Hiç mi “Yasin Özlü” olmak istemediniz?
AKP’de son 3 yıldır ortaya iddia koyan bir gençlik yapılanması yok. AKP Kocaeli’de gençler ne bir siyaset geliştiriyorlar ne bir polemiğin içindeler ne de gündem belirliyorlar. Sessiz sedasız görev sürelerini tamamlayıp giden bu başkanlardan bir tanesinin bile mi ileriye yönelik siyaset hedefi olup olmadığı soru işareti yaratıyor

Biliyorsunuz, basın ile siyaset iç içedir ve ikisi de polemikten beslenir.
Tartışmanın, rekabetin, kargaşanın, sataşmanın, iddianın olmadığı yerde haber değeri taşıyan bir durum da olmuyor.
AKP Kocaeli İl Danışma Toplantısında İl Gençlik Kolları Başkanı Doğan Orak’ı dinlerken içimden “AKP’de gençlik siyaseti bitmiş” diye geçirdim.
Danışma toplantısına katılan çoğu basın kuruluşunu taradım. Orak’ın konuşmasına yer veren az sayıda gazete var.
Çünkü baktığınızda ortada haber yapma isteği uyandıran bir konuşma yok.
Hâlbuki bizim Doğan Orak kürsüye çıktığı anda tetikte olmamız ve “Ne söyleyecek acaba?” diyerek heyecanlanmamız gerekiyordu.
CHP’nin, İYİ Parti’nin gençlik kolları başkanlarından ne cevap gelecek, ortada nasıl bir polemik olacak, geleceğin ilçe başkanları, il başkanları hatta belediye başkanları, milletvekilleri nasıl cevaplarla gündemi belirleyecek diye beklememiz lazımdı.
Ancak Kocaeli’de özellikle son 3 yıldır böyle bir durum yok.
Orak bu siyaseti “Biz işimizde, gücümüzdeyiz” diyerek açıklayabilir.
Hem il gençlik kolları hem de ilçe gençlik kolları faaliyetlerine devam ediyor da olabilirler. Değinmek istediğim yer o rutin çalışmalar değil.
Zaten siyaset de genel merkezin verdiği talimatları yapıp koltuğu doldurmaktan ibaret de değildir!
Kocaeli’deki gençlik siyasetini zayıflatan bir iddiasızlık var ortada.
İlçe gençlik kolları başkanları da muhtemelen il başkanından ötürü ortaya iddialı bir siyaset koyamıyor.
AKP’de “zıplayanı” yeme geleneği devam ettiğinden ‘Doğan Orak’ın önüne geçmeye çalıştığı’ düşünülmesin diye ‘Aman ben etliye sütlüye bulaşmayayım’ diyorlardır.
Hâlbuki siyasette “Ben gençlik kollarından geliyorum” demek, yıllardır verilen emeği ifade etmenin en güzel yoludur.
İleride geleceğiniz makamlar, bugünden atacağınız imzalardan belli olur.
Ne diyelim, bu dönemin gençlik kollarının talihsizliği de bu.
Herkes bütün siyaseti ana kademeden bekliyor.
Bundan 5-6 yıl önce daha aktif olan gençlik kolları sanki eski konjonktür varmış gibi
Ankara’daki programlarda Cumhurbaşkanından bir “Maşallah Kocaeli” duyup
Kongre merkezindeki programlarda kendi başkanlarına “Tamam artık gençler” dedirtene kadar slogan atıp parti binalarına dönüyorlar.
İddianız sadece slogan atmakta mı?
Öte yandan şunu da merak ediyorum.
Hiç mi biriniz “Ben Yasin Özlü olmak istiyorum” demediniz?
Seversiniz, sevmezsiniz. Orası beni hiç alakadar etmez. Ben sonuca bakarım.
Gençlik kolları başkanlığı yapmış mı? Yapmış.
İki dönemdir belediye başkanı mı? Belediye başkanı. Benim için konu kapanmıştır.
Nasıl oldu, kimin desteğiyle oldu, beni ilgilendirmez.
Ortada bir başarı var mı? Var.
Şu an gelinen noktadaysa Çağatay Çağlayan nasıl bir iz bırakamadan sessiz sedasız memur olduysa Doğan Orak’ın sonu da oraya doğru ilerliyor.
Görevden alınırım korkusuyla hareket edemeyen diğer ilçe başkanlarına ise, ana kademede ilçe başkanı olup kendilerini gösteremedikleri takdirde farklı bir senaryo çizemiyorum.
Ezcümle, bizim derdimiz bağcı dövmek değil, üzüm yemek. Gençlik siyaseti güzeldir, maksat biraz hareket gelsin, ortam şenlensin…