“AF”edersiniz
Bugün güne kendimi affederek başladım. Dün icra dairesinde işlem yaparken memurlarla çıkan anlaşmazlık neticesinde öfkelendim, sesler yükseldi. Birbirimize bağırıp çağırdık.
Sonra ofise döndüğümde aslında önceden yaptığım bir ödemeyi dosyada görmeyip benden talep eden memura ödemeyeceğim diye bir inatla tartıştığımı aslında haklıyken haksız duruma düşüp, işimi halledemeyip eli boş döndüğümü fark ettim.
Bütün gün moralim bozuldu, hem kendim hırpalandım, hem de karşı tarafı yıprattım.
Değer miydi dedim, yarın gider halledersin.
Bu sabah tekrar gittim, hem işimi hallettim, hem kusura bakmayın size yüklendim deyip kendimce af diledim.
Baktım, onların da yüzünde hafifleme, bakışlarında yumuşama vardı.
İnsanın kendi hatalarını telafi etmesinin, sorunlarını çözmesinin yöntemlerinden biri af dilemektir. Affedilmeyeceğini bilse bile karşı taraftan af dileyerek en azından kendini hafifletirsin, iyi gelir.
Ama bazı hataların affı olmaz, bu dünyada telafisi mümkün değildir.
O yüzden affetmek Allah’a mahsustur. Kullar cüz’i iradeleriyle kendilerine karşı yapılan haksızlığı, eziyeti, kalp kırıklığına sebep olan olayları affettim deseler bile ilahi adalet terazisinde tartılıp hüküm verilmedikçe kimse affedilmiş olmaz.
Vicdanı olana kendi vicdan azabı o güne kadar yeter…
Nerden nereye geldik diyeceksiniz ama bu devlet makamlarından “af” talebi konusu son günlerin en çok konuşulan mevzusu.
Af konusu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde istifaya/ görevden alınmaya verilen isim haline geldi.
Başlatan isim ise eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak oldu.
Albayrak’ın istifası instagram adlı sosyal medya sitesi üzerinden yapılan ilk istifa -af talebi- olarak siyasi tarihimize geçti.
Sonrasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kabul edilmeyen bir af talebi oldu.
Şimdi de 13 ay görevde kalan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’ın görevden affını istediği duyuruldu.
Yerine eski bakan yardımcısı Nureddin Nebati atandı.
Bugüne kadar istifa ettiğim oldu, hiç kimseden af dilemedim.
Çünkü affedilmemi isteyecek bir hatam olmadı.
Anlaşmazlık varsa taraflardan biri gider, gitmesi gereken her zaman haksızdır anlamına gelmez.
Hatası olanın görevinden alınması gerekiyorsa, görevden alınır hatta kellesini aldık, gerekeni yaptık da denilebilir.
Amma kendi hatalı iş ve işlemlerinde ısrar edip de üstüne bir de görevden aldığın kişileri “Affını istedi biz de affettik” diye ilan etmek ,
Ne bileyim en basiti samimiyetsiz geliyor,
Hesap sormadan göndermek de yanlış,
Hatadan dönelim diyeni,
Faiz politikası böyle gitmez diyeni,
Ülkenin içinde bulunduğu bu ekonomik çıkmazda,
Seni affettim diye göndermek de yanlış…
Sonra gelen gideni aratır,
Sen affetsen biz millet olarak affetmeyiz,
Olan yine bu millete olur,
İşimiz öte dünyaya kalırsa “Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem…”