Sahada zirvede, gelirde dipte: Kadın sporcuların sessiz mücadelesi
Sporun yıldızları kadınlar ama kazanan hala sistem. Sponsorlukların %91’i erkeklere gidiyor, medyanın %85’i erkeklerin elinde

Kadın sporcular ulusal ve uluslararası arenada tarih yazmaya devam ediyor. Futboldan tenise, atletizmden yüzmeye kadar pek çok branşta şampiyonluklar kazanıyor ancak sahada elde edilen bu büyük başarılar, iş sponsorluklara ve medya görünürlüğüne geldiğinde adil bir karşılık bulmuyor.
Spor sponsorluklarının yalnızca %9’u kadınlara ayrılıyor
Dünya genelinde yapılan spor sponsorluklarının yalnızca %9’u kadın sporculara gidiyor. Geriye kalan %91’lik büyük dilim ise erkek sporculara ya da erkek takımlarına yönelmiş durumda. Bu durum, kadınların sporda yarattığı değerin hâlâ finansal olarak karşılığını bulamadığını gözler önüne seriyor.

Spor medyasının %85’i erkeklerin kontrolünde
Kadın sporunun görünürlüğü ise bir başka sorun alanı. Global ölçekte spor medyasının %85’i erkekler tarafından kontrol ediliyor. Bu da hem haber değeri taşıyan kadın spor etkinliklerinin yeterince yer bulamamasına, hem de kadın sporcuların başarılarının gölgede kalmasına neden oluyor.

Şampiyonluk var, eşit kazanç yok
En dikkat çeken eşitsizliklerden biri ise gelir dağılımında. Kadın sporcular, pek çok branşta erkek meslektaşlarından 3 ila 10 kat daha az gelir elde ediyor. Üstelik bu fark, başarı düzeyinden bağımsız. Aynı turnuvayı kazanan kadın ve erkek sporcular arasında bile büyük bir ödül farkı olabiliyor.

Sistemsel dönüşüm şart!
Kadınlar sahada sadece rakipleriyle değil, sistematik eşitsizlikle de mücadele ediyor. Ancak tüm bu dengesizliklere rağmen, kadın sporcular her geçen gün daha fazla genci spora teşvik ediyor, toplumsal cinsiyet kalıplarını yıkıyor ve küresel ölçekte başarı hikâyeleri yazıyor. Bu dengesizliklerin giderilmesi için sadece başarı değil, sistemsel bir dönüşüm şart.