Vatandaşın ödediği vergiler artık geri dönmüyor..!

Elektrik dağıtım şirketleriyle ilgili konuşan CHP’li Haydar Akar, “Artık vergiler yol, su, elektrik olarak dönmüyor çünkü vatandaş kendi yatırımını kendi yapıyor. Çektikleri 1 metre teli de diktikleri her direğin parasını da aboneden tahsil ediyorlar” dedi

Vatandaşın ödediği vergiler artık geri dönmüyor..!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kocaeli Milletvekili Haydar Akar 2018 yılı bütçe görüşmelerinde CHP adına konuşma yaptı. TBMM kürsüsünde konuşan Haydar Akar elektrik ve doğalgaz kullanımlarındaki sorunları anlattı. Akar şöyle konuştu; “Değerli milletvekilleri; Enerji Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşacağız, 2018 bütçesini değerlendireceğiz. Bir de Enerji Bakanlığının faaliyetlerini şöyle gözden geçireceğiz. Ben burada Enerji Bakanlığındaki yolsuzlukları ya da Türkiye'de bugünlerde yaşanan adalar polemiğine falan girmeyeceğim, direkt Enerji Bakanlığını konuşmak istiyorum. Konum da Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu.

7 KURUŞLUK ELEKTRİK

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu nedir? Elektriği, doğal gazı, petrolü ve LPG'yi denetleyen, lisanslarını veren, tarifelerini tespit eden, ihaleler yapan bir kurum. Peki bu kurum… Önce elektrikten başlayalım isterseniz. Biraz evvel arkadaşım da anlattı. Elektrik bugün 2 sentten yola çıkıyor üretim tesislerinden, ortalama 2 sentten yani 7 kuruş Türk parası karşılığı, 7 kuruştan yola çıkıyor elektrik. Bunun içerisinde hidroelektrik santralleri var, termik santralleri var, bunun içerisinde doğal gaz dönüşüm santralleri var, rüzgâr enerji ve güneş enerjisini de katabiliriz. Bu 7 kuruştan yola çıkan elektrik 16 kuruşa dağıtım şirketlerine veriliyor. Verilme gerekçesi arkadaşlar, sizlerden önce yani on beş yıllık AKP iktidarından önce başlatılan doğal gazla elektrik üretimi ve yap-işlet-devret modellerinden kaynaklanıyor çünkü garanti alımları verildiği için ve doğal gazın fiyatı pahalı olduğu için bir anda o 7 kuruşluk elektrik 16 kuruştan satılmak zorunda kalıyor.

12.3 MİLYAR DOLARA SATILDILAR

Peki, vatandaşa böyle mi yansıyor? Hayır. Dağıtım şirketleri, 5 kuruş da oradan konuyor ve 21 kuruş vatandaşa yansıyor. Şimdi, dağıtım şirketleri deyince daha önce bunu TEK diye bildiğimiz bizim çok çocukluğumuzda TEK vardı, daha sonra beş altı kuruma ayrıldı, bunların hepsi dağıtımdan vazgeçtiler ve 12,3 milyar dolara bu dağıtım şirketleri özelleştirildi. Aslında dağıtım şirketlerinin tüm altyapısı devlet tarafından vatandaşların vergisiyle yapılan bir altyapıydı. Bu dağıtım şirketlerin süreleri tamamlandığında tekrar bunların geri döneceğini umuyorum. Tabii, 21 kuruşa vatandaşa ulaşan bu elektrik dağıtım şirketlerinden sonra fiyat bir anda ne oluyor artamaya başlıyor. Buraya gelmeden önce bu doğal gazı açıklamak istiyorum.

NÜKLEERE İHTİYAÇ YOK

Ya, Bakanın açıklamalarında da var. Geçen gün bir grubun işte termik santral hikâyesini anlatırken yerli kaynaklara dönülmesi gerektiğini, kömüre dönülmesi gerektiğini söylüyor. Bunu söyleyen aynı Bakan nükleer santralin yapılması için de caba sarf ediyor. Bakın, nükleer santralde, toplam 2 nükleer santralde yaklaşık 8.800 megavatlık bir elektrik üretilecek. Hatırlayın, daha önceki Enerji Bakanı döneminde Afşin Elbistan'daki kömür kaynaklarımızdan 8 bin megavatlık elektrik ürütme şansımızın olduğunu ifade ettiler. Hatta Dubaili bir firmayla da anlaşma yapmak üzereyken bozulmuştu. Termik santrali uzun uzun konuşabiliriz ama nükleer santrale bugün için Türkiye'nin ve gelecek için Türkiye'nin ihtiyacı yok, aslında kömür kaynaklarımız bunun için yeterli. O günü konuşurken -yanlış hatırlamıyorsam- ‘7 milyar kilovatlık elektrik üretecek.’ dedikleri santral de ithal kömürle elektrik üretecek bir santral çünkü Hattatların Taşkömürü Kurumundaki faaliyetlerine bakarsanız -bugün 5 milyon tondan 1 milyon tonun altına düşmüş taş kömüründeki- taş kömürünü ele geçirme faaliyetlerine bakarsanız o şirketin ne kadar sabıkalı olduğunu,

ELEKTRİK FİYATLARI YÜKSELECEK

Türkiye için bir şey yapmayacağını, sadece kendi ceplerini doldurmak için adım atacağını açıklıkla ifade edebilirim. Onun için nükleer santralin bir başka boyutu var: Yaptığınız anlaşma nedeniyle, bakın, 7 kuruşa mal olan bir elektrik, garanti alımla 50 kuruşa alınacak. Yani neye alınacak? 12,5 cente alınacak, bugünkü fiyatlarla söylüyorum, 50 kuruşa. Bunun vatandaşa yansımasını biraz sonra söyleyeceğim. Ne söyleyeceğim? 21 kuruşa dağıtım şirketlerine mal olan elektrik, bu nükleer santraller geldiği zaman belki de 40 kuruş, 50 kuruştan dağıtım şirketlerine gelmiş olacak. 21 kuruşa gelen bu birim fiyata, 1 kilovat saatlik elektrik dağıtım bedeli adı altında üzerine 11,57 kuruş daha ekleniyor. Dağıtım bedeli nedir biliyor musunuz arkadaşlar? Dağıtım bedelinin içinde tel var, dağıtım bedelinin içerisinde direk var, trafo var, kayıp kaçak var, işletme var, bakım var, elektriğiniz kesildiğinde, bir arıza yaptığında çağırıyorsunuz ya dağıtımcı şirketi tamir etmesi, onarması için, işte içerisinde onun da maliyeti var, onun içerisinde sayaç okuma var; buna ‘dağıtım bedeli’ diyorlar. Dağıtım bedeliyle beraber, birim fiyat toplamda 33,180 kuruşa çıkıyor. Burada dikkat edilmesi gereken konu şu: Bu hükûmetler döneminden önce tüm yatırımlar vatandaşın ödemiş olduğu vergilerle yapılıyordu. Hatta güzel bir söz vardır: ‘Vergi ödeyin ki size yol, su, elektrik olarak geri dönsün.’ Artık, dönmüyor; yol, su, elektrik olarak dönmüyor çünkü vatandaş kendi yatırımını kendi yapıyor. Çektikleri 1 metre teli de diktikleri her direğin parasını da aboneden tahsil ediyorlar.

6 KATINA SATILIYOR

Hemen peşinden yüzde 1'lik enerji fonu ve yüzde 2'lik TRT payı var. Enerji fonu için aslında yasa şunu diyor: ‘Bu dağıtım şirketleri tarafından kendi kârlarından yüzde 1 olarak altyapı için devlete ödenecek para.’ Bunu da faturaya yansıtıyorlar. Bugün tüketiciler mahkemeye verse bu yüzde 1'lik payı çatır çatır geri alırlar. Ama, binlerce insanın mahkemeye verme şansı olmadığı için yüzde 1'iyle ne yapıyorlar, gidiyorlar vatandaştan alıyorlar. Oldu mu size 33 kuruş elektrik; bakın, 7 kuruşla yola çıkan elektrik. Sonra da bütün bu vergilerin bir de KDV'sini alıyorlar. KDV'sini aldıktan sonra -yüzde 18- 41 kuruş, 41,19 kuruş. Kaça çıkmıştı yola bu elektrik? 7 kuruşa çıkmıştı. Tam 6 katına vatandaşa satıyorsunuz.

43 LİRALIK FATURA

82 LİRA OLUYOR…

Sayın Bakan, on beş yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz. Ülkeyi yönetmek için vatandaşın oylarını talep ettiğinizde, refah getireceğinizi ifade etmiştiniz. Peki, refah bunun neresinde? 200 kilovatlık elektrik yakan bir standart aile, 43 lira ödemesi gereken faturayı 82 lira olarak ödemek zorunda kalıyor. Şimdi, çok güzel bir şey yapmışlar, diğer ülkelerle karşılaştırmışlar. Plan ve Bütçede elektrik fiyatlarını diğer ülkelerle karşılaştırmışlar, OECD ülkeleriyle karşılaştırmışlar. Sayın Bakan ya kendini çok zeki zannediyor ya da bürokratları çok zeki zannediyor. İkisinde de doğal gazda da elektrikte de en ucuz elektrik satan 1'inci ülke, 2'nci ülke konumuna konuşlandırmışlar.

LÜKSEMBURG’LA KIYASLADILAR

Şimdi, bakıyorum, bir tane örnek vereyim: Mesela, Lüksemburg bunların yaptığı sıralamada 8'inci, 10'uncu sırada pahalı elektrik satan ülke olarak gözüküyor. Biz de 2'nci sırada gözüküyoruz yani ucuz elektrik sattığımızı iddia ediyorlar. Bizdeki elektrikte asgari ücret 305 euro -euro bazında yapmışlar- 2 bin euro Lüksemburg'ta. 2 bin euro ayda cebine koyan vatandaşın ödediği elektrik fiyatıyla 305 euro cebine koyan vatandaşın elektrik fiyatı aynı. Şimdi, Bakan diyor ki: ‘En ucuz elektriği biz satıyoruz.’ Ya bürokratları aklımızla dalga geçiyor ya Bakan çok zeki, kendisi aklımızla dalga geçiyor bizim. Yemezler Sayın Bakan.

TESİSATA BİR YILLIK MAAŞ

Evet, sürem çok az kaldı doğal gaza girmem lazım, her biri ayrı bir konu tabii bunların. Şimdi, ‘Doğal gazı 79 ile getirdik, 300 küsur tane ilçeye getirdik.’ diyor. Bir analiz yaptım, konutlarda doğal gaz kullanım oranı sadece yüzde 6 arkadaşlar. Niye yüzde 6 biliyor musunuz? Vatandaşın doğal gazı kullanabilmesi için, kombisinden tesisatına kadar, bir asgari ücretlinin bir yıllık maaşını vermesini lazım tesisatı yaptırabilmesi için. İkincisi: Yüzde 6,7 ama yüzde 6,7 oranının yüzde 80'i de on beş yıllık AKP iktidarından önceki dönemlerdeki doğal gazı getiren hükûmetlerin gittiği şehirler -5 tane şehir var- İstanbul, Ankara, İzmir…

DEVLET VATANDAŞI HIRPALIYOR

İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli ve Bursa illeri yüzde 75'ini kullanıyor konutlarda arkadaşlar doğal gazın. Yani, Bakan diyor ki: ‘Biz doğal gazı getirdik.’ Getirdin ne oldu? Kapıya bıraktın, şehrin girişine bıraktın. Sonra? Dağıtım şirketlerine ihale ediyorlar. Eskiden dağıtım şirketleri yoktu, devlet yapıyordu, her yere getiriyordu. Benim bir Akmeşe beldem var Kocaeli'de, İZGAZ özel dağıtım şirketlerine satıldıktan sonra tam on yıldır oraya doğal gaz gitmesi için uğraşıyoruz. Ha, bu dağıtım şirketleri kendi ceplerinden yapmıyorlar bu yatırımı, yine abonelerden alıyorlar bunun parasını. Orada bir dezavantajı var dağıtım şirketlerinin, yirmi iki yıla yayıyorlar bunun geri dönüşümünü, bu nedenle de bugün doğal gazı dağıtamıyorlar. Gerçi çok da önemli değil dağıtmaları çünkü yüzde 100'ü -yüzde 1 falan diyorlar Türkiye üretimi ama- yabancı bu doğal gazın arkadaşlar.

Evet, şimdi söylemek istediğim son söz şu: Yani devlet vergilerle vatandaşı hırpalıyor, vatandaşı yaşamaz hâle getiriyor, sıkıntısı büyük. Ben de merak ediyorum, eğer Man Adası'na siz suda, elektrikte, doğal gazdaki vergileri vermemek için gidiyorsanız bize de söyleyin, biz de oraya gidelim, aboneliklerimizi orada açtıralım diyor, hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum.