En doğru ‘ZAM’an!

Adalet ve Kalkınma Partisi, yılların siyasetçisi olan, Milli Görüş çizgisinden gelen isimler tarafından kuruldu… Koalisyon hükümeti ekonomiyi iyi...

Adalet ve Kalkınma Partisi, yılların siyasetçisi olan, Milli Görüş çizgisinden gelen isimler tarafından kuruldu…

Koalisyon hükümeti ekonomiyi iyi yönetememişti…

Milli Görüş tabanlı partiler, sürekli kapatılmaktaydı…

Başörtüsü meselesi, büyük bir kısmı Müslüman olan ülkemiz vatandaşlarını kızdırmıştı…

Bu nedenle AKP’nin kuruluş tarihi, doğru zamandı…

Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle cezaevine gönderilmişti, ortada bir mağduriyet vardı, bu nedenle partinin başına onun getirilmesi doğru tercihti…

Yani Erdoğan, bu noktada en doğru adamdı!

Her seçim sürecinde siyaseten doğru hamleler yaptı AKP…

Her daim karşısına bir düşman koymayı, bu düşmanla savaşmayı, seçim süreçlerini kurtuluş mücadelesi şeklinde yürütmeyi ve halkı da bu mücadelenin içine katmayı bildi…

***

Gezi eylemleri patlak verdi, yıkılmadı…

Çözüm adını verdiği bir süreç yönetmeye kalktı, bu süreç AKP’nin tek başına iktidarını yaralasa da süreci bitirip, 1 Kasım 2015 genel seçimlerini kazanmayı bildi…

İktidar olmadan önce ve sonrasında Fethullah Gülen ve sözde cemaati ile araları çok iyiydi, hatta bu cemaate mensup isimler AKP listelerinden milletvekili seçilmişti, Gülen ve beraberindekiler askerlerimize kumpas kurmuş, KPSS sorularını çalmış, devletin içine çöreklenmiş ve günden güne gücünü artırmıştı…

O dönemlerde Fethullah Gülen denilen alçağa laf etmek en büyük günahlardandı!

Çünkü o çok muhterem bir hoca olarak görülürdü iktidar mensupları tarafından…

Sonra ne olduysa araları bozuldu, Fethullah Gülen ve sözde cemaati, ne istedilerse çok daha fazlasını talep etmeye başladı…

Savaş başlamıştı, iktidar bunların dershanelerini kapatmaya başlarken bunlar da devletin içine çöreklendirdikleri isimler ile mevcut iktidara operasyon çekmeye kalktı!

İktidar, Fethullah Gülen ve sözde cemaatine artık “Paralel yapı” diyordu ve operasyonlar başlamıştı…

Gazeteleri, televizyonları, bankaları ve benzeri pek çok işletmeleri kapatılıyordu bu yapının…

Henüz terör örgütlüğüne terfi etmemişlerdi ki 15 Temmuz 2016 yılında bunu da başardılar...

Askeriyenin, emniyet teşkilatının içine konuşlanmış bu hain yapı, 15 Temmuz’da darbe yapmaya, ülkeyi işgale yeltendi, darbeyi bastırmak isteyen vatansever askerlere ve polislere kurşun sıkacak, sokağa inen vatandaşı tankla ezecek, pek çok askeri, “Tatbikat var” diyerek kandırıp, sokağa indirecek ve halkın önüne atacak kadar alçaklaştı…

Mevcut iktidarı, FETÖ’cüler de yıkamadı…

AKP, karşısında bir düşman olduğu sürece, girdiği seçimler kurtuluş mücadelesine döndüğü sürece kazanıyordu…

Bu konuda Erdoğan, siyasi bir dehaydı…

***

Ama hep böyle gitmeyecekti…

AKP de yara alacaktı…

AKP, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara gibi çok önemli şehirleri kaybetti…

Erdoğan’ın, “İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder” sözü vardı ve İstanbul, öyle kolay kolay bırakılmayacaktı…

İçinde dört pusulanın yer aldığı zarflardan yalnızca Büyükşehir Belediye Başkanlığı pusulasına itiraz edildi, 23 Haziran 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri yenilendi ve Millet ittifakının adayı, gelen tepki oylarıyla farkı açarak başkanlık koltuğuna oturdu…

Yerel seçim sonuçları, MHP ile ittifak kurulduğu halde AKP’nin lehine değildi…

İstanbul gitmişti, başkent Ankara gitmişti, pek çok il ve ilçe el değiştirmişti…

Ve üstüne tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi patlak verdi…

Her ne kadar çok iyi yönettiklerini dile getirseler de pandemiyi, halkın önemli bir kısmı pandemi sürecinde iktidarın aldığı kararlara tepkiliydi…

Esnaf, yeterince destek alamadan aylarca dükkan kapatmıştı ve öfkeliydi…

Bir yandan vatandaş evine kapatılırken bir yandan da gerçekleştirilen kongreler oldu bu süreçte…

Yani pandemi süreci, mevcut iktidara eksi yazmıştı…

Aşıların ardından pandemi atlatılmış, koronavirüs öldürücülüğünü yitirmiş, vatandaş rahat bir nefes almıştı ki bu kez de günümüze kadar artarak süren ekonomik kriz kendini gösterdi…

Koalisyon hükümeti dönemindeki ekonomik krizin ardından iktidara gelen AKP, bu kez çok daha ağır bir krizle karşı karşıya kalmıştı…

Tüm dünya faiz artırımına giderek parasının değerini korumaya çalışırken AKP, faiz düşürerek enflasyonla mücadele edeceğini düşündü lakin ne doların önü kesildi ne de enflasyonun tüm Avrupa’nın toplam enflasyonunu geçmesi engellenebildi…

Üstüne bir de 50 binin üzerinde canımızı yitirdiğimiz, 11 şehrimizi doğrudan etkileyen Kahramanmaraş merkezli deprem meydana gelince 14 Mayıs 2023’te gerçekleştirilmesine karar verilen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde AKP’nin şansı iyice azaldı…

Karşısında 6 partiden oluşmuş güçlü bir muhalefet bloğu vardı ve son birkaç yıldır yaşanan her şey AKP’nin aleyhine idi…

Ama gelin görün ki AKP, Cumhur ittifakı ortakları ile birlikte bu seçimi de kazanmayı bildi…

Muhalefeti, FETÖ’cülerle PKK ile bir gösterip ekonomik krizi ikinci plana atmayı başararak yaptı bunu…

Yıllarca yüzlerine kapı kapattığı EYT’lilere kısmen çözüm getirerek yaptı…

Depremzedelere evlerini bir yılda uygun ödeme şartlarıyla vereceğini taahhüt ederek yaptı…

Asgari ücrete zam sözü vererek yaptı…

Memura zam sözü vererek yaptı…

En düşük emekli maaşını asgari ücrete yaklaştırarak, 7 bin 500 liraya yükselterek yaptı…

Doğalgazı 1,5 ay ücretsiz kılarak, 1 yıl boyunca ise kullanılan doğalgazın belli bir kısmını karşılama sözü vererek yaptı…

Seçim sürecinde dövizi sabit tutmayı başararak yaptı…

“Doğru zaman, doğru adam” sloganı ile yol yürüyen iktidar, bu seçimde de siyaseten doğru adamla, siyaseten doğru zamanda, siyaseten doğru hamleler yaptı…

6’lı masa ise üzerindeki yaftaları kırmaya çalışsa da başarılı olamadı…

***

Evet, normalde bir iktidarı ilk seçimde baraj altı bırakacak derinlikte bir ekonomik krize rağmen Erdoğan tekrar Cumhurbaşkanı oldu, AKP ise tekrar iktidar…

Kurtuluş mücadelesi modunda girilen bir seçim daha kazanıldı Erdoğan tarafından…

AKP, ecel terleri dökerek girdiği seçimin ardından motive oldu, şimdiden 2024 yılında gerçekleştirilecek yerel seçimlere odaklandı…

6’lı masa ise adeta çil yavrusu gibi dağıldı…

CHP, kurultay, değişim çağrıları derken yerel seçimlere uzunca bir süre adapte olamayacak gibi görünüyor…

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise CHP ile olan ittifakını resmen sonlandırdı, şimdi istifalarla uğraşmakta…

Vizyonuyla, şahsıyla, yetileri ve çevresiyle kazanabilecek isimler çıkarsa ne ala yoksa muhalefet, şu anki haliyle yerel seçim yenilgisini çoktan kabul etmişe benziyor…

İşte bu yüzden hükümet için en doğru ‘ZAM’an!

Genel seçim bitmiş, yerel seçimler çantada keklik gibi görünmeye başlanmış; çekinmeden zam yapmanın tam ‘ZAM’anı!

En düşük emekli maaşına zam yapmamanın tam ‘ZAM’anı!

Emekliye, asgari ücrete gelen zam oranından daha düşük zam yapmanın tam ‘ZAM’anı!

Akaryakıtın fiyatını ÖTV ve KDV zamlarıyla uçurmanın tam ‘ZAM’anı!

Doğalgaza tarihi zam yapmanın tam 'ZAM'anı!

İğnesinden ipliğine her şey için ‘ZAM’ zamanı!

***

Lakin AKP’li pek çok ismin kafasını, ÖTV zamlarının 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümüne denk getirilmesi karıştırmış!

15 Temmuz şehitleri için sela okunurken, zamların Resmi Gazete’de yayımlanması tepkilerini çekmiş!

Komplo teorileri üst üste gelmiş, bu teorilerin günah keçisi olarak da yalvar yakar ekonominin başına getirilen Bakan Mehmet Şimşek seçilmiş!

Oysa amaç hasıl olmuş, “Sela okunurken bela okunmaz” tezi tutmuş!

Şu an gündemde tartışılanın zam değil, zamanlama olması buna kanıttır!

Bu yüzden siz hiç yormayın kafanızı, zamanlamada bir sıkıntı yok, aksine EN DOĞRU ‘ZAM’AN!

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları