“BEN” mi, “ÖRGÜT” mü?

Bülent Sarı, AKP ile iş mi tutuyor?

Hakan Tanta, AKP ile iş mi tutuyor?

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile arası açık olan kim varsa AKP ile iş mi tutuyor?

Ya da korkak mı bu insanlar?

Tek siz mi varsınız yani AKP ile başa çıkabilecek, tek siz mi cesursunuz?

Koskoca CHP’de kimse kalmadı, bir tek siz mi kaldınız?

13-0 hayali kuran bir tek siz misiniz?

Diğerleri “Az olsun, bizim olsun” mu diyor?

Öyle bir imaj çiziyor ki İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, Kocaeli nezdinde ortada haksızlıklar var ve buna tek ses çıkaran kendisi!

Sizin ikinci kez Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekili olmanıza müsaade eden Bülent Sarı değil miydi?

Size, ilçe ilçe dolaşıp toplantılar yapıp, bu ilçelerde tespit edilen eksikleri açıklama şansı veren Bülent Sarı değil miydi?

Çıkıp da diyemez miydi Bülent Sarı, “Başkan otur oturduğun yerde, esnafın borcu dururken, tamamlamadığın projeler dururken, tamamlayıp da atıl bıraktığın projeler dururken, gelen çöp şikayetleri dururken diğer ilçelerdeki eksikleri açıklamak sizde abes durur” diye?

Çıkıp da diyemez miydi, “Başkan bizim partimizde halkı cüzle, tesbihle, dinle kandırma olmaz, belediyenin imkanlarıyla ilçe ilçe dolaşıp, seçim çalışması yapma, işini yap, İzmit’te bizim yüzümüzü ağart” diye!

Bülent Sarı eleştirilecekse bu yüzden eleştirilebilir!

Hürriyet’i bu konuda özgür kıldığı için eleştirilebilir!

Çünkü Hürriyet, kendi kendine ilan ettiği Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adaylığından dolayı yaptığı seçim çalışmalarında belediyenin tüm imkanlarını kullandığı gibi bugün de Bülent Sarı’yı devirip, kendi adayını seçtirmek için bu imkanları kullanıyor!

Parti içi parti dışı fark etmiyor, belediyenin imkanları, Hürriyet’in giriştiği her türlü yarışa feda!

Belediyenin kimi CHP’li müdürleri, çalışanları Hürriyet’in parti içi yarışı için çalışıyor ve maaş alıyor!

Belediyenin kaynakları, kahvelerle, ikramlarla, SMS’lerle Hürriyet’in siyasi ikbaline savuruluyor!

Ve Bülent Sarı, tüm bunlara sessiz kalmak durumunda!

Çünkü siyaset böyle bir şey!

Kendini tutmayı, öfkesini kontrol etmeyi bilmeyenler, o makamlarda oturamaz!

Düşünsenize bir il başkanının sosyal medyadan ya da basın üzerinden partili belediye başkanını eleştirdiğini?

Haklı da olsa haksız da olsa bunu yaptığı an kendi fişini çekmiş olur!

Çünkü partisine zarar, partisinin rakiplerine ise malzeme verir!

Bülent Sarı da o makamda oturmuş olan ya da oturacak olan bir başkası da bunu yapamaz!

Hiçbir partide bunu görmeniz maalesef mümkün değildir!

Ama bunu Başkan Fatma Kaplan Hürriyet yaptı!

CHP Genel Merkezi’nin Kocaeli’deki en üst düzey temsilcisi olan İl Başkanı Bülent Sarı’ya, sosyal medya üzerinden partili partisiz herkesin gözü önünde “Telefonlarımı açmıyor” diye şikayet edip, kendisini başarısız olmakla itham etti!

Akabinde de belediyeden bürokratını karşısına İl Başkan adayı yaptı!

Şimdi Bülent Sarı’yı seven de sevmeyen de etrafında birleşiyor!

Hatta Hürriyet ile yol yürüyenlerin bir kısmı bile, yönünü örgütün desteklediği Bülent Sarı’ya çevirdi!

***

Peki tüm bunlar, herkesin gözü önünde cereyan ederken neden CHP’lilerin bir kısmı “Gülen yüzüne hasret”, bir kısmı ise “Gülümse İzmit” şarkıları söylüyor?

Bir kısmı AKP’nin devletin, belediyelerin imkanlarını kullanmasını yıllarca eleştirip, bugün aynı şeyi yapana destek vermeyi kendine yakıştıramadığı için Hürriyet’in karşısında!

Bir kısmı vefa göremediği için karşısında!

Bir kısmı, İzmit’te örnek belediyecilik sergileyemediğini gördüğü için karşısında!

Kısacası 2019’da gördükleri gülen yüzü, o dönemki fotoğrafların hala kullanılıyor olmasından dolayı artık sadece afişlerde görebilenlerin dilinde “Gülen yüzüne hasret” mırıldanmaları var!

Bir kesim ise Hürriyet’in hizmetlerinin engellendiğine, AKP’nin ondan koktuğuna inandırmış kendini, çünkü bu algıyı Hürriyet çok güzel oturttu! İşte bu yüzden de onların gözünde Hürriyet’i eleştirenler, ona karşı duranlar “Yandaş” ya da onu kendine partide rakip görenler!

Sorsanız, meyve veren ağacı taşlıyor herkes!

O, onlar için İzmit’in gülen yüzü, gülmeyen yüzüne şahit olmamışlar!

Belki de gülen yüzüne hasret kalacak kadar yakınlık kurmamışlar!

Bu yüzden Hürriyet, algı yaratmada başarılı oluyor!

Süreçleri iyi tahlil ediyor, kitle psikolojisine iyi oynuyor!

Mesela CHP’li belediye başkanları tutuklanmış, muhalif kesimde bir öfke mevcut; Hürriyet bunu kullanıp, parti kademelerini yumuşak siyaset yapmakla suçluyor ve kendisinin çok sert muhalefet yapacak bir isme destek vereceğini aktarıyor!

Hoop o ismi belediyeden bulup çıkarıyor(!)

İlçe kongrelerinde kendisinin yanındayken Bülent Sarı, yumuşak siyaset yapmıyordu, 3 belediye kazanılmasıyla yüreklenip daha önce kabul etmediği Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını seçim gecesi kendi kendine ilan ederken Hürriyet, seçim sonuçları zaferdi, şimdi ise Sarı’nın başarısızlığı!

Amaç aslında kabak gibi ortada!

Hürriyet, “İl Başkanı da ben olacağım, belediye başkanı da ben olacağım, Büyükşehir Belediye Başkan adayı da ben olacağım” diyor!

“Her şey benim” diyor!

Tüm başarıları kendine, tüm başarısızlıkları örgüt kademelerine yazıyor!

***

Evet bugün İsmet İşeri de resmen Bülent Sarı lehine, hiçbir pazarlığın, beklentinin içine girmeden adaylıktan çekildi, kendi deyimiyle güç birliği yaptı!

Seçim artık Hürriyet ile Hürriyet’in sosyal medyadan hedef alması nedeniyle örgütün sahip çıktığı Bülent Sarı arasında geçecek!

Delegeler pazar günü patronun örgüt mü, yoksa belediye başkanı mı olduğuna karar verecek!

Sandıktan çıkacak olan mesaj, tam manasıyla bu: “Ben” mi, “Örgüt” mü?