Önemli hatırlatma: Hepimiz öleceğiz

Dünden bugünü görebilir misin? Bugünden yarını peki? Yaptığın planları uygulayacağın fırsatı sunacak mı sana hayat, bunu bilebilir misin? İnsanoğlu işte, doğduğu günden belli aslında sonu… Belli de o, ölüm ona hiç gelmeyecekmiş...

Dünden bugünü görebilir misin?

Bugünden yarını peki?

Yaptığın planları uygulayacağın fırsatı

sunacak mı sana hayat, bunu bilebilir misin?

İnsanoğlu işte, doğduğu günden

belli aslında sonu… Belli de o, ölüm ona hiç

gelmeyecekmiş gibi yaşar hayatı…

Hırslarına kapılır kimi, egosuna esir olur,

kimi vicdanını köreltir, öldürürken ölümü

unutur…

Kiminin kul haklarıyla doludur cebi,

ahlarla elde edilmiştir serveti…

Kimi gariban yaşar, kimi zevki sefa içinde…

Ama gidilecek yer aynı, taş çatlasa toprağın altında

2 metre…

***

Ama yakıştıramaz kimse kendine ölümü…

Hep erteler bir şeyleri, hep plan yapar…

Ölüm ensesindedir ama sorsan daha çok zamanı var…

Zaman yok aslında, belki saniyelerimiz kaldı,

belki dakikalarımız, günlerimiz, aylarımız, yıllarımız…

Ne zaman kırdıklarımızdan özür dileyeceğiz o halde?

Ne zaman hakkını yediklerimizin haklarını

iade edeceğiz?

Ne zaman ahları üzerimizden atacağız, affedileceğiz?

Ne zaman vicdanımız olduğunu hatırlayacak,

ne zaman günah çıkaracağız?

Ölüm ensende insanoğlu, niye ölümü unutur da

senin gibi ölümlülere zulmedersin?

Dünyayı verseler, o bile ömrün kadar senin…

Canın bile emanet, sen neyin peşindesin?

***

Anca bir yakınımız ölünce hatırlarız ya ölümü

o misal, düştü aklıma benim de ölüm…

Bir akrabamın ölüm haberini aldım dün…

Kuzenimin çocuğu olur kendisi…

Daha hayatının baharında, henüz 16 yaşında.

Hayallerini, duygularını, gülüşünü

her şeyini, tasını tarağını topladı gitti dün…

Ailesine ve sevenlerine ise büyük bir acı,

bir de hatıralarını bıraktı…

Şimdi o hatıralar bile acı…

Bak işte insanoğlu, yaşı daha 16, sağlıklı, sıhhatli

bir çocuk, bir trafik kazasına kurban gitti…

Yaşam sevinci vardı, belki planlar yapacaktı…

Ona bile fırsatı olmadı…

Ailesi belki onun geleceği için çalışmaktaydı,

dişinden, tırnağından artırmaktaydı ama

nasip olmadı…

Peki, Allah’ın biçtiği kadar olan ömrümüze

kötülükleri nasıl sığdırıyoruz biz?

Haksızlıkları, hukuksuzlukları, hainlikleri..?

***

Ve ölüm demişken bir anı canlandı gözümde…

Gerçek ama sanki kıssadan hisse…

Bir çalışanının hakkını gasp eden bir patron,

o çalışanın 1-2 yıl sonra ölümü ve bugün

o patronun düştüğü durum geldi gözümün önüne…

Düşünsenize hakkını yemişsiniz bir garibanın

ve o gariban hakkını sizden alamadan

vefat etmiş… Pişmanlık duysanız ne fayda artık…

Allah’ın adaletinden kaçışınız kalmamış…

***

Unutmayın ölüm ensemizde, ölüm kırdığımız,

üzdüğümüz insanların da ensesinde…

Kırmayalım, dökmeyelim, hak yemeyelim, ah almayalım…

Hayatı hırslarımıza kurban etmeyelim…

Öleceğiz da…

Öleceksiniz…

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları