DEM Parti'den Diyanet'e sert tepki
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan cuma hutbesine tepki gösteren DEM Parti Kadın Meclisi, yaptığı açıklamada, “Bu hutbeyi hazırlayanlar ve onaylayanlar, kadına yönelik işlenen ve işlenecek suçların sorumluluğunu da taşımaktadır. Kadınların yaşam tarzına müdahale eden bu zihniyeti asla kabul etmeyecek, hep birlikte mahkûm edeceğiz” ifadelerine yer verdi

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan son cuma hutbesinde kadınların kıyafetlerinin hedef alınmasına tepki gösterdi.
DEM Parti Kadın Meclisi'nin açıklaması şöyle:
"Yapılan açıklamada kadınların kendi özgür iradeleriyle bedenleri, yaşamları hakkında verdikleri kararı bir suçmuş gibi gösterip buna sessiz kalınmaması gerektiğini söyleyen ve topluma çağrı yapan Diyanet kadınların yaşam hakkına karşı suç işlemiştir. Açık söylüyoruz! Diyanet tarafından yapılan bu çağrı kadına yönelik şiddet ve katliamların meşrulaştırılmasının çağrısıdır. Kadınlara savaş açmanın çağrısıdır. Kadına karşı suç işleyen faillerin cesaretlendirilmesidir. Bu içeriği hazırlayanlar, buna onay verenler kadına karşı işlenen, işlenecek olan suçların da sorumlularıdır.
Kadın bedeni, yaşam hakkı üzerinden gerçekleştirilen ve aynı zamanda kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesine yapılmış olan bu saldırı karşısında yılmayacağız. Bedenlerimiz üzerinde kurulmak istenen tahakküme karşı mücadelemizi büyütecek erkek egemen bu düzeni değiştireceğiz. Kadınların yaşam tarzını müdahale eden bu anlayışı mahkûm edeceğiz!"
HUTBEDE HANGİ İFADELER VARDI?
Son cuma hutbesinde şu ifadeler yer almıştı:
"Unutmayalım ki bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil Allah’ın emirlerini ihlal etmektir. Bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamlar aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, cesaret ve özgürlük değil, aile kurumuna yapılan bir saldırıdır. Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir. Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur."