Bir liyakat hikâyesi var!

CHP Kocaeli İl Gençlik Kolları eski Başkanı Emre Andız ile röportajımızın üçüncü bölümünde İzmit Belediyesi’ndeki işe alımları konuştuk. İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in liyakat söylemine vurgu yapan Andız, işe alımlarda bir liyakat hikâyesi söylendiğini ancak bunun ‘göreve liyakat’ mı yoksa ‘bana liyakat’ mı olduğunu anlamadığını ifade etti

Bir liyakat hikâyesi var!

Gazetemize samimi açıklamalarda bulunan CHP Kocaeli İl Gençlik Kolları eski Başkanı Emre Andız ile röportajımızın üçüncü bölümünde İzmit Belediyesi’ndeki işe alımları ve Kuruçeşmeliler Derneği’nde asılan pankart hakkında konuştuk. Kuruçeşmeliler Derneği’nde Başkan Hürriyet’e yönelik asılan pankartı Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın indirtmesini bir CHP’li olarak yorumladı. İşe alımlara tepki gösteren isimlerin başında gelen Andız, özellikle İzmit Belediye Başkan Yardımcısı Emirşah Torun hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Andız ile röportajımızın üçüncü ve son bölümüyle sizleri baş başa bırakıyor ve iyi okumalar diliyorum.

Röportaj: Merve Dişli

“İLK GELDİĞİ YER KURUÇEŞME OLDU”

Sizin Kuruçeşmeliler Derneği’nde bir ağırlığınız olduğu ortada. Gökhan Akkaya yaptığı açıklamalarda Başkan Hürriyet’in yaptığı çoğu şeye sizin hatrınız için sessiz kaldığını da söylemişti. O pankartın asılmasına engel olamadınız mı?

Oradaki süreç Fatma Hanım’ın adaylığının açıklandığı güne kadar dayanıyor. Otelde bir yemek oldu, biz Fatma Hanım’la oturuyorduk. Kuruçeşmeliler Derneği önceki Başkanı beni aradı ‘Hayırlı olsun eğer başkan müsaitse ağırlamak isteriz’ dedi. Programlama yapıldı, ilk geldiği yer orası oldu. Biz gitmeden kendisine mahalleyle ilgili, mahallenin eksiklikleriyle ilgili brifing verdik o da o doğrultuda konuştu.

“OY ARTIŞI OLUNCA İNSANLAR BEKLENTİYE GİRDİ”

Orada bazı sözler verildi yani?

Zaten eski haberlere de bakarsanız çoğu Fatma Hanım’ın ekibi tarafından atılmıştır. O gün derneğin programına gelen herkes Fatma Hanım’a oy verdi mi? Hayır vermedi ama muhalefet de edilmedi seçimlerde. Ancak Kuruçeşme’de ciddi bir oy artışı yaşandı. Konjonktürde de seçimi almaya uygun bir hava vardı. Oy artışı da olunca insanlar haklı olarak bir beklentiye girdi. Seçim bittikten protesto sürecine kadar mahalleye dair bir şey yapılmadı. İnsanlar beklenti içerisindeydi ve bu beklentinin farklı kişiler tarafından karşılandığını gördü. Bir iş yapıldığında buradaki esnafla yapılacağı söylendi ancak işler farklı kişilerle yapıldı. Birtakım ilişkilerle başka insanlar belediyede işe girmeye başladı, bu rahatsız etti.

Bir liyakat hikâyesi var!

“KONU VEFA GÖSTERGESİ”

Yani Kuruçeşme’den birileri işe alınsaydı sorun olmayacak mıydı?

Konu insanların işe girmesi değil, konu bir vefa göstergesi ve bir geri dönüş olmaması. Oradan bir tepki doğdu ve süreç yanlış yönetildi. Gökhan Başkan’ın sözlü bir protestosu oldu, birtakım kişiler gelip Fatma Hanım adına görüşme yaptılar. Sözler verdiler, konunun çözüleceği söylendi ama dernek başkanı bunu istemedi. Muhatabın belediye başkanı olduğunu, sorunu varsa onunla konuşarak bunu çözeceğini söyledi ama oralı olunmadı. Bize de bu konu nedir ne değildir diye sormak yerine partinin aktif yöneticileri tarafından başka şekilde bu mevzuyu halletmeye çalıştılar. Tabii bu da ateşi daha da yükseltti bunun sonucunda da pankart asıldı. Pankarttan sonra da kimsenin umurunda olmadı.

“TAHİR BEY SORUMLULUK HİSSETMİŞ”

Tahir Büyükakın’ın pankartı indirmesini nasıl buldunuz bir CHP’li olarak?

Kendi açısından doğru buldum. Bir siyasetçinin böyle davranması hoş. Tahir Bey kendisinde bir sorumluluk hissederek bunu yapmış. Ben o gün orada değildim ama arkadaşlar şaşkınlıkla anlattılar olayı. Sonuç itibariyle bir belediye başkanı gelmiş bunu söylemiş. Fatma Hanım gelseydi, bir çay içip gitseydi yine indirirlerdi. Bir CHP’li olarak benim açımdan üzüntü verici.

Neden?

Keşke benim örgütüm ya da belediye başkanım bu sorunu halletseydi ama yapamadılar.

“İNSANLARA SİYASİ PARTİ BİR ŞEY YAPTIRAMAZ”

Siz denemediniz mi?

Benim deneyecek çok bir şeyim yok. Ne adına yapabilirim ki ben bunu? Ben görevde değilim, belki görevde olsaydım konuştuğumda yine sonuç alamayabilirdim. Sonuçta ortada bir yapı var ve verilen sözler var. O adamlar size çay verdi, sizinle fotoğraf verdi. Bunu yaparken sorun yok, şimdi mi sorun oldu? O gün protestoyu organize eden herkesin Fatma Hanım’la fotoğrafı var. O zaman dert yoktu da protesto olunca mı oldu? O mahallenin insanına bir siyasi parti bir şey yaptıramaz, onlar kendi gönül bağı varsa yaparlar.

Bir liyakat hikâyesi var!

“PARTİLİNİN SUÇU NE?”

İzmit Belediyesi’ne yapılan işe alımlara tepki gösteren isimlerin başında geliyorsunuz. CHP’li gençlerin hakkı yeniyor mu?

CHP’li gençlerin hakkı fazlasıyla yeniyor. Biz neden Cumhuriyet Halk Partiliyiz? Daha adil, daha düzgün, liyakatli kişilerin başa gelmesi gibi bir isteğimiz olduğu için. tabii ki AKP gibi yapmamalıyız. Liyakat göreve liyakat olmalı. Buradaki problem ‘bana liyakat’ olması. Bir mesleği yapan biri vardır, CV’si buna uygundur ama partili değildir. Bununla ilgili en ufak sorun yok. Ama iki kişi var, aynı işi yapıyor, sen diğerini partili diye kenara koyuyorsun diğerini alıyorsun. Partilinin suçu ne? Bir liyakat hikayesi var. Ben bu liyakatın tanımını çok merak ediyorum. Liyakat denilip de Emirşah Torun’un işe alınması beni yaralıyor. Kabul edemiyorum. Ben Aysun Hanım’ın (Erenkaya) Cemil Yaman’la yaptığı röportajı okuduktan sonra irkildim.

“GENÇLER AĞLARKEN EMİRŞAH TORUN SEVİNÇ NARALARI ATTI”

Cemil Yaman seçimlerde Emirşah Torun’un yardım ettiğini söylemişti. Bu yüzden mi?

Evet, en çok rahatsız olduğum konu Emirşah Torun’un belediye başkan yardımcısı olmasıdır. Ben bunu kabul etmiyorum. Bu durumu kabul edenlerin de örgüt vicdanını sorgulaması gerektiğini düşünüyorum. 2017 mühürsüz oyların geçersiz sayıldığı, hukuksuzca devlet yönetim sisteminin değiştiği bir referandum. AKP milletvekili bu referandum için ‘Emirşah Torun bize çalıştı’ dedi. O referandumda bu partinin evlatları gözyaşı döktü. Emirşah Bey ise o referandumda sevinç naraları attı. Şimdi seçimler kazanıldı, Emirşah Bey kral dairesi gibi makam odasında insanları ağırlıyor. Bu partinin insanları hala gözyaşı döküyor. Burada bir adaletsizlik var.

“EMİRŞAH BEY BAŞKAN YARDIMCISI OLSUN DİYE YAPMADIK”

Ama sadece Emirşah Torun değil ki birçok görüşten ve oluşumdan insan belediyeye alındı.

Ben bunu kabul edemem. Ben bu seçimlerde yüzlerce gençle sahada mücadele ettim, bu çocukların bu partide emeği var. Bu partinin gençleri, köylüsü, emekçisi Emirşah Bey belediye başkan yardımcısı olsun diye yapmadı bu işi. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi, o gün ilçe binası önünde müdahale oldu. O seçimde gençler gözyaşı döktü, hatta gençleri yatıştırmak için Cengiz Bey (Sarıbay) beni konuşturdu. Orada ‘Bu bir son değil yeni bir başlangıç, durum 1919’dan daha kötü değil. Yılmayın önümüzde 2019 seçimler var’ dedim. Biz o gün gözyaşı dökerken, biber gazı yerken Emirşah Bey belediye başkan yardımcılığı yapsın diye biber gazı yemedik. Adam öğretmen ama Fen İşleri ve Park Bahçeler ona bağlı. Herkes CHP’li olamaz zaten orayı çoktan geçtik ama liyakat tanımını anlamıyorum.

“ÖRGÜT DARLASAYDI EMEK VERENLER İŞE GİRERDİ”

Ama Kılıçdaroğlu bile işe alımlar konusunda Fatma Hanım’a sahip çıkıyor. CHP’lilerin Fatma Hanım’ı serbest bırakmadığını düşünüyor…

Ben bunu doğru bulmuyorum, CHP’liler Fatma Hanım’ı darlamıyor. CHP yönetimi Fatma Hanım’ı darlasa Emirşah Torun bugün o görevde bulunamaz. Ben sayın genel başkanımızla aynı düşünmüyorum. Ben partideki herkesi tanıyorum, kimsenin darladığı yok. Kimsenin çok işe ihtiyacı da yok. Belediye kaç personel aldı bilmiyorum ama eğer örgüt darlasaydı emek verenler işe girerdi. İzmit Belediyesi’nde CHP’li belediye başkan yardımcısı yok.

Bir liyakat hikâyesi var!

“BABAM CHP’Lİ DEMEKLE CHP’Lİ OLUNMUYOR”

Nasıl yani?

CHP’den meclis üyesi olarak seçilen belediye başkan yardımcıları var ama CHP’li oldukları için gelmediler bu göreve. Bu partide bir damla alın terleri yok. CHP’nin kapısından bir kere geçmekle ‘Babam CHP’li’ demekle CHP’li olunmuyor. CHP’nin 1 milyon üyesi var 11 milyon oy alıyor. Zaten insanlar memur, asker, işçi, üye olamayanlar da bu partiye oy veriyor konu bu değil. Cumhuriyet Halk Partisi’nde alnının teri olan belediye başkan yardımcısı yok belediyede.

“2019’DAN ÖNCE GELENLER İDEALLERİ İÇİN GELDİ”

Fatma Hanım bir siyasetçi olarak bu insanları farklı çevrelerden gelecek bir oy kitlesi olarak görmüş olabilir. O yüzden yer vermiş olamaz mı?

Biz AKP gibi tabii ki yönetmeyeceğiz, hepsi bizden olsun demiyorum. Öyle olursak zaten AKP’lilerin yaptığını devam ettirmiş oluruz. Ancak 2019’dan önce kapıdan içeri girmiş tüm arkadaşlar, kariyerleri için değil idealleri için girdi o kapıdan. Hiçbir gencin derdi belediyede işe girmek değildi. 2019’u milat kabul ediyorum. Üniversite öğrencisi gelmiş, işçi gelmiş, bir idealin peşinden koşmuş. Böyle bir atmosferde CHP’liler iş istiyor demek altı boş bir söylem. Liseden bugüne kadar emeği olan gençler var.

“BU KENTTEN GİTMELERİNE ÜZÜLDÜM”

Sizi üzen bir olay oldu mu bu süreçte?

Benim siyaseten hiç yan yana durmadığım ve hiç aynı noktadan bakmadığım arkadaşlarımız var. Bunların belediyeye girmesi beni rahatsız etmez, ben burada samimiyim. Dilşad Hasret Haczeyni ve eski il gençlik kolları başkanı Umur Bakkal vardı. Hiç birlikte siyaset yapmadık. Bu kentten gittiler ve ben gerçekten üzüldüm. Çünkü ben de bu kentten gidebilirdim. Ancak bir öğretmen Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne bakabiliyorsa, bu arkadaşlar uzaya çıkartırdı belediyeyi.

Bir liyakat hikâyesi var!

Ama partili gençlerden belediyeye girenler var.

İşte orada ‘bana liyakat’ işledi.

“ÖRGÜT YÖNETİMİNİN ACİZİYETİNİ GÖSTERİYOR”

İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı çıkıp açık açık ‘CHP’li gençler iş için bize geliyor’ sözlerine ne diyorsunuz?

O ilçe başkanının o lafına yeterince tepki gösterilmedi. İYİ Parti’nin ilçe başkanı da bunu düşünebilmeli yani ‘Ben nasıl böyle bir şey söylerim’ diye. Pelin Hanım’a belki gerçekten gidiyorlardır bu da örgüt yönetiminin aciziyetini gösteriyor.

“MAHALLE KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMAYA ÇALIŞACAĞIZ”

Kuruçeşmeliler Spor Kulübü kuruluyor. Nereden çıktı bu fikir?

Kuruçeşmespor eskiden vardı hemen hemen benim yaşıtım olan herkes orada oynamıştır. AKP döneminde kapatıldı. Kuruçeşmeliler Derneği Gökhan Akkaya’nın başkan olmasıyla daha da atılım yaptı. Eski yöneticiler, başkanlar, esnaflar, mahallenin dinamikleri bir araya geldi. Kuruluş işlemleri tamamlanıyor şu an. Bir aksilik olmazsa inşallah yönetimde de olacağım. Ben Kuruçeşme’nin olduğu her organizasyonda yer almaktan gurur duyuyorum. Doğru olan her işin yanında olmak lazım. O mahalle kültürünü tekrar yaşatmaya çalışacağız tüm siyasal renkleriyle. Sadece futbol da değil tüm branşlar olacak.

“BU ŞEHRE AİT HİSSETMEDİKLERİ İÇİN KOCAELİSPOR KÜME DÜŞTÜ”

Başkanlık döneminizde ‘Bu şehri bu şehrin çocukları yönetecek’ demiştiniz ve bu üniversite için bu kente gelen ve partide koşturan bazı gençleri rahatsız etmişti. Hala arkasında mısınız bu söylemin?

Bu slogan İzmit’ten çıktı birçok ilde kullanıldı ve seçim sloganı oldu. Çünkü o doğru bir slogan. Ben Kocaeli’de 81 ilden insan yaşadığını biliyorum. Hepsi bir zaman diliminde buraya göçmüş insanlar. Buraya geliyorlar ama buraya ait hissetmiyorlar. Bu şehre kendilerini ait hissetmedikleri için Kocaelispor yıllarca küme düştü. Bu şehre ait hissetmedikleri için yine AKP’nin yönettiği bir Bursa gibi olamadı Kocaeli. Bu şehre ait hissetmedikleri için Kocaeli ikinci üçüncü planda kaldı. Kendini bu şehre ait hissetmek gerekiyor. Hala da arkasındayım bu sözün. Zaten bu sözün bir altyapısı olmasa Bolu, Mersin, Muğla’daki arkadaşlar kullanmaz. O dönem siyaset yapmak için birileri bizi karalaması gerekiyordu, tutmadı. Ben bugün hala buradayım.

Bir liyakat hikâyesi var!

“SEÇİMİ KAZANDIKTAN SONRA GELENLER ÜRKÜTMESİN”

Son olarak gençlere söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Tüm bu örgüte emek veren partililer rahat olsun, biz buradayız. Bu partinin gençleri burada kongrelerde de burada, danışma kurulunda da burada her yerde sahadayız. Seçimler kazanıldıktan sonra gelenler kimseyi ürkütmesin. Herkes yaşanılan olaylardan ders alsın, alın teri çok kıymetli.