Bursa, Çorum, İstanbul, Adana, Muğla, Erzurum, Afyon, Samsun, Sakarya, Tekirdağ, İzmir, Denizli, Düzce, Diyarbakır, Uşak, Trabzon, Manisa, Bolu, Balıkesir, Bursa ve Kırşehir birlikte gittiğimiz şehirler oldu. Bu şehirlerden bazılarına İstanbul ve Ankara başı çekiyor, defalarca gittik.Serik, Ergene, Buca, Kemer, Kozan, Konyaaltı, Fethiye, Bornova, Bandırma, Kızılcabölük de gittiğimiz bazı ilçeler oldu.Sevgili kardeşim Emre Kurtbay şehrimizde çalıştığı dönemde genelde Selim Eryılmaz abi, Erdem abi ve ben sıklıkla yolculuk ettik.Emre gittikten sonra Aziz Emre Gündeşen, Ali Köksal, 72 yaşındaki Hulusi babayla yol arkadaşı olduk.Birçok kez Erdem abiyle ikimizin gittiği şehirler ve deplasmanlar oldu.Sabaha karşı 4te kalk, Karamürsel’den ticari taksiyle İzmit’e gel, Erdem abiyle buluş, 250 ile havalimanına git, maç bittikten sonra 23 uçağıyla dön, gece 02-03 sularında evde ol, sabah 08.00’da kalk ve yeniden gazeteye git…Bu döngü defalarca devam etti.Bazen otobüsle de gittik, kurumlarımızın otomobilleriyle de.Sabaha karşı buz gibi havalarda araçtan yada uçaktan indiğin ilk an içine dolan o soğuğun tadı bile başka oluyor.İndiğimiz yerlerde ilk işimiz bir taksiciye gidip benim, “Dayı selamun aleyküm, stat nerede, nasıl gideriz?” sorusuyla deplasman günlüklerimiz başladı.Önce stadın yerini sonra da çarşıyı öğrenirdik.Zamana ve mesafeye göre ya direk stadın olduğu muhite, yada şehir merkezine gidiyorduk.Bindiğimizde hemen hemen her taksici, “Hoş geldiniz, nerelisiniz” sorularıyla başlayan hoşbeşe futbolla devam etti.“İzmit’ten geliyoruz abi, gazeteciyiz. Maça geldik, Kocaelispor maçını takip edeceğimiz” dediğimiz de, “Kocaelispor mu ? Bildiğimiz Kocaelispor mu ? Nerede şimdi Kocaelispor” sorularını duyardık.Olduğu ligi söylediğimizde, “Yapma ya, o kadar düştü mü” diye hayret edenlerle karşılaştık. Acı bir gülümsemeyle, “Abi şimdi yine iyi, amatöre kadar düştü. Bakalım geri gelecek İnşAllah” diye teselli ettik kendimizi.Birçoğu “Ya sizde şu kaleci vardı, bu forvet vardı, Kocaelispor ya bilmem mi” diye şaşalı yıllarından kalan zamanları anlattı bize.İçimiz buruk ama bir yandan da, “Bana da nasip et Allah’ım” diyerek sabırla çalıştık ve bekledik.İşte o bildiğimiz Kocaelispor, bugün Süper Lig’e yükselen Kocaelispor olarak bir anda tüm yurda sesini yeniden duyurdu.En çok çocuklar ve gençliğinin başındaki kardeşlerim için seviniyorum, Süper Lig’de oynayan bir takımları olacağı için bir çoğu Kocaelisporlu olacaklar.Hakkı ödenmeyecek adam Mehmet Açık ve yanındaki kardeşlerim bu şehrin çocuklarının Kocaelisporlu olmasında başrolü oynuyor.Elbette Büyükşehir’in ve yönetimin desteği olmasa bu organizasyonların hayata geçmesi zor olacak.Yeni bir sayfa açtık ve yeni bir maceraya başladık. Gazeteciler içinde haberlerin yağmur gibi yağdığı bu günlerde köşe yazıları için ekstra zaman oluşturuyorum inanın.Listede yazılarım duruyor, şampiyonlukta emeği geçen herkesi anacağım ve elbette teşekkür edeceğim.Transfer sürecine daha çok uzun bir zaman var. Bu konu özelinde de yorum yapmak ve doğru bilgiyi vermek şu ortamda ve zamanda pek mümkün değil.Ama her sezon olduğu bu güzel sezonun öncesinde de sizlere haberleri yetiştirmeye çalışacağım.Selametle.
Kocaelispor’u uçurumun kenarından kim çekti ?
Sorunun cevabını yazının içinde bulacaksınız…2002-2003 sezonunda Süper Lig’e veda eden Kocaelispor, 2007-2008 sezonunda yeniden Süper Lig’e yükselmişti.Kocaelispor bahsi geçen sezonun sonunda kardeş kulübü Antalyaspor ile birlikte Süper Lig’e çıkmıştı. Ben o yıllarda Süleyman Demirel Üniversitesi’nde eğitim görüyor, ancak iç sahadaki maçlara gelmeye çalışıyordum.Karamürsel’den iskelet bir arkadaş grubuyla o sezon pankartlar boyuyor, besteler yapıyorduk.Ara ara sosyal medya hesaplarımdan o yıllara dair fotoğraflar paylaşıyorum ve her paylaştığımda, “İyi ki zamanında bunları çekmişiz” diyorum.2008-09 sezonunun başında yapılan, Dorde Tutoriç, Dusan Andelkoviç, Nenad Jestroviç, Luka Zinko ve birkaç transfer parası ödenmemesi sebebiyle Kocaelispor, transfer yasağı cezası aldı. Sonra 2010-11 sezonunda -6 puan cezası ve 2012-13 sezonunda -3 puan cezası aldı. Ligleri hızla düştü, takım ve kadro dağıldı.Düşüş durdurulamıyor, dönemin bazı bürokratları ‘Kocaelispor’un borcu dipsiz kuyu, öde öde bitmez’ diyerek bir başka yapılanmayı işaret ediyordu. 2013-14 sezonunun bitiminde de maalesef Kocaelispor amatöre düştü.O sezonun Ekim ayı benim mesleğe başladığım zaman dilimi oldu.Talih mi dersiniz, talihsizlik mi, bilemem…Kocaelispor’un amatöre düşmesiyle birlikte kentin ileri gelenleriyle birlikte bir hamle yapıldı ve Kocaeli Birlikspor kuruldu.2014-15 sezonu öncesinde kurulan Kocaeli Birlik Sportif Hizmetleri A.Ş, Körfez Futbol Kulübü’nü devralarak yeni bir devir başlatmaya karar verdi.2014-2015 sezonuna Kocaeli Birlikspor kentin tüm imkanlarıyla lige başlarken, Kocaelispor amatör kümede ki ilk sezonunu geçirecekti.Tarihler 21 Mayıs 2014ü gösterirken Kocaelispor’da sonradan belli olacak milat gibi bir olay yaşandı.Bahri Kubilay Yavuz Kocaelispor’un başkanı oldu. Seçime 98 delege katılırken bunların 68i seçime liste giren Bahri Yavuz’a oy verdi.Başkan Bahri Yavuz ile birlikte o 68 kişi de tarihe geçti.Bahri Başkan açıklamalarında şehri bir araya getirmekten yana bir tavır sergiledi.Kocaelispor’un bir tutkal olduğunu, halkla kenti iç içe geçiren şeyin Kocaelispor olacağını söyledi.‘Salıncaktan düştü diye, parka küser mi çocuk’ diyen de o oldu.Kocaeli Birlikspor istediği ilgi ve alakayı göremiyordu.Kocaelispor’da amatördeki ilk sezonunda tüm çabalara rağmen ligi 4.bitirdi.Bugün hala Bölgesel Amatör Lig’de küme kalma mücadelesi veren Tekirdağspor ile çamur içinde oynanan maçı herkes hatırlıyor.Sonraki sezon Kocaelispor’da hedef yine şampiyonluktu.Bu kez yeşil siyahlı temsilcimiz grubu lider bitirmeyi başardı.23 Ocak’ta oynanan Gebzespor maçında taraftarın sahaya yağan karı maç oynansın diye temizlemek için inmesini anlatabilecek cümleyi o yıldan beri bulamıyorum.Şampiyon direk çıkamıyor bir de, BAL o zamandan beri saçma sapan statüleriyle eziyet olmaya devam ediyor. Final maçına gidiyoruz, gözlerime inanamıyorum.Dolu dolu otobüsler, minibüsler, arabalar, yeşil siyah bayraklar, mahşeri bir kalabalık.O gün amatörde final maçında olan bu coşku Süper Lig’e çıkınca ne olur diye düşünmüştüm.Nasipse Pazar günü göreceğiz. Şimdilerde nerelerde olduğunu bilmediğimiz ve adını daha sonra belki hiç duymadığımız Sultangazi’yi yenip şampiyon olmuştuk.Şehir Kocaelispor’a yeniden ilgi duymaya başlıyor, amatörde olsa da seyirci rekorları kırılıyordu.2016-2017 sezonunda Kocaelispor 3.ligde olsa da yeniden profesyonel liglere yükselmişti.Ancak dağ gibi borçları hala duruyor, transfer tahtası kapalı şekilde mücadele etmeye devam ediyordu.Tabi bu süreç öncesinde Orhan Görsen’in ‘Arması olsun, bayrağı dalgalansın, kapanmasın’ hamlesiyle, Muammer Çelik Başkan’ın açlık grevlerine kadar giden protestoları, yardım çağrıları, o fedakarlıklarda unutulacak gibi değil.Bu yıllarda KEV Tesisleri’nin satılması tek çare olarak görünüyordu ancak KEV’in mevcut yönetimi bu duruma karşı çıkıyordu.Hiç unutmuyorum, 2016 yılında, 28 Mayısta KYÖD’de yapılan kongrede Bahri Yavuz KEV başkanlığını kaybedince kıyamet kopmuştu.“Kocaelispor’u bugün mezara koydunuz” diye taraftar isyan etmiş, yaşanan gerilim ulusal basında da gündem olmuştu. Ancak 24 Aralık’ta Çarşı Yapı’da yapılan seçimde Bahri Başkan bu kez KEV’in de başkanı olmuştu. Ligin 8.haftasında Kocaelispor Karacabey deplasmanına gidip 4-3 galip ayrılmıştı.Bu deplasmanda Sebahattin ve Emre Cüce kardeşlerle birlikte maça gitmiştim ve bu heyecana birlikte şahit olmuştuk.Bu maçın ardından korkulan bir gelişme yaşandı.Kocaelispor bu maçın ardından patlak veren ‘Sırp sorunu’ nedeniyle zor günlerin kapısına yine gelmişti.Ödenmesi gereken 800 bin Euroluk bir borç vardı. Kocaelispor yine puan silme ve küme düşürülme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.Yeni bir milat yaşandı, camia o zamanlar Genel Sekreter olan Tahir Büyükakın ile tanıştı.31 Mayısa kadar ödenmesi gereken borç için nelerin yapılacağı konuşuluyordu.Tahir Başkan ile Bahri Başkan büyük bir uyumla süreci götürdüler.Büyükakın kurtuluş için tüm ilgi ve hassasiyeti gösteriyordu. Önce Seka Park Otel’de bir toplantı yapıldı, dün gibi…Orada yakından takip etmiş neler olacağını beklemiştik.KEV Tesisleri’nin Büyükşehir’e satılmasına karar verilmişti.30 Mayıs 2017’de Antikkapı’da ikili bu kez basın mensuplarına KEV’in satışı hususunda anlaşmaya vardıklarını duyurdular.Dün gibi hatırlıyorum, Tahir Başkan yeşil siyah bir kravat takmıştı.Bahri Başkan da bu toplantının ardından kendisine Kocaelispor atkısı hediye edip boynuna takmış, maçlara daha sık gelmesini rica etmişti.‘Kitap okumaktan fırsat olursa’ geleceğim deyip gülümsemişti Tahir Başkan.Bunların hepsi haber ve fotoğraf arşivlerinde var, iyi ki de var…Antikkapı’daki bu toplantıdan ikilinin o döneme ait birkaç demecini size aktarayım.Toplantıda konuşan Kocaeli Büyükşehir Genel Sekreteri Tahir Büyükakın, “Bundan yedi ay önce Kocaelispor’un borçları nedeniyle bir araya gelmiştik. O zaman demiştik ki Kocaelispor bu kente mal olmuştur. O toplantıda Kızıl Yıldız borçlarıyla ilgili çalışmalar yapıldı. KEV tesisleri ile ilgili söz verildi. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız ile yaptığımız görüşmelerde tutumumuzu süründürmemiz gerektiğini söyledi. Bu değerlendirme ve görüşmeler Karaosmanoğlu’ndan aldığım yetkiyle çalışıyorum. Bahri Yavuz’la son günlerde sıkça görüşüyoruz. Kendisi ile KEV tesisleri konusunda yaptığımız istişareler manipüle edildi. Ne ben ne de Bahri Yavuz bu polemiklere girdik” demişti.O dönem Genel Sekreter olan Tahir Büyükakın’ın bu sözlerinin ardından Başkan Bahri Yavuz ise, “Bugün Kocaelispor tarihi bir gün yaşıyoruz. İki ayda iki kongre yaptık, çok mücadele ettik, yorulduk. Geçmişten gelen bir borç yükümüz vardı. Tahir Büyükakın’ın Kocaelispor ve şehirle ilgili bir aidiyet duygusu olduğunu gördük.Kızılyıldız borcunu ödenmesinde çaba sarf eden Kocaeli Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Tahir Büyükakın Kocaelispor’u uçurumun kenarından çekti” ifadelerine yer vermişti.Bunların hepsi arşivlerde kayıtlı. Sonucunda KEV satılmış, Sırp sorunu bitmiş, borçlar ödenmiş, ancak transfer yasağı bitmemişti.O dönem Kocaelispor’un gerçek sahibi olan taraftarı gibi yayın organları da her gelişmeyi sıcağı sıcağına takip etti.Tahir Başkan ile Bahri Başkan’ın arasındaki uyum takdire şayandı.O sezon Antalya’da final oynayan Kocaelispor penaltılarda şampiyonluğu kaçırmıştı. 2018-2019 sezonunda da ise Kocaelispor Play-Offlara kalmış ilk turda elenmiş, Başkan Bahri Yavuz istifa etmişti.Hatta Tahir Başkan’ın bu istifayı istemediği, o günlerde olacak seçimden sonra görüşmelerinin gerektiğini söylediği yazılmıştı.14 Haziran 2019’da Hüseyin Üzülmez Başkan olmuştu.29 Ağustosta ise transfer yasağının kaldırıldığını ilan etmişti.O dönem alacaklı isimlerin bir çoğuyla görüşmüş, tutumlarını ve cevaplarını almıştım.Yılmaz Vural’dan Kemal Aslan’a, Bülent Bölükbaşı’dan, Murat Hacıoğlu’na uzun bir listeydi.Kimisinden imza alındı, kimisine parasının hepsi verildi ve yasak kalktı.Geriye kalan süreçte anlattığım bölümde yaşananlar, çekilenler, mücadeleler, uykusuz geceler, umutlu bekleyişler, ne yürekten ne de gönülden çıkacak.Bugün Süper Lig’in kapısına gelen Kocaelispor’un geçmişinde yaşananları kısa bir özetle anlatmak istedim.Sabah düzenlenen basın toplantısından önce bu yazıyı yazmıştım hatta.Pazar günü şampiyonluk maçına çıkacak camianın kutlamaların nasıl olacağını konuşmasının ve gündemin bu olmasını isterdim.Ama maalesef basın toplantısındaki bazı konu başlıkları taraftarın büyük tepkisini çekti.İsim sponsorluğu ve Hodri Meydan’ın yerinin değiştirilmesi fikri adeta ortalığı ayağa kaldırdı. Başkan Recep Durul açıklamalar için ‘şahsi’ dedi.Son olarak şunu söyleyeyim…24 saat otobüs yolculuğunda yerlere karton serip otobüs aralarında uyuyan, simidini suyunu paylaşan, elleri davul çalmaktan nasır tutup kan toplayan, sabahlara kadar pankart yapıp boyayıp nöbet tutan Kocaelispor taraftarının sadece şampiyonluk coşkusuna odaklanması en büyük hakkıdır.Selametle.
Tüpraş Stadı ve bilet meselesi
Yeni Malatyaspor maçından önce Kocaelispor taraftarı yine bir ön görüde bulunmuş ve Esenler Erokspor maçını düşünerek bu maçın Tüpraş Stadı’nda oynanmasını istemişti. Yeni Malatyaspor maçının bitiş düdüğüyle birlikte hem şampiyonluk hem de Süper Lig şarkıları söylenmeye başladı.Genel tabloya bakıldığında Kocaelispor bu hafta kazanması durumunda şampiyon olarak Süper Lig’e çıkmayı garantileyecek.Beraberlik durumunda da Süper Lig’e çıkmayı garantileyecek.Beraberlik durumunda Gençlerbirliği ile son 3 maça 9 puan farkla girme ihtimali var ama genel averajda 19 gol gibi ciddi bir üstünlüğümüz var.Yani Kocaelispor kalan üç maçını üçer farkla kaybedip, Gençlerbirliği tüm maçlarını üçer farkla kazanması gerekecek kadar absürt ve olanak dışı bir durum gerekecek.Kısacası 1 puan alırsa Kocaelispor Süper Lig’e ‘Merhaba’ diyecek.Erok maçının öncesinde Kocaelispor taraftarının maçın Beşiktaş’ın iç saha maçlarını oynadığı, Tüpraş’ın isim sponsoru olduğu, Beşiktaş Park’ta oynamak için sosyal medyada akım başlattılar.Önce Kocaelispor, sonra Esenler Erokspor, sonra Beşiktaş taraflarıyla görüşmeye karar verdim.Önce Esenler Erokspor cephesiyle temasa geçtim. Onlar da aynı gün Ümraniyespor ile oynuyorlardı.Görüştüğüm beyefendi ‘Maçtan sonra görüşelim’ cevabını verdi.Bu kez kendisi beni aradığında ben bizim maç için stattaydım. Ama görüşme fırsatımız oldu. Durumu kendisine sorduğumda bana, “Henüz Kocaelispor cephesinden böyle bir teklif bize gelmedi. Ancak gelse de olabileceğini sanmıyorum. Başkan Bey daha önce Erzurum FK ve Fatih Karagümrük maçlarında aynı talebe olumlu yanıt vermemişti” dedi. İç saha maçlarında ısınmaya kadar saha içinde daha sonra basın tribününde oluyorum.Basın tribününe çıkmadan önce Başkan Recep Durul ile karşılaştık.Yanımda Ömer Faruk Güler kardeşim de var.“Başkanım Erok cephesiyle görüştünüz mü ?” diye sorduğumuzda, “Henüz görüşmedik, ama görüşeceğiz. Kontenjanı önce yüzde 30 sonra bari yüzde 15 olsun diye ricada bulunduk. Kabul etmediler. Bu durumu kabul edeceklerini sanmıyorum” dedi.Burada ev sahibi olan kulübün kararı tamamen etkili oluyor.Esenler Erokspor ‘Hayır’ dedikten sonra maçın oynanmasının ihtimali yok.Esenler Erok ‘Evet’ dedikten sonra bir de İl Güvenlik Kurulu faktörü devreye giriyor. Onların da bu duruma onay vermesi gerekiyor. Daha önce Şanlıurfa’da oynadığımız Amed SF ile Kocaelispor arasındaki maçın Olimpiyat Stadı’nda oynanması hususunda taraflar anlaşmaya varmıştı ancak kurul onay vermeyince yine oynanmamıştı.Kocaelispor taraftarının çoğu elbette bunları biliyordur.Ama onlar tüm bunlara rağmen yönetimden ve şehrin büyüklerinden ‘Başka ne yapabiliriz’i düşünmelerini, ısrarcı olmalarını ve ikna etmeye çalışmalarını bekliyor.Haksız da sayılmaz, harika bir gün bizi bekliyor.Erok cephesinin durumu ise Play-Off hattıyla alakalı.Play-Off mücadelesi verdikleri maçta Kocaelispor’un orada kutlama yapmasını istemiyorlar.Onlara göre bu durum ‘Koyun et derdinde, kasap can derdinde’ gibi bir durum.Bir de bilet meselesi var tabi.Bu konuda da bilet alamayan taraftarın da haklı bir sitemi var.Yönetimin farklı bir açıklaması taraftarın farklı iddiaları var.Zaten bu kadar az kontenjanda herkesin mutlu olabilmesi de maalesef zor. Hem bu maçta hem de gelecek de satışa çıkarılan deplasman biletlerinde olabildiğince hassasiyetin gösterilmesi gerekiyor.Bizler taraftarın sesiyiz, bize geleni iletmek ve taraftarın sesi olmak görevimiz.*Yazımın sonunda sizlerle tatlı bir heyecanı paylaşayım.Gazetemiz Kocaeli Barış yepyeni bir yüzle yayın hayatına devam ediyor.Sitemizi yeniledik, tabiri caizse ‘Çiçek gibi’ oldu. Bunu da elbette hem okuyucu hem de taraftar yaptık.Süper Lig’deki Kocaelispor haberlerinin en çok takip edileceği kaynakların başında gelen Gazete Barış’ın daha şık olmasını diledik.Keyifle okuyun diye.Yeni yazı da görüşmek dileğiyle, selametle.
İsmet Hocama bir önerim var
2002-2003 yılında veda ettiği Süper Lig’e, 2008-2009 yılında tekrar dönmüştü Kocaelispor.
Şehir özlemle beklediği güne kavuşmuş, her şey yeniden başlamıştı.
Ama olmadı, felaketlerin kapıyı çalması uzun sürmedi.
Adabı muaşeret
Birbiriyle toplumsal ilişkilerde bulunmaya muaşeret deniyor. Adab edep kelimesinin çoğulu oluyor. Toplum içinde yaşayan insanın, birlikte bulunduğu diğer insanlarla uyum içerisinde yaşamasını sağlayacak davranış usul ve şekillerine ise adabı muaşeret deniyor. Toplumun her kesiminde ihtiyaç duyduğumuz bir durum bu. Maalesef sporda, özellikle futbolda da bu adabı muaşeret ortamının çok uzağındayız. Örnekleriyle, yaşadığım bazı hadiselerle size bu uygunsuz durumlardan bahsedeyim. Neresinden başlayacağım, hangi kısımdan anlatmaya başlayayım bilemiyorum. Önce Pazartesi gününe gidelim. İzmit Ortaokulu’nun önünde yeşil siyahlı renklere bürünmüş büyük bir kalabalık var. En önde bir gencin elinde Kocaelispor bayrağı var, tüm gücüyle sallıyor. Arkasında özel çocuk Uğur var, bandoyla bayrağı tutan gencin arasında, down sendromu olan bu kardeşimiz de aynı coşkuyla bayrağı sallıyor. Arkalarında büyük bir şıklığıyla ve askeri düzende bando takımı görülüyor. Kocaelispor tribünlerinin meşhur bestesi Usame Baba’yı hem bando çalıyor, hem de taraftar söylüyor. Kortej büyük bir coşkuyla yaşanıyor, şehir adeta yeşil siyah diye, Şampiyon Kocaelispor diye inliyor. Gündüzünden akşamının da harika olacağının belliydi. Nitekim öyle de oldu. Kocaelispor Sakaryaspor maçının önemini anlatmama gerek yok. Böylesine önemli maçlarda her kesimin üzerine düşen vazifeyi eksiksiz yerine getirmesi oluyor. Maçtan önce Sakaryasporlu futbolcuların zemini kontrol ettikten sonra tünele yönelirken gülümseyerek bakışlar atmaları, yabancı madde atın diye el işaretleriyle taraftarı galeyana getirmeleri üzücüydü. Başından sonuna kadar oradaydım, videoları da var. Çıktıklarında dünyanın her yerinde olduğu gibi ıslıklandılar, içeri girerken el kol hareketleri yapınca da sahaya sular atıldı. Tribüne bakıp gülümsemeler olmasa, el kol hareketleriyle tahrikler yapılmasa inanın maçın hemen başındaki bu çirkin tablo yaşanmayacaktı. Bence emniyet güçlerinin burada futbolculara, teknik direktörlere, gerilimi tırmandıran herkese müdahale etmesi gerekiyor. Sonuçta hepimiz vatandaşız, kurallar herkes için geçerli. İkazlarda herkese yapılmalı. Mükemmel bir akşam yaşandı ve harika bir galibiyetle sonuçlandı. Kocaelispor bence yolu tamamladı, artık günün gelmesini bekleyecek. Taraflı tarafsız bir bütün olarak söylüyorum, futboldaki en büyük gerilimin nedenlerinden birisi tribünlerin tahrik edilmesidir. Bu tahrik bazen sahadaki bir oyuncudan, kale arkasında ısınan başka bir oyuncudan, yada kulübeden olabiliyor. Hatta size daha da kökünde bir neden söyleyeyim, top toplayıcı çocuklar… Maçların sonucuna direk etki ediyorlar. Yükselen tansiyonda bazen başlıca etken oluyorlar. Nedenini yazayım. Top toplayıcılar genelde ev sahibi takımın alt yapısında forma giyen gençlerden ve hatta çocuklardan oluşuyor. Maçtan önce kendilerine sıkı sıkıya, “Biz öndeyken atma topu, oyalan, biz buradayız, merak etme” gibi telkinler veriliyor. Bazı maçların sonucu da ligin kaderini derinden etkiliyor. Bir mağlubiyet küme düşürme yada şampiyonlukta tüm hesapları değiştiriyor. Ve insanlar bu kulüpler için ciddi paralar, zaman harcıyor. Top toplayıcı çocuk bu cesaretle ve kulübün de bir parçası olarak söyleneni yapıyor. Rakip kaleci ve oyuncular bazen çileden çıkıp, kontrolü kaybederek temasta bulunabiliyor yada sözlü olarak kırıcı olabiliyorlar. Ülkede ve dünyada örnekleri çok. Top toplayıcı topu atmıyor, futbolcu buna tepki gösteriyor, taraftar tepki gösteren futbolcuya bu kez tepki gösteriyor, bunun ardından futbolcunun oynadığı takımın taraftarı cevapta gecikmiyor. Saha içinde de oyuncular arasındaki gerilimi artıyor. Bazen kavgalara dönüşüyor. Top toplayıcı çocuk kenara çekiliyor ve bilmeden sebep olduğu bu yangından haliyle kendini koruyor. Korunmaları da gerekiyor. Sözlü yada fiziki olarak hiçbirisi kötü muameleyi asla hak etmiyor. Ama dediğim gibi oyunun doğal akışına uygun olarak görevlerini yerine getirseler bu durumlarla da karşılaşmayacaklar. Top toplayıcı gençler yada çocuklar, oyunun doğal akışında topu oyuna soksalar hiç birisi olmayacak. Dün akşam oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçında Günay Güvenç’in top toplayıcı çocukla nezaket içinde yaptığı konuşma güzel bir örnek. İki hafta önce oynanan Darıca GB-Karamürselspor maçında top toplayıcı çocukla başlayan gerilimin ardından yaşananları da hep birlikte gördük ve okuduk. Futbolcu attığı golden sonra deparla gidip rakip taraftarın önünde gol sevinci yaşıyor, yedek kulübesi dönüp tribüne el kol hareketleri, dil çıkarmalar, gülümseler, oyundan çıkan oyuncunun yine tribüne bakışları, onlara verdiği cevaplar… Tüm bunlar ortamı ziyadesiyle geriyor ve tahrik ediyor. Dediğim gibi taraftar zaten bu duruma hazır ve birçok kimse kendisine de hakim olmak için ekstra çaba sarf ediyor. Ama küçücük bir tahrikle başlayan olaylar bir kartopu gibi giderek büyüyor. Gerek yok arkadaşlar… Topu zamanında atalım, yedek kulübesinde oturalım, basın mensubu arkadaşlar futbolcularla tartışmayalım, görev ve sorumluklarımızı bir kez daha okuyalım. Oyundan çıkan, kulübede oturan, kale arkasında ısınan futbolcu kardeşlerim, yöneticiler, bu tansiyonun ayarı inanın sizin, bizim elimizde. * Pazartesi akşamı Sakaryaspor maçını takip etmek için basın tribünündeki yerimizi aldık. Büyük bir heyecanla maçın başlamasını bekledik. Maçtan önce Kocaelispor Organizasyon Müdürü Mehmet Açık bizim bulunduğumuz tribünün önünde Aytunç ile birlikte etrafına bakınıyordu. Sonra bana seslendiğini duydum. Merdivenlerden birer ikişer inerek yanına gittim. “Burada koreografi yapılacak. Tribünün başından sonuna kadar pankart açacağız. Burada Sakaryasporlu misafirler olduğu için güvenlik nedeniyle Kocaelisporlu kimse olamayacak. Seremonide buraya gelip, siz atar mısınız” dedi. Haliyle, “Elbette atarız abi” dedim. Biz kendi aramızda organize olduk, hatta ben yukarı çıktıktan sonra başlama düdüğüne kadar o bölgede kaldım. Maç başladıktan sonra sıramız gelince gerekeni yaptık. Fotoğrafını görünce çok duygulandım. Bahsedilen pankartta Amatörden Süper Lig’e yazıyormuş. Ben de Süper’in sonunda, L harfinin tam başında kalmışım. Sonra X hesabımdan anın fotoğraflarını paylaştım. Sevgili kardeşim Ömer Faruk Güler çekmiş, ellerine sağlık. Bununla ilgili benden yana rahatsız olup, “Gazeteci bunu yapar mı” diyenler olmuş. Muhtemelen bu memnuniyetsizlik misafirlerimiz tarafından oluştu. Ama benim için sorun teşkil eden bir durum yok. Oradan bizden başka Kocaelisporlu yada temsil eden yoktu. Yapmalıydık ve yaptık. Bu, “Gazeteci orada pankart mı açar” yorum ve sorularına verdiğim cevap olmuş olsun.
* Daha önce de söylemiştim, futbol erkeklerin daha çocuk yaşta tanıştıkları ve hayatları boyunca kopmadan aşk yaşadıkları, spordan öte bir organizasyon. Maradona, Messi, Batistuta, Juan Sebastian Veron, Hernan Crespo, Tevez, Alvaro Recoba gibi aklınıza bir çırpıda sayacağınız ve listeyi kapatacağınız çok özel futbolcuların ülkesi. Buenos Aires, Arjantin'in başkenti ve en büyük şehridir. Derbileri dünyanın takip ettiği La Boca semtinin takımı Boca Juniors ve River Plate takımları bu şehrin temsilcileri. Nueva Chicago da bu şehre ait kulüplerden birisi. Buenos Aires'in batı yakasındaki bir mahalle olan Mataderos'ta bulunuyor. 1911 yılında kurulan ve Kocaelispor gibi kapanma noktasına gelen, tesislerini kaybedip sonra küllerinden doğan bir kulüp. Ruben Aristimuno denen Buenos Airesli bir adam Kocaelispor ile Nueva Chicago kulüplerini kardeş yaptı. Onların maçında hayatını kaybeden Kocaelispor taraftarı Köfte Erkan için pankart bile açtılar. Sakaryaspor maçı için ikinci kez İzmit’e geldi Ruben. Dünde Arjantin’den getirdiği hediyeleri Organizasyon Müdürü Mehmet Açık ile birlikte kura çekerek Kocaelisporlularla paylaştı. Sıcak kanlı, samimi, enerji dolu, güzel yürekli bir adam Ruben. Ta Arjantin’den çanta çanta hediyelerle buraya gelmiş, çoğunu hayatında ilk kez gördüğü insanlarla aynı renkleri sevdiği için sımsıkı sarılan bir adam. Biraz da çılgın, çoğu Kocaelisporlu gibi. Dün yine güzel anılar biriktirdiğim başka bir gün oldu. Ruben ve Mehmet abinin organize ettiği bu güzel etkinliği takip etmek için Sosyal Tesislere gittim. Aytunç kardeşim ile Murat Yılmaz abi kuranın içine beni de yazmışlar. İki yollu hediye edilerek kendime harika bir şapka aldım. Teşekkür ederim Ruben ağabey, iyi ki geldin ve iyi ki tanıştık. Bir gün çocuk yaştan beri hayalini kurduğum Boca Juniors-River Plate maçında buluşuruz. Yeni yazımda iç sahada oynayacağımız ilk maç olan Yeni Malatyaspor ve Kocaelispor alt yapısıyla ilgili bir öneri de bulunacağım. Selametle. * Kocaelispor ile Sakaryaspor maçının hemen ardından kıymetli meslektaş büyüğüm Serkan Borlak abimin vefat haberini duydum. İnanmak zor oldu. Serkan abinin çalışma alanıyla bizimkisi başkaydı. Kendisiyle daha önce kayyum atanan Ağrı ve Mardin şehirlerine, İzmit Belediyesi’nin kardeş şehir olması ve ziyaretleri nedeniyle gitmiştik. Dürüst, mert, eli bol, emekçi bir abimdi. Çok erken bir veda oldu Serkan abi ama biz de geleceğiz. Edebi aleme giden sensin, misafir kalan bizleriz. Cennette görüşürüz gözüm.
Galatasaray bayrağından, Kocaelispor bandosuna
Galatasaray yada Galatasaraylılarla bir alıp veremediğim yok, böyle bir durum söz konusu da olamaz zaten.
Daha doğrusu daha önce defalarca kez yazdığım gibi benim kimseyle alıp veremediğim, bir çekişmem yada yarışmam, birilerine cevap yetiştirme, tartışma, atışma gibi bir tarzım yok.
Haberimi yaparım, yorumumu yaparım, bildiğim gerçek bilgiyi okuyucuya aktarırım.
Nabız
Nabız, genel olarak halk arasında “kalp atışı” şeklinde de ifade edilmektedir.
Bir dakika neticesinde toplam kalp atış sayısını yansıtan nabız, belirlenmesi oldukça basit ve pratik bir işlemdir.
Vücut genel olarak çeşitli durumlara, rahatsızlıklara ya da aktivitelere adapte olmak adına kalp atış temposunu kontrol eder.
Komplo Teorisi
Komplo Teorisi 1997 yapımı, yönetmenliğini Richard Donner'in yaptığı aksiyon, gizem filmidir.
Senaryosunu Brian Helgeland'ın yazdığı film, Mel Gibson'ın oynadığı ve dünyada yaşanan birçok olayın bir hükûmet komplosundan ibaret olduğuna inanan Jerry Fletcher ismindeki bir taksi şoförünü merkeze almaktadır.
Ama bizim konumuz bu değil…
Yolu yarıladık ama…
Ben doğduktan iki gün sonra Cevat Prekazi Galatasaray’a transfer oldu.
Hem Sırp hem Türk vatandaşı olan Prekazi, ülkemizde forma giyen yabancı futbolcular arasında önde gelenler arasında yer aldı.
Prekazi’nin bir röportajda söylediği, “Topun canı vardır” benzetmesi adeta futbol sözlüğüne girdi.
Yalnız değilsin Markao
Ramazan Ayı denince akla gelen ilk şeyler iftar, sahur, aile ve dostlarla oturulan, yiyecek içecekten çok muhabbetin lezzetlendirdiği sofralar akla geliyor.
1 Mart Cumartesi günü başladı.
Pazartesi sabahı annemden iftar daveti aldım.
Kaos
Fransızca chaos “mutlak düzensizlik hali” sözcüğünden alıntıdır.
Aynı zamanda bu sözcük Eski Yunanca da, “büyük boşluk, uçurum, yeryüzü yaratılmadan önce var olan boşluk” sözcüğünden alıntıdır.
Günümüzde ise genel olarak, “Toplumda meydana gelen karışıklık, karmaşa” anlamına gelir.
SÜT VE YOĞURT
Apartmanın önüne geldiğimde derin bir nefes aldım.
Yorucu, soğuk ve uzun bir gün bitmişti.
Kapısından içeri girdiğim gibi dairelerden gelen sıcaklık ve yemek kokuları içime bir huzur doldu.
Üzülür insan
Cumartesi sabahı ofise geldim, arkadaşlarla sohbet edip haberleri toparlarken eklemlerimin ağrıdığını, bir halsizlik ve üşüme halinin dalga dalga geldiğini hissettim.
Ertesi gün Karamürselspor-Evrensekiz ve Kocaelispor-Erokspor maçlarının heyecanı yaşanacaktı.
Karamürsel’deki maçtan önce sarı lacivertliler, geçtiğimiz sezon Kocaelispor Başkanvekili olduğu dönemde futbolcu izlemek için gittiği Nijerya’da sıtma hastalığına yakalanan ve dönüşte hayatını kaybeden Ekrem Can’ı unutmadı.
Anne Totti’nin, oğluna dediği gibi
AS Roma'nın sembolü, bayrak ismi Francesco Totti…
40 yıllık hayatının 23 yılını Roma’ya adayan, Dünya futbolunda ismi ansiklopedilere yazılan bir futbolcu Totti.
2017 yılında müthiş görkemli bir törenle futbolu bırakmıştı.
‘Biri şu çocukları sustursun’
Bir gün öncesi Kocaelispor deplasmanda Yeni Malatyaspor’u yenmişti.
Pazar sabahına takip ettiğimiz, tutup desteklediğimiz, hatta rızkımıza sebep olan Kocaelispor’un hala liderlik koltuğunda oluşuyla uyandık.
Sabah önce gazeteye gelip sonra Çayırova’ya gidecektim.
Bir çuval inciri berbat etmek
Çoğumuzun duyduğu kimisinin de sıkça kullandığı bir deyimdir.
Manası, “Düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak” anlamına geliyor.
Bandırmaspor maçı bizim için büyük önem taşıyordu.
Hakkınızı helal edin
Kocaelispor Dergisi projesi ilk çıkacağı zaman büyük bir heyecan olmuştu.
Aslında gazetecilerin bir takım endişeleri de vardı.
Yaz boyunca ha geldi ha geliniyor derken iş patladı.
Motivasyon
Bugünün aksine, kasvetli bir sabah…
Kapalı bir hava, gri bir gökyüzü, gri bir deniz.
Her çeşidiyle yağan yağmur.
BAŞLIYOR
Babam Ümit Beşiktaş emekli öğretmen.
Kendisi gençliğinde yaz tatillerinde tatil için Yalova’ya gelirmiş.
Her geldiğinde ‘Evlendiğimde buraya taşınacağım’ diye hayal edermiş.
Markao’nun durumu, Ertuğrul Sağlam, Ve bir Teşekkür
22 Eylül Salı sabahı bir telefon…
Karşıdaki ses:
-Markao’dan haberin var mı ?
Kriz, transfer, Aris ve Hodri Meydan
Baştan söyleyeyim…
Bugüne kadar olduğu gibi bugün ve bundan sonrası da, yazı ve haberlerimde kimseye cevap verme niyetinde değilim.
Kimseyle bir yarışım, birisi alt edeyim, birisinin önüne geçeyim dertlerim olmadı.
Güzel başladık, güzel bitsin
Karamürsel’de dün güreşler vardı.
Yağlı güreşte kırılmaz rekorlara imza atan ve şuanda en önemli rekorları elinde bulunduran, gelmiş geçmiş en önemli pehlivanlardan kabul edilen Ahmet Taşçı’nın memleketinde yağlı güreş heyecanı vardı.
Ahmet Taşçı 1990 ve 2000 yılları arasında Kırkpınar’ı kasıp kavurdu ve elde ettiği başarıları elde eden bir isim henüz çıkmadı.