Zafer Mutlu: Ne sağ ne sol tarafındayız
Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Av. Zafer Mutlu gazetemize verdiği röportajda, SP’nin sol partilerle yakınlaştığı şeklindeki söylemlerin doğru olmadığını savundu. Mutlu, “Biz ne sağ ne sol tarafındayız, biz doğru politikaları uygulayan kim olursa onu destekleriz” dedi. Başkan Mutlu ayrıca belediye başkanlığı yapan kişilerin gerektiğinde risk almaları gerektiğine dikkat çekti

Röportaj: Aysun Özcan ERENKAYA
Editör: Merve DİŞLİ
Röportajlar serimizin bu haftaki konuğu Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Av. Zafer Mutlu oldu. Gazete ofisimizde bir araya geldiğimiz Başkan Mutlu ile geniş açılı bir söyleşi gerçekleştirdik.
Zafer Mutlu’nun kendisine söylediğimi buradan okurlarımıza da söyleyeyim. Başiskele Belediye Başkan Adayı Zafer Mutlu ile, il başkanı Mutlu arasında epey fark gördüm. “Söyleşi boyunca tutuktunuz, çok dikkatli konuşmaya özen gösterdiniz” dedim. Zafer Bey durumun farkında. İl başkanlığı makamının aklına eseni söyleme makamı olmadığını, bir denge politikası izlemek zorunda olduğunu bilecek deneyimde. Bu biraz da Saadet Partisi’nin “Arafta” olma durumuyla da ilintili aslında. İttifaklar hayatımızda girdiğinden bu yana bir şekilde adı sol partilerle anılan Saadet Partisi, bütün kanalları açık tutmak durumunda olduğunun gayet de farkında. Bu nedenle Zafer Mutlu sert eleştirilerden kaçınıyor ama nokta atışlı durum tespiti yapmaktan geri durmuyor.
Zafer Bey ile Başiskele Belediye Başkan Adaylık sürecinden il başkanlığına geçiş sürecini, partisinin durumunu, İzmit Belediyesi’ni, Dilovası’nı, medyayı ve daha pek çok konuyu konuştuk. İki bölüm halinde yayımlanacak olan röportajımızda yine birbirinden farklı bilgiler bulacağınıza eminim. Keyifli okumalar.
1.Bölüm
***Saadet Partisi’nin Başiskele Belediye Başkan adayı oldunuz. Bana göre Zafer Mutlu Büyükşehir’e aday olmalıydı. Sizin Serdar Kaman’dan eksik bir yanınız yoktu, neden Başiskele’yle başladınız?
-Son yerel seçimlerde Saadet Partisi ittifakın içinde yer almadı. Her bölgede kendi adayını çıkardı hem bölgelerde hem de Büyükşehir’de. Türkiye genelinde ittifak masasında yer alsaydı bu düşünce gerçekleşebilirdi. İttifak olmadı, bizim Başiskele’de aday olmamız uygun görüldü. Şartların daha müsait olduğu anlaşıldı. Orada bizim üzerimizde bir ittifak olabileceğini düşündük, bunu kısmen başardık ama tam olarak başaramadık. İYİ Parti son anda aday çıkarmasaydık orada daha iyi bir sonuç alabilirdik.
“YÜZDE 68’LİK OYUNU YÜZDE 52’YE DÜŞÜRDÜK”
***İYİ Parti aday çıkarmasaydı ne olurdu matematiksel olarak?
Matematiksel olarak bizim aldığımız yüzde 36 ile onların aldığı yüzde 8 yetmiyor olabilir ama sinerji yaratabilirdik. Çünkü biz yüzde 68’lik AK Parti oyunu yüzde 52’ye kadar düşürdük Başiskele’de. Belki bu sinerji biraz daha yükseğe çıkabilseydi AK Parti içerisinde çok daha ciddi kopuşlar sağlanabilirdi diye düşünüyorum. Olaya sadece matematiksel olarak bakmamak lazım.
“BİZİM DESTEKLENMEMİZİ İSTERDİ”
***En azından kaleyi düşürdünüz. Artık Başiskele AKP’nin kalesi olarak anılmıyor, Kartepe’ye verdi bayrağı. Bunda sizin etkiniz de var?
-Çok muazzam bir çalışma yaptık 4 ay boyunca. İttifaklar artık Türkiye’nin bir gerçeği. Bundan sonra hem yerel seçimde hem genel seçimde biraz daha iddialı adaylar üzerinde toparlanma olacaktır diye düşünüyorum. Seçimler artık iki aday üzerinde geçmeye hazırlanıyor.
***CHP’de malum, İYİ Parti’yle ittifak yaptı ama Başiskele’de size destek verdiler. Cengiz Sarıbay’a da sorduk ‘İYİ Parti orada işgüzarlık yaptı’ dedi. Yani sizin desteklenmeniz gerektiğini söyledi. Oldukça cesur bir açıklamaydı?
-Cengiz ağabey kıymetli bir ağabeyimiz, samimi görüştüğümüz bir meslek büyüğümüz. O anlamda o tanışıklığın, dostluğun da etkisi oldu. Bizim desteklenmemizi isterdi, istedi de ama şartlar öyle gelişmedi maalesef.
***Görüşüyor musunuz Cengiz Bey’le? Daha sonra kritik yaptınız mı?
-Tabii görüşüyoruz, bunları konuşuyoruz. CHP içerisinde çok kıymetli dostlarımız var Harun Bey (Yıldızlı), Hikmet abi (Erenkaya), Hüseyin Acurman. Meslekte abi dediğimiz insanlarla bir arada bulunduk. Bu da bize sıcak bakmalarında etkili oldu.
“BELEDİYE BAŞKANLIĞI BU DEĞİL”
***Başiskele’deki çalışmaları takip ediyor musunuz? Bir dahaki dönem için bu ilçede yine iddialı olacak mısınız?
- Meclis üyelerimiz orada çok aktif çalışıyorlar sürekli önerge veriyorlar, takip ediyorlar, sorular soruyorlar, bizlerle sık sık bir araya geliyorlar. Önceki dönemden biraz borçlu bir belediye Başiskele. Yasin Bey de (Özlü) yeni atılımlar yerine mali disiplini sağlamak yönüne bir çalışma gösteriyor ama belediye başkanlığı bu değil.
“BELEDİYE BAŞKANIYSAN RİSK ALACAKSIN”
***Nasıl yani, mali işlerde boğuluyor mu demek istediniz?
-E tabi. Belediye başkanıysan borç da yapacaksın, atılım da yapacaksın, risk de alacaksın halka da kendini göstereceksin. Bu anlamda sıfır borçlu bir belediye teslim edeyim derseniz, halk size günü geldiğinde ‘ne yaptınız’ der. Bunu yapan belediye başkanları da var ama üreten, halka kendini gösteren başkanlar daha fazla başarı gösterdi. Başiskele’nin çok sorunu var. Bir ilçe görünümünden çok uzak. İzmit’ten evi olanların gittiği bir yer gibi görünüyor. Şehrin girişleri çıkışları, sıcak su, turizmle ilgili hamleler, yat limanları… yapılacak çok iş var bu anlamda ve risk alınmalı diye düşünüyorum.
“MAKAM İÇİN TALEBİM OLMADI”
***Seçimden sonra neden il başkanı oldunuz? Böyle bir şeyi hedefliyor muydunuz?
-Partililer Kocaeli’de ses getirecek bir teşkilatlanma içerisinde olmak için bizi istediler. Benim şahsi olarak ne Başiskele Belediyesi’nde ne il başkanlığı ne de başka bir makam için talebim olmadı. Siyaset yapmak bir hedef barındırır, mutlaka hedeflerimiz var. Siyasi hedefleriniz yoksa zorlu alanda mücadele etmenin anlamı yok. Tabii ki siyasi hedefimiz var ama öncelikle önümüzdeki seçimde Saadet Partisi’nin bir vekili olması.
“ARTIK YENİ AKTÖRLER VAR”
***Bunun için bir stratejiniz var mı? Kongre konuşmanızda iktidar olacağız değil, iktidarın ortağı olacağız dediniz. Bu ortaklıktan kastınız millet ittifakıyla mı yoksa yeni partilerle kurulacak bir ittifakta yer almak mı?
-Son seçimlerde millet ittifakı içerisinde yer aldık ama artık yeni aktörler var. Bu anlamda işin adını koymak için doğru bir zaman değil. Ama ben oluşacak yapı içerisinde Saadet Partisi’nin etkin bir güç olacağını söylemek istedim. Hedefimiz, oluşacak bir iktidar tablosunda yer almak, bu kiminle olur bunu söylemek zor. Bunu tek başına yapamayacağımız da bir realite.
“GENEL MERKEZ İŞİN FARKINDA”
***Genellikle tüm partiler kendileri bile inanmasa dahi iktidar olmak için yola çıktığını söyler ama siz iktidar ortağı olacağız diyerek şaşırttınız?
-Türkiye artık ittifakların şart olduğu bir zemine geldi bunu ne AK Parti söyleyebilir ne de başka partiler. Biz de bu yapı içerisinde bir dahaki dönemde mutlaka devleti yönetme erkânı içerisinde yer alacağımızı düşünüyoruz. Görüşmeler olacaktır, genel merkez yön verecektir. Ama genel merkez ve Ankara işin farkında ve doğru stratejiler üzerinden çalışmalar yürütüyor dolayısıyla güzel bir netice alacağımızı düşünüyorum.
“BARAJI GEÇEMEZ ANLAYIŞI SAADET PARTİSİ’YLE ÖZDEŞLEŞTİ”
***Yeni çıkan partilerle ilgili kamuoyu araştırmalarında en ölüsü yüzde 2-3 oy alıyorlar. Neredeyse Saadet Partisi’nin oyuna yetişiyor. Saadet Partisi muhafazakar kesime neyi anlatamıyor, neden onları yanına çekemiyor, ve niçin sürekli yeni sağ parti çıkıyor?
-Bu bizim de kendimize sorduğumuz bir soru. Neden bir türlü istediğimiz rakamlara ulaşamıyoruz? Saadet Partisi’nin bulunduğu tarafta bir özgül ağırlığı var, sinerji yaratabiliyor çünkü söylemler doğru. Bu neden oya yansımıyor deyince; 20 yıldır en önemli etken seçim barajı. İnsanları umutsuzluğa sevk ettiler. Bu iyidir hoştur ama barajı geçemez anlayışı Saadet Partisi’yle özdeşleşti. İttifakların içerisinde yer almamızın ana nedeni bu barajı ortadan kaldırmak. İttifakın toplam oyuyla değerlendirip her ilde milletvekili çıkarabilmek.
“BİZİM DE YOLUMUZ AÇILDI”
***Kocaeli’de bu mümkün mü sizce?
-Kocaeli’de 90 bin oya hedeflenirsek biz bunu sağlayabiliriz. Bu anlamda başkanlık sistemi de bize yardımcı oldu. Anayasa değişikliği görüşmelerinde parti barajlarının düşmesi için çok görüşme oldu. Bu sağlanmayınca kendi iktidarları, ittifakların önünü açınca bu konuda bizim de yolumuz açılmış oldu.
***Daraltılmış bölge de konuşulmaya başlandı. Eğer olursa Saadet Partisi’nin iddialı olabileceği yerler var mı?
-Tabii var. Marmara Bölgesi’nde ciddi anlamda potansiyelimiz var. Doğu ve Güneydoğuda da. Her iki seçim sisteminde de mutlaka iddialı olacağımız yerler var.
“AKP’Yİ ELEŞTİRİYOR YİNE AK PARTİ’YE OY VERİYOR”
***Saadet Partisi’nin durduğu çizgi zaman zaman muhafazakar kesimi rahatsız ediyor mu sizce?
-Türkiye’de her görüşten insanın Temel Karamollaoğlu’nun düşüncelerini beğendiğini görüyoruz. Ancak Türkiye’de insanların siyasi görüşünü değiştirebilmek çok zor. Vatandaş AKP’yi eleştiriyor, başarısız bulduğu birçok nokta var ama gidip yine AK Parti’ye oy veriyor. Sosyolojik durum, bunu incelemek lazım. Türkiye’de bir şeylerin değişmesi kolay olmuyor. Bu anlamda medyanın yönlendirmesi de çok önemli.
***Algıyı medya mı yönetiyor yani?
-Medya Türkiye’de bahar havası varmış gibi gösterdiği için bardağın dolu tarafını görmek gibi bir alışkanlık oluştu. Bu anlamda Ali Babacan’ın tavrı, Ahmet Davutoğlu’nun tavrı, Abdullah Gül’ün tavrıyla bu çaba biraz daha yol kat ediyor. Böylesi iktidar ve güç karşısında bir yılgınlık düşüncesine kapılmış da değiliz. Öyle olsa iktidar olacağız ihtimalini konuşamazdık.
“AK PARTİ İKTİDARDAN GİTSİN ÇABASI İÇİNDE DEĞİLİZ”
***Saadet Partisi’nde bir genel başkan tartışması var mı? Temel Bey’in vizyonu, yaptıkları, siyasi çizgisi Saadet Partisi seçmenine pek hitap etmiyor gibi?
-Seçimlere kadar Saadet Partisi’nde genel başkan sorunu yok. Temel Karamollaoğlu liderliğinde bir süreç yaşayacağız. O yüzden tavrımız Türkiye’de gerçekten meselelere katkı sunabilmekten yana. Amacımız Eğitime, ekonomiye, adalet sistemine yargıya… her anlamda yanlışları ortaya koymak ve düzeltmeye çalışmak. İlla AK Parti iktidardan gitsin çabası içinde değiliz. Bunu genel başkanımız da söylüyor ‘Yargıya dokunmayın biraz bağımsız olsun. Borca dayalı para sisteminden vazgeçin üretime yönelin. Yolsuzluğu israfı ortadan kaldırın’ bu adımlar atılsın AK Parti’nin en büyük destekçisi oluruz. Israrla bu söylemlerimize rağmen netice orta koyamayınca alternatif iktidar yollarını arıyoruz.
“BİZ NE SAĞ NE SOL TARAFINDA DEĞİLİZ”
***Bu arayışlar devam ederken Saadet Partisi neredeyse sola doğru kaydı? Benim şikayetim yok. Temel Bey cumhurbaşkanlığı yarışına girsin diye destek bile verdim ama sizin kesim pek hoşnut değil sanki?
-Biz ne sağ ne sol tarafında değiliz, biz doğru politikaların tarafındayız. Bizim ilkelerimiz var o ilkelerde siyaset yapmaya çalışırız. Bu ilkeleri kim yerine getirecekse ona en büyük desteği veririz.
***Her şeye ‘İstemezuk’ diyenlerden değilsiniz yani?
-Şu gitsin şu gelsin gibi bir anlayışımız yok. Erbakan Hoca hem sağ ile hem sol ile ittifak kurdu. Muhsin Batur gibi zıt bir görüş bile desteklendi bizim tarafımızdan. Bizim kitlendiğimiz bir hedef var o da Türkiye’nin daha çok hizmet alması, daha refah bir hale gelmesi yönünde.
“12 İLÇEYE DAĞILIYORUZ”
***Saadet Partisi il başkanı olarak, Saadet Partisi politikalarını yaymak için neler yapıyorsunuz? Ben sizi sadece basın toplantılarında görüyorum. Onun dışında çok aktif bir teşkilat var mı, açıkçası bilmiyorum? İlçelerin hepsi faal mi? Belediye meclislerini takip ediyor musunuz, nasıl bir politika izliyorsunuz bu süreçte?
-Dilovası ve Başiskele’de meclis üyelerimiz var oralar çok iyi gidiyor. Meclis üyemizin olmadığı yerlerde de mahalle temsilcilerimiz, ilçe başkanlarımız katkı vermeye çalışıyorlar. Nihat beyin öncülüğünü yürüttüğü bir halkla ilişkiler komisyonumuz var, 12 ilçeye dağılıp gün boyu ziyaretler yaparız her Cuma. ‘Halka dokunma programı’ adı altında 2 aydır yapıyoruz bu çalışmaları. Klasik faaliyetlerimiz devam ediyor, teşkilatlarımız haftalık bir araya geliyor.
“KENDİ İŞİMİZİ DE TUTMAMIZ LAZIM”
***Haftada kaç gününüzü veya günün kaç saatini il başkanlığına ayırıyorsunuz?
-Hafta sonları düğünler cenazelerle geçiyor. Hafta içi de 2 ya da 3 gün partide oluyorum. Cuma günü sahadayım, basın toplantısı ve saha çalışmaları. Temponun artması lazım ama biz siyaseti gönüllüler grubu olarak yaptığımız için tüm arkadaşlarımız da kendi özel işlerini idame ettirmek durumunda. Biz kesinlikle hiçbir kamu kaynağı yürütmüyoruz, kendi işimizi de tutmamız lazım bu anlamda. Davamız var, müvekkillerimiz var sorumluluğumuzu yerine getirmek lazım.
“OLUMLU-OLUMSUZ ELEŞTİRMEM”
***Kongrelerde haremlik selamlık oturma düzeni var. Bu Saadet Partisi’nin geleneği midir, bunu böyle yapmak zorunda mısınız?
-Böyle bir gelenek oluşmuş zamanında. 50 yıllık bir yapıdır bu. Bayanlarla erkeklerin ayrı oturması gibi bir geleneğimiz var ve ben bunu ne olumlu ne olumsuz eleştirmek istemiyorum.
“DALKILIÇ GERÇEĞİ İNKAR EDİLEMEZ”
***Dilovası’nda çok iddialı oy aldınız. İnci hanım da (Aydemir) iyi muhalefet yapıyor kimseye meydan bırakmıyor. Adayınız Ercan Dalkılıç’la gelecek dönem için görüşmeleriniz devam ediyor mu?
-Dilovası’nda adeta hedefe kitlenmiş bir yapı var, şimdiden belediye başkanlığını alacağımızı düşünüyorum. İlçe başkanımız Ercan Bey’le (Dalkılıç) sürekli irtibat halindeler. İnci Hanım da CHP kontenjanından geldi ama Saadet Partisi’nde kalmayı yeğledi. CHP de adayını çekmişti zaten Dilovası’nda. Ama şunu söyleyebilirim ki Ercan Dalkılıç gerçeği inkar edilemez. Onun Dilovası’nda inanılmaz bir potansiyeli var.
“ÖRTÜLÜ-ÖRTÜSÜZ İTTİFAK İÇİNDE OLMADIK”
***İzmit’te Fatma Kaplan Hürriyet’e destek verdiniz mi?
-Saadet Partisi olarak “Çalışırlar çalışırlar son dakika AK Parti’ye oy verirler” söylemi üstümüze yapıştı. Son seçimlere kadar ne AK Parti’ye yatmak ne de Fatma Hanım’ı desteklemek durumu içerisinde olmadık. Siyasi konjonktür neyi gerektiriyorsa biz çalışmalarımızı sonuna kadar yaptık. İzmit adayımız Ahmet Özen Bey de sonuna kadar mücadelesini verdi ama seçmenin iradesine ipotek koyamıyorsunuz. İzmit’te seçmenler bana göre daha iddialı gördükleri aday üzerinden tercihlerini gösterdiler. CHP’yle de ne örtülü ne örtüsüz bir ittifak girişimimiz de olmadı.
“POLEMİKLERDEN UZAK DURMASI GEREKİYOR”
***Fatma Hanım’ın yönetimini nasıl buluyorsunuz? Başarılı bir belediye başkanı mı?
-Çok net önümüze konulan projeler yok. Başiskele’deki tavır İzmit’te de geçerli. Biraz partizanca kadrolaşma çabası var işçiler arasında. Bu anlamda biraz daha şeffaf olmalarını, mağduriyet yaşanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle yukarı mahalleler hizmet bekliyor. Daha çok hizmete yönelmesi, siyasi polemiklerden uzak durması gerekiyor. Onu da takip ediyoruz.
***Yani polemiği seviyor mu?
-Kent merkezi İzmit, basın da burada. Dolayısıyla diğer ilçeler gözükmüyor. Hele hele CHP’nin olması polemiği beraberinde getiriyor. Fatma Hanım’ın çok prim vermemesi lazım.
YARIN 2. BÖLÜMDE NELER VAR?
-Av. Zafer Mutlu LGBTİ tartışmaları ve İstanbul Sözleşmesi için neler söyledi?
-SP Parlamenter sisteme nasıl bakıyor?
-Neden Çoklu Baro’ya karşı?
-Siyasi parti il başkanlarıyla masada oturur mu?
-Milletvekillerini etkili buluyor mu?
-Gebze il olmalı mı?
-İzmit Durhasan’da kurulacak olan makineciler sitesi için CHP’ye neler dedi?
-Ket Konut ve Tuana Evleri konusunda yanlış mı anlaşıldı?
-Adam kayırma ve yolsuzluk söylemini neye göre yaptı?
-MHP’nin ‘askıda ekmek’ çıkışına nasıl bakıyor?
-CHP il başkanının basına yönelik hakaret içerikli sözlerini nasıl değerlendiriyor?
-Erken seçim var mı?
-Milletvekili olmayı hedefliyor mu?
-CHP ile yan yana anılmaktan rahatsız mı?