Kılıçdaroğlu’nun “İnce”liği! Zanlı seçmen(!)
O zaman da söyledim şimdi de söylüyorum; CHP, Kemal Kılıçdaroğlu tercihinde doğru bir hamle yaptı… Kurultayda Muharrem İnce karşısında zafer elde eden Kılıçdaroğlu'nun çok sesliliğe sahip CHP'nin birleştirici gücü olduğu...
O zaman da söyledim şimdi de söylüyorum;
CHP, Kemal Kılıçdaroğlu tercihinde doğru bir hamle yaptı…
Kurultayda Muharrem İnce karşısında zafer elde eden
Kılıçdaroğlu’nun çok sesliliğe sahip CHP’nin birleştirici
gücü olduğu bir gerçek…
Bunu net bir şekilde yaptığı “İnce” davranışı ile
bir kez daha gösterdi tüm Türkiye’ye ve partililerine…
Her babayiğidin harcı değil, parti içi rakibini, kendisini
sert şekilde eleştiren bir ismi kendinden daha yukarıda
bir mevkie aday göstermek…
Ortaya paranoyalar atan, algı oluşturmaya kalkan
şark kurnazları çıkıyor… Neymiş, Kemal Kılıçdaroğlu
CHP’nin adayının ikinci tura çıkamayacağını bildiği için
Muharrem İnce’yi kasıtlı şekilde aday gösterip
rakibini diskalifiye edecekmiş…
CHP’de delege üstünlüğünü elinde bulunduran bir liderin
böyle bir hamleye başvurması kadar saçma ve riskli bir hamle
olamaz herhalde…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tam bir devlet adamı
gibi hareket etmiş, savunduğu düşünce ile çelişmemiş,
milyonlarla birlikte aradığı adaleti, korumaya kalktığı demokrasiyi,
Atatürk’ü ve milli değerleri ön planda tutarak devletin bekası demiş,
özgürlükler demiş, Türkiye’yi fabrika ayarlarına geri döndürmeyi
öncelik görmüş ve en güçlü adayı, halk nezdinde karşılığı olan bir ismi,
sahada esip gürleyecek bir vekili Cumhurbaşkanı adayı yaparak
bu yarışta CHP’nin de olduğunu göstermiştir…
CHP’lilerin sandığa koşması, birinci turun riske atılmaması
anlamında da Muharrem İnce ismi doğru bir olmuştur.
Bu hamlenin bir diğer siyasi getirisi ise Muharrem İnce’nin
genel başkan seçilememesi sonrası partisine küsen seçmenin
bu kırgınlığını gidermiş olması…
Milletvekili seçimlerinde CHP seçmeni bir bütün olarak
sandığa sahip çıkacaktır.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun
gerek 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimlerindeki ekonomik vaatleri;
gerek 15 Temmuz darbe girişiminde fırsattan istifade etmeye kalkmayan,
yanlış yola sapmayan tutumu; gerek 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimlerinde kadın adayları liste başı yapması, gerek 15 milletvekilini İYİ Parti’ye takviye ederek
seçime girememe riskini ortadan kaldıran demokrasi tarihine geçecek hareketi,
gerek 4’lü ittifak kurarak Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin baraj sorununu
ortadan kaldırması ve gerekse parti içi rakibini, partililerin isteğini dikkate alarak Cumhurbaşkanı adayı yapması “İnce” bir davranış olmuştur…
Tarih, Kemal Kılıçdaroğlu’nu parti içi ve ülke demokrasisine
sunduğu bu katkılarla hatırlayacaktır…
***
7 Haziran genel seçimlerinde asgari ücreti bin 500 lira yapacağını söylemesi
alay konusu olmuş, iktidar ülkenin batacağını iddia etmiş ancak iktidar açısında alınan başarısız sonuç, 1 Kasım’da bu vaadin 100 lira düşüğünün AKP tarafından verilmesine yol açmış; 1 Kasım’dan sonra da CHP’nin vaadi sayesinde
asgari ücret 1400 liraya yükseltilmişti…
Kılıçdaroğlu, bu dönem de ekonomik vaatleri ön planda tutuyor…
CHP’nin vaatleri arasında şu an bin 603 lira olan asgari ücreti
2 bin 200 lira yapmak var…
Ancak bu kez bu vaatle alay eden bir iktidar yok karşısında…
Hani sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer derler ya
o misal, AKP, bu tür konularla dalga geçmeden önce iki defa düşünüyor…
Öyle ki CHP’nin emekliye çift ikramiye teklifini AKP, yıllar sonra
seçim paketi olarak halka sundu…
CHP, bu öneriyi sunduğunda ortada bir seçim yoktu…
CHP’nin asgari ücreti 2 bin 200 lira yapacağına dair sunduğu
bu teklif, AKP’nin vaadini ne oranda belirletecek
şimdiden merak konusu…
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomi ve demokrasi adına yaptığı
yerinde hamleler bunlar…
Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz dönem kadınlara açtığı liste başlarını
bu dönem de gençlere açar, kadınları da seçilebilir sıradan
aday yapar ise Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençliğe
Atatürk’ün kurduğu partinin genel başkanı olarak
büyük bir demokrasi ödülü verecektir…
Kılıçdaroğlu’ndan bu inceliği de istiyor gençlik…
Gençliğe Hitabe’de yazdığı gibi birinci vazifeye atılmayı bekliyor…
***
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Türk demokrasisi adına attığı
adımlar ve rakibine kendinden üst bir mevkiinin yolunu açabilme
özverisi, inceliğini göstermesi nedeniyle kutluyorum…
---------------
Zanlı seçmen
sayısı hızla artıyor!
Değişim hareketinden sonra her gününü düşünmeye ayırıyor
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli…
Bir gece düşünüyor, devletin bekası için referandumda
“Evet” deme kararı alıyor…
Bir gece düşünüyor, Cumhurbaşkanı adayının
geçmişte karşısına çatı aday çıkardığı
Recep Tayyip Erdoğan olmasına karar veriyor…
Bir gece düşünüyor, seçimler 24 Haziran 2018’e alınıveriyor…
Bir gece düşünüyor, bugüne dek
FETÖ’nün siyasi ayağına dokunmayan iktidara,
belediye başkanlarını neden görevden aldığını
net şekilde açıklamayan iktidara, FETÖ ile geçmişte bağı olan
vekillerin, il ve ilçe başkanlarının, yöneticilerinin üzerini
çizmeyen iktidara ‘neden temizlik yapmadın’ diye sormayan
Bahçeli, 100 bin imza toplanmaya başlamadan önce
“İmza verecek olan seçmenin FETÖ bağı araştırılsın” diyor…
Bahçeli, bu sıra kendini düşünmeye adamış…
Hep geleceğe dair düşünüyor…
Belli ki geçmişi silmiş…
Geçmişte kendisine yönelik sarf edilen sözleri,
kendisinin sarf ettiği sözleri silmiş…
Engelleyemediği ancak tepkisini dile getirdiği
Habur’u, Diyarbakır’ı, Oslo’yu, Dolmabahçe’yi,
Akil Adamları protesto eden Ülkücülerin işten
çıkarılmasını silmiş…
Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldıklarını silmiş…
Andımız’ın kaldırılmasını, TC tabelaları için verdikleri
mücadeleleri silmiş…
Çorbacısı, çaycısı temizlenip zenginleri yurt dışına kaçan
FETÖ’nün seçmen kısmı araştırılsın diyor…
Diyor da bunu imzalar verilmeden önce diyor…
Çok düşünen Sayın Bahçeli, zanlıya suçüstü
yapmak yerine “Dikkatli” ol uyarısında bulunmuyorsa
eğer; seçmeni azıcık korkutmak istemiş olmalı(!)
Şu ana kadar 200 bine yakın imzanın toplanması,
sayının her geçen saat artması ve hedefin 1 milyon olması
zanlı olarak görülen seçmenin
korkusuzluğunu mu yoksa ana sütü kadar
ak olduğunu mu gösteriyor;
onu da Sayın Bahçeli düşünsün artık!