Bu kadarı da yüzsüzlük!

Şekere, una, süte, yağa, akaryakıta, doğalgaza, elektriğe, giyime, inşaat malzemelerine, mobilyaya, sigaraya, alkole, ulaşıma, sebzeye, meyveye, ete; aklınıza...

Şekere, una, süte, yağa, akaryakıta, doğalgaza, elektriğe, giyime, inşaat malzemelerine, mobilyaya, sigaraya, alkole, ulaşıma, sebzeye, meyveye, ete; aklınıza ne gelirse işte, tükettiğimiz her şeye gün aşırı zam geliyor…

Asgari ücret, geçtiğimiz yıla göre katbekat daha az bir alım gücüne sahip.

2 maaş giren evler bile ay sonunu zor getiriyor.

Memleketin gündemi, derdi geçim olmuş sadece, başka hiçbir mesele ilgimizi çekmiyor.

Ayın sonunu nasıl getireceğini bilemiyor insanlar, kredi kartları patlak…

Yazar kasa atılması sonrası devrilen bir koalisyon hükümetinin ardından gelen AKP iktidarı, tüm bu olup bitene karşı bir çözüm ortaya koyamıyor.

Üstüne bir de meydanlara çıkıp, muhalefete giydiriyor.

Avrupa’daki tek haneli enflasyonları, “Avrupa daha zor durumda” şeklinde millete yedirme derdindeler hala.

Ülkede kangren olmuş hiçbir problemi çözebilecek durumda değiller.

Emeklilikte yaşa takılan vatandaşların çığlığını duymuyorlar yıllardır. Oyalamaya, gazlarını almaya bile yeltenmiyorlar artık. Çözüm yok diyorlar, seçim kaybetmek pahasına bile olsa hem de…

Pandemi sürecinde esnafları üç beş kuruş göstermelik destekle kendi kaderlerine terk ettikleri gibi, atanamayan öğretmenleri umursamadıkları gibi, verdikleri 3600 ek gösterge sözünü bir türlü tutamadıkları gibi “Yok”larla ülke yönetiyorlar.

İtibarın; halkın refah seviyesini artırmakla, geçim sıkıntısı çekmemesini sağlamakla, işsizliği önlemekle, verilen sözleri tutmakla elde edileceğini değil de çok odalı saraylarla sağlanacağını düşünüyorlar…

Halkın gözünün içine baka baka manda yoğurdu, Medine hurması ve benzeri uçuk fiyatlı ürünleri reçete olarak açıklıyorlar…

Eskiden hastanelerde kuyruk olduğunu pişirip pişirip önümüze koyuyorlar da aciliyeti olan hastaların aylarca randevu beklediğini anlatmıyorlar.

Geçmişte yürüttükleri sözüm ona çözüm sürecinde yaşattıkları utanç görüntülerini unutturup, muhalefeti HDP ile PKK ile yan yana anıyorlar.

Yerel seçimlerde bir ilçede milliyetçi olup, diğer ilçede “HDP’li kardeşlerim” dediklerini hafızalardan sildiğini sanıyorlar.

Fethullah Gülen denilen haine zamanında eleştiri getirenlere topyekun saldırdıklarını unutturup, kendilerini kandırılmış, muhalif isimleri ise FETÖ’ye yakın olmakla suçlayabiliyorlar.

***

Hep yağ gibi üste çıkacak bir şeylerin peşindeler…

Muhalefete giydirmekle, muhalefete hakaretler savurmakla, onları hain ilan etmekle yürümüyor artık bu işler…

Tüm bu saydıklarımın içinde dediğim gibi vatandaşın gündemi sadece geçim.

Vatandaş cebine giren ve cebinden çıkan paraya bakıyor, tencereye bakıyor.

Çocuklarının, eşinin istediklerini alamadığında onların yüzüne bakamamasını dert ediniyor.

Çünkü ekonomi, tarihte görülmemiş kadar berbat…

İnsanların günü aydın değil artık, her güne zamla uyanıyorlar…

Ve siz çözüm üretmek yerine kur korumalı vadeli mevduat gibi günü kurtarmalık, sonrasını hesap etmediğiniz adımlar atıyorsunuz…

Kur artışı yeniden başladı, Hazine’ye binen yük şimdi daha da çok artacak ve siz hala çıkıp muhalefete laf yetiştirmekle mi meşgul olacaksınız?

Muhtemelen öyle olacak…

Kusura bakmayın ama bu kadarı da yüzsüzlük!

Önce ekonomiyi düzeltin, sözlerinizi yerine getirin, sonra siyasetinizi yaparsınız!

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları