Fahri Örengül: Büyükşehir’i, İYİ Parti’ye bırakmak, büyük hata oldu
CHP’nin önde gelen isimlerinden Av. Fahri Örengül, 2009 yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin İYİ Parti'ye bırakılmasının çok büyük bir hata olduğunu belirterek “Kocaeli'yi İYİ Parti'ye bırakmak demek kafadan Büyükşehir’deki iddiayı ortadan kaldırmaktı. İşte oranlar söylüyor, rakamlar ortada” dedi

Röportaj serimizin bu haftaki konuğu CHP’nin İzmit ve Kocaeli Büyükşehir Meclis Üyeliği ve Grup Başkanvekilliği gibi birçok görevi üstlenen partinin önde gelen isimlerinden Av. Fahri Örengül oldu. Birçok konuda değerlendirme aldığım Örengül, “Kocaeli'yi İYİ Parti'ye bırakmak demek kafadan Büyükşehir’deki iddiayı ortadan kaldırmak demekti.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin İYİ Parti'ye bırakılması çok büyük bir hatadır. Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün buna direkt karşı çıkması gerekirdi, doğrudan karşı çıkması gerekirdi. Bunlar yapılsaydı eğer şu an Kocaeli'de bir tane değil en az dört tane ilçe belediye başkanımız vardı. Büyükşehir Belediye Başkanlığı alınabilirdi. Burada çok büyük bir hata yapıldı. Bu hata yapılmasaydı bugün ne İzmit-Büyükşehir kavgası olurdu ne de kentte böyle bir yetki kargaşası olurdu” şeklinde ifade etti. Dün ilkini yayımladığımız röportajın ikinci bölümü sizlerle…

✓Sizin bundan sonra partide hedeflediğiniz bir yer var mı? Mesela bu dönem milletvekilliği düşünüyor musunuz?
Geçen dönem Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını bana partim teklif etti. Aslında kamuoyunda çok konuşmadığım bir şey bu. Nedeni parti içi tartışma olmasın diye konuşmadığım bir şey. Bizzat il başkanı ve milletvekillerinin doğrudan teklifiyle Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmuştum. Cengiz Bey (Sarıbay) ofisime geldi, aday olmam gerektiğini, ihtiyaç olduğunu söyledi. Milletvekilleriyle de bunları konuştuk. Genel başkan nezdinde bunların konuşulduğunu biliyorum. Ankara ağırlıklı bir yapıydı. O nedenle aday oldum. Yani bu bir görevlendirmeydi. Keşke adaylığım devam edebilseydi. O pazarlıklarda Kocaeli kalsaydı. Zannederim birkaç puan farkla bir seçim sonuçlanırdı. Kazanma ihtimalimiz vardı Kocaeli'de.
Kaybetsek bile belki işte birkaç puan farkla kaybedilebilirdi ama bu süreçte dört ya da beş ilçe belediye başkanlığını almamız mümkün olurdu. Şunun için anlatıyorum; Bu bir görevlendirmeydi. Şimdi önümüzdeki süreçte Cumhuriyet Halk Partisi'nin değişik kademelerinde görev yapmış bir siyasi kimlik olarak ve hatta abi diye artık öyle yaklaşıyorlar bana. Abi olarak bana bir görev tevdi edildiğinde o görevi yapmaya her zaman adayım. Buna milletvekilliği de dahildir. Ama şunu biliyorum ki bir altılı masa var. Ankara çok yoğun çalışıyor. Yaklaşık 41 ilde belki ortak aday tespitleri yapılacak. O nedenle genel merkezi de çok zorlamamak lazım. Yani ben aday olmadım, kıyamet koptu, dünya yıkıldı diye bakmam. Benim amacım, siyaset yapmaktaki amacım Türkiye demokratikleşmesini sağlasın. Cumhuriyet sistemi rayına otursun. Atatürk Cumhuriyeti hayata geçsin. Dış etkilerden kurtulsun, bağımsız güçlü bir Türkiye olsun ve çocuklarımıza, torunlarımızı böyle bir ülke bırakalım.
“GEL BAKALIM DENDİĞİNDE KABUL EDERİM”
Kişisel kariyer hesabım budur. Demin söylediğim gibi sana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevi düşüyor, gel bakalım dendiğinde kabul ederim. Daha önce söylediğim bir şey vardır. Partim bana çaycılık teklif ederse gider yaparım onu diye. Çünkü bu bir memleket meselesi ama burada genç arkadaşlara özellikle söylemek istediğim şey şudur. Önce ülke sonra parti, sonra kişisel beklentileri. Kişisel beklentinin parti ve ülkenin beklentilerin üstüne çıkmaması lazım. Bu anlamda önümüzdeki süreçte işte söylediğim gibi 41 tane ilde yapılacak aday tespitiyle ilgili yapılacak çalışmalar. Onları izliyorum, gözlemliyorum. Bana ihtiyaç duyulursa tabii ki aday olurum. Onur duyarım milletvekili adaylığından. Bunu söyleyebilirim.
“BİR İSTANBUL OLABİLİRDİ”
✓O sürece tekrar gelirsek Büyükşehir adayı CHP’den çıkacaktı yani siz olacaktınız. Sonra ne oldu da Büyükşehir adayı Serdar Kaman gösterildi?
İki tane görüş var. Görüşlerden bir tanesi bu pazarlıkta Ankara'nın İYİ Parti'ye bırakması. Ama benim Ankara'da yaptığım bir iki görüşmede de hayır, örgütünüz çok üstelemedi, istemedi gibi bir şey söylendi bana. Bilmiyorum neden bırakıldığını ama bırakılması çok büyük bir hata oldu. Şöyle hata oldu; Burada HDP'nin yüzde 9 buçuk oyu var. İYİ Parti adayına HDP'nin oy vermesi mümkün değil. Yüzde 44 hayır bloğu var Kocaeli'de. Seçim öncesi rakamdan bahsediyorum. Bundan yaklaşık yüzde 10’u çıkarırsanız yüzde 33’lük bir oy oranı kalıyor. Zaten Serdar Kaman'da 32 civarında bir oy aldı Kocaeli'de. Ama CHP'li bir aday olsaydı başlangıç noktası yüzde 44’tü. HDP oyları zaten geliyor yani CHP'ye. Şimdi benim adaylığım ciddileştiğinde HDP dahil, altılı masa dahil tamamının desteğini almıştım. Hatta AK Parti'nin bir kısım küskünleri ya da belediyenin belli iş çevreleriyle iş yapmasından rahatsız olan AK Partili insanlarla da görüşmeye başlamıştık. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi adayı olarak seçime girebilseydin bir puan artı-eksi bir fark oluyordu. Seçim alma ihtimalimiz olabilirdi. Bir İstanbul olabilirdi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi. Kocaeli'yi İYİ Parti'ye bırakmak demek kafadan Büyükşehir’deki iddiayı ortadan kaldırmak demek. İşte oranlar söylüyorum. Yani yüzde 44’ten 10’u çıkardığınız zaman 34 kalıyor. Yüzde 34’le burada seçimin almayacağı kesin.

“CHP’Lİ BİRİNİN BÜYÜKŞEHİR ADAYI OLMASI LAZIM”
✓Aynısı bu dönem için yani önümüzdeki yerel seçim için de geçerli mi?
Tabii ki geçerli. Eğer İYİ Parti burada Türkiye genelinde büyük bir ivme yakalarsa ona bir şey söyleyemem. Ama bu yapıda devam ederse Cumhuriyet Halk Partili bir arkadaşın Büyükşehir adayı olması lazım. Büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin İYİ Parti'ye bırakılması çok büyük bir hatadır. Örgütün Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün buna direkt karşı çıkması gerekirdi, doğrudan karşı çıkması gerekirdi. Bunlar yapılsaydı eğer şu an Kocaeli'de bir tane değil en az dört tane ilçe belediye başkanımız vardı. Yani bir Darıca'nın alması mümkündü. Bir Derince'nin alınması mümkündü. İzmit zaten alındı, Karamürsel alınabilirdi. Hatta ben buna Kandıra’yı da koyuyorum. Körfez alınabilirdi. 6 tane belediye alınabilirdi. Büyükşehir belediye başkanlığı alınabilirdi. Burada çok büyük bir hata yapıldı yani şu an Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediye Başkanıyla kent yönetiliyor olabilirdi. Ne İzmit Büyükşehir kavgası olurdu ne de kentte böyle bir yetki kargaşası olurdu.

“SEÇİM KOMİSYONU SÜRECİ KÖTÜ YÖNETTİ”
✓İlçeleri partileri verme işini Kocaeli örgütü mü yaptı, genel merkez mi müdahale etti?
Kocaeli örgütünde bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun etkinliğinin hangi boyutta olduğunu bilmiyorum. Ama genel merkez Kocaeli örgütüne sormadan bir şey yapmaz bence. Kocaeli'de ne yapıldıysa yapıldı ve yerel seçim o zamanki örgüt tarafından çok kötü yönetildi. Cumhuriyet Halk Partisi örgütü tarafından çok kötü yönetildi. Yani sadece Büyükşehir’le ilgili değil, İlçelerle ilgili de çok kötü yönetildi. Yani mesela Başiskele'de Saadet Partisi'ne destek olmak gerekirdi, orada İYİ Parti'nin adayının olmaması gerekirdi. Körfez'de Cumhuriyet Halk Partili bir adayın olması gerekirdi. İzmit'te zaten sıkıntı yok.
Derince'de sıkıntı yok bazı ilçe belediye başkan adaylarıyla ilgili bir gözden geçirme ihtiyacı vardı.
“İŞTE BUNLAR ÖNEMLİ SİYASİ HATALAR”
✓Karamürsel'de sanırım bir meclis üyesi olayı yüzünden seçim az bir oyla kaybedildi.
Tabii ki. İşte söylediğim gibi yani yerel seçim iyi idare edilmedi. Yerel seçimde küçük rötuşlar yaptığınızda çok olumlu, büyük sonuçlar gelebiliyor. Eğer yerel seçim iyi idare edilebilseydi söyleyeyim bugünden birinci ihtimal Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li olabilirdi. Ve fark iddia ediyorum yüzde birden fazla olmazdı. Kaybedilse bile 5-6 tane ilçe belediye başkanı bizde olurdu. Çok ciddi bir meclis üyesi yapılanmamız olurdu. İzmit'te Fatma Hanım'ın meclis çoğunluğu olurdu. Bütün örgüt Fatma Hanım'a yüklenmezdi. Çünkü herkes şu an Fatma Hanım'a yükleniyor. Bir tane belediyemiz var. İş, aş, her şey ondan isteniyor. Çok zor da. Bütün örgüt Fatma Hanım'a yüklenmez, 5-6 tane belediyeyle bu kent başka bir yapıya doğru giderdi, evrilirdi. Ve önümüzdeki dönemde de Kocaeli'de 4-5 milletvekili değil, 6-7-8 milletvekili konuşulurdu Cumhuriyet Halk Partisi'nde. İşte bunlar önemli siyasi hatalar. Bu hataları yaptığınızda sonuçları da böyle oluyor.

✓Milletvekili adaylarının ne gibi özellikleri olmalı?
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Kocaeli'de birinci parti olması lazım. Hedefinin bu olması lazım. Yani AK Parti'nin de önünde oy alması lazım. Kocaeli'de Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti olabilir. İki tane önemli nokta var burada. Bir tanesi eksik örgütlerin tamamlanması ve çok iyi dizayn edilmesi lazım. Çok sıkı bir örgüt yapısına ihtiyacımız var. İkincisi milletvekili aday listesinin çok iyi yapılması lazım. Dengelerin iyi korunması lazım. Milletvekili aday listesinde olacak arkadaşlar kentin tanıdığı, kentin bildiği, partisine katkı sağlayabilen, birikimi olan, rahat konuşabilen, toplumu kabul ettiği insanların çoğunlukta olduğu bir milletvekili yapılanmasına ihtiyacımız var. Bunlar olursa Kocaeli'de Cumhuriyet Halk Partisi iddia ediyorum birinci partidir. Hiç şüphe yok. Ama bunlar olursa birinci partidir. Bunlar olmazsa sıkıntı yaşayabiliriz. Eski hataları tekrarlamamak lazım.
✓Siz Kocaeli Barosu’nun eski başkanlarındansınız. Mehmet Gül’ü ve Baro’yu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kocaeli Barosu'nun bir çizgisi var. Bizi zaman zaman şöyle eleştirdiler; Hep CHP'liler var o başkanlıklarda. Baro siyasallaşıyor diye eleştirdiler. Oysaki ben Baro başkanlığı yaptığım iki yıllık dönemde siyasi partime hiç gitmedim. Özellikle gitmedim. Hatta bana o zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Erenkaya, İzmit Büyükşehir Belediyesi'nin danışma kuruluna beni almak istedi. Sadece beni değil Kocaeli Üniversitesi Rektörü, Ticaret Odası Başkanı, Sanayi Odası Başkanı da yer alacaktı. Baro Başkanlığı olarak onu tek reddeden kurum bizdik. Yönetim kurulunda karar aldık Kocaeli Barosu hiçbir siyasi partinin altında görev yapmaz diye. Danışacağınız bir şey varsa yazılı bize yazın. Biz bilabedel her türlü danışmanlığı yapmaya hazırız diye cevap verdik. Hatta hafif bir kırgınlık da olmuştu Hikmet Bey'le aramızda o nedenle. Ama şimdi de Mehmet Bey aday olduğunda bu defa bize hep CHP'liler Baro Başkanı oluyor, niye oluyor diyen bir kısım insanlar ‘Neden CHP'li olmayan birisi Baro başkanı oluyor’ diye söylemeye başladılar. Oysaki Baro’nun 4-5 tane temel felsefesi vardır, misyonu vardır. Bunlar yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, demokrasi, adalet ve cumhuriyet. Bu 5 tane bileşkede çalışır Baro. Bunlar partiler üstü kavramlardır, olması gereken de budur. Siyasetin üstündeki kavramlardır. O açıdan Baro başkanları bütün siyasi partilere eşit mesafededir. Baro başkanlığı yaparken siyaset yapmazlar. Bunu da en iyi yapacak arkadaştan birisi de şimdiki Baro Başkanımız Mehmet Gül'dür O nedenle Baro’nun kendi çizgisi içerisinde komisyonlardan ve yönetim kurullarından geçerek bildiğimiz, tanıdığımız arkadaşlar Baro’da başkanlık yapıyorlar. Oralardan gelmiş bir arkadaş. Ben çok başarılı olacağını düşünüyorum.