İzleri silinmedi
Kentimiz geçmişte büyük depremler yaşadı.
En son 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nde yerle bir olduk.
Richter ölçeğine göre 7,6 Mw büyüklüğünde yaşanan deprem, büyük çapta can ve mal kaybına yol açtı.
Aradan 23 yıl geçti ama izleri halen silinmedi.
Geçtiğimiz hafta Düzce'nin Gölyaka ilçesindeki 5,9 büyüklüğündeki deprem meydana geldi ve bu depremi epey hissettik.
Şimdi asıl soru şu; 1999’daki gibi bir deprem olsa ne kadar hazırlıklıyız?
Bana göre hazırlıklı olmak geçen 23 yıllık süreçte depreme uygun binaların yapılmış olmasından, hasarlı binaların güçlendirilmiş olmasından ve tüm halkın deprem konusunda bilinçlendirilmiş ve deprem anında ne yapacağını biliyor olmasından geçiyor.
Hatta okullarda zorunlu ders olarak bile koyulmalıydı diye düşünüyorum.
Gerisi teferruat…
Kocaeli genelindeki tüm belediyeler deprem önlemleri altında neler yaptı ve yapıyor açıkçası merak ediyorum.
Her belediye kendi internet sitesinde ‘Deprem’ başlığı adı altında birer kategori açarak eğer varsa bir çalışmaları vatandaşların rahatça ulaşmalarını sağlamalılar.
Bu konuda kuşkusuz hükümete ve yerel yönetimlere büyük iş düşüyor.
Felakette kolonların çok önemli olduğunu da gördük.
Mesela bir esnaf mobilya mağazası açıyor ve teşhirini güzel yapmak için kolonları kestiriyor.
Alın size en büyük tehlike…
Demem o ki; deprem öldürmez, malzemesi çalınan binalar öldürür.
Hatırlasanız binalar labirent gibi çöktü.
Bir de evdeki büyük eşyalar resmen katilimiz oldu.
Gardrop, vitrin, ayakkabılık gibi büyük eşyalar devrildi.
Depremde içinde bulunduğum ev yıkılmadı ama bu saydığım ağır eşyalar devrildi.
Bunların altında can verme olasılığım çok yüksekti.
O yüzden eviniz sağlam olsa bile eşyaların duvara monte edilmesi de önem taşıyor.
Ayrıca halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi çok önemli.
Çünkü panik yüzünden hayatınızdan olabilirsiniz.
***
Düzce depreminden birkaç gün önce Necmi Kocaman’ın büyük emekleriyle kurulan Gölcük Arama Kurtarma Derneği GESOTİM’i ziyaret ettim.
10 Kasım 1999’da yani deprem felaketinden 3 ay sonra kurulan GESOTİM; her türlü olumsuzluklara rağmen, bu iş olmaz bu işi yapamazsın diyen kişilere rağmen ülkemizin en büyük timleri arasında yer almayı başardı.
Bugüne kadar İran, Gürcistan ve Türkiye’de meydana gelmiş olan 67 olaya müdahale ettiler.
Ayrıca her yıl 7’den 7’ye binlerce kişiye eğitim veriyorlar.
Olası bir afette 5 tane alanda rahatlıkla enkaz üzerinde görev yapabilecek ekipleri hazır.
Ekipman açısından da oldukça donanımlılar.
Gençler burada afete hazırlık, hayati idame ve dayanıklılık, doğada arama kurtarma, arama kurtarma tahliye, ekipman kullanımı, ilkyardım gibi çeşitli eğitimler alıyor.
1999 depremini yaşamayan ama bilinçleri yüksek, insanlığa fayda sağlamaya gönüllü gençlerle karşılaşmak açıkçası beni çok sevindirdi.
Onlarla biraz sohbet edip geçmişte yaşadıklarımızı anlattım.
Yaşıtları adını bile telaffuz etmekte zorlandığımız kafelerde takılırken onların insanlık adına neler yapabiliriz diyerek okul çıkışlarında GESOTİM’in eğitimlerine katılıyor olması gerçekten takdire şayan bir durum.
Deprem ve her türlü felaketlere karşı bilincin artması, yönetenlerin her türlü önlemi alması, böylece önce can sonra da mal kaybı yaşanmaması en büyük dileğim.
Sağlıklı, huzurlu ve ‘Barış’ dolu günler dileği ile…