İzmit’te yaşananlar gerçek mi kurgu mu?

“Görünenler gerçek mi?” sorusuna cevap aramak, büyük felsefecilerin yüzyıllar boyu uğraşı oldu.
Platon mesela duyularımızla algıladığımız dünyanın (görünenler) yalnızca gerçekliğin bir gölgesi ya da yansıması olduğunu söyledi.
Descartes, daha düşünsel bir noktadan yaklaştı. “Düşünüyorum, öyleyse varım” dedi. Hatta duyularımızın bizi yanıltabileceğini savundu.
Kant’a göre gördüklerimiz gerçekliğin kendisi değil, bizim algılama biçimimizin bir ürünü.
Doğu felsefesine uzanırsak gerçeklik, bu geçici dünyanın ötesinde, mutlak bir bilinçte yatar.
Ve bu bayram yeni bir yaklaşım ortaya konuldu.

***

Temel sorumuzun modern yaklaşımı İzmit Belediyesi tarafından şekillendirildi.
Bu yaklaşım beni Descartes’a, Platon’a sürükledi.
Mesele neydi?
İzmit Modern Hayvan Pazarı’nda çöpler içerisinde kurbanlık satışları yapıldığı görüldü.
Pazar yeri fiyatlarını yüksek bulan vatandaşlara hemen pazarın yanındaki alan gösterildi.
O alanda da çöp dağları vardı.
Gördüğümüz, kayıt altında olan, çıplak gözle bakıldığında var olan bir şey İzmit Belediyesi tarafından inkar edildi.
Bu işte bir kumpas olduğu söylendi.
Tek derdi elindeki kurbanlıkları satıp, zararsız memleketine dönmek isteyen ve çöplüğün içinde kalan vatandaş, işbirlikçi ilan edildi.

***

Diğer yandan AKP ve MHP teşkilatları doğal olarak bu işin üzerine gitti.
Gittikleri kadar vardı.
Çünkü çöplüğün içerisinde kurban satışı yapılması bence de kabul edilebilir bir şey değil.
MHP’liler de AKP’liler de eleştirirken kantarın topuzunu kaçırdı mı?
Net olarak kaçırdı.
Yüklenecek bir şey bulduklarında kontrolü kaybetmemeleri gerekiyor.
Ancak kontrolü kaybeden sadece onlar değildi.
İzmit Belediyesi yöneticileri de ayrıca kontrolü kaybediyor.
Her defasında mağduru oynuyorlar.
Gözle görüneni inkar ediyorlar.
Kimsede hata kabul etme erdemi şekillenmiş değil.
Bayram günlerinde gündemi meşgul ettiler.
Sorun çözümünde ise hiçbirinin bir mahirliği maalesef yok.
Hepsi havanda su dövdü.
Burada belki tek kazanım, İzmit Belediyesi’nin modern yaklaşımı oldu.
Neydi bu?
Algılarımızın beynimizin yorumlarına bağlı olduğu.
Esen kalın…