AKP'li isim sitem etti: Muhalefetin hainliği bitti, sıra bize mi geldi REİS?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Trenin içinde olup ya da görünüp partiye muhalefet etmek ihanettir” sözlerini yorumlayan AKP’li Gökhan Ayyıldız, “Muhalefetin hainliği bitti, sıra bize mi geldi REİS?” başlığı altında bir yazı kaleme alarak Erdoğan’a seslendi, “Bazen de hiç aynaya bakıp ‘acaba ben de hatalı mıyım’ diye kendini sorguladığın oldu mu?” dedi

AKP'li isim sitem etti: Muhalefetin hainliği bitti, sıra bize mi geldi REİS?

Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır siyasi partiler. Sayılarının fazla olması zenginliktir, toplumun her kesiminin temsil edilme hakkı vardır. Yüzde 10’luk baraj, bu temsil hakkını zedelese de 24 Haziran’da baraj engeli, muhalefet partilerinin kurdukları ittifaklarla bir nevi ortadan kaldırıldı. Yine siyasi partilerin kendi içindeki muhalif kanatlarının oluşması da parti içi demokrasinin göstergesidir. Hiç kimse kusursuz değildir, eleştirilebilir. Partililer, doğru görmedikleri adaylara karşı tavır da koyabilir, hatasını da söyleyebilir. Öyle ki partililer liderlerini de eleştirebilir. Körü körüne eleştirmek, ‘Beni aday yapmadılar, partim kaybetsin’ demek, çıkarlarını gözetmek ile doğru görülmeyen bir davranışı, bir uygulamayı eleştirmek farklı şeylerdir. Evet, biri partisine bir nevi ihanettir, diğeri ise partisini sevmektir ya da ideolojisine sahip çıkmaktır.

KOL KIRILIR, YEN İÇİNDE KALIR

İktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nde parti içi demokrasi böyle işlemiyor. Mesela, kongrelerde aday teke düşürülüyor, genel merkezin istediği isim aday yapılıyor. Bu adayın karşısına rakip çıkması bir şekilde engelleniyor. Yine de ısrarla rakip çıkıyorsa kongre iptal ediliyor, ilçe ya da il başkanı atamayla görev başına geliyor. Kocaeli’nin Gebze ilçesinde böyle olmuştu. AKP’de benimsenen siyasi tarz, kolun kırılıp, yenin içinde bırakılması. Yani partililer bir yanlış görürse kamuoyu önünde yanlışı yapan yöneticiyi eleştiremez. Son yıllarda bu tarzın dışına biraz olsun çıkıldı, kimi isimler, yanlış gördüğü şeyleri partiden kopmadan dillendiriyor. Kimileri partisinin başarılı olması için hataları noktasında partisini uyarıyor, kimileri ise hatadan dönülmesi için var gücüyle çabalıyor. Ama yine de büyük bir kesimde sessizlik hakim.

EYT KONUSUNDA UYARILAR

Parti içi demokrasi böyle işliyor AKP’de. Uyarılara her zaman kulak asılmıyor. Mesela emeklilikte yaşa takılanların yürüttükleri mücadele tüm Türkiye tarafından görülüp, bu insanlar haklı bulunurken hükümet, “Gündemimizde yok” diyerek olayı kestirip attı. AKP’ye gönül vermiş pek çok isim de EYT mağduru idi, tepkiliydi, sandıkta partisinin adayını desteklemeyeceklerini, kırgın olduklarını net bir şekilde ortaya koydu. İstanbul Maltepe’de 2 milyona yakın insanla miting yapan EYT’nin gücünü AKP’liler görmüştü, partisini eleştirmişti, “EYT yüzünden kaybetmek istemiyoruz” demişti. Bu eleştiri, yapıcı bir eleştiriydi, partinin zarar görmemesi için yapılmıştı, kulak tıkandı ve sandıktan çıkan sonuç AKP için İstanbul, Ankara, Antalya ve benzeri önemli illerin kaybedilmesi ile sonuçlandı. EYT ve pek çok noktada susanlar, eleştiri getirmeyenler, partisini uyarmayanlar, bu kayıplarda pay sahibi idi.

ERDOĞAN: TRENİN İÇİNDE OLUP, PARTİYE MUHALEFET ETMEK İHANETTİR

Ama gelin görün ki Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, parti içindeki muhaliflere sert çıktı, “Trenin içinde olup ya da görünüp partiye muhalefet etmek ihanettir” dedi. Partide değişim olacağının mesajını vererek kimsenin gözünün yaşına bakmayacağını vurguladı. Erdoğan, “Ama bunu gazete köşelerinde yazanlarla, troller istedi diye değil vatandaşın mesajı doğrultusunda gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu. AKP içinde bir değişim olması elbette ki gerekli. Öyle ki 4 dönemdir iktidarda olan, gücü elinde bulunduran AKP’ye, iktidar seviciler, çıkarcılar da dolmaya başladı. Pek çoğu, AKP’ye yanaşarak ihya olma peşine düştü. İktidar gücünü kullanarak her türlü aymazlığı yapanları, partiden temizlenmesi ise Erdoğan’ın değişimden kastı, bu olumlu bir gelişme ancak partiye muhalefetten kastı, yanlışlara yanlış diyenler ise bu değişimin olumlu bir yansıması olmayacak demektir.

“SIRA BİZE Mİ GELDİ REİS?”

Erdoğan’ın bu sözleri, İzmit’te ikamet eden, sosyal medyada geniş bir kitlesi bulunan ve tam bir Erdoğan hayranı olan, ancak yanlış gördüklerini de eleştirmekten, dillendirmekten, yanlışların düzeltilmesi için uyarı yapmaktan kendini alıkoymayan Gökhan Ayyıldız isimli genç tarafından Erdoğan’ın parti içi muhaliflere “Hain” dediği şeklinde yorumlandı. Ve Ayyıldız, sosyal medyadan oldukça dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. “Muhalefetin hainliği bitti, sıra bize mi geldi REİS?” başlığı altında bir yazı kaleme alan Ayyıldız, bu sözüyle seçim sürecinde AKP’ye muhalif olan partilerin “Hain” olarak nitelenmesine de değinmiş oldu. Ayyıldız, “Her şey çok güzel gidiyor, rant peşinde olanlar yok, ‘her şey mükemmel, dört dörtlük’ diyenler hainlik içerisinde değil, meğer bu partinin kaymağını yersen hain olmuyorsun, eleştirince hain oluyoruz” dedi.

“BAZEN DE AYNAYA BAKIP…”

Erdoğan’a seslenen Ayyıldız, “Bazen de hiç aynaya bakıp ‘acaba ben de hatalı mıyım’, ‘ben hiç hata yaptım mı’ diye kendini de sorguladığın oldu mu? Sen eleştirilmezsin diye AYET inmedi” ifadelerini kullandı. Seçimin önemli noktalarda kaybedilmesinde emeklilikte yaşa takılan vatandaşların da etkili olduğunu bilen Ayyıldız, seçimden önce bu konuda da uyarı yapan, “EYT yüzünden seçim kaybetmek istemiyorum Reis” diyen bir isimdi. Seçim sürecinde partisinin yanlışlarını dillendirse de başta karşı çıktığı adaya, sonrasında destek veren, sırf aday yapılmadığı için sırt dönenleri eleştirip göreve çağıran ve bu eleştirileri, önemli bir AKP’li cenah tarafından beğenilen, desteklenen Ayyıldız’ın “Muhalefetin hainliği bitti, sıra bize mi geldi REİS?” diye başlayan ve dikkat çeken ifadelerin yer aldığı paylaşımını olduğu gibi, noktası virgülüne sizlere aktarıyoruz.

İşte Ayyıldız’ın o paylaşımı:

“Muhalefetin hainliği bitti sıra bize mi geldi REİS?

Senin şu promterine konuşmalarını hangi danışmanların hazırlıyorsa onları acilen değiştir. Demek ki parti içerisinde eleştiri yapmayacağız bundan sonra madem hain oluyoruz, her şey çok güzel gidiyor, rant peşinde olanlar yok, her şey mükemmel harika, süper ve her şey dört dörtlük diyenler hainlik içerisinde değil, meğersem bu partinin kaymağını yersen hain olmuyorsun, eleştirince hain oluyoruz demek ki..

Böyle devam etmez REİS böyle gitmez, ona hain, buna bilmem ney muhalefet bitti sıra bize mi geldi?

Bazen de hiç aynaya bakıp acaba bende hatalı mıyım ben hiç hata yaptım mı diye kendini de sorguladığın oldu mu? Sen eleştirilmezsin diye AYET inmedi.

Mesela bu millet EYT'yi çıkarmadım bana tepki verdi, damadımı bakan yaptım bana kızdı, milletin kafasına mitinglerde bez çanta içerisinde 250 gr çay attım bana kızdı, patates, soğan v.s yanlış tarım politikamızdan dolayı yükseldi ama seracı da suç buldum, markette her şeye zam geldi suçlusu marketçi dedim, işçinin gelir vergisi arttı, üstüne de damadım BES ve kıdem tazminatı dedi işçiyi sinirlendirdim bunları yanlış yaptım diye hiş düşündün mü? Sende kulsun REİS sende kulsun, bazen aldatıldığını bazen kandırıldığını itiraf ettin, şimdi yine söylüyorum HAİN arıyorsan, şöyle etrafına bir bak, hain dediğin fetöcü yaverin çıktı, yine en yakınlarına şöyle bir bak yine HAİN'ler iş başında benden söylemesi...

NOT: Bir insanı HAİNLİKLE suçlamak bu kadar basit olmamalı ya... (10.KÖYDEN GÖKHAN AYYILDIZ)”