Kocaeli ve Sakarya’yı kıyaslayınca ortaya çıkacak!
Mantık almayan, mantığı açıklanmayan onca karar var. AKP’liler Bilim Kurulu’nu, zaman zaman Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı da katarak topa tutuyor....
Mantık almayan, mantığı açıklanmayan onca karar var. AKP’liler Bilim Kurulu’nu, zaman zaman Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı da katarak topa tutuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da hükümeti eleştirenler de var AKP’de ama azınlıkta. Esnafların ise parti falan düşünecek hali zaten kalmamış, isyanları alayına.
Pandemi süreci, uzun yıllardır iktidarda olan AKP’nin daha önce tecrübe ettiği bir durum değil elbet. Hangi parti iktidarda olursa olsun başlarda yalpalayabilir, krizi yönetmekte zorlanabilir. Ancak, 1 yıldır bu süreçle mücadele veren bir iktidarın artık önünü, arkasını düşünerek kararlar açıklaması, bir kararı vermeden önce on kere düşünmesi gerekir.
İnsanların ilaca rahat ulaşabilmesi, ilaçların ücretsiz bir şekilde tedariki, hastanelerde yurt dışında gördüğümüz manzaraların benzerlerinin yaşanmaması gibi olumlu karşılanacak adımları var hükümetin lakin tepki çeken, mantık almayan adımları daha çok göze çarpıyor.
Mesela saat 21.00 sonrası uygulanan kısıtlama…
Mesela hafta sonu yasağı…
Mesela 65 yaş ve üzeri vatandaşların belli bir zaman dilimi dışında sokağa çıkışının yasak olması…
Mesela kısıtlamalı gün ya da saatlerde, özel araçla şehirler arası yolculuğun izne tabii tutulması, otobüsle ve trenle yolculuğun ise yasaklı günlerde izin gerektirmemesi.
Mesela camiler, AVM’ler ilk zamanlar kapatılırken, kongreler yasaklanırken; yaz sonrası normalleşmenin sona ermesiyle bunların kapatılmaması, yasaklanmaması!
Bunun yanı sıra kafe, restoran, lokanta, pastane gibi yerlerin aylarca kapalı tutulması, buna rağmen esnafı ayakta tutacak bir hibe ve faizsiz kredi desteğinin sağlanmaması, üstüne üstlük vergilerinin tıkır tıkır alınması…
Mesela, vakalar artarken kısa çalışma ödeneğini sonlandırmak ve esnafa maddi destek sunamamaktan kaynaklı, risk haritasında kırmızı işaretli yerler hariç sınırlı saat diliminde ve yarı kapasiteli olarak kafe, lokanta, restoran, pastane ve benzeri yerlerin açılıvermesi!
Mesela, bunca zaman cumartesi pazar günleri sokağa çıkmak yasaklanırken cumartesi günleri yasağın kaldırılıp, pazar günü yasağın devam ettirilmesi.
Mesela, nargile yasaklanırken nargile ruhsatı vergisinin alınmasının sürdürülmesi.
Mesela, açılan mekanlarda sigara, çay, kahve içmek, yemek yemekle geçmeyen virüsün, oyunla geçeceğinin düşünülmesi, bu mekanlara yazın dahi oyun ve nargile izni verilmemesi.
Mesela, yazın plajların hınca hınç dolması, yurt dışından turist çekilmesi, kışın kayak merkezlerinin, turistik alanların yerli ve yabancı turistlerle yasaklı günlerde dahi dolup taşması. Ve kimi ajansların, medya kuruluşlarının bir dükkan açılışında, bir asker uğurlamasındaki olmaması gereken görüntüleri magandalık olarak niteleyip, turizm merkezlerinde maskesiz, mesafesiz eğlenceyi öve öve anlatması.
Mesela, yüz binde 99,18 olan Kocaeli’yi yüz binde 100 olmadığı için turuncu renkle niteleyip, risksiz görenlerin, yüz binde 114 olan Sakarya’yı kırmızı işaretle nitelemesi, Kocaeli’de mekanlar açılıp, cumartesi yasağı kalkarken Sakarya ve benzeri illerde yasağın sürdürülmesi.
Mesela, düşük ve orta riskli illerde pek çok kısıtlama kalkarken saat 21.00 sonrası yasağın sürmesi.
Mesela, Kocaeli yeni açıklanan verilerde yüz binde 112 ile kırmızıya bürünürken haftaya kadar açık mı, kapalı mı kalacağının açıklanmasının ertelenmesi.
Mesela, kısıtlamalara rağmen artmış olan vakaların, kısıtlamalar kalkınca daha da artmış olacağının öngörülmemesi, “Kırmızıya dönen iller tekrar kapanacak” şeklinde açıklama yapılabilmesi.
Mesela, dükkanlarını açma izni verilen esnafa, “Kentiniz kırmızı oldu, hadi tekrar kapatıyoruz” deme lükslerinin olup olmadığının hesaplanamaması. Öyle ya esnaf personeli geri çağırdı, temizlik yaptı, malzeme aldı. Mülk sahipleri, kiralarını almak için diretmeye başladı. Şimdi diyebilirler mi “Hadi kapatıyoruz” diye…
Sayacak daha o kadar çok şey var ki…
***
Peki ne olacak şimdi? Bu sorunun cevabını çok merak ediyorum. Vakalar düşmüyor, mutasyonlu virüs görülmeye devam ediyor.
Saat 21.00 sonrası ve hafta sonu kısıtlamalarının vaka artışının önüne geçmediği anlaşıldı. İlerleyen günlerde bunu çok daha net görmek mümkün olacak.
Nasıl mı? Şöyle cevaplayayım…
1 Mart’ta açıklanan risk haritasında kırmızı işaretli yerlerde kısıtlamalar kalkmadı malumunuz, 3-5 gün sonra açıklanan risk haritasında ise bu kırmızı yerlerin kıpkırmızı olduğu, turuncu işaretli yerlerin de kırmızıya döndüğü görüldü. Bu yükselişte henüz kafe ve restoranların etkisi yoktu, çünkü açıklanan haftalık vaka sayısı, kafelerin açıldığı tarihi 1 ya da 2 gün kapsadı. Bu nedenle de kırmızıya dönen yerlerde kapatma kararı verilmedi.
Açıklanacak yeni haftalık vaka görülme sayısında kafe ve restoranların açılmasının etkisi, haritaya yansıyacak. İşte o zaman kısıtlamalı ve kısıtlama olmayan şehirlerdeki yükseliş oranı ortaya çıkacak.
Mesela Kocaeli, kısıtlamaları kısmen kalkan iller arasında, Sakarya ise kısıtlamaların kalkmadığı bir il. Kocaeli’de kafe ve restoranların etkisi henüz ortaya çıkmadan, vaka sayısı yüz binde 99,18’den yüz binde 112,25’e çıktı. Kısıtlamaların sürdüğü, kafe ve restoranların açılmadığı Sakarya’da ise vaka sayısı yüz binde 114’ten, yüz binde 139,93’e yükseldi.
Şimdi yeni açıklanacak vaka sayısında Kocaeli çok uçuk bir artışla karşı karşıya kalmaz, benzer oranda bir yükseliş meydana gelirse Sakarya’da ise artış oranında azalma ya da denklik olmaz, çok yüksek bir artış gözlenirse şu ana kadar kafe ve restoranların boş yere kapalı tutulduğu, bugüne kadar uygulanan kısıtlamaların pek bir etkisinin olmadığı ortaya çıkacak.
Ama Kocaeli’de vaka sayısı Sakarya’yı geçerse işte o zaman kafe ve restoranların açılmasının vaka sayılarını artırdığı düşünülebilecek.
Ha bir de şu var ki çok beklediğim bir sonuç değil ama olur mu olur… Sakarya’da vaka sayısı artar, Kocaeli’de ise düşerse; bunu Bilim Kurulu, nasıl açıklayacak? Öyle ya bir tarafta kısıtlamalar devam, bir tarafta ise gevşetilmiş durumda!
Hükümetin yaptığı bir deneme yöntemi ise ve Hükümet, bundan sonraki kararları ortaya çıkacak tabloya göre verecekse çok tehlikeli bir deneme yaptığını unutmasın. Çünkü geri dönüşü çok büyük sancılar doğuracak bir deneme olmuş olur bu? Geri dönmeyişi ise felaket!
Kafe ve restoranların vaka sayısında artışı katladığı görülür de hükümet esnaflara, “Sizi tekrar kapatıyoruz” derse, bu esnafların bitişi olur, yok “Tüm illerde kafe ve restoranları riske bakmaksızın açıyoruz derse” o da dediğim gibi vaka sayılarını katlar, felaket olur.
Laf ağızdan bir kere çıktı misali; iki uçucu b.klu değnek.
Geçen yıl, martta başlayan kısıtlamalar, bu yıl martta
gevşetilmeye başlandı. Ortada, hükümeti bu çıkmazdan çıkaracak
meteorolojik bir veri de yok. Nasıl çıkacaklar verdikleri bu
kararların içinden, günah keçisi kim olacak çok merak ediyorum.
***
Daha önce de dediğim gibi salın milleti, yarım salıyorsunuz madem, tam da salın.
Kaldırın tüm kısıtlamaları, otobüste adam maskesini çıkarıp tepemize öksürdükten sonra, insanlar zaruri ihtiyaç dışı alışveriş için dahi mağazalara koştuktan sonra, fabrikalar hiçbir kısıtlamadan etkilenmeden lafta tedbirli çalışma yürüttükten sonra, vatandaşa örnek olacaklar sosyal mesafesiz kongreler yaptıktan sonra, hükümeti eleştiren muhalefet dahi maskesiz toplu iş sözleşmesi töreni yaptıktan sonra; kafe, restoranlar tam saatli ve tam kapasite açılmış dert mi? Bu ülkenin yetimleri, günah keçileri, sahipsizleri esnaflar ve personeli olmasın artık.
Yuh sana İmamoğlu!
Kundaktaki bebeği öldürecek kadar gözü dönmüş, öğretmenleri,
memurları katletmiş, on binlerce asker ve polisimizi şehit etmiş
hainler sürüsü PKK’ya sırt çevirmeyen, daha düne kadar “Öcalan’ın
heykelini dikeceğiz” diye meydanlarda bas bas bağıran kimdi?
Çözüm adı verilen çözümsüzlük sürecinde iktidarın medya organları tarafından “Barışçıl” gösterilmiş ancak silah bırakmayan PKK’ya yine sırt dönmemiş, göstermelik kınamalar yayımlamış olan kimdi?
Halkların Demokratik Partisi yani HDP idi…
***
Evet, bir çözüm süreci yürütüldü, parti olarak TBMM’ye girmeye kalktıklarında bu süreç patladı eyvallah.
Evet, yerel seçimlerde iktidara tepki olsun diye pek çok yerde aday çıkarmayıp, muhalefetin adaylarına yöneldiler eyvallah.
Evet, 6 milyon oy alan bir partinin seçmeninden gelecek oya herkes talip olur, eyvallah.
Keza muhalefet de iktidar da “HDP’li kardeşlerim” diye seslendi pek çok yerde.
İYİ Partili milliyetçiler, CHP içindeki milliyetçi, ulusalcı kesim olaya hep “Köprüyü geçene kadar…” diye baktı. Ortada bir ittifak görmedi. Keza, ben de olayın bu şekilde olduğunu düşünenlerdenim…
Ama bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun attığı tweet, bardağı taşırdı. Birileri çıkıp İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile HDP’yi yan yana koymak için çabalarken İmamoğlu, HDP Genel Başkanı ile İYİ Parti Genel Başkanı’nı bir tweette yan yana getirdi.
İmamoğlu, 8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar Günü münasebetiyle, “İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener ve HDP Eş Genel Başkanı Sayın Pervin Buldan’ın nezdinde tüm kadın siyasetçilerin ve Türkiye genelindeki kadın belediye başkanı meslektaşlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım” şeklinde bir tweet attı.
Meral Akşener ile Pervin Buldan öyle mi? Yuh sana…
***
Kadınlar Günü’nü öksüz geçiren kadınlar var Sayın İmamoğlu…
Oğulları, eşleri, kardeşleri, nişanlıları şehit edildiği için bugün yürekleri acıyanlar var Sayın İmamoğlu…
Terörün acımasızca katlettiği kadınlar var Sayın İmamoğlu…
PKK’ya sırt dönememiş, PKK’yı lanetleyememiş, PKK’yı kuran Öcalan denen katilin heykelini dikmekten söz eden bir partinin eş genel başkanının “Kadınlar Günü”nü kutladın, başın göğe mi erdi Sayın İmamoğlu?
Pervin Buldan çıksın, kadın, çocuk, asker, polis şehit eden PKK’yı lanetlesin; Pervin Buldan çıksın, “Biz siyaseten hak mücadelesi veriyoruz, silahları bırakın, yoksa sizi tanımayız” desin, Pervin Buldan çıksın, PKK’nın terör örgütü olduğunu ilan etsin; alkışlayalım, kutlayalım bizler de… Böyle bir durum yokken sen neyi kutladın Sayın İmamoğlu? Sen kimle kimi yan yana koydun Sayın İmamoğlu!
Anlat hadi şimdi bu tweeti, CHP içindeki ulusalcı ve
milliyetçilere, anlat hadi genel başkanlarını aynı tweet içine
yerleştirdiğin İYİ Partililere, anlat hadi bu tweeti sana oy vermiş
olan şehit annelerine, anlat hadi bu tweeti, şehit yakınlarına…