Kanko’dan tepki “Ulusal Güvenlik Meselesidir!”
CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, TBMM Genel Kurulu’nda uyuşturucu ile mücadele önergesi üzerine yaptığı konuşmada Türkiye’de uyuşturucu kullanımının ulaştığı vahim boyutlara dikkat çekti

Gençler arasındaki uyuşturucu kullanımı ve madde bağımlığıyla mücadele için Meclis Başkanlığına verilen araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi
CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, TBMM Genel Kurulu’nda uyuşturucu ile mücadele önergesi üzerine yaptığı konuşmada Türkiye’de uyuşturucu kullanımının ulaştığı vahim boyutlara dikkat çekti.
Kanko konuyla ilgili yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
“Bugün burada sadece bir “madde bağımlılığı” meselesini değil, toplumun can damarını koparan bir felaketi konuşuyoruz:
Uyuşturucu artık sokak aralarında değil; evlerin içinde, okullarda, çocuk odalarında, apartman girişlerinde. Metamfetamin, bonzai, sentetik haplar... Sadece bireyleri değil, aileleri, mahalleleri ve toplumun geleceğini yıkıma uğratıyor.
Verilere baktığımızda;
- 2023 yılında uyuşturucu bağlantılı madde ölümleri %22 artmış
- Ölümlerin %61’i çoklu madde kullanımından.
- Metamfetamin kaynaklı ölümler tek başına %42’yi buldu.
Bir çocuğun cansız bedenini teşhis etmeye çalışan annenin çığlığını, evladının madde bağımlısı olduğunu öğrendiğinde yıkılan bir babanın çaresizliğini anlatıyor!
Uyuşturucu sadece gençleri değil; anneleri, babaları, kardeşleri, eşleri de öldürüyor!
Bu ülkede artık çocuğunu okuldan alıp eve götürürken dahi endişelenen anneler var!
Devlet nerede, önlem nerede?
- Rehabilitasyon merkezleri yetersiz!
- Tedavi görmek isteyen gençler aylarca sıra bekliyor.
- Aileler destek talep ettiğinde karşılarında ne psikolog, ne rehber, ne de sıcak bir el bulabiliyor!
- Birçok aile, evladını kurtaramadan, adli kontrolle salıverilen torbacıların tehditiyle yaşamaya çalışıyor.
Devletin korumadığı çocukları, sokaktaki çeteler sahipleniyor!
Bu sadece sağlık sorunu değil, toplumsal çöküştür!
Uyuşturucu:
- Okul bırakmanın,
- Çeteleşmenin,
- Kadına şiddetin,
- İşsizliğin,
- Ve en acısı, intiharların kapısını açıyor.
Bu krizle baş etmeye çalışan milyonlarca aile, sosyal devletin gölgesini bile hissedemiyor.
Saray'ın şatafatı içinde bu acılar görünmüyor!
İktidar, lüks konvoylarla gezip "aile değerleri" dersi verirken, o ailelerin çocukları mezara, anneleri karakola, babaları borç batağına gidiyor.
Uyuşturucu bataklığına düşmüş çocuklarını kurtarmak için arabasını, evini satan aileler var bu ülkede!
Uyuşturucu bataklığına saplanmış evlatlarının ölüm tehditleriyle yaşayan binlerce anne baba var!
TBMM raporlarında, Türkiye’de madde bağımlılığı yaşının 10-11’e kadar düştüğü ve her yıl 100 binden fazla bağımlı olduğu belirtiliyor.
Hükümet bu durumu daha ne kadar görmezden gelecek!
Buradan çağrımdır:
Artık geçici pansuman değil, radikal ve kalıcı bir mücadele gereklidir.
- Her ilde ve ilçede bağımlılıkla mücadele merkezi kurulmalıdır.
- Ailelere psikolojik, sosyal ve hukuki destek verilmelidir.
- Okullarda erken farkındalık eğitimleri zorunlu hale getirilmelidir.
- Madde satıcılarına karşı sıfır tolerans uygulanmalı, hukuk süreci torbacıları değil, aileleri korumalıdır!
- Uyuşturucuya karşı mücadele bütçesi artırılmalı ve bu kaynak yandaş vakıflara değil, doğrudan kamuya bağlı sağlık kurumlarına aktarılmalıdır!
Uyuşturucu sorunu sadece sokaktaki birkaç genci ilgilendirmiyor. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini, aile yapısını ve sosyal huzurunu tehdit eden bir ulusal güvenlik meselesidir.
Bugün harekete geçmezsek, yarın bu kürsüden sadece sayıları değil, kayıp bir kuşağın yok olup gidişini konuşacağız.
Evlatlarımızı, ailelerimizi, toplumumuzu korumak için susmayacağız! Bu kara düzeni değiştireceğiz!”