Yasaklara veda etmenin zamanı geldi!
Pandemi sürecinde bir garip işlere imza atıldı ülkemizde malumunuz. Mantıkla izah edilmeyen türlü türlü yasaklar. Mantıkla izah edilmeyen derken bu bir yorum...
Pandemi sürecinde bir garip işlere imza atıldı ülkemizde malumunuz. Mantıkla izah edilmeyen türlü türlü yasaklar. Mantıkla izah edilmeyen derken bu bir yorum değil, olanı söylüyorum çünkü hiçbir yetkili bu yasakların mantığını açıklama gereği duymadı şu ana kadar.
Mesela mekanlar saat 21.00’den sonra kapalı tutulurken vatandaşın saat 22.00’den sonra sokağa çıkması neden yasak? Bara, eğlence mekanlarına gidemeyecekler… Ayrıca açık havada maske takmanın bile kalkmasından söz edilirken bu yasak neden devam ediyor?
Mesela, cumartesi günleri sokağa çıkma kısıtlaması yokken, pazar günü sokağa çıkma yasağının mantığı ne? İnsanlar pikniğe gider, açık alanlara gider izin gününde, diğer günler çarşıya iniyorlar, yeşil alanlara, kafelere koşuyorlar bir şey olmuyor da pazar günü ne oluyor?
Ya da şöyle soralım, vakalar artarken mekanları belli bir saat aralığında açtınız, saat 21.00 sonrası sokağa çıkma kısıtlamasına devam ettiniz, pazar yasağını sürdürüp, cumartesiyi serbest kıldınız… Bunu 1 Mart’ta yaptınız. Ne oldu, mekanların açılmasından ve seyahat kısıtlaması olmamasından dolayı vakalar hızla yayıldı, neredeyse tüm Türkiye kırmızı renge büründü. Vakalar 70 binlere dayandı, vefat sayıları 300’leri geçti.
Akabinde adına tam dediğiniz ancak tam olmayan bir kapanma sürecine girildi, bu süreçte hedefe ulaşılmasa da vakalar geriledi. Akabinde aşılama hızlandı, yaz aylarının gelmesiyle bulaş riski azaldı ve bugün 1 Mart sonrası süreçten 10 kat daha düşük vaka sayısı var.
Ayrı tarihlerde aynı kısıtlamalarda vaka sayıları arasında 10 kat fark var. Bu da gösteriyor ki vaka sayılarını düşüren aldığınız saat 22.00 sonrası yasağı ve pazar günü yasağı değil. Vaka sayılarını düşüren havaların ısınması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve aşılama.
***
Pandemi sürecinin mantık almayan kısımlarını saydıktan sonra sonunda mantıklı, olumlu bir karara da şahit olduk. Aşılama, çalışan kesim için yaşa bakılmaksızın başladı. En başta çalışan kesim aşılansaydı belki de fabrikalardan evlere virüs taşınmayacaktı ancak vakaların düştüğü bir süreçte virüsü sıfırlama noktasında alınan bu karar da yerinde bir karar. İnsanların gecikmeksizin randevu alarak aşılarını yaptırması hem kendileri hem de toplum için önemli. Yan etkisi var mıdır, vardır, kolu ağrıtıyormuş, alerjik reaksiyonlar gösterebiliyormuş falan filan, bunlar olası şeyler ama canımızdan önemli değil. Hem ekonomimizi hem de psikolojimizi bozan bu virüs ile mücadelenin tek yolu aşı olmak. Belki de hükümet, insanlar aşıdan kaçmasın diye bu kısıtlamaları devam ettiriyordur, belki olayın mantığı budur bilemeyiz. O vakit bizleri bunaltan, esnafı perişan eden bu kısıtlamaların kalması için sağlığımız için zaman kaybetmeden aşılanmalıyız. Aşıyı reddetmek çözüm değil, çözümsüzlük olur, bunu kendinize de topluma da yapmayın derim.