Cümbüş!
Cumhuriyet Halk Partisi'ni kozmopolittik bir şehir gibi görüyorum ben… Her kesimden, ideolojiden insanı barındırıyor içinde… Sırtı CHP'ye, yüzü sağa dönük olan da var, ulusalcısı da var, sosyal demokratı da var, sosyalisti...
Cumhuriyet Halk Partisi’ni kozmopolittik bir şehir gibi görüyorum ben…
Her kesimden, ideolojiden insanı barındırıyor içinde…
Sırtı CHP’ye, yüzü sağa dönük olan da var, ulusalcısı da var, sosyal demokratı da var, sosyalisti de var, uç solcusu da var, HDP’ye yakın duranı da var, HDP’den haz etmeyeni de var, milliyetçisi de var…
Tüm kesimleri temsil edebilecek bir parti aslında bu haliyle CHP, ancak Türkiye’de siyasi partilerden beklenen anlayış bu değil…
Ya ulusalcı olmalı, ya milliyetçi, ya solcu, ya sağcı, ya demokrat, ya sosyalist; yani illa tek bir kalıba sığmalı… Bunun adına da “Dava” demeli, oradan yürümeli!
İşte bu yüzden CHP, tek başına iktidar olamıyor bu ülkede..!
Aslında davası da ülküsü de belli CHP’nin: “Atatürk’ü, onun ilke ve inkılaplarını yaşatmak, mirasına sahip çıkmak…”
Ama gelin görün ki içinde türlü ideolojileri barındırıp tek bir noktada bu ideolojileri
birleştirmesi itiyor toplumu…
Doğru, her zaman halka doğru gelmeyebiliyor…
Herkes kendi ideolojisinin bir siyasi parti tarafından temsil edilmesini istiyor ancak
bu temsile başka temsiller eklenmesinden rahatsızlık duyuyor…
Şahsen, HDP’ye yakın politika güden CHP içindeki siyasilerden rahatsızım ben de ama bir başka kesim de milliyetçi, ulusalcı, sağa yatkın CHP’lilerden rahatsız…
Bir başkası Alevi olandan, bir başkası Sünni olandan rahatsız…
Kimisi sosyalistten rahatsız, kimisi sosyal demokrattan, kimisi dindardan rahatsız, kimisi dini inancı olmayandan…
Ancak kimse Atatürk’ten, Atatürk ilke ve inkılaplarından rahatsız değil…
Kimse onun açtığı yolda, gösterdiği hedefe yürümekten rahatsız değil…
Ortak bir bileşen var…
Ortak bir nokta, ortak bir miras var…
Ortada kozmopolittik bir şehir var…
Sen solcu, diğeri sağcı, diğeri sosyalist, diğeri ulusalcı, diğeri milliyetçi, diğeri şucu, diğeri bucu…
Yani şucu ya da bucu, her biri aynı şehirde aynı havayı soluyup, bazen iş, bazen komşuluk, bazen ticaret, bazen cenaze, bazen düğün ve benzeri durumlarda
yan yana geliyorlar… Eline silah alıp, birbirlerinin kanını akıtmayan, çatıştırdıkları şey sadece fikirleri, ideolojileri olan herkes bir amaç uğruna ya da şartlar gereği bir arada bulunabiliyor…
Bir şehirde, bir mahallede, sokakta bunlar olabiliyor da bir siyasi partide olması absürt karşılanıyor… Doğru da yanlış da demiyorum ancak bir arada yaşayabilmenin örneği gibi geliyor CHP bana… Bazen çok kızıp, öfkelensem de kendi ideolojik görüşlerime uymayan bir şey oldu mu, birilerinin de bu birlikteliği sağlamaktan sorumlu olduğunu düşünüyorum ve o birileri siyasiler oluyor…
Eli silah tutmayan, silahlı örgütlerle yol yürümeyen herkes aynı ortamda fikirlerini yarıştırıp, tartıştırabilir… Bu aynı evde yaşayıp farklı takımları tutmak gibi… Tabii tuttuğu takım milli olduğu sürece…
CHP, sonuçta bir siyasi parti ve bir yarışın içine giriyor her seçim döneminde… Partinin ortak ideolojisini sarsmayacak, Atatürk’ün mirasına ihanet etmeyecek
her türlü ittifakı da kurabilir seçim dönemlerinde…
Geçmişte sağ ve sol çatışmasını yaşayan ülkemizde o günlere saplanıp kalmanın bir faydasının olmadığını bilen her siyasi parti de sağa sola bakmadan önüne bakabilir böyle durumlarda…
***
Evet, Parlamenter Sistem ile yönetilen ülkemiz, 16 Nisan 2017 referandumu ile Başkanlık Sistemi’ne geçti ve 2019’da başkanlık yarışı yaşanacak Türkiye’de…
Bu sistemin, tek adam rejimi olacağını savunanlar “Hayır” oyu kullanırken
AKP; MHP ve BBP’yi de yanına çekerek “Evet” dedi, az bir farkla da olsa kazanan AKP, MHP, BBP ittifakı oldu. Ve bu ittifak; 2019’da da sürecek… AKP ve MHP liderleri açıkça bunu beyan ederken BBP de bu ittifaka destek veriyor. AKP ve MHP ittifakında yerelde çatı, genelde ise karma adaylarla seçime girilmesi beklenirken BBP’nin de bu işten nasipleneceği düşünülüyor. Bu ittifakın AKP cephesindeki asıl amacı ise Cumhurbaşkanlığı seçiminde başarı elde etmek.
Hem genel, hem yerel hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ittifak yapacağı söylenen bu siyasi partilere karşı oluşan bir karşı ittifak ise henüz yok ancak olacağına dair sinyaller veriliyor…
İzmitli Meral Akşener’in kurduğu İYİ Parti, Milli Görüş’ün kalesi Temel Karamollaoğlu başkanlığındaki Saadet Partisi ile ittifaka yeşil ışık yakan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP ile ilgili ittifak sorularına ise sarı ışık dahi yakmadı…
Kılıçdaroğlu, İYİ Parti ve Saadet Partisi ile görüşülebileceğini belirtirken HDP ile ittifak yapıp yapmayacaklarına yönelik soruyu “Seçim barajı düşürülsün, her siyasi parti seçimlere bağımsız girsin” cevabını verdi.
***
Peki, böyle bir ittifakın kazanma ihtimali ne? Yani Milli Görüşçü SP, önemli kısmı milliyetçi tabandan olan İYİ Parti ve sol ağırlıklı kozmopolittik CHP…
CHP; HDP’ye yakın gösterilip, SP ve İYİ Parti tabanlarını soğutma çalışmaları yapılabilir bu süreçte belki ancak parti genel merkezlerine ve ideolojilerine güvenenler bu ittifakı art niyetli görmez, bu algıya çanak tutmaz…
HDP’yi de aşarak PKK ile süreç yürütenlerle bu süreçte milliyetçiliği ayaklar altına alınanların yan yana gelmesini doğru kabul etmezler…
Devletin bekası iddialarına inanmadıkları için bu partilere gönül verdiklerinden ittifaktan dolayı partilerine sırt dönmezler…
MHP’nin varlığının Doğu’da AKP için ters tepebileceğini görüp de
İYİ Parti’nin varlığından çekinmezler…
Yani böyle bir ittifak, kazanmak istiyorlarsa zaruridir, tamamlayıcıdır…
Aksi durumda AKP, güçlü bir ittifakla pek çok noktada istediği belediyeyi alır, milletvekilliklerini kazanır…
CHP, İYİ Parti ve SP ile kimi irili ufaklı siyasi partiler ittifak kurar ise ne olur?
Kocaeli, kozmopolittik bir il… Türkiye’de oluşacak tablonun izlenimini Kocaeli’deki tablodan görmek de mümkün aslında…
7 Haziran 2015 genel seçimlerine kadar tek başına iktidar olan ve 7 Haziran’da tek başına hükümet kurma yeterliliğine ulaşamayan AKP’nin bu seçimde Kocaeli’de tek bir vekil kaybetmesi, Türkiye’deki durumla doğru orantılı idi.
7 Haziran’da Kocaeli’de AKP de CHP de MHP de HDP de vekil çıkardı…
11 vekilden 6’sı AKP’nin, 3’ü CHP’nin, 1’i MHP’nin, 1’i HDP’nin oldu…
MHP, 2. vekil çıkarma şansını kıl payı elinden kaçırdı.
1 Kasım 2015 erken seçiminde ise AKP kaybettiği o vekili geri aldı, HDP tekrar vekil çıkaramadı, CHP ve MHP’nin vekil sayısı aynı kaldı. Ancak MHP’de oy düşüşü yaşandı. 1 Kasım’da Saadet Partisi’nin tabanının oylarının da AKP’ye kaydığı görüldü.
***
Peki, oluşabilecek karşı ittifakın getirisi ne olur Kocaeli’de ve yansıması olarak Türkiye’de?
Saadet Partisi mesela… Kocaeli’de önemsenebilecek bir oy potansiyeline sahip… Ancak barajı aşamayacağı düşünüldüğünden oyları başka partilere kayabiliyor. Misal 7 Haziran 2015’te Kocaeli’de yüzde 4.97 oranında oy alan Saadet Partisi, 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde oylarını eritmiş, 1.6 oy oranına gerilemişti.
2019’da milletvekili sayısı 11’den 13’e çıkacak Kocaeli’de ve CHP, İYİ Parti ve SP ittifakı ile SP’nin yüzde 5’leri bulan oy potansiyeli daha da artacaktır… Yüzde 5’in yüzde 3’ünün AKP’ye gitmesinden ziyade karşı ittifaka artı 5 oy oranı yazılacaktır…
İYİ Parti’nin oy potansiyeli de MHP’nin eski tabanından ve küskünlerinden gelecek oylarla kalmayacak Demokrat Parti gibi az da olsa belli bir kesimin oyunu da kendisine çekecektir.
CHP, İYİ Parti ve SP’nin diğer kimi siyasi partilerle birleşmesi en az 2 fazladan vekil ve 3 belediye kazandırabilir bu ittifaka… Özellikle İzmit ve Derince, bu ittifak için hiç sürpriz olmaz. İzmit, 16 Nisan referandumunda “Hayır”ın çıktığı tek il…
Derince ise Saadet, İYİ Parti ve CHP tabanının ağırlıkta olduğu bir ilçe… Gerek ilimizde gerekse Türkiye genelinde buna benzer noktalarda çatı adaylarla zafer elde edilebilir…
Ve bu birliktelik Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki ittifakın temellerini de sağlamlaştırır…
İşte o zaman görün “Cümbüş”ü(!)