Tükürdünüz bir kere; aşağısı sakal, yukarısı badem bıyık!
Sene 2012; 1 yıl önceden bir eğitim kurumuna giderek, yoğun bir çaba sarf ederek, özellikle son 2 hafta bir arkadaşımla birlikte gece gündüz son 10 yılın...
Sene 2012; 1 yıl önceden bir eğitim kurumuna giderek, yoğun bir çaba sarf ederek, özellikle son 2 hafta bir arkadaşımla birlikte gece gündüz son 10 yılın neredeyse tüm sınav sorularını, deneme sınavlarını tekrar çözerek KPSS’ye girmiştim. Gittiğim eğitim kurumunda zaman zaman derece yapmışlığı olan ben, sınavdaki soruları görünce şok olmuştum. Son 10 yılda çıkan sorulardan neredeyse eser yoktu. Sanki Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda değil de bilgi yarışmasındaydık…
Moral bozuk çıktım sınavdan. Sınava giren arkadaşlarla konuştukça moralim düzelmeye başlamıştı; çünkü kimse sorular için “Çok basit” ifadesini kullanmamıştı, her biri “Son 10 yılla alakası olmayan sorulardı, çok zordu, pek çoğunu yapamadık” diyordu. Hemen hemen tüm eğitim kurumlarında, dershanelerde son 10 yılda çıkan sorular üzerinden bir eğitim veriliyordu, müfredat belliydi, yani bu sorular bizlere nasıl zor geldiyse, sınava girenlerin yüzde 100’e yakınına da zor gelmiş olması gerekiyordu. Ben ya da konuştuğum arkadaşlarım nasıl yapamadıysa soruları, sınava giren diğer adayların da yapamamış olduğunu düşünerek “En çok doğru cevap verenler öne geçer” düşüncesine kapılmıştım. Moralimi biraz olsun düzelten buydu. Yani hala şansım vardı.
***
İşte o gün bugün “Beyaz Kalem” adlı dershaneyi hiç unutmam. Aklıma mıh gibi kazımışım adını…
Bu dershanenin adını sınavdan birkaç saat sonra duymuştum, internette bir kitapçık dolaşıyor ve bu kitapçıkta genel kültür testinin 60 sorusundan 57’si yer alıyordu. Beyaz Kalem’in adının yazdığı bir deneme kitapçığıydı internette dolaşan. Soruların sızdırıldığı iddia ediliyordu. Öyle ki sınava giren iki aday, “Dershane hocalarımız KPSS öncesinde beyaz kalemin denemelerini çözmemiz gerektiğinde ısrar etti, fakat sebebini sınavdan sonra soruların Beyaz Kalem’in sorularıyla aynı olduğunu gördükten sonra algıladık” diye beyanat vermişti.
Bu kadarı tesadüf olamazdı, son 10 yılla alakası olmayan soruların sorulduğu KPSS’de 57 soru, bir dershanenin logosunun olduğu kitapçık şeklinde yayımlanmıştı. Daha ÖSYM soruları yayımlamadan, Beyaz Kalem’in kitapçığı internetteydi.
İnsanların hayalleri, emekleri böyle bir şaibe varken heba edilemez diye düşündüm, “Sınav iptal edilecektir” dedim lakin yetkililerden sıcağı sıcağına gelen açıklamalar olayın böyle olmayacağının sinyallerini verdi.
Dönemin ÖSYM Başkanı Ali Demir şöyle demişti: “İnternet sitelerinde yayınlanan sorular ile KPSS’deki sorular bire bir aynı değil. Kelime farklılıkları var, değişiklikler çok açık. İmla hataları var. Bizim tespitimiz şu; adaylar kafalarında kalan soruları, çıkar çıkmaz bir kâğıda yazdılar ve bunu dershaneye götürdüler. Yani zihinlerinde ne kaldıysa, bunu kâğıda döktüler. Dershaneler böyle organizasyonlar yapıyor, adaylardan 1-2 soru ezberlemelerini istiyorlar. Zaten çarşamba günü sorular yayımlanınca göreceksiniz, bire bir aynı olmadığını. İçim rahat, sızma söz konusu değil, temiz bir sınav.”
Sonrasında ise o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise sınavda şaibe iddialarına sert tepki göstermiş, kitapçığı yayınlayan haber ajansının terör örgütü PKK’ya yakınlığı ile bilindiğini dile getirmiş, üstüne bir de CHP’ye yüklenmişti.
Erdoğan, sınavdan 3 gün sonra yaptığı açıklamada, şu sözleri sarf etmişti: “Bunlar kendi hırsları uğruna ülkelerini karalamaktan asla çekinmezler. Biliyorsunuz ÖSYM tarafından kamu personeli seçme sınavı yapıldı. KPSS'nin hemen ardından terör örgütüne yakınlığı ile bilinen bir sitede sahte bir soru kitapçığı yayınlandı, amaç ne? KPSS gibi son derece hassas bir sınava gölge düşürmek. KPSS gibi milyonların umudu olan, geleceği olan bir sınavı terörize etmek, insanları en hassas yerlerinden vurmak, en hassas yerlerinden incitmek... Terör örgütü bunu yapıyor. Buna sahip çıkan kim oluyor? Yine CHP oluyor. Geçen yıl CHP Genel Başkanı'nın eline sahte bir mail tutuşturdular. Milyonlarca gençle oynadılar. Karşımızda twitter Kılıçdaroğlu var. Bunlarla hareket ediyor, onlar da olmasa çok fakir kalacak. Geçen yıl olanlardan ders almadı, bu yıl da terör örgütünün bu eylemini yine CHP sahiplendi, insanların hissiyatını istismara kalkıştı. KPSS son derece başarılı temiz, sorunsuz şekilde gerçekleştirilmiştir. Bu sınava gölge düşürmek isteyenlerin oyunu anında deşifre edilmiştir. Örgütlü olarak KPSS'de usulsüzlük girişiminde bulunanlar Emniyet güçlerimiz tarafından tespit edilmiş, gözaltına alınmış şu an itibarıyla zannediyorum 19'u tutuklanmıştır. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Terör örgütünün, onlarla birlikte BDP ve CHP'nin istismar girişimlerine kimse aldanmasın.”
Yani Erdoğan, “KPSS soruları çalınmadı, şaibe yok” deyip, konuyu kapatmıştı. Adaylar uzun süre sosyal medyada oluşturduğu platformlarla sınavın iptali için çaba gösterse de bu olmamıştı. Ve son 10 yılın sorularıyla alakası olmayan sorular çıktığı halde sınavda, tüm soruları doğru cevaplayan çok sayıda aday olduğu görülmüştü! Onca emek, hayallerimiz; olmadık sorular ve kafalarda oluşan şaibe ile heba olup gitmişti. Ben o günden sonra bir daha KPSS’ye girmedim. Çünkü güvenim tamamen yitmişti. 2010 yılındaki sınavdan sonra 2012’de de benzer şaibenin oluşması midemi bulandırmıştı.
***
Bu mağduriyetin üzerinden yıllar geçmişti ki bir zamanlar üzerine toz kondurulmayan, cansiperane savunulan Fethullah Gülen ve sözde cemaati ile ara bozulunca KPSS’deki skandallar da ortaya tek tek dökülmeye başlandı. O dönem KPSS’de soruların çalınmadığını dile getiren ÖSYM eski Başkanı Ali Demir, FETÖ'cülerin 2010-2015 arasındaki sınav sorularını çalmalarına zemin hazırlamakla sorumlu tutularak FETÖ üyeliğinden yargılanmıştı. Yargı onu suçlu buldu, bulmadı konu bu değil, konu Ali Demir de değil; konu 2010-2015 arasındaki sınavların şaibeli kabul edilişi…
Yani yıllar sonra Erdoğan’ın eleştirdiği CHP, haklı çıkmıştı. Erdoğan’ın “Temiz” dediği sınav, temiz çıkmamıştı. Olan ise sınava giren ve umutları, emekleri çalınan adaylara olmuştu.
***
Ve geldik günümüze…
31 Temmuz 2022…
KPSS Genel Yetenek-Genel Kültür ve Eğitim Bilimleri sınavı gerçekleştirildi o gün ve ardından çarpıcı bir iddia gündeme düştü. Bazı sosyal medya kullanıcıları bir yayınevinin (Yedi İklim) deneme sınavlarında sorduğu soruların şıklarına kadar aynı olduğunu ileri sürdü. Sosyal medyada büyük tepki çeken bu olayın ardından sınava giren adaylar, YÖK ve ÖSYM Başkanını istifaya davet ederken ÖSYM ise iddialarla ilgili “2022 KPSS Lisans Genel Yetenek-Genel Kültür Sınavı ile Eğitim Bilimleri Sınavı 31 Temmuz 2022 Pazar günü sabah ve öğleden sonra oturumlarında güvenli bir biçimde gerçekleştirilmiştir. Bazı sınav sorularının bir yayınevinin deneme sınavı sorularıyla aynı olduğuna ilişkin sosyal medya platformlarında ortaya atılan iddiaların incelemelerimiz neticesinde asılsız olduğu anlaşılmıştır” açıklamasında bulundu.
Akabinde, tıpkı 10 yıl önce olduğu gibi CHP’den tepki geldi, CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, “Soruları inceledim. Kimse buna tesadüf diyemez. Buna tesadüf diyecekler, geçmişte tesadüf demiş olanları iyi hatırlasın” şeklinde konuştu.
*** 10 yıl önce yaşanan olaya ne kadar çok benziyor değil mi? Bir yayınevinin, sınavda çıkan sorularla deneme sınavının aynı olduğu ileri sürülüyor, adaylar ÖSYM ve YÖK başkanlarını istifaya davet ediyor, ÖSYM iddiayı yalanlıyor, CHP duruma tepki gösteriyor.
10 yıl önce yaşanan olayla bugünkü arasındaki fark ise Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tavrı…
2012’de iddiaları sıcağı sıcağına yalanlayan, CHP’ye sert tepki gösteren Erdoğan, bu kez farklı bir tutum sergiledi iddialar karşısında.
10 yıl önce ÖSYM Başkanı’na sahip çıkan Erdoğan, bu kez ÖSYM’nin açıklamasını dikkate almadı, “ Devlet Denetleme Kurulumuzun 2022 KPSS ile ilgili yapacağı inceleme sonucunda elde edilen veriler titizlikle değerlendirilecek, gerekli adımlar ivedilikle atılacaktır. Tek bir evladımızın dahi mağdur olmasına asla müsaade etmeyiz” dedi. Akabinde ise gece yarısı Resmi Gazete’de Erdoğan imzalı bir kararla Kocaeli Üniversitesinde dekan iken ÖSYM Başkanı olarak atanan Prof. Dr. Halis Aygün görevden alındı.
***
Burada Halis Aygün’ü suçlamıyorum, ortaya atılan iddianın da gerçek ya da yalan olduğunu savunmuyorum. Benim anlatmak istediğim şu; 10 yıl önce sıcağı sıcağına açıklamalarla ÖSYM Başkanı’nın sözlerini doğru kabul eden üstüne muhalefeti topa tutan Erdoğan, bugün bırakın ÖSYM’nin açıklamasına güvenmeyi, kurumun başındaki ismi birkaç gün içinde görevden alıyor. Hayret! ***
“Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” diye mi yorumlanır bu, yoksa “ÖSYM Başkanı neden görevden alındı, iddialar doğru mu?” diye sorulur, bilemedim. “Soruşturma bitene kadar görevden el çektirildi” denilse eyvallah ama direk görevden almak da ne bileyim, iddiaları daha güçlü kılmadı mı şimdi? Bu görevden alma “Sınav tekrarlanacak” anlamı taşımaz mı? Sınav tekrarlanırsa o zaman sorulacak olan şu: “Bunca yılda FETÖ’yü ÖSYM’den ayıklayamadınız mı ya da FETÖ benzeri başka bir yapı mı var ÖSYM’de?” Sınav tekrarlanmazsa da şunu sormak gerekir: “Halis Aygün’ü ne diye görevden aldınız?” Tükürdünüz bir kere; aşağısı sakal, yukarısı badem bıyık, bakalım hangisine denk gelecek!