Hürriyet’in afişini indirip, zorla Belsa’ya dikeceksiniz!

Gerçekten anlamıyorum. İnanın bana anlamakta güçlük çekiyorum. Siyaseti iyice çocuk oyununa çevirdiniz. Afiş dediğin nedir ya? Bir afiş altı üstü… Devasa bir binaya dikilmiş, vatandaş görmüş, görmemiş bunun neyini dert ediyorsunuz...

Gerçekten anlamıyorum.

İnanın bana anlamakta güçlük çekiyorum.

Siyaseti iyice çocuk oyununa çevirdiniz.

Afiş dediğin nedir ya?

Bir afiş altı üstü…

Devasa bir binaya dikilmiş, vatandaş görmüş, görmemiş bunun neyini dert ediyorsunuz bu kadar?

Hani çok iyi hizmetler yapmışsınız ya bu kente, hani çok daha iyilerini üzerine katarak gerçekleştirecekmişsiniz ya hani bu seçimleri siz kazanacakmışsınız ya hani yine 13-0 olacakmış ya, hani seçimi kazanmaktan ziyade fark açmaya niyetliymişsiniz ya ne dert ediyorsunuz o vakit CHP’nin İYİ Parti destekli adayı Fatma Kaplan Hürriyet’in Dolphin AVM karşısındaki binaya yaptırdığı giydirmeyi?

Neden bu kadar sıkıntı oldu bu afiş?

Fatma Kaplan Hürriyet’in kim olduğunu zaten İzmit halkı biliyor.

Bırakın İzmit’i, Kocaeli’yi, Türkiye biliyor.

EYT’yi parlatan isim olduğunu emeklilikte yaşa takılanlar biliyor mesela…

3600 ek gösterge konusundaki mücadelesini muhatapları biliyor…

Gazilerle ilgili mücadelesini gaziler biliyor…

Kocaelispor biliyor Hürriyet’i…

Sendikal mücadele yürüten işçiler biliyor…

Afişle tanınacak bir isim değil ki Hürriyet…

Zaten aktif bir milletvekili…

Bu yüzden bu çabayı anlamıyorum.

***

Tamam 1 Mart öncesi, seçim takvimine uymadığı gerekçesiyle bu afişi kaldırtmak için çabaladınız… Başarılı da oldunuz. Gündüzü beklemediniz, gece operasyon yaptırdınız. Afişin üzerini branda ile kapattırdınız… Eyvallah, yasalar neyi gerektiriyorsa o yapılmıştır… Haklısınız.

Hürriyet’in o süreçte bu denli tepki göstermesini de doğru bulmamıştım zaten. “Tamam, 1 Mart’ta seçim yasağı kalkınca afişi tekrar açarız” deyip, çalışmalarına devam etmesi çok daha mantıklı bir hareket olurdu…

1 saatini bile bu afiş polemiğine ayırmamalıydı…

Ancak bu kez iş çok daha farklı…

Daha önceki seçimlerde AKP’nin de giydirme yaptığı, şu anda Hürriyet’in afişinin yer aldığı bu bina hakkında İlçe Seçim Kurulu, Hürriyet’in afişinin kaldırılmasına hükmediyor. Neden hükmediyor, AKP İzmit İlçe Teşkilatı’nın “Burada Baro binası var, afiş asılamaz” şeklinde itirazından dolayı…

Baro binasının binada kapladığı alan binanın yüzde 25’i bile değil…

Yani burası bir kurum binası olarak nitelenemez sırf Baro binası bu binada diye…

Hadi diyelim ki nitelendirildi, Baro binası buraya yeni taşınmadı ki.

Önceki seçimlerde afiş giydirmesi yapılabilir, izinli binalar arasında iken şimdi ne oldu da bu bina bir anda kurum binası oluverdi?

Geçmiş seçimlerde AKP, bu binayı kullanırken hiçbir şey yoktu da şimdi ne değişti?

Ne kadar adaletli, ne kadar etik bir durum bu?

***

Söyleyin şimdi, neden bu kadar taktınız Hürriyet’in afişine?

Seçim bu, bırakın halk adayları görsün, bilsin…

Sizi bilen biliyor ya zaten, çok iyi hizmetler ürettiğinizi iddia ediyorsunuz ya neden çekiniyorsunuz bu denli?

Millet, Fatma Kaplan Hürriyet’in kaşına gözüne bakıp da mı oy verecek?

Aaa afiş ne kadar büyük, bu “Büyük insan” mı diyecek?

Ne olacak Hürriyet’in afişi o binada dursa?

Ne eksilecek, ne artacak “Afişi indirttik” egonuzdan başka?

Bir afiş vatandaşın aklını çelecek kadar etkili mi yani?

Vatandaşın eğilimini bir afişle mi sınırlıyorsunuz?

Ben liderlere bakıp, ideolojilerine göre adaylara bakmadan oy verenleri gördüm de bir afişe bakıp da “Şu adaya oy vereyim” diyeni görmedim.

Ne kadar sığ, ne kadar anlamsız bir siyasi polemik bu?

Hırslarınıza bu kadar esir olmayın… Karşınızdakiler siyaseten rakibiniz, düşmanınız değil. Siz siyasiler diyor ya “Bu bir hizmet yarışı” diye, gidin projelerinizi anlatın, gidin yapılanları övün, yapılmayanların neden yapılmadığını izah edin…

Ya gidin seçim çalışması yapın, afiş atışması değil…

Gına geldi vatandaşa…

Vallahi antipatik kaçıyor artık…

***

İnanın bu seçim her şeye gebe, kimse için çantada keklik değil.

İzmit seçmeni genel itibari ile tepeye değil, adaya bakar; bunu siz de çok iyi biliyorsunuz ya da unuttunuz…

Samimi gördüğü, ılımlı gördüğü, hoşgörülü gördüğü adaylara parti gözetmeksizin oy verir… Yapılan en ufak hata, bıçak sırtı olan seçimi, hatayı yapan aleyhine çevirir…

İşte bu yüzden Fatma Kaplan Hürriyet’e tavsiyem, AKP’nin tek bir afişe dahi itiraz etmemesi… Afişinin indirilmesi kararının da üzerine haddinden fazla gitmemesi…

O afişe kafayı taktıkları aşikardı...

Şimdi bırakın indirilsin o afiş…

İzleyin sadece…

Bırakın bu güç gösterisini halk da bizzat izlesin…

Bırakın tahammülsüzlüğü onlar da görsün.

***

AKP İzmit İlçe Teşkilatı, bir ölüm kalım meselesi haline getirdiği afiş olayında büyük bir hata yapmıştır… Bakın uyarıyorum, böyle giderse adayınız Sibel Gönül’ün halkın antipatisini kazanması an meselesi…

Kazanma şansını ellerinizle itmeniz an meselesi…

Bir afiş üzerinden seçimi kendi adınıza sıkıntıya soktunuz…

Böyle giderse o afişi indirmekte başarılı olduğunuz için sevinirken 31 Mart’ta üzüleceksiniz… Yani Hürriyet’in afişini binadan indirip, zorla Belsa Plaza’ya dikeceksiniz…

--------

Yapmayın Fatma Hanım, çok eğreti duruyor!

Siyasi duruşum az çok belli, bilen bilir… Aslında yerel seçimlerde ideolojik bakışımdan ziyade, hizmet üretebilecek isimlere bakarım. Bunca yıl bu kente neler yapılmış ya da yapılmamış ona bakarım. Yerine getirilmeyen vaatlere bakarım.

Ancak gazetecilik farklı bir durum…

Evet, siyasi görüş köşe yazılarına, yazılara az çok yansır, hiç kimse tam anlamıyla bu işi tarafsız yürütemez ancak aleni olan şeyleri de görmezden gelmek vicdana da meslek etiğine de sığmaz… Eğer yanlış gördüğüm bir konu var ise bunu siyasi görüşümün zıttı bir isim için yazmışsam ve benzer bir yanlışı siyasi görüşüme yakın ya da destekleyebileceğim kriterdeki biri de yapmışsa hiç kusura bakmasın onu da aynı şekilde eleştiririm.

17 Şubat 2019 tarihinde bir köşe yazısı kaleme almıştım; “Yapmayın Sibel Hanım, çok eğreti duruyor” başlığı altında…

“Yapmayın Sibel Hanım… Çok eğreti duruyor, hiç samimi gelmiyor. Bakın tüm içtenliğimle söylüyorum, muhalif bir tavır takınmadan, ön yargısız konuşuyorum inanın çok sırıtıyor, şov gibi görünüyor, komik kaçıyor… Sizin giyiminiz belli, kuşamınız belli, spor ile olan alakanız belli… Aday olmadan önceki Sibel Gönül’ün tavrı, davranışları, tarzı belli… Bunların üzerine kattığınız her türlü kıyafet, hobi, davranış ‘Makyaj’ olarak sırıtıyor…” demiştim…

“Trabzonlular gecesinde Trabzon yöresine has kıyafet giymenizi anladık hadi, bir jest yaptınız; ya bugün AKP SKM tarafından gazetelere servis edilen ‘Şalvarlı’ kıyafetiniz..? Ben sizin daha önce öyle bir kıyafetle gezdiğinizi hiç görmedim. İzmitli olduğunuzu anlatmak, İzmit’te doğup büyümeyen rakibiniz Fatma Kaplan Hürriyet’e gönderme yapmak için çocukluk fotoğraflarınızdan oluşan bir video paylaştınız ya, orada da köyde çekilmiş, etrafınızda bu tür kıyafetler giymiş birini de görmedim.

Köylere giderken şalvar giymekle köylünün içinden biri mi oldunuz şimdi Sibel Hanım? Köylü sizden hayvancılığın gelişmesini ister teşvik ister ürettikleri meyve sebzenin para etmesini ister… Yetkiniz dahilinde onların sorunlarını gidermenizi ister!

Köylü sizden onlar gibi giyinmesini neden istesin Sibel Hanım?

Köye gidince o kıyafeti giydiniz, şehre dönüp tekrar şehirli Sibel Gönül oldunuz; ne anladık biz bu işten? Seçimi kazanmak için her gittiğiniz ortama göre hareket etmenize gerek yok; kendiniz olun, yapmak istediklerinizi kendi tarzınızda anlatın kafi… Projelerinizle, vaatlerinizle anılın… Nezaketinizle, tecrübenizle anılın…

Şalvarınızla, kıyafetinizle değil Sibel Hanım… Kılıktan kılığa girerek değil…

Projelerinizle, çalışarak… Gerisi nasip işi…” ifadelerini kullanmıştım…

Benim gibi düşünen çok sayıda insan olduğunu da gerek yazıyı yazmadan önce gerekse sonrasında görmüştüm…

Bu tür şeyler gerçekten samimi gelmiyor insanlara, eğreti duruyor.

***

Ve bugün 6 Mart Çarşamba…

Benzer bir vaka yaşandı yine İzmit’in bir köyünde…

Bu kez sahnede CHP’nin adayı Fatma Kaplan Hürriyet vardı. Tıpkı o da Sibel Gönül gibi köylü kıyafetleri giydi, tavukları besledi, süt sağdı falan filan…

Sibel Gönül’ün imajına ek olarak projelerini anlattı köylüye…

Yani AKP’ye malzeme verdi, basına malzeme verdi, anlattığı dikkat çeken projelerini, imajı ile gölgeledi…

“Sibel Gönül’ü taklit ediyor” mesajı verdirdi…

Kusura bakmasın Fatma Hanım ama yukarıda Sibel Gönül’e yönelik yaptığım eleştirileri birebir sahiplendi bu hareketi ile…

“Yapmayın Sibel Hanım, çok eğreti duruyor” başlığındaki “Sibel”in yerini “Fatma” ifadesi aldı bu kez de…

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları