‘Cumhur’a legal, ‘Millet’e illegal parti HDP!
HDP, PKK’yı terör örgütü ilan edememiş, onlarla ilişiğini kesememiş, bağını koparamamış bir parti. PKK sempatizanı olup oy veren de var bu partiye, gerçekten...
HDP, PKK’yı terör örgütü ilan edememiş, onlarla ilişiğini kesememiş, bağını koparamamış bir parti. PKK sempatizanı olup oy veren de var bu partiye, gerçekten barış için mücadele ettiğini düşünerek oy veren de. Yani HDP seçmeninin tümünü, PKK sempatizanı olarak görmek pek doğru bir yaklaşım değil. Lakin, HDP’yi PKK’dan ayrı düşünmek de pek doğru değil. Çünkü bunu saklamıyorlar, bunu inkar etmiyorlar, PKK’lı teröristler için saygı duruşunda bulunmaktan, terör örgütü lideri, bebek katili Abdullah Öcalan’ı lider görmekten öte durmuyorlar. Aslında sürekli suç işliyorlar, sürekli Anayasa’ya aykırı hareket ediyorlar. Ama yine de Meclis’teler, yine de seçim yardımı almaktalar. Çünkü legal görülüyorlar, seçilmiş görülüyorlar.
***
HDP’yi uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, herkes kendince bu partiyi yorumluyor zaten. Ama zaman zaman bu partiye bakış açısı değişebiliyor. Mesela bu partinin eş genel başkanı tutuklanıyor, vekilleri tutuklanıyor ama tutukluluk durumunda bile Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı adayı olabiliyor. Niye, çünkü hüküm giymemiş.
Bizim, mağdur sever muhalefet çıkıp, bunu anlatmaya çabalıyor… Burada bir adaletsizlik olduğunu, bir çelişki olduğunu dillendirmeye çalışıyor. Yani “Madem suçlu nasıl aday oluyor, madem suçsuz neden cezaevinde tutuluyor?” misali, bu duruma tepki gösteriyor…
Sonra gelsin manşetler; “Demirtaş’a özgürlük istediler…”, “Öcalan’ın heykelini dikeceğini söyleyen Demirtaş’a özgürlük talep ettiler…” falan filan…
Ardından milletin dilinde şu sözler: “Muhalefet, HDP ile birlikte…”
***
AKP, geçmişte adına çözüm dediği bir süreç yürüttü. Seçmenine sorsanız niyetleri iyiydi, “Barış” için bunu yaptılar. O dönem bu sürece en çok MHP karşı çıktı. AKP’ye ağır sözler söylendi, protestolar yapıldı, akil adamlar yuhalandı. Bu sürece karşı protesto yapanlar ise gözaltına alındı, milletin protesto için kullandığı bayraklar ellerinden alındı.
HDP de o günkü adıyla bu sürecin içinde yer aldı, PKK ile hükümet arasında köprü vazifesi gördü. Sonra süreç bitti, HDP tekrar tukaka ilan edildi, AKP ise iyi niyetle yola çıkmış ancak aldatılmış oluverdi. O kadar hendek kazmışlar da hiçbirini görmemişler, fark edince de süreci bitirmişler! Onca Habur, Dolmabahçe, Diyarbakır meydanındaki rezillikler boşa gitti anlayacağınız!
Oysa HDP, o zaman da PKK ile bağını inkar etmedi, bugün de etmiyor, yarın da etmeyecek. Yani onlarda değişen bir şey yok; “hain” diyorsanız yine hainler, “barış sever” diyorsanız yine barışseverler. Yani her iki kesiminde bakış açısını değiştirecek bir farklılıkları yok.
Fark kimde var peki? Fark her zamanki gibi AKP hükümetinde var…
Dün milliyetçiliği ayaklar altına aldılar, sonra milliyetçi oldular.
Ve geçtiğimiz günlerde daha düne kadar kapatılmasını istedikleri HDP’yi ziyaret ettiler.
Ne için Anayasa’da yapılmasını istedikleri değişiklikler için…
Dün kapatıyordunuz bu partiyi? Muhalefeti bu partiyle ittifakta olmakla yaftalarken “Hain” kelimesini kullanıyordunuz? Ne oldu, ne değişti?
Kapatacağınız partiden Anayasa’ya katkı mı sunmasını bekliyorsunuz yani?
***
Neyse AKP’nin bu durumuna 20 yıldır alıştık, dün düşman olur, bugün dost, bugün dost olur yarın düşman. Sürekli değişen bir tarzı, tavrı var. Pek şaşırtmıyor bu durum beni…
Beni şaşırtan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu yine…
Tamam, dün düşman olduğu AKP ile bugün dostlar…
Ama buna bir gerekçe sunuyorlar en azından, “Beka meselesi” diyorlar…
Bu gerekçeyi muhalefeti HDP’ye yakın olmakla itham ederek üretiyorlar.
Yani MHP’nin kırmızı çizgisi: PKK ve onun siyasi uzantısı olarak nitelediği HDP’nin olduğu hiçbir yerde olmamak. Eyvallah… Tabanı tarafından kabul görecek, desteklenecek bir durum bu. Üstüne bir de AKP’nin de ayaklarının altına aldığı milliyetçiliği çıkarıp, MHP’nin tarzında hareket etmeye çalışması, bu ittifakta rahatsızlığı ortadan kaldırıyor, geçmişi unutturabiliyor.
Lakin, vatandaşın lehine olan bir önergeye bile “HDP destek verdi” diye olur vermeyecek kadar bu konuda sert olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, nasıl oldu da AKP ile HDP’nin bir araya gelmesini normal görebildi, “AK Parti heyetinin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Meclis’te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi son derece doğal ve doğru bir adımdır” diyebildi? İşte bunu anlamak güç! Son kez şaşırdım bu tavra.
***
O vakit soralım…
Ne olacak şimdi bu HDP’nin durumu? Millet ittifakı görüşürse “Terörist, hain, illegal”, Cumhur ittifakı görüşürse “Meclis’te grubu olan parti, legal” olarak mı nitelenecek?
Nasıl olacak bu işler böyle? Ne oldu bizim “BEKA”ya!