Ali Türkşen'den İYİ Parti için çok iddialı oy oranı açıklaması!
Kardak kahramanı ve Balyoz kumpası mağduru, İYİ Parti GİK Üyesi Ali Türkşen, gazetemize verdiği söyleşide anketler yaptırdıklarını belirtti, partisinin son düzlükte alacağı oy konusunda oldukça iddialı konuştu. Türkşen, o kadar iddialıydı ki “yüzde 19,9’u başarısızlık sayarım” dedi

Kardak adasına çıkarma yapan TİM’in kahraman komutanı Ali Türkşen… FETÖ’nün 3,5 yıl hapse mahkum ettiği Balyoz mağdurlarından aynı zamanda. İYİ Parti GİK Üyesi olan Ali Türkşen, partinin kurucusu İzmitli Meral Akşener üzerinde oluşturulmak istenen FETÖ algısını da kıran bir isim aynı zamanda. Türkşen, Akşener’e FETÖ iddialarını sormuş ve aldığı cevap, gördükleri kendisini tatmin etmiş.
Daha fazlası röportajımızda…
Yunanistan ile krize neden olan Kardak kayalıklarına çıkarak Türk bayrağını bu kayalıkların üzerinde dalgalandıran askerlerin başındaki kahraman komutandı Ali Türkşen… Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra ikinci bir zafer yaşatmış, ülkemizi gururlandırmıştı. Ama gelin görün ki bu kahramanlığın ödülü, yıllar sonra Balyoz davası ile hapse atılmak oldu… Türkşen 3,5 yıl hapiste kaldı. Balyoz’un, FETÖ’nün kumpası olduğunun ortaya çıkması ile birlikte özgürlüğüne kavuştu.
Ali Türkşen, bugün İYİ Parti Genel İdare Kurulu üyesi olarak siyasi arenada yerini almış durumda. Ve bu partinin kurucu lideri olan İzmitli Meral Akşener’in üzerine atılmak istenen FETÖ’cü yaftasını da varlığı ile yok etmiş durumda.
Dün kentimizdeydi Ali Türkşen… Partisinin düzenlediği söyleşiye katıldı ardından da “Kardak'ta Kahraman, Hasdal'da Esir” adlı kitabını imzaladı. Şahsına ilgi büyüktü. Egosu olmayan, mütevazi bir isim olduğunu, partililerle olan diyalogları, tavırları ile gösterdi herkese... Röportaj talebimizi de geri çevirmedi sağ olsun… Parti binasında kendisi ile keyifli, kısa bir söyleşi gerçekleştirdik...
Kardak’ta kahraman ilan edilip, yıllar sonra ‘hain’ yaftası yiyerek hapse atılmasının neler hissettirdiğini anlattı ilk olarak Türkşen… Sonrasında, Balyoz ve Ergenekon kumpasını yapan FETÖ’nün ABD tarafından taşeron olarak kullanıldığını, AKP iktidarının da bu noktada suç ortağı olduğunu ileri sürdü. İktidar ile Fethullah Gülen’in arasının neden ve nasıl açıldığına dair de yorum yürüten Ali Türkşen, OHAL’e de değinerek “Şu anda OHAL’e bir gerekçe yok. KHK’lerle 50 yılda yapılamayacak işleri yapıyorlar” dedi. İzmitli Meral Akşener’e FETÖ’cü yaftası vurulduğunu, buna rağmen bu algıdan etkilenmeyip nasıl Akşener’in yanında olduğunu sorduğumuz Türkşen, Akşener’e bu iddiaları sorduğunu belirterek aldığı cevabı da bizlerle paylaştı. Türkşen, İYİ Parti’yi neden tercih ettiğini de gazetemize anlattı. İYİ Parti’nin ittifaka nasıl baktığı konusunda da ses getirecek açıklamalarda bulunan Türkşen, yaptırdıkları anketlerden söz etti ve çok iddialı konuştu. Türkşen, İYİ Parti’nin baraj sorunu olmadığını, oy oranlarını yüzde 20’nin çok üzerinde gördüğünü, seçimde yüzde 19.9 oranında bir oy almaları hallerinde kendilerini başarısız göreceğini ifade etti…
Sat komandosu, Kardak kahramanı, FETÖ mağduru, İYİ Parti GİK Üyesi Ali Türkşen ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi ile sizleri baş başa bırakıyoruz…
İKTİDAR FETÖ’NÜN SUÇ ORTAĞI
***Kardak krizinde SAT Komando Tim Komutanı olarak görev yaptınız ve bu operasyonla bir anda kahraman oldunuz, yıllar sonra ise Balyoz kumpasında vatan haini ilan edilip 16 yıl hapis cezasına çarptırıldınız… Kahraman iken bir anda esir düşmek size neler hissettirdi, nasıl geçti bu süreç?
-Herkesin her olayı karşılayış şekli farklı, çünkü herkesin geçmişi farklı olduğu için olaylara da ona göre bakıyor… Yani kendi yapısı, psikoloji yapısı ve benzeri etki ediyor. Tabii ki çok tramvatik yani basite alacak, ‘bir şey olmadı’ diyecek durumumuz yok. Devlet terbiyesi, kafamızdaki o soruna çözüm üretme çabası derken, bildiğimiz şekliyle adalete güvendik, suçsuzluğumuzu anlatmaya çalıştık. Ondan sonra baktık ki karşımızda gördüğümüz adalet, adalet değil. Hakimler, hakim; savcılar, savcı değil. Ardından süreç yavaş yavaş -en azından benim için- daha saldırgan bir tutumla savunma yapmaya ya da mahkeme salonunda tavır sergilemeye döndü. Ancak muhalif gazetelerde ya da internet gazetelerinde köşe yazarak kendimi rahatlatabildim. Ve başında söylediğimiz, sonunda harf dahi değişmeden doğru çıktı. Bu, o dönemin travması ve hiçbir zaman da daha iyiye gittiğini de görmüyorsunuz. 3,5 senesi cezaevinde… Hani bugün size deseler ki ‘3,5 sene cezaevinde kalacaksınız, tatil gibi çok kolay olmaz belki, gider yatar gelirsiniz ama her gün ertesi gün neye uyanacağınızı bilmeden uyanıyorsunuz. Ben mücadele ederek atlatabildim, öyle söyleyeyim.
***Bu gözaltı süreci, tutuklanma süreci, mahkeme süreçleri; özel mahkemeler kuruldu… Şahsıma o dönem Balyoz sanıklarından gelen 20 kadar imzalı bir mektup vardı… Mektupta, gözaltı sürecinde subaylara yüzlerce e-postanın geldiği, polisin flaş disklerle sahte belgeleri subayların bilgisayarlarına yüklediği iddia edilmişti. Bu ve benzeri durumlar sizin de başınıza geldi mi? Gerçeklik payı nedir?
-Gerçek tabii ki hepsi aynen öyle oldu. Başta bende bir şey bulamamışlardı ama mahkemedeki o saldırgan tutum yüzünden, 6 Aralık 2012 tarihinde mi neydi, tarih net değil… Gölcük Donanma Komutanlığında bir arama yapılmıştı, o tarihte biz cezaevindeyken yeni şeyler, 2010 aralık ayıydı ki, 2012’de biz tutuklandıktan sonra bunu ilave olarak kullandılar. Orada bir takım şeyler çıktı, hepsi dijital, tamamen kurgu…
***Peki, Balyoz ve Ergenekon operasyonlarının sadece FETÖ tarafından yapıldığına mı inanıyorsunuz? Bu yapının arkasındaki güç kimdi?
-Tabii ki Sadece Fethullah Gülen değildi. Fethullah Gülen, sadece bir taşeron olarak kullanıldı. Amerika Birleşik Devletleri muhtemelen çok büyük olasılıkla arkasında var ve bugünkü iktidar da onların işlerini bu yönde kolaylaştıracak bütün tedbirleri aldı. Dolayısı ile hiçbir şey değillerse bile suç ortağı diyebiliriz, rahat bir şekilde…
OHAL’İN SÜRMESİ İÇİN GEREKÇE YOK
***İktidar, bu süreçte FETÖ tarafından kandırıldığını, onlara inandıklarını söylüyor…
-Asla asla, yok yok… Öyle bir şeye ihtiyaçları vardı, bugünkü düzeni yaratabilmek için bence suç ortaklığı yaptılar. Zaten bunu, Türkiye’de yargı bağımsız olduğu takdirde bir gün birisi birilerine sorar. Hakim, savcı çıkıp da sorar.
***İktidar ile bu yapının aralarının açılma süreci nasıl oldu peki?
-Şöyle oldu; bu Fethullah Gülen yapılanması çok daha köklü yani, AKP’nin şu anki duruşunu ya da iktidar oluşunu baz alırsanız çok daha önce bu yola baş koymuş birisinden bahsediyoruz. Dolayısı ile bir gün, her ne kadar paralel gitseler de iktidarı, gücü eline geçirme konusunda bir irade ortaya koyacakları açıktı. O iradeyi ortaya koyduğu gün, MİT TIR’ları davası, MİT Müsteşarı’nın tutuklanma talebi, 17-25 Aralık süreci, bütün bunları yaparak gücü eline almaya kalktı; gücü yatay geçişle ele alamadığı için de dikey geçişle, silahlı kuvvetler üzerinden bunu yapmaya çalıştı. Bunu da silahlı kuvvetler içerisinde yeterli gücü olmadığı için başaramadı çok şükür. Bir yandan çok şükür ki daha fazla kayıp olmadan oldu ama öte yandan baktığınızda şu anki iktidarın elini çok kuvvetlendirecek 7. kez uzatılan bir OHAL süreci ve KHK’lerle ülkenin yönetilmesi, 50 yılda yapamayacağınız ne varsa hepsinin KHK’lerle yapılabileceği bir sürece de girdik.
***OHAL ile her istediğini yaptıklarını ifade ettiniz… OHAL’in sürdürülmesi için bir dış müdahale, içerideki sıkıntılar bir gerekçe mi?
-OHAL’in sürdürülmesi için hiçbir gerekçe yok. KHK’lerle ülkeyi yönetebilmek için süreci sürekli uzatıyorlar. Ekonomik sıkıntılar bazında millet uyanmasın diye uzatıyor da olabilirler. Seçime de OHAL’de gireceğiz muhtemelen.
MERAL HANIM’A FETÖ İDDİALARINI SORDUM
***İYİ Parti’nin kurucu Genel Başkanı Meral Akşener’i FETÖ’cü olmakla suçladılar, bu konuda ortaya bir kanıt konulmasa da bir algı oluştu… FETÖ’nün mağduriyet yaşattığı isimlerden biri olan siz, İYİ Parti saflarında yer alarak algıyı kırdınız… Peki, siz Meral Hanım’a nasıl güvendiniz, oluşturulan algı kafanızda soru işareti bırakmadı mı?
-Bir kere bu insanların (AKP iktidarı) FETÖ’cü değillerse bile, FETÖ’ye yol verdikleri konusunda; nasıl hürmet ettikleri, olimpiyatlar düzenledikleri, ‘artık gözyaşları dinsin’ diyerek Amerika’dan ülkemize davet ettikleri, beraber fotoğraf çekildikleri, hepsi ortadayken Meral Hanım’ın ne bu yönde bir tane söylemi yok bana göre… Bazı kurguları kamuoyu baskısı oluşturmak için yapıyorlar kasıtlı olarak ama onların hiç biri inanılır şeyler değil. Hatta ben de bizzat sordum Meral Hanım’a, ‘Sizin için böyle bir takım söylentiler var, bana en azından doğrusunu söyleyin de bileyim. Ben asla inanmadım, zaten inansam yanınıza gelip böyle bir şeyin içerisine girmem’ diye… Bir kere yapısal olarak Meral Hanım’ın böyle bir şeyin içinde olacak bir siyasi geçmişi yok, öyle bir yapısı da yok. Tamamen kendi inancı olan, kimsenin hayat şekline karışmayan ve bu şekil bir oluşumun (FETÖ) içinde de asla olmayacak birisi. Meral Hanım’ın Türkçe Olimpiyatlarındaki bir takım söylemlerini kullanıyorlar… O dönemde sadece MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin görevlisi olarak oraya gittiğini ve onun mesajını ilettiğini, o sözlerin çok da kendisine ait olmadığını ifade etti Meral Hanım. Tamamen algı…
***Peki, neden İYİ Parti’desiniz?
-Çünkü Türkiye’nin siyasetine baktığımızda ülkemiz için bir çıkış noktası olabilecek, bütün halkı kucaklayabilecek bir hareket olduğunu gördüm. Türkiye’nin yapısını düşündüğünüzde evet, Türkiye’nin zaten genel itibari ile biraz merkez sağda, merkezin sağında bir yapısı var. O merkezin sağındaki yapıyı ve merkezdeki insanları kucaklayabilecek bir oluşum olduğunu gördüğüm için böyle değerlendirdiğim için İYİ Parti’ye girdim. İYİ Parti’nin iktidar olması için çalışmak maksadıyla İYİ Parti kadroları Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olsun diye bu partinin içindeyim. Kendim, kendi adıma Ali Türkşen olarak kişisel siyaset yapmak isteseydim ve sadece milletvekilliği ya da işte ne bileyim ‘siyaset de yapmış olalım, hayatımızda böyle de bir dönem geçsin’ deseydim, iktidar yolunda gayretleri olduğunu ya da o yönde bir potansiyeli olduğunu görmediğim Cumhuriyet Halk Partisi içerisine çok rahat girer, çalışır orada da siyaset yapabilirdim. Ama benim ihtiyacım, bu iktidarın değişmesi, bu iktidarın değişmesi için de Meral Hanım, tamamen toparlayıcı, merkez sağı, merkezi temsil edecek bir yapılanma içerisinde olduğu için İYİ Parti’yi tercih ettim.
İTTİFAKLA İLGİLİ BİR HAREKET OLACAKTIR
***İhtiyacınızın iktidarın değişmesi olduğunu söylediniz… Karşınızda bir ‘Cumhur’ ittifakı oluştu, iktidarın değişmesiyse amacınız İYİ Parti de CHP ile Saadet Partisi ile yerelde, genelde, başkanlık seçiminde bir ittifak oluşturabilir mi? Böyle bir plan var mı?
-Hepsi olabilir, bunların olması da mutlaka değerlendiriliyordur. Yakın zamanda da zaten, genel çerçevede Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri için ittifak yapılacağını Genel Başkanımız ifade etti. Genel Sekreterimiz Dr. Aytun Çıray Bey de ifade etti. Bunların hepsi teknik… Seçim satına girildiğinde son düzlükte karar verilecek şeyler. Yani bu salonda biz bunları konuşuyorsak Genel Merkez’de de Ankara’da da kulislerde de konuşuluyordur. Ve yapılması ihtiyacı konusunda, bu ihtiyacı, bunun da böyle doğru olduğunu görüyorlardır. Bununla ilgili de bir hareket olacaktır.
İKTİDARIN DIŞ POLİTİKASI FACİA
***Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere dış politikasını doğru buluyor musunuz?
-Ben şunu ifade etmek isterim; AKP’nin dış politikası bir facia. O facianın devamı olarak da Türkiye’yi bir gün Rusya’nın yanında, bir gün Amerika’nın yanında; bir gün Amerika’yı kötülerken Rusya’ya yaranmaya çalışan, bir gün Rusya’yı kötülerken Amerika’nın yanında olmaya çalışan ya da bir gün el sıkıştıklarıyla ertesi gün onun tam zıddını yapabilecek bir politika güdüyorlar. Bunların tamamı aslında, iyi düşünülmemiş, iç politika malzemesi yapılmak üzere atılmış adımlar olduğunu düşünüyorum. Artık oynayabilecekleri ne kart kaldıysa o kartı oynamaya çalışıyorlar. Ki iktidarı ellerinden bırakmamak için. Maalesef bütün ne yapıyorlarsa iktidarı bırakmamak üzerine… Ki bunun sonunda illegal bir şekilde oy çalmaya, oy devşirmeye varana kadar işin gideceğini - bu sefer çaldırmayacağız da- en azından olayı oraya götürmeye çalışacaklarını maalesef görüyoruz.
YÜZDE 19.9’U BAŞARISIZ SAYARIM
***Anketler yaptırıyorsunuzdur illa ki… Durum ne? İYİ Parti’nin baraj sorunu var mı?
-Eğer yüzde 20’nin altına düşerse yüzde 19.9 gibi bir oy oranı bile elde ederse ben İYİ Parti için başarısızlık sayarım. Yüzde 20’nin çok üstünde çıkacak bence son düzlükte. Yine de çok büyük laflar söylemeyeceğim ama yüzde 19.9’un altında çıkarsa başarısızlık sayacağım, barajı saymıyorum bile. O kadar da iddialı söylüyorum.
ALİ TÜRKŞEN KİMDİR?
1965 Mustafakemalpaşa-Bursa doğumlu olan Ali Türkşen, 1987 senesinde Deniz Harp Okulundan Makine Mühendisliği denkliği ile mezun oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde 2015 yılına kadar devam eden kariyerinin önemli bir bölümünde SAT Komandosu olarak görev yapan Türkşen, bu süreçte 1993 yılında gerçekleştirilen Lucky-S uyuşturucu gemisinin 14,5 ton uyuşturucu yüküyle ele geçirilmesinde ve 1996 yılında Türkiye ve Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren Kardak Krizi sırasında SAT Komando Tim Komutanı olarak görev aldı.
Türkşen'in Genelkurmay Başkanlığı dahil Türk Silahlı Kuvvetlerinin çeşitli kademelerdeki karargahlarında görev alabilmesi kurmay unvanıyla mümkün oldu. İstanbul Üniversitesinden yüksek lisans diploması da bulunan Türkşen, ABD Deniz Harp Akademisini de 2002 yılında tamamladı. 2011-2014 yılları arasında toplam 3,5 yıla yaklaşan ve kamuoyunda “Balyoz” olarak bilinen dava kapsamında zorunlu olarak ikamet ettiği Hasdal Askeri Ceza ve Tutukevinde, “Kardak'ta Kahraman, Hasdal'da Esir” ve “1963'ten Günümüze SAT Komandoları ve Anılarım” isimli iki kitap yazdı.
2015 yılında artık emir almak ve emir vermekten sıkıldığına karar vererek Türk Silahlı Kuvvetlerinden Deniz Kurmay Albay unvanıyla emekli oldu ve hem meslek hem de kader arkadaşı emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş'la birlikte “Levent Bektaş-Ali Türkşen Akademi”yi, kısa adıyla ATAK Akademi'yi kurdu.
Şu anda İYİ Parti GİK Üyesi…