“Bürokratlar bizi bekliyor”

Partilileriyle bir araya gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bürokratların Millet Ittifakı’nın iktidarını beklediğini söyledi

“Bürokratlar bizi bekliyor”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bugün Uluslararası Kongre Merkezinde partilileriyle bir araya geldi. Programda konuşan Karamollaoğlu şunları söyledi: “İlkelerimiz arasında ille benim gibi yaşayacaksın diye bir anlayışımız yok. Biz bu işe nasıl başladık. Bizi bir araya gelişimizin temel sebebi. Başkanlık sisteminin Türkiye’ye dayatılmasıyla ortaya çıktı. Diktatörlüğe meyil edeceğini ifade ettik ve biz başkanlık sistemi diye bir sistemin kabul edilmemesini vurguladık. Geldiğimiz noktada da ne kadar haklı olduğumuzu görüyoruz. Çünkü tahmin ettiğimiz gibi diktatörlüğe meyil ettirdi. Bugün hiçbir bakanın, meclisin yetkisi yok. Meclis kanun çıkaramıyor, bütçeyi bile müzakere edemiyor. Cumhurbaşkanı tahkikata koyuyor. Böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yok.

“MİLLETİMİZİN LEHİNE İHTİYAÇ DUYUYORUZ”

Demokrasi varmış gibi gösteriyor ama fiiliyatta uygulanan tek adam sistemi. İlk referandumda 4 partiydik tavır koyduk ama anlatamadık milletimize. Yüzde 52’lik bir oyla başkanlık sistemi kabul edildi ardından cumhurbaşkanı aday oldu yine bir araya geldik ama adayda ittifak sağlayamadığımız için başarılı olamadık başkan seçildi. Bu dönem kapanıyor normal şartlarda Tayyip Erdoğan’ın aday olmaması gerekirdi ama aday olabilir dediler yapacak bir şeyimiz yok. Bu sefer milletimizin lehine ihtiyaç duyuyoruz. Bu sistem böyle devam ederse Türkiye problemlerini çözemez. Mecliste müzakere edemiyoruz etsek de bir yararı yok. Bakanlar kurulu yok.

“MİLLETİMİZ BUNALDI”

Bir ülkenin problemlerin çözülmesini arzu ediyorsan kuralların tatbik edilmesi icap eder. Önce adaletin tesisi gerek. Adalet bir ülkede yoksa o ülkede huzur yoktur demek. Hakimlere sayın cumhurbaşkanının ya da yakınlarının kararları hızla yapılıyor o kararı alacak hakimler tayin ediliyor. Biz buna tazı değiliz bunun için bir araya gelmeyi elzem gördük. Milletimiz artık bunaldı. Adalet mülkün temelidir. Adalet olmadan huzur olmaz. Adalet olmadan bir ülkede rahat yaşanmaz.

“BU KADAR GENİŞ KADROLARLA PROBLEMLERİ ÇÖZEMİYORLAR”

Biz iktidara geldiğimizde işimiz adaletin tesisi olacak. Neden sadece ahlaki ve manevi yerlerde değil de başka tavırlara ihtiyaç var. Allah razı olsun birinci sıra adayımız doktor. İş erbabına verilir. İş liyakate göre tahsis edilir. Şu an böyle bir şey yok. Sadece cumhurbaşkanının gözüne girmek için oy veriyor liyakata göre değil yakınlığa göre görev alıyor. Nasıl olur da bu kadar geniş kadrolarla problemleri çözemiyorlar. Ehliyetli insanlar iş başına gelmeden olmaz. Arabası bozulsa kendisinin yakını olan bir tamirciye mi gider yoksa daha ehliyetli olan bir adama mı teslim eder. Gider o işi en iyi bilen adama arabanızı tahsis edersiniz.

“BAŞKASI İHALEYE BİLE GİREMİYOR”

Maalesef memleketimizde yolsuzluk ve israf kural haline geldi. Yolsuzluk hırsızlık gibi değildir ama yolsuzluğun çeşidine göre fetva verebiliyorlar. Yolsuzluk bu ülkenin malının çarçur edilmesidir. Biz iktidara geldiğimizde mali problemleri çok hızlı çözeriz. Sadece ve sadece söylediğim tavrı sergileyelim israfı yolsuzluğu ortadan kaldıralım cebimizde 100-300 liralık bir kaynak giriyor. Yolsuzluğun olmadığı bir ihale yok. Tüm ihaleler kapalı kapılar arkasında yapılıyor. Başkası ihaleye bile giremiyor. Siz iktidara gelirseniz bugünkü sorunları nerden bulursunuz diyorlar. Emin olun kasamızdaki para bile yeter, uygun ortamı oluşturduğunuzda yeter. Eğer adaletsizlik varsa yatırım gelmez. Adaletsizlik varsa hakkını alamayacağını bilir. İsrafın ortadan kaldırılması, ehline verilmesiyle sorunların çözüldüğünü şahit olursunuz.

“HEDEFİMİZ YOKSULLUK SINIRI”

Evet bugün iktidarla birlikte çalışan bürokraside kardeşlerimiz var. Bunların hepsi yolsuzluk içinde mi? Yoo. Emin olun hepsi bizim gelişimizi bekliyor. Bunlar da yetmez bu ülkede yaşayan insanların karnının doymasına, ihtiyaçlarını giderecek ücretlere ihtiyaç var. Bazı rakamlar açıklıyorlar ama benim kafamda bazı tablolar var. Ekonomiyle ilgili çok rakam var ama iki şey söyleniyor biri açlık sınırı birisi yoksulluk sınırı. 4 kişilik ailenin evine bu rakamın altında ücret girerse bu aile geçinemez. Bir de yoksulluk sınırı var o rakamı alanlar ihtiyaçlarını karşıladılar. Neden tatile de gidiyor lüks eşyalar da alıyor çok farklı harcamalarda bulunabiliyor işte bizim hedefimizin yoksulluk sınırı olma mecburiyeti var.

“RAKAM GETİREMEDİLER”

Şu anda açlık sınırı 11 lira civarı her gün değişiyor. Bir insanı aç şekilde çalıştırmak insafsızlıktır. Biz bunu geçmişte yaşadık. Erbakan 96 yılında sayın Çiller’le hükümet kurduğunda sendikalarla konuşuyor yüzde 30’un altında zammı kabul etmiyoruz. Hükümet de yüzde 20 üstünü kabul edemeyiz paramız yok dediler. Erbakan başbakan olduğunda rakam getiremediler. Havuz sistem oluşturuldu. O zaman Erbakan hocamız biz amma da zenginmişiz dedi. Bu sefer yüzde 35 değil 45 bu rakamlar konuşuldu. İlk adım olarak yüzde 50 zam verildi. Yüzde 30 verilmesi mümkün değil denilen bir ülkede yüzde 100 zam yapıldı.”

“EMEKLİLERİMİZ DE PERİŞAN”

“Bugün olmayacağını zannettiğiniz adımlar çok yakında tahkikata konur. Bunu inşallah yaşayarak anlayacağız. Artık hükümetin tahammülü kalmadı. Esnafımız da perişan halde. Emeklilerimiz de perişan. Bu yüzden ciddi bir anlayış değişikliğine ihtiyaç var. Nereden gelecek bu paralar? İsraf kalksın, rüşvet kalksın, bir bakın kasamızda yüz milyarlar birikmeye başlamış.”