Sessizliğinize kulak tıkarız!

“Adalet”

her alanda bir eksiklik…

Asgari yaşayanlarla, astronomik yaşayanlar…

Hastalandığında aylarca sıra bekleyenlerle,

iyileşmesi için başında sıraya girilenler…

Siyasi bağlantıları ile istediği kuruma girip havadan para kazananlarla

girdiği işte eşek gibi çalıştırılıp asgari ücrete mahkum bırakılanlar…

Siyasi görüşü iktidar ise her ağzına geleni söyleyebilenler ile

siyasi görüşü iktidara muhalif ise ağzını açtığında kendini karakolda bulanlar…

Adalet, yürümekle yakalanamayacak kadar hızla uzaklaşmış bu ülkeden,

sanırım koşmak gerek peşinden…

Koşmak gerek ki işçisine zam yapmak işverenin insafına kalmasın…

***

Evet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan

özel sektörde çalışan 11 milyon 153 bin işçiye zam

konusunda kötü haber geldi.

Çalışma Bakanlığı, özel sektördeki işçilerin

maaşına zam yapılıp yapılmaması konusunda

tüm yetkinin patronlarda olduğunu bildirdi.

İşçilerden gelen sorulara resmi internet sitesinden

yanıt veren Bakanlık, işçi ve işveren ilişkilerinin

iş sözleşmeleri yoluyla belirlendiğini,

bu sözleşmelerin de iki taraf arasında

‘serbestçe' hazırlandığını ifade ederek

“İşçiye ödenecek ücret konusundaki yasal düzenleme, asgari ücret uygulamasıyla sınırlıdır. Herhangi bir işçiye verilecek ücret, yürürlükte bulunan asgari ücretin altında olamayacaktır. Bunun ötesinde, ücretlerin belirlenmesi, artış zaman ve oranları konusunda herhangi bir yasal çerçeve belirlenmiş durumda değildir. Bu konu iş sözleşmesi hükümleri ile açıklığa kavuşturulabilecektir” bilgisini verdi. Ha bir de Bakanlık, zam almadığı için işten ayrılan işçinin kıdem tazminatı hakkını kaybedeceğine de dikkat çekti.

İşçiler, Çalışma Bakanlığı'na yol ve yemek parası

ödenmesi konusunda işverenlerin yükümlülüklerini de sordu,

Bakanlık, bu soruya karşılık sözleşmede açıkça yazmayan ücret dışındaki ödemelerde inisiyatifin işverenlerde olduğunu bildirdi.

Yani bu da sözleşme ile belirleniyormuş!

Hani şu önüne konulduğunda okumanın bile ayıp sayıldığı(!)

iş sözleşmeleri var ya işte adaleti o sözleşmeler sağlıyormuş meğer!

Yiyorsa imzalama(!)

***

İşte bu yüzden; Hz. Ömer’in “Adalet”i gerek,

vicdan gerek, insaf gerek bu ülkeye…

Emekçisini insan yerine koyan işverenlerin yanı sıra

onları köle gibi kullananlara “Dur” diyecek yasalar gerek…

Bunun için ise önce bağırmak gerek, örgütlü bir şekilde bağırmak…

Bağıranı hain olarak görmeden, hak, hukuk, adalet için bağırmak…

Siyasetin ayrıştırıcı yüzüne bir tokat atıp birleşmek gerek…

Yoksa yazarız, çizeriz; baktık olmadı iyi OHAL’de

der, sessizliğinize kulak tıkarız…