Erdoğan’ı, muhalefet değil, danışmanları bitirecek!
Ben bir siyasi partinin mensubu değilim, herhangi bir partiye gönülden bağım da yok. Elimizdekilerle idare ediyoruz misali, sandığa gidiyor, siyasi...
Ben bir siyasi partinin mensubu değilim, herhangi bir partiye gönülden bağım da yok. Elimizdekilerle idare ediyoruz misali, sandığa gidiyor, siyasi konjonktüre bakıyor ve oyumu kullanıyorum.
Yani bu iktidar gittiğinde yerine şu gelir de mükemmel olur diyeceğim bir durum yok. Lakin bu iktidar kaldığında neler olduğunu görüyor, biliyorum. Tek bir partinin iktidarından çok tek bir kişinin iktidarına evirilmiş bir sistem, bu ülkenin yapısını bozuyor. Adaletin, demokrasinin ve hak arayışlarının önünü tıkıyor.
***
Evet bu ülkede 19 yılı aşkın süredir iktidarda olan bir AKP gerçeği var. Aslında bu ülkede bir AKP gerçeğinden ziyade, bir Recep Tayyip Erdoğan gerçeği var. Türk milletinin azımsanamayacak bir kısmı tarafından dünya lideri olarak görülmüş ya da hala görülmekte olan bir Cumhurbaşkanı kendisi. Aynı zamanda da AKP’nin genel başkanı. Yani tarafsız değil, partili Cumhurbaşkanı. Bu sistemi de bu ülkeye AKP iktidarı getirdi. Halkın oylarıyla bunu yaptı.
Herkes şunu biliyor, “Recep Tayyip Erdoğan’dan habersiz hiçbir karar alınmıyor, kuş uçmuyor…” Yani, alınan her kararının artısı kadar, eksileri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bağlıyor.
***
Anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP ile MHP’nin kurduğu Cumhur ittifakının oylarının düştüğüne dair veriler açıklanıyor bir süredir. Keza bu düşüş 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden bu yana sürmekte. Üzerine bir de pandemi sürecinde yaşananlar, ekonomik sıkıntılar ve benzeri durumlar da eklendiğinde anketlerin pek yalan söylediğini düşünemeyiz.
Peki, halkın önemli bir kısmı tarafından dünya lideri görülmüş, üst üste defalarca iktidara getirilmiş bir parti ve halk tarafından Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın oyları neden düşmeye devam ediyor?
Hatırlayın 7 Haziran ve 1 Kasım erken seçimlerini..?
AKP, 7 Haziran’da düşen oylarını kısa sürede artırmayı bilmiş, 1 Kasım erken genel seçimlerinden zaferle çıkmayı başarmıştı. Peki bu kez benzer durum neden yaşanamıyor? AKP, 31 Mart yerel seçimlerinde yaşadığı oy düşüşünü neden terse çevirmeyi başaramadı? Ya da bunu yapacak hamleleri neden yapamıyor? Bir rehavet olduğunu sanmıyorum, keza kaybedilen il ve ilçeleri kazanmak adına her türlü adımı atıyorlar. Başkanlar, teşkilatlar şimdiden yarın seçim olacakmış gibi ilçeleri, mahalleleri, esnafları geziyor. Buna rağmen oylarda düşüş devam ediyor. Çünkü AKP’ye bugüne dek kazandıran Erdoğan oldu. Onun oylarında bir düşüş var ise bu tüm partiyi kapsıyor. Onun varlığı kazandırmaya yettiği gibi kaybettirmeye de sebep olabilir demek bu.
***
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oylarında neden bir düşüş görülmekte?
Sıralayalım…
Emeklilikte yaşa takılan vatandaşların sorunlarına eğilmemesi, onlara “Bir de bunlar türedi” tarzında sözler sarf etmesi en büyük etkenlerden biri. 31 Mart yerel seçimlerinde EYT’nin gücünü hepimiz gördük, buna şahit olduk. Önemli kentlerin kaybedilmesinde milyonlarca EYT’li ve ailesinin payı büyüktü. Bu durum, seçim sonrası Kızılcahamam kampında dillendirildi, seçimin kaybedilmesinde EYT’nin etkisi masaya yatırıldı kimi partililerce lakin Erdoğan, “Seçim kaybetmek pahasına yok” diyerek EYT’lilere çözüm kapısını kapattı. Umutlar yitince kararsız EYT’lilerin de AKP’ye karşı olan kararı netleşmiş oldu. Bu birinci etken…
İkinci bir etken ise pandemi sürecindeki yanlış kararlar ve bu kararların halka ve esnafa yansıması… Tam kapanma olmaması, taksitli yasakların uygulanması, adına tam kapanma denilen süreçte bile fabrikaların açık tutulması, pazarların açılması ve tüm bu hatalı kararlar nedeniyle halkın evlerinde boğulması, esnafın göstermelik destek paketleriyle iflasın eşiğine sürüklenmesi, çalışanların ücretsiz izne uzun süre mahkum olması pandemi sürecinin AKP’ye eksi puan olarak yansımasına neden oldu.
Yine pandemi sürecinde halka maske takmadığı, mesafeye uymadığı için kesilen cezalar varken, AKP’nin bu süreçte maske ve mesafeye uymayan kongreler gerçekleştirmesi bir antipatiye neden oldu.
Üçüncü bir etken Z kuşağının AKP’den uzak bir ideolojiye ve bilince sahip olması. Bu kuşağın seçmen sayısı gün geçtikçe artmakta.
Dördüncü bir etken mülteci politikaları. Ülkemizin Suriyeli ve Afganlardan geçilmiyor oluşu.
Beşinci bir etken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkenin dört bir yanında yüzün üzerinde orman yangını çıkmışken halkın üzerine çay atması. Kriz dönemlerinde bu tür olaylar da antipati toplamakta.
Sedat Peker’in yayınladığı videoların dahi etkisi var bu düşüşte…
Daha pek çok etken sıralanabilir…
***
Anketlerin gerçeği yansıtmadığını iddia etmek gerçeği sandıkta değiştirebilir mi? Değiştiremez. Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu düşüşü görmüyor mu? Neden tüm bu sorunlara eğilmiyor, çözüme yönelmiyor?
EYT Marmara Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak’ın “Cumhurbaşkanı’na EYT yanlış anlatılıyor, danışmanları, çevresindekiler onu yanlış bilgilendiriyor, bizi bizden dinlesin” şeklindeki beyanatında olduğu gibi sorun danışmanlarda mı?
Gerçekten çevresindekiler ve danışmanları mı Erdoğan’ı yanlış yönlendirenler? Mesela pandemi sürecinde alınan taksitli yasak kararları ve esnafı ayakta tutacak desteklerin verilmemesi danışmanların işi mi?
Ortalık yanarken halkın üzerine çay fırlatma fikri mesela, o da mı danışmanların işi?
Suriye politikası, EYT meselesi, labaleb kongreleri, Sedat Peker’in iddialarının araştırılması için talimat vermemesi ve benzeri durumların hepsi danışmanların fikri mi?
Eğer öyleyse Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’yi iktidardan etmek için muhalefetin hiçbir şey yapmasına gerek yok, Erdoğan’ın danışmanları yeter!