CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet düzenlediği basın açıklamasında OHAL sürecine değindi, “Ülkeyi KHK cennetine çevirdiler” açıklamasında bulundu
Son Güncelleme:
Haberi Paylaş
FacebookTwitterTelegramWhatsappLinkedinKopyala
CHP Kocaeli milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, Emek Bürosu üyeleri ve İl Başkanı Cengiz Sarıbay ile son yayınlanan KHK hakkında açıklamalarda bulundu. CHP vekili Hürriyet konuya ilişkin olarak hükümetin ülkeyi KHK cennetine çevirmek istediğini, taşeron işçilerle ilgili konunun meclisten kaçırılarak KHK ile düzenlendiğini OHAL bittiğinde bu kararların hukuki sonuçlarının alınan kararlarda boşluk yaratacağını söyledi.
SİVİL DARBELERE KARŞIYIZ
Fatma Kaplan Hürriyet son yayınlanan KHK ile gelen madde 121 ve taşeron düzenlemesinin ülkeyi felakete götüreceğini söyleyerek, “Son KHK ile birlikte taşeron işçilerin kadroya alınması ile ilgili bir madde ve iç savaş hazırlığı taşıyan bir madde var. Biz uzun süredir taşeronun gündemde tutmaya çalışıyoruz. İktidar söz verdi ama meclise taşeron düzenlemesi gelmedi, KHK ile düzenleme yoluna gidildi. KHK çıktıktan sonra gördük ki taşeron düzenlemesi yeterli değil. Ne yazık ki AKP ülkeyi kendisi için KHK cennetine vatandaşlar için KHK cehennemine çevirdi. Oy verenlerin hakları da gasp edildi. KHK yoluyla yapılan sivil darbelere karşıyız. Uzun süredir AKP Türkiye’yi KHK ile yönetiyor. OHAL in sağladığı bu durum AKP yi buna bağımlı hale getirdi. Biz bir an önce ülkenin normale dönemsini istiyoruz. Bütçe görüşmelerini ardından meclis tatil edildi ve apar topar KHK çıktı. Madde 121 ile adeta iç savaş çıkarılmak isteniyor.
TÜRKİYE'Yİ ATEŞİN İÇİNE Mİ ATACAKSINIZ?
Öte yandan bu hükme yani bir af getirmek için dahi mecliste 5’te 3 çoğunluk olması lazımken, bir KHK ile örtülü af getirilmektedir. Yani “Geçmişte böyle suç işlemiş olanları affediyorum. İleride de aynı suça karışanları affedeceğim. İstediğinizi yapmakta özgürsünüz” denilmektedir. Böyle bir karar ancak ve ancak paramiliter güçler kurarak toplumu korkutmak isteyen diktatörlüklerde olur.Hitler aynı cezasızlık kararnamesini 1934'te imzalamıştı.Bu madde ile birileri, “ben terörle mücadele ediyorum” diyerek suç işlerse buna ceza verilmeme keyfiyeti sağlar. AKP Genel Başkanı 2014’te Esnaf gerektiğinde asayişi sağlayan, polistir, askerdir diyordu. Bütün bu KHK’ların oluşumunda bir kişiden bahsediyoruz. Nasıl güveneceğiz?
KHK OHAL SÜRECİNDE GEÇERLİDİR
OHAL döneminde çıkarılan KHK’lar, sadece OHAL süresi içinde geçerlidir. Ancak taşeron işçilerle ilgili konu süreklidir, OHAL sona erdiğinde, eğer diğer çoğu KHK’larda olduğu gibi Meclisten geçirilmemiş olursa hukuki bir soru işareti doğacaktır, Bu düzenlemenin tüm uyarılarımıza rağmen KHK ile yapılması, işçilerin hak aramasının önüne geçmek içindir, Çünkü Anayasa Mahkemesi garabet bir kararla, KHK’ları incelemeyeceğini ilan etmiştir. Eğer bu düzenleme Meclis’te yapılsaydı, kadro alamayan ya da haksızlığa uğrayan emekçiler mahkemeler yoluyla haklarını arayabileceklerdi, Bu düzenleme yapılırken, ne işçiler, ne konfederasyonlar, ne sendikalar, ne de taşeron işçi dernekleri dinlenmemiştir.
İŞÇİLER ARASINDA AYRIM YAPILMIŞTIR
Sorunun doğrudan tarafları dikkate alınmamış, kapının arkasında bırakılmışlardır, Milyonları ilgilendiren hayati bir mesele, bakanlıkların kapalı kapıları ardında yazılmış ve dayatılmıştır, Bu düzenlemede işçilerin talepleri karşılanmamıştır. Bu nedenle eksiktir ve gediktir, Ancak bu talep karşılanmadığı gibi, işçiler arasında ayrım yapılmıştır, Bazı kurumlardaki taşeron işçilere kadro hakkı verilirken bazılarına verilmemiştir. 26 özel bütçeli kuruluş ve 26 Kamu İktisadi Teşebbüsü dışarıda bırakılmıştır. Bu ayrımın mantıklı hiçbir izahı yoktur, İhale yöntemleri ve personel giderlerine göre bir ayrımcılık daha yapılmıştır. Birçok işçi bugün kadro alacağını düşünürken, yarın gerçeği öğrenecek, umutları yıkılacaktır, Kadroya alınacak işçilere sınav ve güvenlik soruşturması yapılacaktır, AKP döneminde sınav demenin, torpil demek olduğu, mülakatlarda listelerin AKP İl Başkanlıklarında hazırlandığı herkesin malumudur.
NE AHLAKİ NE VİCDANİ
Bu ayrım, ne ahlakidir ne de vicdanidir. Gördüğünüz gibi bu 696 sayılı KHK’da 20 Temmuz darbesinin sıkıyönetim bildirisinden başka bir şey değildir. 1991 yılında Anayasa Mahkemesinin verdiği net kararda şunu demektedir; OHAL döneminde çıkarılan kararnameler OHAL’in amacına uygun olmalıdır. Ne yargıya ne meclisin asli insani görevlerine, ne de işçi emekçinin beklentilerini karşılamak OHAL’in amacına uygun değildir. OHAL, kendi içlerinden çıkan ne istedilerse verdikleri FETÖ ile mücadele amacını gütmekteydi. Ancak 17 aydır Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıda en önemli vebal sahibi de Anayasa Mahkemesi’dir. Daha önce reddetmiş olmalarına rağmen bir kere daha bu KHK’yı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. Bu onlara günahlarını affettirme ve biraz da olsa sızlayan vicdanlarını duyma fırsatı olacak” şeklinde konuştu.